Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/573 E. 2022/95 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ve tavzih dilekçesi ve ……. tarihli celsedeki beyanı ile, …………. İnşaat Makina San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin %95 hissesinin ve şirket müdürlüğü yetkisinin dava dışı …….ait olduğunu, ……..’ın eşi ……’ın taraflar arasındaki kredi ilişkisinin kefili olduğunu; ……’ın şahıs firmasının sahibi olarak mahkememizin …… E.sayılı dosya ile açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu gerekçesi ile reddedildiğini, müvekkilinin …… yılında davalı banka şubesi ile ….TL nakit kredi ve ….. Euro forward kredi işlemi çerçevesinde 2007 yılında aralarında çıkan ihtilaf nedeniyle müvekkili …….Şirketinin haklı çıktığını (Mahkememizin …… E.sayılı dosyası ile müvekkilinin davalı bankaya borcu olmadığının kesin hükümle tespit edildiğini, mahkememizin ……. E.sayılı dosyası ile davalı bankanın müvekkiline borçlu olduğunun hüküm altına alındığını, mahkememizin ……. E.sayılı dosyası ile davalı bankanın müvekkiline borçlu olduğunun hüküm altına alındığını, İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …….E.sayılı dosyası ile kefillerin borçlu olmadığının hüküm altına alındığını ve mahkememizin …… E.sayılı dosyası ile müvekkili şirkete ait taşınmaz üzerinde, kredi ilişkisi sebebi ile kurulan ipoteğin fekki davasının devam ettiğini); davalı bankanın 2007 yılından 2018 yılına kadar bankalar arası ve Merkez Bankası tarafından tutulan mevzuç kaydı diye söylenen kayıtlara kasıtlı yalan beyanlarda bulunarak, müvekkili şirket …..Servis Merkezinin itibarının yerle bir edildiğini; tüm bankaların kredi ilişkilerini Merkez Bankasına bildirmek, krediyi batıran sorunlu kredi müşteri ilişkisini bildirmek durumunda olduklarını, diğer bankaların istihbarat raporunu hazırlarken bu mevzuç denilen kayıtlara baktığını, müvekkili şirketin diğer bankalarla kredi ilişkisine girmek istediğinde davalı bankanın bildirdiği bu olumsuz bildirimin karşısına çıktığını ve hiç bir banka ile 2007 yılından bu yana kredi ilişkisine giremediğini, kredi kayıt risk bildirim bürosuna ve Bankalar Birliği bünyesinde tutulan kayıtların da aynı şekilde olduğunu; müvekkili şirketin bankalarla kredi ilişkisine girememesi nedeniyle hiçbir banka ile iş yapamaz hale geldiğini, müvekkilinin 2007 yılından bu yana işini askıya almak zorunda kaldığını ve elde edeceği ticari kazançtan mahrum kaldığını bildirerek bu zarar nedeniyle fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydıyla …….. TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı maddi tazminat tutarını belirleyebilecek durumda olup belirsiz alacak davası şeklinde dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını,……TL tazminatın türü ve tutarı net şekilde açıklanmadığı için HMK’nun 119/1-ğ maddesine aykırı olduğunu, TBK’nun 72.madde hükmünde öngörülen 2-10 yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiğini, müvekkili bankanın davacı şirketten olan alacağına ilişkin yargılamanın halen devam ettiğini, kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın da banka kayıtlarına aykırı olarak risk bildirimi yapılmamasının hukuken olanaksız olduğunu, davacı taraf hakkındaki İzmir ……İcra Müdürlüğünün ……..E.sayılı haciz yolu ile icra takibi ve davacının kefili olduğu kredinin teminatını teşkil eden ipotek ile ilgili aynı icra müdürlüğünün …….E.sayılı dosyası ile açılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, mahkememizin …….. E., ……….K.sayılı kesinleşmiş karar örneği, mahkememizin …….. E. ……… K.sayılı kesinleşmiş karar örneği, mahkememizin ………. E.,…… K.sayılı dosyası, mahkememizin …………K.(bozma öncesi …… E.-…. K) sayılı dosyası, mahkememizin …… E.- K.(istinaf kararı öncesi…… E-…… K.)sayılı dosyası dosya arasına alınarak incelenmiş, İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesinin -……. K.sayılı dosya örneği celbedilmiş, davacı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeler de incelenmek suretiyle muhasebe uzmanı ……-mali işler yöneticisi …-bankacı … imzalı 20/01/2020 havale tarihli bilirkişiler raporu alınmıştır.
