Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/37 Esas
KARAR NO : 2023/51
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/10/2015
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
Davacı vekili tarafından 28/10/2015 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” marka tescili sahibi olduğunu, 41. sınıfta kayıtlı olduğunu ve …’ye tarım konulu programlar yaptığını, belirterek davalı şirketinde …. televizyonundan yayınlanan aynı mahiyetteki programları hazırladığını, bu programlarda müvekkilinin markasını kullandığını, markayı haksız kullanarak haksız rekabet ettiğini ileri sürmüş, sonuç olarak 10.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Ayrıca, haksız rekabetin marka tecavüzünün önlenmesini, giderilmesini ihlal tarihinden itibaren ticari faizin karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; cevap süresinin uzatılmasını talep eden davalı vekili cevap sunmadığından münkir kabul edilmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi raporu, BAM kararı, Yargıtay …. HD kararları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili,” …” ibareli markanın 556 KHK’na göre 23/03/2012 tarihinde müvekkili adına film, televizyon, radyo programları yapma hizmetleri, dergi, gazete vb. Yayınların hazır hale getirilmesi alanlarında tescil edildiğini, davalı şirkete ait “…” adlı televizyon kanalında müvekkiline ait markanın kullanılmak suretiyle program yapıldığını, bu suretle müvekkiline ait tescilli markaya tecavüzde bulunulduğunu, bu durumun aynı zamanda müvekkili aleyhine haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, yayınların ortadan kaldırılması, hükmün ilanı ve şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Dava, haksız rekabet ve markaya tecavüzün tespiti, men ve ref’i ile tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 20/09/2016 tarihli … Esas-… Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, davacı yararına 8.903,56 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, söz konusu karar taraflarca istinaf edilmiş, istinaf incelemesini yapan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. HD tarafından …. Esas – … Karar sayılı 09/12/2016 tarihli karar ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş bu kararın temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay … HD tarafından … Esas- … Karar sayılı 22/01/2019 tarihli ilam ile davacının markasında bulunan “…” ibaresinin ekolojik tarım faaliyetlerinde kullanılmasının 556 sayılı KHK’nun 12. Maddesi kapsamında dürüst bir kullanım niteliğinde sayılıp sayılamayacağının tartışılmaması, markanın tescil kapsamındaki hizmetler yönünden ayırt edicilik düzeyinin düşük olduğu ve bu sebeple koruma kapsamının da dar tutulması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiş. Dosya mahkememize gelerek mahkememizin … Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiş ve … Esas- … Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, davacı yararına 8.903,56 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay … HD tarafından … Esas- … Karar sayılı ilam ile davacı markasının “…” unsurunun tarımsal faaliyetlerin tanıtımını içeren programlar yönünden ayırt edici olmadığı, ayırt ediciliği sağlayan unsurun sadece “O” harfi içerisindeki dünya şekli olduğu, “…” ibaresinin kullanımının bu alanda faaliyet gösteren tüm meslek mensuplarının kullanımına açık tanımlayıcı bir ibare olduğu ve davalının kullanımının KHK’nun 12. Maddesi uyarınca dürüst ticari kullanım kapsamında değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememizin 2023/37 Esas numarasına kaydedilerek ve Yargıtay …. HD’nin bozma ilamına uyularak yargılamaya devamla hüküm kurulmuştur.
Somut olayda davacı adına tescilli “… + ….” unsurlu markanın davalı tarafça radyo ve televizyon programlarında kullanılmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği hususları ihtilafın özünü oluşturmaktadır. Bu kapsamda marka hakkına tecavüzün varlığı için markaya konu işaretin aynen veya karıştırılmaya müsait şekilde ve markanın tescilli olduğu alanlarda kullanılmış olması gerekmektedir. Markaya konu işaretin bir kısmının kullanılmış olması halinde kullanılan bu kısmın markanın ayırt edicilik unsuruna ilişkin olup olmadığı önem kazanmaktadır. Bu husus tespit edilirken marka bütün olarak değerlendirilmeli ve ortalama tüketici kitlesinin genel bakış açısı dikkate alınmalıdır.
Somut olayda davacı adına tescilli “… + …” şeklindeki markasının “O” harfi dünya şeklinde görsel olarak tescil edilmiştir. Söz konusu marka ekolojik tarım faaliyetlerinin tanıtımına ilişkin hizmetler yönünden tescil edilmiştir. Dolayısıyla bu hizmetler yönünden markanın ayırt edicilik düzeyinin düşük olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve bu kabulden hareketle markanın koruma kapsamının dar tutulması gerektiği değerlendirilmiştir. Diğer yandan somut olayda davalı tarafın kullanımı, davacıya ait markanın ayırt edicilik unsurunu sağlayan dünya şeklindeki “O” harfi kullanılmaksızın ve sadece ” …” şeklinde gerçekleştirilmiştir. Markanın kullanıldığı televizyon programının ekolojik tarım ve hayvancılık usullerine ilişkin tanıtım ve bilgilendirme amaçlı olduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalının bu kullanım şeklinin ise dosya kapsamı itibariyle KHK’nun 12. Maddesinde belirtilen dürüst kullanım mahiyetinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Mezkur nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davanın reddine,
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre (maddi tazminat talebi yönünden) hesap ve takdir edilen 10.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre (manevi tazminat talebi yönünden) hesap ve takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Alınması gereken 269,85 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 540,03 TL harçtan mahsubu ile fazla harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı tarafından yapılan 2.513, 16 TL toplam yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı Gerekçeli hükmün tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde, Yargıtay … Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okunup anlatıldı.
09/06/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı