Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/94 E. 2022/37 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/94
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men’i, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

Davacı vekili tarafından 13/08/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardırTurizm alanında faaliyet göstermekte olduğunu, … adresinde yer alan ve tapunun … parselde kayıtlı ‘ …’ ünvanlı ( markalı ) otel işletmesinin sahibi olduğunu, müvekkilinin 28.04.2014 tarihinde ‘ … ” ibaresini … tescil numarasını Türk Patent Enstitüsüne ekli tescil ettirmiş olduğunu, müvekkilinin bu markayı iş yerlerinde, reklam panolarında, tanıtım ilanlarında uzun süredir kullanmakta olduğunu, turizm sektöründe kalitesi ile üne kavuşmuş bilinen bir marka haline geldiğini, müvekkilinin tescilli markası ile turizm sektöründe ticari faaliyetine halen devam etmekte olduğunu, iyi bir pazar payı oluşturmuş olduğunu, Aleyhine tespit ve tecavüzün menini istenen davalı şirketin ise, turizm pazarında yeni bir girişimci olduğunu, Davalı şirketin, ” … “‘ ünvanı ile Özdere Cumhuriyet Mahallesinde müvekkili ile aynı bölgede 500 mt. uzaklığında faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirketin ise “… ” ibaresini evrak, reklam ve tanıtım vasıtalarında kullanmakta olduğunu, Bu durumun müvekkili şirketin 3 kişilerden aldığı mal ve hizmetlerin temini ve iletimi konusunda da karışıklığa neden olmakta ve müvekkilinin ürünlerinin çoğu kez davalı şirkete teslimine neden olmakta olduğunu, hizmet satın alan Müşterilerinde de benzer karışıklıklar yaşanmakta olduğunu, Davacı müvekkili şirketin, tescilli markasının davalı tarafın, iltibas yaratmak kastıyla yapmış olduğu konusunda haksız fiil niteliğindeki eylemlerinin sonlandırılmasına yönelik, İzmir Noterliği’ nin … yevmiye nolu 16.06.2021 tarihli ihtarnamesini keşide edip, tebliğ edilmiş olduğunu, davalı tarafın 22.06.2021 tarihinde tebellüğ ettiği meşru ve hukuki talepler içeren ihtarnameye karşı bugüne kadar tecavüzüne son vermemiş haksız eylemlerini bugüne kadar artarak sürdürmüş olduğunu belirterek; Davalı şirketin müvekkiline ait markaya tecavüzün önlenmesi ve men’ine Müvekkiline ait tescilli markanın reklam ve tanıtım vasıtaları tabelalarının işletmeden sökülmesi, kaldırılması ve toplatılmasını Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik SMK uyarınca hesaplanacak 10.000.-TL TL maddi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsilini 50.000.-TL TL manevi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talebiyle dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu Türk Patent Enstitüsü’ne tescil ettirdiği markanın dava dilekçesinde iddia ettiği gibi “…” ibaresi olmadığını, Davacının Türk Patent ve Marka Kurumu’na tescil ettirdiği markanın “notıon kesre beach hotel&spa” ibaresi olduğunu tek başına “Kesre” ifadesinin davacı tarafından tescil ettirilmemiş olduğunu, Kesre ifadesinin müvekkilinin işlettiği otelin olduğu koyun adı olduğunu; Kesre koyu. Olduğunu, Özdere Cumhuriyet Mahallesi’nin eski adının ..’ olduğunu, maruf bir yer adı olduğunu, Herkesçe bilinen, tanınan (maruf) bir yerin adının tek başına davacı tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin logosuyla, davacının logosu arasında hiçbir benzerlik bulunmamakta olduğunu, davacının sebepsiz zenginleşmek amacıyla dava açtığını HMK m.329 gereği kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, TTK’da yazılı olduğu gibi haksız rekabetin koşulları oluşmadığını, davacının davasını ispat edememiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Sınai Mülkiyet Uzmanı bilirkişiden alınan raporda özetle; Mal/ hizmet benzerliği açısından yapılan inceleme neticesinde: Davacı adına … sayı ile tescilli “…” markasının kapsamında “…” nin bulunduğu, buna karşılık davalının … markası ile sunduğu hizmetin de geçici konaklama hizmeti olduğu Bu nedenle davacı … İnşaat Taahhüt Gıda Turizm Oto. Tic. Ltd. Şti. adına tescilli … sayılı markanın kapsamında bulunan hizmetler ile davalının sunduğu hizmetler arasında aynılık bulunduğu Taraf markalarının ve kullanımlarının benzerliği açısından yapılan incelemede ise; davacı markası ile davalı kullanımı markalarının ikisi de kelime ve şekilden oluşan karma markalar olup, markalarda yer alan ağaç, gemi, güneş şeklindeki logolar ile yazı karakterleri birbirine benzememekte olduğunu, Öte yandan davacının markasında bulunan ve asli unsur/asli unsurlardan biri olan … kelimesi ile beach ve spa ibareleri