Dava, banka kredi sözleşmelerinde öngörülen kredi ödemesi borcunun ihlalinden bahisle davalı bankanın Merkez Bankasına bildirimi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen mahrum kalınan ticari kazancın tazmini istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun: Dava konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, dava dilekçesi ve 04/03/2019 havale tarihli tavzih dilekçesinde belirtilen taraflar arasındaki ticari kredi ilişkisinden kaynaklı problemler ve davalar, davalı banka tarafından davacı ile Merkez Bankasına yapılan bildirimler sonucu davacı şirketin 2007 yılından beri maddi zarara uğrayıp uğramadığı, maddi zarara uğramış ise zarar tutarının ne kadar olduğu, olayda davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı ve ortaya çıkan zarardan davalı bankanın sorumlu olup olmadığı noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği delil ve belgelerin, özellikle bilirkişiler raporunun ve kesinleşmiş mahkememizin …… E.-…….K.sayılı dosyasının değerlendirilmesi sonucunda;
I-Bekletici mesele yapılan mahkememizin …… E.-……….K.sayılı dosyası ile esas itibariyle aynı dava konusu ve maddi sebebine dayanılarak şirket temsilcisi ……tarafından davalı banka aleyhine açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği ve bu kararın 01/02/2022 tarihi itibariyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
II-A)Tarafların durumuna, uyuşmazlıkların niteliğine ve kapsamına göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacı tarafından beklenemeyeceği, öte yandan davacı tarafın hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirtmiş olduğu anlaşıldığından, davalı tarafından ileri sürülen belirsiz alacak davasına yönelik itiraz hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur.
B)Uyuşmazlığın kredi sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanmasına, banka kredi sözleşmesinden doğan alacaklarda zamanaşımı süresinin -iddianın kapsamı nedeniyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 146.madde hükmü uyarınca- 10 yıl olmasına, sözleşmeye aykırılığın 2007 yılından dava tarihi 2018 yılına kadar aralıksız sürdüğünün iddia edilmesi nedeniyle sözü edilen zamanaşımı süresinin gerçekleşmemesine göre, davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’inin hukuki dayanaktan yoksun olduğu kanaatine varılmıştır.
C)Davacı vekili 04/03/2019 havale tarihli tavzih dilekçesi ile, tazminat türünü ve dayanağını açıkladığı için bu yöne ilişen davalı itirazı ile ilgili değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.
III-Davanın esasına gelince;
Mahkememizin ……E, ……… K.sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği ve kararın 20/01/2011 tarihinde kesinleştiği, mahkememizin ……E., ……. K.sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği Yargıtay aşamasından geçerek 19/04/2016 tarihinde kesinleştiği, mahkememizin …….K.sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen kararın bozulduğu ve ……. esasına kaydedildiği, …… K.ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve 21/02/2019 tarihinde kesinleştiği, mahkememizin ……. E. ……. K.ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve 15/01/2019 tarihinde kesinleştiği, İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesinin ……..K.sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği ihtilafsızdır.
Davacı şirket (öncesinde mahkememizin … E-……K.sayılı kesinleşmiş kararında belirtilen … Ve Ticaret) ile davalı banka arasındaki ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklı ihtilaflarda davacı tarafın haklı olduğu, öte yandan davalı bankanın 2007-2018 yıllarında davacı şirket (……… Ve Ticaret) hakkında ilgili kurumlara risk bildiriminde bulunduğu belirgindir.
Banka kredi sözleşmesi ilişkisinde borçlu veya kefilin sözleşmede ve kanunda öngörülen edimlerini gereği gibi yerine getirmesine rağmen bankanın “Merkez Bankası” veya “Bankalar Birliği”ne bildirimde bulunması yan yükümlülüklerin ihlali anlamına gelir. Ancak, haksız fiil ve sözleşme sorumluluğunun temel şartı olan “zarar” unsuru burada da aranır. Davacı tarafın bankanın kendisi hakkındaki ilgili kurumlara risk bildirimi sonucunda zarara uğradığını ispat etmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
2006 ile 2018 yıllarında şirketin gerçek bir faaliyetinin olmadığı, gelir tablolarında yer alan satışların şirketin esas faaliyetine ilişkin satışlar olmadığı, bunların şirket aktifinde kayıtlı taşınmazların kira geliri olduğu, şirketin bazı yıllarda kredi kullandığı, şirketin kayıtlı sermayesinin ……… TL ve oldukça fazla olduğu, varlık kaynak ilişkilerinin incelenerek, hesaplanan işletme sermayesinin oldukça yüksek olduğu, bunun şirketin krediye ihtiyacı olmadığı anlamına geldiği,
2008, 2014 ve 2015 yılları hariç diğer yıllarda, şirketin ortaklarından önemli miktarda alacağının bulunduğu, şirketin uzun yıllar ortaklarını finanse ettiği, başka bir deyişle şirketin ortaklarını devamlı olarak fonladığı ve şirketin fonlarının iyi yönetilmediği,

