Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/184 E. 2023/4 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/184 Esas
KARAR NO : 2023/4
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2023

Davacı vekili tarafından 23/12/2022 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedildi, dava dilekçesi ve dosyadaki tüm belgeler incelendi. Gereği düşünüldü;
DAVA
Davacı Türk Standartları Enstitüsü vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı bulunduğunu, bu alacağa istinaden müvekkili kurum tarafından düzenlenen faturanın, davalı tarafça ödenmediğini, davalı aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli ve haksız olarak yapıldığını iddia ederek davalının takibe vaki itirazının iptali ile müvekkili yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile İcra İnkar Tazminatı istemlerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı kurum ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme kapsamında, davalı şirkete Hizmet Yeterlilik Belgesi kullanma hakkı tanındığı, bu sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından gerekli aidat veya ücretin davalı tarafa fatura düzenlenerek bildirildiği, davalı tarafça ödeme yapılmadığı gerekçesi ile davacı kurum tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığı, söz konusu takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, bu itirazın iptaline matuf olan huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda mahkememiz görevli bulunmamaktadır. Zira mahkememizde 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında bulunan uyuşmazlıklar görülmektedir. Somut olayda fatura alacağına dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali talep edilmektedir. Davalı borçlu ise şirket olup alacağı veya borcu ticari niteliktedir. Alacağın dayanağı faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla somut olaydaki alacağın yukarıda zikredilen KHK ve Kanunlarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Başka bir söyleyişle takibe ve davaya dayanak alacak herhangi bir marka hakkı, coğrafi işaretten kaynaklanan bir hak, patent hakkı veya telif hakkı gibi Fikri Mülkiyet Hakkına konu olabilecek bir nitelik arz etmemektedir. Dolayısıyla huzurdaki davada mahkememizin yargılama yapması, delilleri değerlendirmesi yasal olarak mümkün değildir. Davalının ticaret şirketi ve bu kapsamda tacir oluşu, alacağın ticari nitelik arz etmesi ve faturaya dayanması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davada yargılama yapma görevi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1, 3, 4 maddeleri, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yetkileri hakkında kanunun 5/3 maddeleri gereğince Asliye Ticaret Mahkemesine ait bulunmaktadır. Diğer yandan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususu dava şartlarından olup, taraflarca her aşamada ileri sürülebileceği gibi mahkemece de yargılamanın her aşamasında resen gözetilmeli, mahkeme görevsiz olduğunu tespit ederse dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmelidir. Mahkememizce bu değerlendirme ve kabul takdiren dosya üzerinden yapılarak incelenmiştir. Bu durum ise yargılamanın süratle bitirilmesi, usul ekonomisi gibi yargılama ilkelerine uygun düşmektedir. Davacı ve Davalı tarafın iddia ve savunmaları mahkemenin görevli olup olmaması hususunu değiştirecek değildir. Bu sebeplerle mahkememizce dosya üzerinden inceleme yapılarak hüküm oluşturulmuştur.
Mezkur nedenlerle mahkememizin görevsiz olması, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması hususları gözetilerek, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-HMK’nın 114/1-c maddesinin yollaması ile HMK 115/2 maddeleri uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
2-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 20/2 maddesi uyarınca talep beklenmeksizin gerekçeli kararın taraflara tebliği ile; 6100 sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca en geç kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
Hükmün 2.md göre talepte bulunulması halinde; 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 md uyarınca vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirmeye alınmasına, hükmün 2.md uyarınca talepte bulunulmaması halinde HMK’nın 331/3 md göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin açılmamış sayılmasına ilişkin hüküm ile birlikte mahkememizce dikkate alınmasına
Dair karar tarafların yokluğunda, HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/01/2023

Katip
¸

Hakim
¸