Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/435 E. 2021/332 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ESAS NO: 20… Esas
KARAR NO : 2…
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 20…Esas
KARAR NO : 20…

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :13/07/2021

Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi mahkememiz esas defterine kaydı yapıldıktan sonra yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesinde, 06/05/2019 tarihinde saat 18.35 sularında kendi sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletiyle seyir halinde olan sürücü …’ın, gerekli hız kurallarına riayet etmemesi sonucu, evinin yakınlarında oynayan müvekkili 2014 doğumlu küçük …’a çarpması suretiyle gerçekleşen yaralamalı trafik kazasında, müvekkilinin ciddi şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazaya karışan araç sürücüsünün ve görgü tanıklarının alınan ifadelerinden, müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olan aracın hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak gibi çok temel trafik kuralını ihlal ettiğinin anlaşıldığını, kaza neticesinde hiçbir kusuru olmamasına karşın henüz 4 yaşındaki müvekkilinin yaralandığını, kaza sonrası tutulan tespit tutanağında davalı sigorta şirketine … poliçe numarası ile bağlı bulunan … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı KYTK’nun 52/1-b maddesinde yer alan kuralı ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plakalı araç sürücüsünün asli kusuru sonucu oluşan bu olay neticesinde müvekkili …’ın … Eğitim Hastanesi Çocuk Cerrahisi Servisine sevkinin sağlandığını, gerçekleşen bu kaza sebebiyle henüz 4 yaşındaki küçüğün yüzünün sağ yanında abrazyonlar ve sol tıbia fibula parçalı fraktürü meydana geldiğini, vücudunun pek çok başka yerinde ise çökme ile hassasiyet ve çeşitli travmatik bulgular olduğunun saptandığını, kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere … plakalı aracın … Sigorta A.Ş’ye … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile bağlı olduğunun anlaşıldığını, … Sigorta Genel Müdürlüğü Hasar Servisine söz konusu aracın sebep olduğu kazanın ve müvekkilinin sakatlık durumunun bildirildiğini. müvekkillerinin zararının karşılanması gerektiği aksi halde dava yoluna başvurulacağı ihtar edildiğini, fakat söz konusu sigorta şirketinin zararı karşılamadığını, ardından 20… büro dosya no ve 20… arabuluculuk numarası ile davalı şirketle alternatif uzlaşı yoluna gidildiğini, ancak 05/09/2019 tarihli arabuluculuk son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılara ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan toplam 1.000,00-TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına, … Eğitim ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazılarak davacıya ait tüm tedavi evraklarının, film ve grafilerinin, raporların gönderilmesinin istenilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle davacı tarafın delillerinin tebliğini aksi halde savunma hakkının kısıtlanacağını, motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenmiş olup, başvuru konusu trafik kazasının anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda başvurunun reddi gerekeceğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin, azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, dosyada kusur oranlarının tespiti için herhangi bir rapor alınmamış olduğundan, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu için öncelikle dosyaya konu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, dosyada kusur oranlarının tespitine ilişkin herhangi bir rapor yer almadığını, ayrıca sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı anlaşılmadığından bu konuya ilişkin de mahkeme tarafından inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı doğuracağından mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkol ve/veya uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının ve geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmasına karar verilmesini açıklanan nedenlerle, davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde etkili olan tüm unsurların irdelenerek tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişiye ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdii edilmesini, davacılar tarafından dosyaya sunulan tedavi evraklarının, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda tespit ettirilmesi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan bir takım hastane kayıtları ile tedavi belgelerinin; objektif değerlendirmelerden uzak ve Mahkeme kararına dayanak teşkil edemeyecek nitelikte olduğunu, sürekli ve kalıcı bir maluliyetten söz edilebilmesi için kaza tarihinden itibaren en az bir sene geçmesi gerektiğini, dolayısıyla davacıların tedavileri tamamlanmadan alınmış olan hastane evraklarının, kalıcı maluliyeti yansıtmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi düşünülür ve dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilir ise; tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, Hazine Müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiği, sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, bu sebeple bilirkişinin işin özelliğine göre uygun teknik bilgiye sahip olması gerektiği gibi hazırlayacağı raporun uzman olduğu konudaki özel ve teknik bilgiyi içerir nitelikte bulunması gerektiğini, öte yandan haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılan maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, mevcut olayda, gerçek zararın belirlenebilmesi için olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesinin zorunluluk arz ettiğini, tüm bu hususlar göz önüne alındığında, davacıya davaya konu kaza nedeni ile Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan elde ettiği gelir ve tazminatların tespit edilerek, huzurda görülen dava neticesinde müvekkili şirket aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, ilgili Kurum tarafından davacıya gelir bağlanmamış olması ihtimalinde ise, bu durum davacının hakkını doğrudan etkileyeceğinden, davacı tarafa SGK’ya (veya ilgili kuruma) karşı dava açması için önel verilmesi gerektiğini, açılacak bu yeni dava sonuçlanıncaya kadar da, huzurundaki işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca yine dava konusu trafik kazası ile ilgili açılmış bulunan ceza davasının, bu davada doktrin ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca bekletici mesele yapılması gerektiğini, davayı ve faiz istemini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, gerekli şartların varlığı halinde dava konusu tazminatın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceğini, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Harçlandırılan dava değeri talep attırım dilekçesiyle birlikte ; 27.915,44-TL’dir.