Bilançolarda yer alan “Diğer Çeşitli Alacaklar” kaleminin 2012 yılından 2018 yılına kadar …… TL olarak değişmediği, bu alacakların ….. TL sinin …….Sitesi ve …….TL sinin ……….Sanayi Müdürlüğünden oluştuğu, kayıtlara göre alacaklarının tahsili için herhangi bir işlem yapılmadığı, şirketin alacaklarının tahsilinde büyük sorun olduğu, fonları iyi yönetilemeyen hantal bir yapıda olduğu,
Şirket aktifinde binalar grubunda, gayrimenkuller ……. + Fabrika Binası (….) …….= ……..TL değerleriyle, 2008 yılından 2014 yılına kadar (2014 dahil) aynı değerlerle kayıtlı olduğu, 2015 yılında fabrika binasının (…….) kayıtlardan çıkarıldığı ya da satıldığı, gayrimenkuller hesabında kayıtlı taşınmazların ise 2016 yılında kayıtlardan çıkarıldığı ya da satıldığı, bunların satılması neticesinde şirketin kar elde etmesi gerekirken tam aksine taşınmazların aktiften çıkarıldığı yıllarda zarar edildiği, buna göre yatırımın iyi bir yatırım olmadığı, elden çıkarıldığı yıllarda zararın gerçekleştiği, böylece davacı şirketin kar veya zarar hesaplamalarında öngörülebilir yapıda olmadığı,
Şirketin gerçek faaliyetine ilişkin satışının olmadığı, şirket kayıtlarında ve mali tablolarında görülen satışın “Diğer Gelirler” (Kira Gelirleri) olduğu ve oldukça yüksek oranda çalışma sermayesinin olduğu bu nedenle şirketin kredi kullanma gereksiniminin bulunmadığı, esasen kira gelirinin elde edilmesinde krediye ihtiyaç duyulmasının söz konusu olamayacağı; buna rağmen şirket bilançolarına göre 2008, 2010, 2011, 2012, 2013, 2017 ve 2018 yıllarında …… Fin A.Ş.,……. A.Ş., …… Bankasından davacı şirketin kredi kullandığı, ancak kredi kullanımı ile kira gelirlerinin ve karının artmadığı,
Hal böyle olunca, davalı bankanın ilgili mercilere bildirimleri sonucunda davacı şirketin kredi kullanamadığı veya yeteri kadar kredi kullanamadığı için maddi bir zararının meydana gelmediği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında zarar şartı gerçekleşmediği için davalı bankanın sorumluluğundan da bahsedilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve heyetin taktirine göre:
Davanın REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70 TL ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmemiş gider avansının bulunması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/02/2022

Başkan …

Üye ……

Üye …..

Katip ……….

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.