Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/408 E. 2021/323 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ESAS NO: 20…Esas
KARAR NO : 20…
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 20… Esas
KARAR NO : 20…

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2-…
Av. …
3- …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 06/07/2021

Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi mahkememiz esas defterine kaydı yapıldıktan sonra yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde; müvekkili … Optik A.Ş.’nin 18/09/2015 tarihinde hisselerinin %80’i … tarafından … ve …’dan satın alındığını, aynı tarihte daha önce şirketi münferiden temsile yetkili olan … … ve …’un temsil yetkileri sona erdirilerek …’ın şirketi tek başına temsile yetkili kılındığına ilişkin Genel Kurul kararı alındığını, bu kararın Ticaret Sicil Gazetesinde 05/10/2015 tarihinde ilan edildiğini, davalı …’un SGK’lı işçi olarak çalıştığı müvekkili şirketten 13/10/2016 tarihinde …’ın ise 10/10/2016 tarihinde ayrıldığını, …’un ve diğer davalı …’ın hiçbir zaman şirketi temsil yetkileri ve bankadan para çekme yetkileri olmadığını, şirket hesaplarına ilişkin banka kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin, … Bankası … … Şubesinde bulunan … numaralı hesabından, davalı …’un 5.000,00-TL’yi 21/10/2015 tarihinde, yetkili olmadığı halde, … isimli diğer davalıya yetki belgesi vermek suretiyle çektiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davalı … ve başka bankalardan yetkisiz oldukları halde para çeken dava dışı diğer iki şüpheli hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma neticesinde iddianame ile … 1.Ağır Ceza Mahkemesi 2… E. Sayılı dosyasından sanıkların yargılamasına başlandığını, ticaret siciline yapılan kayıtların, kaydı yapılan hususun açıklanması ya da hukuken varlık kazanması açısından önemli oldukları gibi, üçüncü kişiler bakımından da büyük bir önem taşıdığını, TTK 36. Maddesi uyarınca üçüncü kişilerin, ticaret siciline tescil ve sicil gazetesinde ilan edilmiş bir hususu bilmediklerini iddia ve ispat yoluna gidemeyeceklerinin açık olduğunu, 18/09/2015 tarihi itibariyle müvekkili şirketi temsile yetkili tek kişi … olup, bu hususun Ticaret Sicili Gazetesinde 05/10/2015 tarihinde ilan edildiğini, dolayısıyla davalı Bankanın, ilan edilen hususu bilmediğini ileri sürmesinin olanaklı olmadığını, temsil yetkisine haiz olmayan kişinin mevduat hesabından para çekmesi halinde, mevduat sahibi çekilişe muvafakat veya icazet vermez ise, bankaya karşı olan alacağı aynen devam edeceğini, diğer bir deyişle hukuken mevduat hesabında bir azalma olmayacağını, bu nedenle davalı … Bankası’na … 24. Noterliği kanalıyla 22/06/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname çekilerek yetkisiz kişilere müvekkili şirket temsilcisinin bilgisi ve onayı olmadan yapılan ödemelerin şirket hesabına iadesinin talep edildiğini, tüm bu hususlara rağmen davalılar tarafından ödeme yapılmadığından dava konusu icra takibi başlatıldığını ve icra takibine yapılan kötü niyetli itiraz neticesinde de huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlular tarafından yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan itirazın iptaline ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, davalı/borçlulardan yetkisiz kişilerce banka şubelerinden çekilen paralar nedeniyle alacaklı olduğunu, işbu alacağın gönderilen ihtara rağmen halen tahsil edilemediği gibi başlatılan icra takibine de haksız ve kötü niyetli bir biçimde itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle; … 1. İcra Müdürlüğü’nün 20… E. sayılı dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesi ile; 21/10/2015 tarihinde … Optik San. Ve Tic. A.