davalı kullanımında bulunmadığı gibi davalının kullanımında bulunan ve asli unsur/ asli unsurlardan biri olan … kelimesi de davacının markasında bulunmamakta olduğunu, taraf markalarında ortak olan hotels/hotel ibaresi sunulan hizmetin yerini belirten, tanımlayıcı bir ibare olup söz konusu ibarenin benzerliğinin markaların benzerliğine herhangi bir etkisi bulunmamakta olduğunu, marka ve kullanımında ortak olan … ibaresinin ise İzmir’de bulunan bir köyün adı olup, köyün adının günümüzde Özdere ismini almış olduğunu, Eski adının “… Köyü” olduğunu, Söz konusu köyün adının kullanılmasının karıştırılma ihtimali yaratıp yaratmadığı hususunun coğrafi kaynak bildiren işaret ve adlandırmaları ihtiva eden markaların tek başına tescilinin mümkün olmadığını, bu tür markaların yanlarına bir ek veya ürün ismi alarak farklı kişilerce tescil edilmesinin mümkün olduğunu belirterek davalının … markası kullanımının, davacı adına … sayı ile tescilli “….” markasından doğan hakları ihlal etmediğini rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. maddede düzenlenmektedir. Kanunun 29/1-a bendinde 7. maddeye atıf yapılarak, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken 7. maddeyle 29. maddenin birlikte dikkate alınması gerekir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1-a maddesi marifetiyle 7/2-a maddesinde, “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması”, 7/2-b maddesinde ise, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller arasında sıralanmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/2-c maddesine göre ise, “Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” 29/1-a maddesi marifetiyle marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-ç maddesine göre, “İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”, 7/3-d maddesine göre ise “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.” hallerinde işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2006/11-338 E. sayılı kararında karıştırılma ihtimali hakkında “Tüketicinin, her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi markada yer alan yardımcı unsurlar ile ve ayırım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği de düşünülemez…. Davalı işaretini gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan itiraza konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir” şeklinde karar verilmiştir.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında;Taraf markalarının ikisi de kelime ve şekilden oluşan karma markalar olup, markalarda yer alan ağaç, gemi, güneş şeklindeki logolar ile yazı karakterleri birbirine benzememektedir. Öte yandan davacının markasında bulunan ve asli unsur/asli unsurlardan biri olan … kelimesi ile beach ve spa ibareleri davalı kullanımında bulunmadığı gibi davalının kullanımında bulunan ve asli unsur/asli unsurlardan biri olan … kelimesi de davacının markasında bulunmamaktadır. Taraf markalarında ortak olan hotels/hotel ibaresi sunulan hizmetin yerini belirten, tanımlayıcı bir ibare olup söz konusu ibarenin benzerliğinin markaların benzerliğine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Öte yandan taraf marka ve kullanımında ortak olan … ibaresi ise İzmir’de bulunan bir köyün adı olup, köyün adı günümüzde Özdere ismini almıştır.
Coğrafi kaynak bildiren işaret ve adlandırmaları ihtiva eden markaların tek başına tescili mümkün olmayıp, bu tür markaların yanlarına bir ek veya ürün ismi alarak farklı kişilerce tescil edilmesi mümkündür. Taraf markalarında salt … ibaresinin yer almasının markaları benzer kılmayacağı, taraf markaları bütün olarak değerlendirildiğinde ise markalarda yer alan logo farklılığı ile davacının markasındaki … kelimesi ile beach ve spa ibareleri ile davalının markasındaki … kelimelerinin varlığı nedeniyle geçici konaklama hizmetlerinin ortalama tüketicileri nezdinde taraf markaları arasında karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükümde kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 80,70 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 1.024 TL harçtan mahsubu ile artan harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, markaya tecavüz davası reddedilmekle AAÜT.’ ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası reddedildiğinden AAÜT.’ ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası AAÜT.’ ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.187,90 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 03/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza