Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/169 E. 2021/153 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ: 23/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 01/04/2021
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …l’ün müvekkili …A.Ş. nezdinde 03.09.2007 tarihi itibariyle tekniker unvanı ile çalışmakta iken iş akdinin tarafların karşılıklı anlaşması yolu ile 20.10.2017 tarihinde sona erdiğini, tarafların 03.09.2007 tarihinde akdettikleri belirsiz süreli iş sözleşmesinin 20.10.2017 tarihli ibranamede gösterilen tutarlar ile akdedilen ve tarafların bedel ve sorumlulukları bakımından mutabık kalarak imza ettikleri “Rekabet Etmeme Taahhüdü” ve “Gizlilik Taahhütnamesi'” nin karşılığı olarak belirlenen ilave menfaatin davalı yana ödenmesi koşuluyla anlaşmaya varmak suretiyle sona erdiğini, anlaşma kapsamında 20.10.2017 tarihinde akdedilen ”Rekabet Etmeme Taahhüdü” ve “Gizlilik Taahhütnamesi” ile davalının 2 yıl süreyle Türkiye sınırları içerisinde şirketin rakibi olan petrol, rafinaj sektörü ve benzeri konularda faaliyet gösteren herhangi bir şirkette/şirketle yönetim kurulu üyesi, yönetici, malik, hissedar, alt yüklenici, müdür direktör, vekil, danışman, çalışan, temsilci veya yetkili sıfatıyla doğrudan veva dolaylı olarak çalışamayacağını, işverenin işine zarar verecek kapsam, şekil ile içerikte işverenin iş yaptığı herhangi bir şirket ile ilişki kurmayacağını, işverenle ilişkili olan herhangi bir kişiyi sözleşmesini sona erdirmesi için teşvik etmeyeceğini, bu kişilerle herhangi bir form ve nitelikte iş ilişkisi kurmayacağını, bu kişileri herhangi bir kurumun işe alması yönünde bir girişimde bulunmayacağını, işvereni kötülemeyeceğini, bu sınırlamalar karşılığında işverini iş akdini feshine bağlı ödemelere ilaveten ek bir ödeme yapması hususunda mutabık kaldığını, taahhütnamede ver alan yükümlülüklerine aykırı davranması halinde işveren tarafından ödenen tutarı talep tarihinden itibaren en geç (3) gün içerisinde yasal faizi ile birlikte iade edeceğini, ayrıca işverene son brüt maaşının yıllık toplamının yarısı tutarında cezai şart ödeyeceğini, cezai şart tutarının ne olduğunun tarafına açıklandığını, bu tutarın ekonomik mahvına neden olmayacağını anladığını, işverenin yasağa aykırı davranışına son verilmesi için yasal yollara başvurabileceğini, işvereni ayrıca ihlalden doğan tüm zarar ve kazanç kayıplarını tazmin edeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, çalıştığı dönem süresince 47.488,08-TL tutarında ilave menfaat ödemesi yapılan davalının tüm bu kabul ve taahhütlerine rağmen, ayrıca bu taahhütleri karşılığında müvekkili şirketten ilave menfaat de tahsil etmesine rağmen iş akdinin sona ermesinden sonra müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren rakip bir şirkette çalışmaya başladığını, bu suretle rekabet etmeme taahhüdünü ihlal ettiğini müvekkili şirketin Türkiye enerji sektörünün lider kuruluşu olan, dünya standartlarında ve dünya piyasasında faaliyetini sürdüren bir rafineri şirketi, ve …verilerine göre Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu olduğunu, müvekkili şirket ile davacının çalışmaya başladığı şirket açısından değerlendirildiğinde, her iki şirketin de aynı ilçede petrokimya rafinerisi işinde faaliyet gösterdiğini, aynı müşteri çevresine hitap ettiğini, birbirinin rakibi ve hatta neredeyse tek rakip firma niteliğinde olmasından dolayı müvekkili şirketin faaliyet alanı ve sektördeki konumu ile davalı işçinin müvekkili şirket nezdinde yaklaşık 25 sene çalışmış olması hususu da gözetildiğinde, davalı işçi tarafından çalıştığı süre boyunca elde edilen bilgilerin kullanılması sonucunda müvekkili şirketin zarara uğrama olasılığının çok yüksek olduğunu, müvekkilinin rekabet gücünü ve petrol rafineri piyasasındaki konumunu tehlikeye düşürecek şekilde aynı ilçede faaliyet gösteren, aynı müşteri çevresine hitap eden müvekkili şirketin sektörde karşı karşıya gelme