Ş’de çalışırken patronlarının … Bankası A.Ş’den 5.000,00-TL çekip getirmesini istediklerini, kendisine yetki vermek suretiyle yetki belgesi ile bankadan parayı çekip eksiksiz olarak teslim ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı vekilinin eski çalışanı olan müvekkilinden 21.10.2015 vade tarihli 5.000,00-TL asıl alacak ve bu alacağın işlemiş faizi olarak da 1.366,25-TL olmak üzere toplam 6.366,25-TL alacağı olduğu iddiası ile … 1.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında ilamsız takiplere özgü yol ile takibe geçtiğini, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davacının davasının haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin davacı şirketin olay tarihinde çalışanı olduğunu, bu nedenle işçi işveren arasında talebe konu bir alacak mevcut ise bu davada görevli mahkemenin … İş Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görev konusunda itirazda bulunulduğunu, iş bu davada görevli mahkemenin … İş Mahkemeleri olduğunu, bu nedene davanın görev yönünden reddine karar verilmesini, davacının müvekkilinden, 21.10.2015 tarihli T.C … Bankası … şubesindeki şirket hesabından yetkili olmadığı halde 5.000,00-TL tutarındaki parayı yetki belgesi vermek sureti ile diğer davalı … marifeti ile çektirmiş olması gerekçesi ile bu bedeli zimmet kabul ederek talep ettiğini, oysa şirket kayıtları da incelendiğinde görüleceği üzere bu paranın o tarihte davacı şirketin tüm işlerini ve hesaplarını takip eden müvekkili tarafından, adı geçen banka hesabından çekilerek aynı gün davacının iş yaptığı … unvanlı şirketin 19.10.2015 vadeli …Bankasının … bulvarı üzerindeki şubesine tahsile verilen 5.000,00-TL bedelli senedini ödediğini, bu ödemelerin şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, bu nedenle bu bedele ilişkin müvekkiline yöneltilecek bir alacak talebi olamayacağını, müvekkilinin zimmeti söz konusu olmadığını, şirketin parasının şirket borcunun ödenmesi için kullanıldığını, bu işlemler hakkında davacı şirketin hakim ortağı …’a müvekkili tarafından daima düzenli bilgi aktarımı da yapıldığını, davacının faize yönelik talebinin de reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; davacının davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle hukuksal dayanaktan yoksun iş bu davanın; öncelikle görev yönünden reddine, esas yönünden, müvekkilinin yapmış şirket borcunun ödenmesi şeklindeki işlemde herhangi bir hukuka aykırılık, zimmet vd. bir zarar doğurucu işlem bulunmadığından haksız ve kötü niyetli davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; davacının basiretli tacir olarak her yıl defter ve kayıtları incelemesi ve banka hesapları ile defterlerinin uygunluğunu denetlemesi gerektiğini, 2015 yılı içerisinde yapıldığı belirtilen işlemleri ve 2016 yılı Ocak ayında belirtilen işlemlerin 2015 yılı hesap kesimlerinde bildiği kabul edildiğinde (davacının basiretli tacir olarak) 2018 yılı Haziran ayına kadar istememiş olmasının 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçirildiğini sabitlediğini, bu yönüyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin, davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, söz konusu eski şirket yetkililerinin müvekkili bankadan para çekmesinde de müvekkili bankanın hiçbir hukuki sorumluluğu bulunmadığını, davacı yanca sunulu hesap dökümünden anlaşılacağı üzere müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin 29.12.2015 tarihi ile 30.03.2016 tarihleri arasında yapıldığını, her ne kadar bu süreçte diğer davalılar olan …-… ile …’nın yetkileri sonlanmış olsa da kendilerinin de doğruladığı üzere aynı şirket bünyesinde çalışmaya devam ettiklerini, belirtilen bu tarihler arasında aynı şirket bünyesinde çalışan ayrıca şirketin eski temsilcisi olan bu şahısların yeni temsilci olan …’ın bilgisi dışında şirketin mevduat hesabından para çekmeleri (söz konusu uzun zaman dilimiyle beraber bu işlem birden fazla gerçekleştiği göz önüne alınarak) bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yeni bir temsilcinin şirketteki görev ve yetkilerini eski yönetici ve yetkililerden devir aldığı düşünüldüğünde, şirket bünyesinde kimin hangi pozisyonda hangi yetkilerle çalıştığını rahatlıkla bilebilecek durumda olduğunu, davacı yanın iddia ettiğinin aksine …’un şirketin vekaletname verilerek yetkilendirilmiş kişisi olduğunu, Diğer davalı …’a yetki verebilecek konumda olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde beyan ettiği üzere …’un …’ı yetkilendirmiş olup para çekme işleminin bu şekilde gerçekleştiğini, o dönemde şirketin işlemlerini yapma yetkisi olan …’un bir başkasını yetkilendirmesinin de yasal olup bu durumdan müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, …’a ait vekaletname, diğer davalı …’a verilen yetki belgesi ile hesap dökümü birlikte incelendiğinde yetkiye ilişkin bir problem bulunmayıp elde bulunan tüm yazılı somut dayanaklarla müvekkili bankanın iş ve işlem yapmasının da hukuka uygun olup müvekkili bankanın bir sorumluluğu bulunmadığını, banka ile imzalanan sözleşmesi gereği de yetki değişikliklerinin bildirilmesi gerektiği hususu ve eski yetkinin sona erme tarihi de geçmemiş olması dikkate alınarak müvekkili davalı bankanın sorumluluğunun olmadığının sabit olduğunu, hatta müvekkili bankanın davacı tarafça ihtarname çekildiğinde … 2. Noterliği’nin 28.10.2008 tarihli ve … yevmiye nolu ….z’a verilen vekaletnamenin “işlemde olup olmadığı, herhangi bir azil etme durumu olup olmadığı sorulduğunda” vekaletnamenin geçerliliğinin devam ettiği sonucuna ulaşıldığını, tüm bu vekalet ve yetki silsilesi kapsamında gerçekleşen para çekme işleminde müvekkili bankanın bir sorumluluğu veya ihmali bulunmadığını, davacı yana ait dava dilekçesinde sunulu bölümde müvekkili şirketin şirketi temsile yetkili kişilerin bilmemesinin mümkün olmadığı ileri sürülse de, eski şirket yetkilileri ile banka personeli arasında sürekli olarak iş ve işlem yapıldığından banka personeli ile aralarında bir güven ilişkisi oluştuğunu, bu güven ilişkisinin davacı yanca iddia olunduğu üzere kötü niyetli olarak kullanılmasında müvekkili bankanın bir ihmali bulunmadığını, şirketi temsile yetkili yeni kişi olan davacının yetkileri aldığı andan itibaren iş ve işlemleri kontrol altına almak adına bankalar başta olmak üzere görüşüp bildirimde bulunabileceğini, 29.12.2015 tarihi ile 30.03.2016 tarihleri arasında uzunca bir zaman zarfı olup bu süreç içinde davacının bu banka hareketlerini bilmemesinin mümkün olmadığını, buna kötü niyetli olarak göz yumulup daha sonrasında da sorumluluğun müvekkili bankaya yükletilmeye çalışıldığını, söz konusu şirket yetkilileri sıklıkla değişmekte olup müvekkili banka açısından bakıldığında da davacı yan gibi sayısız müşterisi olduğu göz önüne alındığında her değişen şirket yetkilisinin takibinin mümkün olmadığının anlaşılacağını her değişen şirket yetkilisinin takibinin mümkün olmadığının anlaşılacağını, yapılan değişikliklerde yeni gelen şirket yetkililerinin ne kadar süre yetkili olunacağı baştan belirlenmediğinden bunun takibinin ve kontrolünün de davacı şirket gibi şirketlerin kendi iç işleyiş ve düzeninde kontrol altında tutulabileceğini, müvekkili banka gibi üçüncü kişilerden ziyade şirketler kendi bünyesinde gerekli önlemleri almalı her yeni gelen temsilcinin önceki temsilcinin yaptığı ve yapabileceği işlemlerden haberdar olması gerektiğini, somut olayda eski temsilcilerin aynı şirket bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, … Noterliğinden 22 Haziran 2018 tarihinde davacı yanca ihtar çekildiğini ve …’ın tek temsilci olduğu belirtildiğini ve yine davacı yanın belirttiği üzere 18.09.2015 tarihinde şirket yönetimini ve temsilini üstelenen kişi olan …’ın yetkileri aldığı tarihten yaklaşık 3 yıl sonra bu ihtarı çektiğini, yetkilendirildiği tarihten sonra basiretli tacir olarak çalışmakta olduğu bankaya gidilerek durumu bildirmesi gerekirken bildirmemesi davacı yanın 3 hesap dönemi geçirildikten sonra bu şekilde hakkını kullanmak istemesi bile hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, bilmemesi veya öğrenmemesinin mümkün olmadığını, şirketin tek yetkilisinin hesap dönemi bitiminde hesapları incelememesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili bankaya sunulan vekalette yetkili kimselerin yetkileri bugün tarihiyle bile geçerli olmakla değişen temsil yetkilerinin müvekkili bankaya davacı tarafça bildirilmesi gerektiğini, müvekkili banka ile Mevduat Hesabı sözleşmesinde açıkça tüm emsal bankalarda olduğu üzere yetki değişikliği durumunda müşteri gerçek veya tüzel kişinin bunu bankaya yazılı olarak bildirmesi gerektiğini, aksi takdirde bankanın bir sorumluluğu bulunmadığını, bankaya sözleşme esnasında verilen noter onaylı yetki belgelerinin, yazılı bir değişikliği içeren ihtara veya bildirime kadar geçerli olduğunu, bunun dışında müvekkili bankanın her müşterisi olan şirketi araştırmak, yetkili kişileri takip etme zorunluluğu bulunmadığını, TTK’ da bulunan 18. Maddenin 2. Fıkrası gereği her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, şirket yetkilisi olarak görevlendirilmiş bir kişininde bu niteliklere haiz olması ve bu şekilde hareket etmesi gerektiğini, kendi görev ve sorumluklarını ihmal eden bir tacir olamayacağını, bu durumda bilmemek yada iyi niyetli iddiasında bulunulamayacağını, davacı yanca, eski şirket yetkililerinin yetkisiz olarak müvekkili bankadan para çekmesinden dolayı … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ve bu şikayet sonrasında … 1. Ağır Ceza Mahkemesi 20… E. Sayılı dosyasıyla diğer davalı sanıkların yargılanmasına başlanıldığını, şayet davacı şirket yetkilisi … üzerine düşen yükümlülükleri basiretli bir tacir gibi yerine getirmiş olsaydı tüm bu işlemlere gerek kalmayacağını, davacının kendisine düşen yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, imzalanan sözleşme maddelerini yerine getirmeyerek, haksız ve mesnetsiz eldeki davayı açtığının görüldüğünü, açıklanan sebeplerle; müvekkili … Bankası A.Ş’ne karşı açılmış olan davanın ilk olarak zamanaşımı nedeni ile reddine, müvekkili … Bankası A.Ş’ne karşı açılmış olan davanın, esastan, hakkın kötüye kullanılması ve davacı tarafından sözleşme şartlarına uyulmadığından haksız ve mesnetsizliğinden reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.nun 67.maddesi uyarınca açılmış icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
Harçlandırılan dava değeri: 6.366,25-TL dir.
Taraflar arasında, davalı …’un davacı şirket adına ticari vekil sıfatıyla işlem yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı, davalı …’a verilen yetkinin geçerli olup olmadığı, davalıların … Bankasından çekilen 5.000,00-TL ile ilgili olarak sorumlu tutulup tutulamayacağı, icra ve dava konusu olan miktar kadar davacı alacağı bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olup olmadığı yönünde uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili delil olarak; 05/10/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ve ilgili diğer ticaret sicil gazeteleri, banka dekontları, hesap ekstresi, müvekkili şirket genel kurul defteri, diğer defter kayıtlar, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … C. Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 24. Noterliği’nin 22/06/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, tanık anlatımı, yemin ve bilirkişi incelemesine dayanmış dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı … vekili delil olarak; şirketin 2015 yılı SGK kayıtları, şirketin tüm muhasebe kayıtları ve kasa defterleri, icra dosyası, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya içeriği ve bilirkişi incelemesine dayanmış dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı … Bankası A.Ş vekili delil olarak; davacı yan ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşme, banka dekontları, hesap ekstresi, müvekkili şirket bünyesinde bulunan vekalet ve yetki belgeleri, … 24. Noterliği’nin 22/06/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, tanık anlatımı ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı … dosyaya delil sunmamıştır.
… 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı, borçlusunun davalılar olduğu, takibin 5.000,00-TL asıl alacak, 1.366,25-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.366,25-TL alacak üzerinden yapılan ilamsız icra takibi olduğu, takibin dayanağının 21/10/2015 tarihli asıl alacak olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalı-borçlu …’a 31/10/2018, davalı-borçlu … Bankası A.Ş’ne 01/11/2018, davalı-borçlu …’a 06/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, takibe davalı-borçlular … ve … tarafından 02/11/2018 tarihinde, davalı-borçlu … Bankası A.Ş tarafından 07/11/2018 tarihinde borçları bulunmadığından takibe, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, takibin durduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 13/12/2019 tarihli celsesinde verilen ara kararı uyarınca; dosyanın bankacı bilirkişiye verilerek söz konusu uyuşmazlık konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 02/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; 25/02/2015 tarihinde … Optik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin nam ve hesabına ticari mevduat hesabının açılışı sırasında mevduat hesabı sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeye … …’nın firma yetkili temsilcisi olarak “elle yazılı olarak … isim soy isminin yazılı olduğu, yanında da ıslak imzasının yer aldığı” sözleşmenin;
h.madde: müşteri, vekil tayin ettiği takdirde, vekilin bu sözleşme kapsamındaki hesaplar ile ilgili olarak hesap sahibinin bu sözleşmeden doğan haklarını aynen hesap sahibi gibi tasarruf etmek hak ve yetkisine sahip olduğunu, vekilin bu sözleşme kapsamındaki hesaplarla yaptığı/ yapacağı işlemlerin bütün hukuki sonuçlarından kendisi tarafından yapılmış gibi sorumlu olacağını kabul ve taahhüt eder. Vekaletten azil, ancak bankaya resmi olarak bildirildiği takdirde hüküm ifade eder.
ı.madde: Tüzel kişi yetkililerinin, yetkilerinin sona erdiği bankaya yazılı olarak bildirilmediği sürece tüzel kişiye temsile yetkili oldukları bankaca kabul edilir.
