Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/391 E. 2021/118 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ESAS NO: 2019/391 Esas
KARAR NO : 2021/118
T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/391 Esas
KARAR NO : 2021/118

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 09/03/2021

Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile: davalı tarafın, merkezi İstanbul’da bulunan müvekkili şirketin Bayraklı adresindeki İzmir Bölge Müdürlüğü nezdinde Ege bölge … pozisyonunda belirsiz süreli iş sözleşmesi ile … tarihinden … tarihine kadar çalıştığını, yasal hakları ödenmek suretiyle davalının … tarihinde işten çıkış işleminin gerçekleştirildiğini, sonrasında müvekkili şirket ile aynı alanda ve aynı ilde faaliyet gösteren ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescilli dava dışı ….unvanlı firmanın İzmir bölge müdürlüğü nezdinde direktör unvanı ile çalışmaya başladığının öğrenildiğini, akabinde taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde öngörülen “rekabet etmeme” ve “gizlilik” yükümlülüklerini ihlal eden ve dilekçenin 2 3 ve 4.sayfalarında ve 6 nolu bent kapsamında belirtilen davranışlarda bulunduğunun öğrenildiğini, müvekkili şirket nezdinde yaklaşık 13 yıl süreli mesleki tecrübesi dikkate alındığında davacının müvekkili şirketin ticari sırlarına vakıf olduğunun kabulünün gerektiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla;
Davalı tarafın belirsiz süreli iş sözleşmesi ile hüküm altına alınan “rekabet etmeme” ve “gizlilik” yükümlülüğüne aykırı davrandığının tespitine,
Bu yükümlülüklere aykırı davranışı sebebi ile sözleşmenin 11.4/b maddesine istinaden 187.056,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi ile; taraflar arasında ve işverenin baskısıyla imzalanmış sözleşmede yer bakımından herhangi bir sınırlamanın bulunmadığını, müvekkilinin çalışma hakkının ölçüsüz olarak kısıtlandığını, öte yandan müvekkilinin 1995’ten beri tek deneyim sahibi olduğu tüm iş kollarının yasaklandığını, çalışma hakkına aykırılık teşkil ettiğini, … tarihli sözleşmede, sözleşmenin sona erme tarihi belirli olmadığından cezai şart kavramından bahsedilemeyeceğini, davayı kabul etmemekle beraber davanın zamanaşımına uğradığını, karşı tarafın gizli olduğunu iddia ettiği bilgilerin ne olduğunu, müvekkilince nasıl paylaşıldığını somut şekilde ne tür önemli bir zarara uğradığını ve bu zararın miktarını somutlaştıramadığını, sözleşmede sadece müvekkili aleyhine cezai şart konulduğunu ve bu nedenle de sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının somut bir zararı olmadığı için dava açmakta hukuki bir yararının bulunmadığını, müvekkilinin … firmasının teklifini kabul ettiğini ve … tarihinde SGK ve benzer haklarının devamı için işe başladığını, ancak … 01.01.2019 gününe kadar ücretsiz izin istediğini ve bu iznin … tarafından kabul edildiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların haksız ve yersiz olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, davacıya ait işyeri dosyası, SGK kayıtları, davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları celbedilmiş, taraf tanıkları dinlenmiş, sigorta uzmanı …, işletmeci … ve muhasebe uzmanı bağımsız denetçi …imzalı 19/01/2021 havale tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmıştır.
Dava, T.B.K.’nun 444.madde hükmüne göre açılmış, rekabet yasağı ihlalinden doğan cezaî şartın tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun; taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağı ve gizlilik yükümlülüklerini içeren hükümlerin geçerli olup olmadığı, geçerli ise dava dilekçesinin “Açıklamalar” bölümünün “6” nolu bendinde paragraflar halinde belirtilen vakıaların gerçek olup olmadığı, şirket sırrı niteliğinde bulunup bulunmadığı, davalı tarafından bu eylemlerin işlenip işlenmediği, işlenmişse davacı şirketle rekabet etmeme ve gizlilik yükümlülüklerini ihlali sonucunu doğurup doğurmadığı, ihlal söz konusu ise sözleşmenin 11.4/b maddesinde öngörülen cezai şart tutarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle tanıkların anlatımlarının, bilirkişiler raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
I-Taraflar arasında akdedilen hizmet akdinin … tarihinde sona erdiği, işbu davanın TBK’nun 146.maddesinde ön görülen 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde 16/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur.
II-Davanın esasına gelince:
A)Taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinde ön görülen “gizlilik taahhütnamesi” ile “işveren tarafından istihdam edildiği süre içerisinde ve daha sonra” işveren veya işverenin işine ilişkin bilgiyi, ticari sırlarını ve gizli bilgi ve belgeyi işverenin müşterilerine ve/ veya diğer şahıslara veya organizasyonlara davalı tarafından açıklanmasının yasaklandığı; yine davalı yönünden iki yıllık süre için geçerli rekabet etmeme yasağının konulduğu anlaşılmaktadır.
B)Sözleşmenin akdedildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan B.K’nun 351.maddesi ve sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nun rekabet yasağına ilişkin 445. maddesinde, rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceği ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacağı belirlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hâkimin, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabileceği belirlenmiştir. Burada hakime aşırı nitelikteki rekabet yasağının kapsamını veya süresini sınırlama yetkisi verilmiştir. Rekabet yasağı kaydı “hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte ise” geçerli sayılmaktadır.
C)1-Olayda, rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesinde “yer” unsuru bulunmamaktadır. Davalının Türkiye genelinde gizlilik taahhütnamesi ve rekabet yasağı kapsamında esas itibariyle aynı alanda çalışması imkanı ortadan kaldırılmıştır. Sözü edilen bu durumun davalının ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürdüğü açıktır.
2-Yine belirsiz süreli sözleşmede, davalı işçi aleyhine konulan yasağa karşılık olarak işveren durumundaki davacının üstlendiği bir edim yer almamaktadır. Bu durum TBK’nun 445.madde hükmüne uygun düşmediği gibi 420/1.maddede ön görülen “hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmü ile de çelişmektedir.
3-Öte yandan, davalı tarafın işten ayrıldıktan sonra davacı sigorta şirketi nezdinde çalıştığı müşteri portföyünü ve bilgilerini kullanarak davacı şirketi zarara sokmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki;
a)Davalı tarafın davacı şirket nezdinde çalışmaya devam ederken ve işten ayrılma iradesine ilişkin olarak davacı şirkete herhangi bir bildirimde dahi bulunmamışken dava dışı … firmasında çalışmaya başlayacağı hususunu üçüncü kişilere, müşterilere duyurduğu iddiası ile ilgili olarak davacı tarafından ikna edici delil ve belgenin sunulamadığı,
b)Sigortacılık hizmet sektöründe genelde büyük işler denilen fabrika gibi üretim yapan kuruluş ve firmaların işyeri projelerinin yılsonu veya yılbaşına toplandığı, poliçe yenileme işlemlerinin bu tarihlere yığıldığı, doğal olarak davalı tarafın görevi sırasında yenileme işlemlerinin yapılması ve tekliflerin sunulması için en az 30 gün önceden önemli müşterilerin bilgi ve portföy dökümü istemesinin sigortacılık hizmet sektöründe olağan bir durum olduğu, bu bağlamda, davalı tarafın bölge müdürü olarak kendi emri altında çalışanlardan poliçe yenilenmesi ve teklif için müşteri bilgisi istenmesinin işin gereği olduğu, bunlar ticari sır olsa dahi davalı taraf işten ayrıldıktan sonra bu bilgi ve belgelere dayanarak menfaat sağlaması ve davacının bundan büyük zarar görmesi halinde haksız rekabetten dolayı cezai şartın gündeme gelebileceği, davalı tarafın davacı sigorta şirketinden ayrıldıktan sonra davacının uhdesindeki bilgi ve belgeleri kullanarak …, …, …, …, …,…
c)Yine davalı tarafın 30 gün önceden önemli müşterilerin bilgi ve portföy dökümü istemesi ve bu bilgileri kendi ajandasına not almasının sigortacılık hizmet sektörü ve hayatın olağan akışına uygun bir durum olduğu,
d)Davalı tarafın davacı işyerinden ayrıldıktan sonra dava dışı … firmasına geçtiğini bazı eski müşterilere bilgi vermesinin hizmet sektöründe normal bir davranış olduğu, önemli olan davacı portföyünde bulunan …, … ve …’nin sahibi ve işletmecisi olduğu tesislerin poliçelerinin davalı tarafça yeni başladığı sigorta şirketinde yapılması ve bu sebeple davalı tarafın menfaat sağlamış olması gerekirken bu hususta davacı tarafından herhangi bir belge ve poliçenin sunulmadığı,
e)… yetkilisi …’ın 1980 yılından beri fotoğrafçılık yaptığını, poliçelerini davacı sigorta şirketinde yaptırdığını, 2018 yılı sonu ve 2019 yılı başı işi küçülttüğünü ve makineleri sattığını ve bu tarihten itibaren hiçbir sigorta yaptırmadığını beyan etmesi karşısında davalı tarafın bu firmanın yeni poliçelerinin yapılmasında aracılık etmesinin söz konusu olamayacağı,
f)…’den gelen … tarihli mailde “yeni bir firmaya geçecekmişsin hayırlı olsun” ifadesinin rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesi açısından bir anlamının bulunmadığı,
g)… sayfasında Aralık 2018 tarihi itibariyle … şirketinde … unvanı ile çalışmakta olduğu, diğer taraftan davalının kendi istemiyle söz konusu … firmasından … tarihinde işten çıktığı, bu durumun başlı başına bir anlam ifade etmediği,
h)Dava dışı … firması muhasebe müdürü ve ortağı …’un “devam eden poliçelerin yenilenmesi için Kasım ayı başında davacı sigorta şirketini aradığını, sigorta bilgisine inandığı … bey ile görüşmek istediğini söylediğini, cevaben … beyin işten ve sektörden ayrıldığı bilgisini aldığını, internet üzerinden araştırma yaparak … beye ve çalıştığı sigorta şirketine ulaştığını, … beye telefonla ulaştığını, … beyin uygun teklif vermesi ile poliçelerin yapıldığını” beyan ettiği, buna göre … firmasına davalı tarafın bizzat poliçelerin yapılması için gitmediği, aksine firma yetkilisinin davalı tarafa ulaştığı,
Bu açıklamalar ışığında, davalının “rekabet etmeme” ve “gizlilik” yükümlülüğüne aykırı davrandığının tespiti ve cezai şartın davalıdan tahsili yönündeki davanın haklı olmadığı anlaşıldığından reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın REDDİNE,
3.194,45 TL peşin alınan ilam harcından 59,30 TL maktu red harcının mahsubu ile arta kalan 3.135,15 TL ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14.bendinin 2.yarı cümlesi ve ilgili yönetmeliğin 26/2.madde hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından sarfedilen 190,00 TL tebligat gideri, 80,00 TL talimat ücreti olmak üzere toplam 270,00 TL yargılama giderinin ve A.A.Ü.T.’nin 13/4.madde hükmüne göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmemiş gider avansının bulunması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen bağlı karar açıkça okunup, anlatıldı. 04/03/2021

Katip …

Hakim …

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.