ihtimalinin bulunduğu firmada çalışmaya başlamasının, davalının müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu anlaşmaya aykırı olduğunu, davalıya keşide edilen ….. Noterliği’nin …tarih …Y.s. ve ihtarnamesi ile müvekkil şirketin rakibi olan …şirketine ait …’nde çalışmaya başlayarak rekabet etmeme taahhüdü ile gizillik taahhütnamesinde yer alan borçlarını ihlal ettiği ve bu itibarla işten ayrılırken tarafında ödenmiş olan 92.057,94-TL tutarındaki ek menfaati ödeme tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte 3 gün içinde iade etmesi ve son yıllık brüt maaşının yıllık toplamının yarısı tutarı cezai şartı 3 gün içinde ödemesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının taahhütname hükümlerine aykırı olarak, müvekkili şirkete ek menfaat ödemesini iade etmediğini cezai şart tutarını ödemediğini ileri sürerek, müvekkilinin başkaca zararlarına ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla rekabet etmeme taahhüdü karşılığında ödenen 47.488,08-TL tutarındaki ek menfaatin 20.10.2017 tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte, sözleşmede belirlenen cezai şart karşılığı 31.266,00-TL’ nin 27.09.2018 tarihinden itibaren işlemiş ticari faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalıya 09.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 22.05.2019 tarihli cevap dilekçesi ile; davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğundan bahisle mahkememizin görevine itirazda bulunmuş, müvekkilinin davacı iş yerinde inşaat teknikeri olarak çalışmaya başladığını, 20.10.2017 tarihinde karşılıklı imzalanan sözleşme ile iş akdinin sona erdiğini, müvekkilinin …bitirdikten sonra kendi alanıyla ilgili olarak …’nde bakım ve yüklenici yönetimi uzmanı olarak çalışmaya başladığını, taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin davacı işveren nezdinde mavi yaka diye tabir edilen işçi konumunda çalıştığını, davacı tarafında dilekçesinde belirttiği üzere …rafinerisinin dünya standartlarında ve dünya piyasasında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, bu seviyede olan bir firmada müvekkilinin işveren ile müşteriler arasındaki her türlü ticari ve şahsi ilişkileri bilmesinin hayatın olağan akışı aykırı olduğunu, bir şirketin gizli bilgileri işçileriyle paylaşmayacağı herkesçe bilindiğinden davacı iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davacı işveren nezdinde her ne kadar 25 sene çalışmış ise de, işinin inşaat teknikerliği olduğunu ve tekniker olan çalışan müvekkilinin iş sırrı sayılabilecek formüllere vakıf olmadığını, yaptığı iş itibariyle hiçbir zaman müşteri çevresi ile muhatap olmadığını, …rafinerisindeki görevi ve sorumlulukları arasında herhangi bir bağlantısının olmadığını, Türkiye sınırları içerisinde 2 yıl süre ile petrol, rafinaj ve benzeri konularda faaliyet gösteren herhangi bir şirkette çalışamayacağı şeklinde çalışma yasağı getirilmesi ve rekabet yasağı sınırlarının yeterince belirlenmemesinin Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hürriyetini açıkça ihlal ettiğinden davacının hukuken kesin hükümsüz olarak açılan davayı kabul etmediklerini, davacı işveren tarafından tek taraflı olarak hazırlanan sözleşme ve taahhütnameleri müvekkilinin haklarının ödenmeyeceği baskısı altında imzalandığını, rekabet etmeme taahhüdü ve gizlilik taahhütnamesi işveren tarafından tek taraflı olarak, müzakere edilmeden hazırlandığını savunarak davanın öncelikle görev yönünden, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, davacıya ait işyeri dosyası, SGK kayıtları, dava dışı …A.Ş.’ne ait ticaret sicil kayıtları celbedilmiş, taraf tanıkları dinlenmiş, makina mühendisi …-işçi alacakları konusunda uzman …imzalı 13.10.2020 ve 25.01.2021 havale tarihli bilirkişiler raporları alınmıştır.
Dava, T.B.K.’nun 444.madde hükmüne göre açılmış, rekabet yasağı ihlalinden doğan cezaî şartın ve sözleşme gereğince ödenen ilave menfaatin tahsili istemine ilişkindir.