Hükümlerini içerdiği, davalı …’un davacı şirketin bankadaki hesapları ile ilgili olarak verilen vekaletname ile geniş şekilde yetkilendirildiği, vekaletten azil edildiğine dair herhangi bir belgenin olmadığı, dolayısıyla vekalet yetkisinin devam ettiği, sözleşmenin 1.maddesinde de belirtildiği üzere vekaletten azil ancak bankaya resmi olarak bildirildiği takdirde hüküm ifade edebileceği, vekil sıfatıyla, davalı bankaya gönderdiği ödeme talimatını imzalayabileceği ve davalı banka tarafından yapılan ödemenin bankacılık mevduatına aykırılık teşkil etmediği, parayı çeken davalı …’ın çekilen tutarı şirkete verdiği ve şirket adına kullanıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davalılar aleyhine takibe konu edilen 5.000,00 TL asıl alacak, 1.366,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.366,25 TL davacı şirket alacağından davalılar …, … ve TC. … Bankası A.Ş’nin sorumluluklarının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı taraf yemin delilline dayanmış olmakla, mahkememizin 29/01/2021 tarihli celsesinde verilen ara kararı uyarınca, yemin metnine dayanacak ise yemin metnini düzenleyip mahkememize sunmak üzere iki haftalık süre verildiği, davacı vekili tarafından yemin metni sunulmadığı, 04/06/2021 tarihli celsede davacı vekili yemin teklifinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Dosya içerisine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı açmış olduğu davada davacının 18/09/2015 tarihinde şirket hissesinin %80 ini satın almasına rağmen, 21/10/2015 tarihli T.C. … Bankası … Şubesindeki şirket hesabından davalı …’ un yetki vermesi ile diğer davalı …’ın yetkili olmadıkları halde 5000,00 TL para çektiğini, diğer davalı … Bankası’nın Ticaret sicilde ilan edilen değişikliği bilmediğini ileri süremeyeceği nedeniyle sorumlu olduğunu bildirerek açılan takibe davalıların itirazının iptalini talep etmektedir. … 2. Noterliği’nin 28.10.2008 tarihli ve … yevmiye nolu …’a verilen vekaletname ile yetkili kılındığı vekaletten azil edildiğine dair herhangi bir belgeye dosyada rastlanmadığı, davalı …’ un da diğer davalı … Bankasına gönderdiği 21/10 2015 tarihli talimatta … Optik cari hesabından 5.000,00 TL personelimize …’a ödeme yapılmasını rica ederim” denildiği, davacı şirketten teyit alınarak davalı banka tarafından 21/10/2015 tarihinde davacı şirketin banka nezdindeki… nolu hesabından … nolu … talimatı açıklaması ile …’ın dekonta adı ve soyadı elle yazılmak ve imzası alınmak suretiyle ödemenin yapıldığı, davacı vekilince dosyaya ibraz edilen … Optik San.ve Tic.A.Ş’ne ait IBAN TR …nolu vadesiz ticaret mevduat hesabı ekstresi incelendiğinde 21/10/2015 tarihli 5.000,00 TL ödeme tutarı ”vekil … talimatı ile…” para çekme açıklaması ile yer aldığı ve bu tarihten sonra da işlemlerin bulunduğu, vekaletten azlin ancak bankaya resmi olarak bildirildiği takdirde hüküm ifade edebileceği, vekil sıfatıyla, davalı bankaya gönderdiği ödeme talimatını imzalayabileceği ve davalı banka tarafından yapılan ödemenin bankacılık mevduatına aykırılık teşkil etmediği,davacı Enka’nın davacının yetki aldığı 18/09/2015 tarihinden yaklaşık üç yıl sonra 22/06/2018 tarihinde … 24.Noterliği tarafından … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğüne keşide edilen … yevmiye nolu ihtarnamenin çekildiği, … 1.Ağır Ceza Mahk.nin … Esas sayılı dosyasında … aleyhine açılan davada beraat kararı verildiği,bu dosyada aldırılan bilirkişi raporları ile şirket yetkilisi Hasan’ın başka şehirde yaşadığı halde şirketin olağan ve olağanüstü işlerin bir yıldan fazla nasıl yürütüldüğünü sormamasının olağan akışına aykırı olduğu ,bir yıl boyunca itiraz etmeyen Hasan ın zımni yetki verdiği kanaati oluştuğu, şirketin banka hesaplarından çekilen tutarların şirket resmi kayıtlarında olduğu çekilen paraların şirket kasasına yada ortaklar cari hesabına kaydedildiği kasadan yapılan ödemelere hiçbir itirazın bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporu dosyamızda alınan bilirkişi raporu ile açılan icra takibine yapılan itirazın yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin olarak alınan 108,72-TL harcın mahsubu ile arta kalan 49,42-TL harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iade edilmesine,
Davalılar … ile TC. … Bankası vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 4,080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından sarfedilen 54,50 TL yargılama giderinin davacı alınarak davalı …’a verilmesine,
1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucuya ödenmiş olması nedeniyle, 6183 sayılı Kanun’a ve göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
Taraf vekillerini yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 04/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.