Davacı vekili delil olarak, kaza tespit tutanağı, … Eğitim Hastanesi adli muayene ve epikriz raporları, ifade tutanağı, nüfus kayıtları, bilirkişi deliline dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili delil olarak, dava konusu trafik kazası sonucu açılan hasar dosyası, dava konusu trafik kazası sonucu tutulan tüm kayıt ve belgeler, Zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi, ilgili kurumlardan alınacak kusur, maluliyet ve tazminat hesaplama raporları, Emsal Yargıtay Kararları, davacı Şirket’in ticari defter ve kayıtları, tanık, yemin, bilirkişi incelemesi ve keşif deliline dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu ve bu kaza nedeniyle davacıların uğramış olduğu geçici ve kalıcı iş göremezlik maluliyetinin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise talep edilebilecek maddi tazminat miktarı konusunda uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 06/12/2019 tarihli duruşmasında dosyanın makine mühendisi bilirkişiye verilerek kazanın meydana gelmesindeki kusur konusunda rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş, Makina Mühendisi bilirkişi … 27/01/2020 tarihli raporda … Plakalı motosikletin yaya çocuk…’a çarparak yaralanmasına neden olması ile sonuçlanan, 06.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, taraflara ait kusur durumu açısından, dosya üzerinde yapılan incelemelerde yaya çocuk…’m trafik akımı olan sokakta tek başına yolun karşısına geçmek üzere yaya geçidi olmayan yerden ve park halinde olan iki aracın arasından araç trafiğini kontrol etmeden yola girdiği esnada… sokak üzerinde seyir halinde olan sürücü …’ın idaresindeki … Plakalı motosikletin ön kısmı ile çarpılması sonucu yere düşerek yaralandığı belirtilmiş olup, yaya çocuk…’ın bu fiillerinin kazanın oluşunda (%75) oranında etkili olduğu kanaatına varıldığı, davalı Sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortalı … Plakalı motosikletin sürücüsü …’ın idaresindeki aracı ile meskun mahal içinde, iki yönlü, iki şeritli, düz ve eğimsiz, görüşe açık, 8m genişlikte, her iki yönde 2m yaya kaldırımı bulunan, sokakta, yolun sağındaki yaya kaldırımından hareketle park halindeki iki aracın arasından geçerek yola giren yaya çocuğu görerek 8m genişlikteki sokakta motosikleti ile etkin fren tedbiri alma veya sola manevra ile çarpmayı engelleme olanağı varken, dalgınlığı ve dikkatsizliği ile fren tedbiri alamadan çocuğa çarptığı belirlenmiş olup, bu fiilleriyle 2918 sayılı karayolları trafik kanunun 52.maddesine muhalefet ettiği ve kazanın oluşunda tali kusurlu konumunda (%25) oranında kusurlu blduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce 09/10/2020 tarihinde … Ünv.Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen cevapta ; 06.05.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle, …’ın yaşına göre Resmi Gazetede yayınlanan 30692 sayılı 20.02.2019 tarihli Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliği’ne göre özür oranının %5 (beş) olduğunu ve 06.05.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası ile illiyet bağının bulunduğunu, …’ın geçirdiği trafik kazasından dolayı tıbbı iyileşme ve rehabilitasyon süresi dikkate alındığında tazminata esas olmak üzere geçici iş göremezlik süresinin 120 (yüz yirmi) gün olduğunu ve geçirdiği trafik kazasından dolayı mevcut lezyonlar göz önünde bulundurulduğunda 60 (altmış) gün geçici bakıcıya ihtiyacı olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin 05/02/2021 tarihli duruşmasında dosyanın aktüerya incelemesi yapılmak üzere bilirkişiye verilerek söz konusu uyuşmazlık konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi … 15/03/2021 tarihli raporda dosyada mevcut belgeler ile sabit olduğu üzere, 06.05.2019 tarihinde davacı …’ ın yaralandığı trafik kazası meydana geldiği, dosyada daha önce rapor düzenleyen bilirkişi … tarafından, 06.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda, … plakalı araç sürücüsü …’ın % 25 kusurlu olduğu ve yaya…’ ın % 75 kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazada yaralanan yaya…’ ın … Üniversitesi Atatürk Araştırma ve Eğitim hastanesi Adli Tıp Ana bilim dalı Başkanlığı 03.11.2020 tarihli … numaralı raporunda, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’ inde özür oranları olmadığından Erişkinler için Engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik cetveline göre hesaplama yapılmış olup, buna göre davacının Özür oranının %5 olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin (120) gün olduğu belirlendiği, yaralanan yaya davacı … , kaza tarihinde 5 yaşında olup Yargıtay içtihatlarına göre kazancı olmadığı için geçici iş göremez kalınan zararı olmadığı, 09.10.2020 tarihli 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun dayanak yapılan maddelerinde bazı ibarelerin iptal kararı verilmekle, madde KTKm. 90 (Değişik madde: 14.04.2016 – 6704 S.K/Madde 3) tarihçe ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun (…) öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun (…) düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şekline dönmüş olup Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile artık 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki, tazminatların “genel şartlara göre belirlenmesini düzenleyen hükümleri iptal edildiği, bu halde zarar hesaplamasının PMF 1931 yaşam tablosu, gelirin % 10 artış ve % 10 iskonto yöntemi kullanılarak hesaplama yapılması işaret edilmiş ise de Yargıtay 17 HD 2020/2595 E Ve 2021/34 K Sayılı 14.01.2021 Tarihli yeni kararında artık hesaplamada PMF yaşam tablosu değil, TRH 2010 yaşam tablosunun ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiş ve bu hali ile Yargıtay ilke kararlarında değişikliğe gitmekte olduğu görülmekle beraber, ancak değerlendirme ve son karar Mahkemeye ait olmak üzere, Hesaplamada yaşam tablosu hem PMF 1931 ve hem de TRH 2010 yaşam tablosu kullanılacak ve gelir % 10 artış % 10 iskonto uygulanmak suretiyle zarar hesabı yapılmış olmakla A- PMF 1931 yaşam tablosu kullanılarak zarar : Efor zarar dönem:798,97 TL., İşleyecek aktif dönem ( efor) 3.836,39 TL., işleyecek aktif dönem (18-60)17.909,14 TL., İşleyecek pasif dönem 1.470,61 TL., Toplam 24.015,11 TL., hesap edildiği, B- TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak zarar : Efor zarar dönem 798,97 TL., İşleyecek aktif dönem ( efor)3.836,39 TL., İşleyecek aktif dönem (18-60) 17.909,14 TL., İşleyecek pasif dönem 5.370,94 TL., Toplam 27.915,44 TL. hesap edildiği, konu kazaya karışan ve kazanın oluşumunda sürücüsü %25 kusurlu bulunan, … plakalı araç kaza tarihi itibariyle 31.07.2018-2019 tarihleri arasında …. sayılı poliçe ile … Sigorta Şirketi tarafından Trafik (ZMM) sigortası teminat örüntüsüne alındığı, kaza tarihi 06.05.2019 olmakla 31.07.2018-2019 tarihleri arasındaki sigorta teminat süresi içinde olduğu, 2019 Kaza yılı olmakla Hazine Müsteşarlığınca verilen, kişi başına sakatlanma ve ölüm tazminatı 360.000,00 TL sı olduğu ve ödenmiş ve hesap edilen bedensel zararın bu teminat miktarının içinde kaldığı, davacı yanca davada 1000 TL daimi maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili talepli olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili 15/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ; dava değerinin 26.915,44 TL ıslahı ile dava dilekçesinde talep edilen miktarın birleştirilmesi sonucu toplam 27.915,44 TL’nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınıp davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisinde alınan tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan Katip çelebi Üniversitesi atatürk eğitim ve araştırma hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın maluliyet raporu, mahkememizce aldırılan kusur raporu ve hesap ve aktüerya incelemesi sonucunda düzenlenen raporlardan da anlaşılacağı üzere, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … ın % 25 kusurlu olduğu, yaya …. ın %75 kusurlu olduğu, maluliyet raporunda belirtildiği üzere küçük …’ın özür oranının % 5 olduğu buna uygun alınan aktüerya raporunda davacının kaza nedeniyle, TRH 2010 yaşam tablosuna göre 27.915,44 TL bedensel zararının bulunduğu, temerrüdün dava ile gerçekleştiği ve dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiğinden alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceği kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın KABULÜNE;
27.915,44-TL’nin dava tarihi olan 13/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıye verilmesine,
Alınması gereken 1.906,90-TL harcın peşin olarak alınan 44,40-TL peşin harç ile 92,00-TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 1.770,50-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan, 44,40-TL peşin harç, 92,00-TL ıslah harcı, 44,40-TL başvurma harcı, 6,40-TL tebligat, 254,15-TL tebligat ve yazı gideri ile 1.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.541,35-TL yargılama giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davalılardan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.