Davalının, davacı şirket nezdinde 03.09.2007 tarihinde çalışmaya başladığı, operatör olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin 20.10.2017 tarihinde sona erdiği, ayrıca davalı tarafından 20.10.2017 tanzim tarihli “gizlilik taahhütnamesi”, aynı tanzim tarihli “rekabet etmeme taahhüdü” ve aynı tanzim tarihli “ibraname ve feragatname” başlıklı belgeler imzalandığı, keza taraflarca 20.10.2017 tanzim tarihli “iş sözleşmesini sona erdiren sözleşme” başlıklı sözleşme imzalandığı, dava konusu edilen tutarın davacı tarafından davalıya ödendiği; davalının, iş sözleşmesi sona erdikten sonra dava dışı olan ve aynı sektörde çalışan …’de işe başladığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşulmayan noktalar ve çözülmesi gereken sorun; davalının davacı işyerinde çalıştığı dönemdeki pozisyonunun ve görev tanımının ne olduğu, görevi gereği davacı şirketin hangi bilgilere vakıf olduğu, rekabet etmeme ve gizlilik taahhütnamesi kapsamına girebilecek ticari sır ve bilgiye sahip olma imkanının bulunup bulunmadığı, TBK.’nun 444 vd.maddelerinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı tarafından ödenen 78.754,08-TL tutarın rekabet etmeme ve gizlilik taahhütnamesi belgesi karşılığında mı yoksa bu isim altında başka bir sebepten mi kaynaklandığı, bu isim altında ihbar tazminatının da ödenmiş olup olmadığı, sonuç itibariyle davacının davalıdan rekabet yasağından kaynaklanan ilave ödeme alacağının ve cezai şart alacağının bulunup bulunmadığı, varsa tutarlarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle tanıkların anlatımlarının, bilirkişiler raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
Davalı işçi …’ün petrokimya rafinerisi işinde …’da faaliyet gösteren davacı şirkette inşaat teknikeri unvanı ile çalışmakta iken iş sözleşmesinin 20.10.2017 tarihi itibari ile sona ermesini müteakip aynı ilçe sınırlarında faaliyet gösteren ve tescil belgesinde faaliyet konusu rafineri işletmesi olarak belirtilen dava dışı …A.Ş.nezdinde çalışmaya başladığı, davacı şirket nezdindeki çalışmasının sona erdiği tarih ile dava dışı şirket nezdinde çalışmaya başladığı tarih arasında geçen sürenin 17 gün olduğu belirgindir.
Davalı işçinin görevi gereği davacı şirkete ait petrokimya rafineri üretim tesisinde inşaat teknikeri olarak çalıştığı, işçinin görevi gereği, davacı şirkete ait petrokimya rafineri tesisinde; proje ve yatırımlar müdürlüğü bölümünde planlama ve kontrol teknikeri olarak çalıştığı, temel görevinin davacı şirketin tarafı olduğu inşa sözleşmelerinin sahada denetim ve kontrolü, müteahhit firmaların hak edişlerin ve birim fiyatlarının doğruluğu ve ayrıca müteahhit firmaların çalışanlarına ödenen maaş ve SGK primlerinin takibini yapmak olduğu, söz konusu bu bilgilerin teknik olarak ticari sır kapsamında olamayacağı, aynı sektörde faaliyet gösteren tüm işletmelerde benzer işlemlerin yapılması gerektiği, kaldı ki davalının bu bilgileri yeni çalıştığı şirkete aktardığı hususunun ispatlanamadığı, ayrıca sözleşme ile öngörülen rekabet yasağının Türkiye geneli için geçerli olduğu, oysa böyle bir hükmün TBK’nun 444/1.maddesinde öngörülen “rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz” şeklindeki hükme aykırı olduğu, bu kapsamda rekabet yasağı ve gizliliğe ilişkin sözleşme şartının geçersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, taraflar arasında 03.09.2007- 20.10.2017 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi temelinde gerçekleşmiş hizmet ilişkisi, taraflarca 20/10/2017 tarihli “iş sözleşmesini sona erdiren sözleşme” başlıklı sözleşme ile karşılıklı uygun mutabakat ile sona erdirilmiş, aynı tarihli “rekabet etmeme taahüdü” ve “gizlilik taahhütnamesi” başlıklı diğer iki adet belge ve yine “ibraname ve feragatname” başlıklı bir adet belge tanzim edilerek davalı işçiye kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve artan kıdeme teşvik tutarı adı altında yapılan ödemeler ile birlikte ayrıca ilave menfaat tutarı olarak 47.488,08-TL ek ödeme yapılmış, böylece taraflar aralarındaki hizmet ilişkisini “ikale sözleşmesi” yöntemi ile sona erdirmişlerdir.
İşçi ve işveren iradelerinin iş sözleşmesinin feshi konusunda birleşmesi bir tarafın feshi niteliğinde değildir. 4857 sayılı İş Kanunu’nda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile ikale sözleşmesi kurulmuş olur. İş ilişkisinin taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde durulması gerekir.
Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, iş güvencesinden yoksun kalacağı gibi kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarını da kazanamayacaklardır. Yine 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamında işsizlik sigortasından da yararlanamayacaktır. Bu hususlar, iş hukukunda hakim olan “işçi lehine yorum ilkesi” dikkate alınarak ikale sözleşmesinin geçerliliği noktasında işçi lehine değerlendirmenin gerekliliğini zorunlu kılmaktadır. Herşeyden önce ikale sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. Makul yarar ölçütü, ikale sözleşmesi yapma konusunda icabın işçiden gelmesi, işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Olayda, davalı işçiye kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fesih tarihi itibari ile mevcut diğer alacak kalemlerine ek olarak feshin gerçekleştiği Ekim 2017 dönemi bordrosunda “ilave menfaat” adı altında tahakkuk ettirilen brüt 47.488,08-TL ek menfaat davalıya ödenmiştir. Buna karşılık, taraflar arasındaki “rekabet etmeme taahhüdü” başlıklı sözleşmede aynı tutar için farklı bir açıklamaya yer verilmiştir: Sözleşmenin “…” bendinde rekabet yasağı ve “ilk …” bendinde işveren ile ilişkili kişilerle irtibatlı olmama yasağının düzenleme altına alındığı, “…” bendinde önceki bentlerde yer alan sınırlamalara mukabil iş sözleşmesinin feshine bağlı ödemelere ilaveten ek bir ödeme yapılması hususunda mutabık kalındığının belirtildiği, “…” bendinde sözleşmenin “…” ve “…” bentlerinde düzenlenen taahhütlere atfen yükümlülüklerin ihlali halinde işveren tarafından ödenen tutarın iade edileceği hususlarına yer verilmiştir. Bu hali ile, 47.488,08-TL tutarındaki ek ödemenin mahiyeti yönünden “rekabet etmeme taahhüdü” başlıklı sözleşmenin “…” bendi ile “ibraname ve feragatname” başlıklı diğer belgenin son paragrafı arasında birbirine aykırı düzenlemeye yer verildiği, nitekim yapılan ödemenin niteliği yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, 20/10/2017 tarihli “iş sözleşmesini sona erdiren sözleşme” ve aynı tarihli “ibraname ve feragatname” başlıklı belge birlikte değerlendirildiğinde, tarafların aralarındaki hizmet ilişkisini ikale sözleşmesi yöntemi ile sona erdirdikleri, ancak sona erme nedenine ilişkin herhangi bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriği, tanıkların anlatımları, olayın özellikleri ve şartları, davalı işçinin çalışma süresine, davalıya ait kayıtlarda 47.488,08-TL ödemenin ne şekilde tespit edilip hesaplandığı hususunda bilginin ve kaydın bulunmamasına ve davalının uzun süreli çalışanlarla ilgili ortaya koyduğu politikasına göre, davacı şirketin iş sözleşmesini ikale sözleşmesi ile sona erdirmesinin ihbar tazminatı ve işe iade müessesesinde öngörülen tazminatı davalıya ödemekten kurtulmak amacına yönelik olduğu kanaatine varılmıştır.
Buradan hareketle, davalı işçinin de yararlanmakta olduğu davacı şirket ve …Sendikası arasında imzalanmış 01.01.2017 – 31.12.2018 yürürlük tarihli İşletme Toplu İş Sözleşmesi’nin …maddesinde 01.07.2001 tarihinden sonra işe girenler için ihbar önellerinin genel hükümlere göre belirleneceği, bu tarihin öncesinde işe girenler içinse işçi lehine özel düzenleme öngörüldüğü, buna göre davalı işçiyi kapsayacak biçimde hizmet süresi 3 yılı aşan en üst kurul için ihbar önelinin 8 hafta olarak belirlendiği açıktır. Davalı işçinin hizmet süresi dikkate alındığında ihbar önelinin 8 hafta olduğu ve bu tutara ilişkin ihbar tazminatının 15.168,72-TL olduğu ve brüt ek ödeme 47.488,08-TL’nin yaklaşık %31,94’üne tekabül ettiği belirgindir.
Bu durumda, davacı işveren tarafından davalı işçiye ödenen dava konusu78.754,08-TL ilave menfaat ödemesinin rekabet yasağı sözleşmesi ve gizlilik taahhütnamesinin karşılığı olmayıp, ihbar tazminatı ve muhtemel işe iade etmeme hususundaki tazminatın işçiye ödenmesinden kaçınmaya yönelik olduğu, davacı işverenin bu suretle makul yarar sağladığı, hal böyle olunca rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağı ve ilave menfaat ödemesinin iadesine ilişkin davacı taleplerinin haksız olduğu, davanın reddi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın REDDİNE,
1.344,93-TL peşin alınan ilam harcından 59,30 TL maktu red harcının mahsubu ile arta kalan 1.285,63-TL ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14.bendinin 2.yarı cümlesi ve ilgili yönetmeliğin 26/2.madde hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından sarfedilen 50,00-TL yargılama giderinin ve A.A.Ü.T.’nin 13/4.madde hükmüne göre belirlenen 4.050,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmemiş gider avansının bulunması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, anlatıldı . 23/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.