Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/149 E. 2023/63 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/149 Esas
KARAR NO : 2023/63
DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/10/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; … numaralı ”…” şeklindeki markanın 29, 30, 31, 32, 35, 43. Sınıflarda, … numaralı “…” şeklindeki markanın ise 03, 09, 14, 18,21 ,24,35 ve 40. Sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin söz konusu markaları Çeşme’de bulunan işletmesinde 2016 yılından beri kullandığını, ayrıca sosyal medya hesaplarında da kullandığını, davalının İzmir Aliağa ilçesinde bulunan işletmede müvekkiline ait markanın iltibas oluşturabilecek şekilde ve “…” şeklinde ve internet adresi ile sosyal medya hesaplarında ayrıca söz konusu işletmede bulunan ürünlerde kullanıldığını, davalı tarafça bu şekilde kullanılan ibareye ilişkin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından itiraz edilmesi üzerine tescil başvurusunun kurumca reddedildiğini, iddia ederek müvekkilinin tescilli markasına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, ihlal yaratan markanın her türlü kullanımının kaldırılması, basılı evrak ve etiketlerin, tabelanın, reklamın kaldırılması, davalıya ait kullanım içeren internet adresi ve sosyal medya hesaplarının iptali, kararın kesinleşmesini müteakip kararın ilanını ve yargılama süresince mahkememizin … D.iş dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının devamını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıya ait markanın tanınmış markalardan olmadığını, müvekkiline ait iş yerinin Aliağa’da, davacıya ait iş yerinin Çeşme’de olduğunu, dolayısıyla farklı bölgelerde faaliyetin söz konusu olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin davacının tescilli markasından haberdar olmadığını, müvekkiline ait işletmenin kafeterya niteliğinde olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER
TPMK kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekili, … ve … numaralı “…” ibareli markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı tarafça “…” ibareli tescilsiz markanın kullanılması suretiyle müvekkili aleyhine haksız rekabette ve marka haklarına tecavüzde bulunulduğunu iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve müvekkili yararına 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin İzmir Aliağa ilçesinde faaliyet gösterdiğini, davacının ise İzmir Çeşme ilçesinde faaliyet yürüttüğünü, davacının markasının tanınmış markalardan olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, tescilli markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya sektör uzmanı, marka vekili ve bilişim uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda davacının tescilli markasında bulunan ibarenin aynı ya da aynı türden mal ve hizmetleri içerdiği, iki ibarenin görsel işitsel ve kavramsal açıdan benzer mahiyette olduğu, ortalama tüketici nezdinde “…” ve “…” ibarelerinin karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, iki işletmenin birbirine bağlı olduğu izlenimi oluşturacağı ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, davalı kullanımının davacı markasına iltibas suretiyle benzerlik gösterdiği hususları tespit edilmiştir. Dosya kapsamına, bilimsel ve teknik verilere uygun bulunduğu değerlendirilen rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir. Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir. Marka hakkına tecavüz sayılan haller 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. maddede düzenlenmektedir. Kanunun 29/1-a bendinde 7. maddeye atıf yapılarak, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken 7. maddeyle 29. maddenin birlikte dikkate alınması gerekir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1-a maddesi marifetiyle 7/2-a maddesinde, “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması”, 7/2-b maddesinde ise, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller arasında sıralanmıştır. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/2-c maddesine göre ise, “Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” 29/1-a maddesi marifetiyle marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-ç maddesine göre, “İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”, 7/3-d maddesine göre ise “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.” hallerinde işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir. Somut olayda davacı adına tescilli “…” ibaresini içeren markaların bulunduğu, bu markaların esas ve belirgin unsurunun bu ibare olduğu markaların sadece kelimelerden oluştuğu, davalı tarafça davacının tescilli markalarında bulunan “…” şeklindeki ibarenin sadece “M” harfi “N” harfi olarak değiştirilmek suretiyle kullanıldığı, bu durumun iltibas oluşturacağı, ortalama tüketici kitlesi nezdinde işletmelerin ve markaların bir birinin zinciri şeklinde algılanmasına neden olabileceği, bu durumun tüketici nezdinde yanılgıya sebebiyet vereceği ve davacının marka haklarına tecavüz oluşturacağı mahkememizce kabul edilmiştir. Diğer yandan bu durum davacı açısından manevi bir zarara da neden olabilecek boyuttadır. Bu itibarla davacı yararına manevi tazminata da hükmedilmesi gerekmektedir. Bu tazminat miktarı belirlenirken 6098 sayılı TBK, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tecavüzlü kullanımın mahiyeti ve yoğunluğu, hak ve nesafet ilkeleri göz önüne alınmış ve 10.000,00 TL manevi tazminat tutarının dosya kapsamına uygun ve adil olduğu vicdani kanısına ulaşılmıştır. Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kabulü ile,
Davalının davacıya ait … ve … tescil numaralı markalardan kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
Tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına,
Davalıya ait… isimli alan adı tahsisinin iptaline,
Davalıya ait … sosyal medya hesaplarının kullanımının iptaline,
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile,
10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine,
Alınması gereken 683,10 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan peşin 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 170,78 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen (marka haklarına tecavüze ilişkin dava yönünden ) 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebi yönünden) 10.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen (reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı yararına hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden hükmedilcek vekalet ücretini geçemeyeceğinden ) 10.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam 4633,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili taraflara iadesine, Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı Gerekçeli hükmün tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okunup anlatıldı. 12/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı
¸