Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/87 E. 2022/12 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/87
KARAR NO : 2022/12

DAVA : Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/07/2021

Birleşen …/… Esas- …/… Karar sayılı dosyasında;

DAVA : Tasarıma Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Men’i, Önlenmesi, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2022

Davacı vekili tarafından 16/01/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, uzun yıllardır piyasada bulunan ve harcıâlem nitelik kazanmış olan ilaçlama tankı ürününü, 29.03.2018 tarihinde Türk Patent Enstitüsü’ne başvurarak …/… tescil nolu endüstriyel tasarım belgesi ile kendi adına tescil ettirmiş olduğunu, davacı …/… sayılı tasarım tescil belgesine dayanarak, tasarımının kendisine ait olduğunu iddia ettiği ürünlerin müvekkili tarafından üretildiği iddiası ile;
10.12.2020 tarihli ihtarname göndermiş; 3. Asliye Hukuk Mahkemesi …/… D. İş dosyası ile ihtiyati tedbir ve kendisi adına tescilli ürünlerin müvekkili tarafından izinsiz üretildiği hususunda delil tespiti talep etmiş olduğunu, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda ürünün aynı olmadığını, ayrıt edici özellikleri olduğunu, tescil tarihinden önce kamuya sunulduğu tespit edilmiş olduğunu, İzmir Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …/… D.İş sayılı dosyası ile tespit ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olduğunu, son olarak da İzmir Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …/… esas sayılı dosyası ile müdahalenin meni ve tazminat talepli dava açmış olduğunu, mahkemeler aracılığı ile alınan tespit ve bilirkişi raporları ile ürünün yeni olmadığını ve müvekkilinin ürettikleri ile farklı olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalının kötüniyetli ve ısrarlı girişimleri sebebi ile tescil edilen ürünlerin korunmaya değer olmadığının tespit edilerek, davalı adına tescilli bulunan …/… sayılı “İlaçlama Tankı ” isimli endüstriyel tasarım belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve hüküm kesinleşene kadar üçüncü kişilere devrinin ve üzerinde her türlü hak tesisinin önlenmesi için, belgenin Türk Patent ve Marka Kurumu sicil kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulması talebiyle dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun olarak tebliğ yapılmasına rağmen, süresinde davaya cevap vermediği ve delillerini sunmadığından dolayı, münkir sayılmıştır.
Birleşen …/… Esas- …/… Karar sayılı dosyasında;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin …/… tescil nolu tasarımın sahibi olduğunu, 23-01 Locarno sınıfında tescilli tasarımların …/… no ile 5 yıl süreyle koruma altına alındığını, davalılardan … firmasını müvekkiline ait tescilli ürünleri taklit ederek ürettiğini, piyasaya sürdüğünü, dava konusu taklit ürünü …- … Tarım Makinaları işletmesine sattığını, … Tarım Makinaları işletmesinin ise dava konusu ürünü … Nak. Gıda… Şirketine sattığını, bu durumun İzmir FSHHM’nin …/… D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalıların müvekkili şirketin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, önlenmesini, men’inin, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 1.000 TL maddi, 1.000 TL yoksun kalınan kazanç bedeli ile 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, müvekkili adına tescilli …/… nolu tasarımların davalı tarafından kullanılarak üretilen ürünlerde, ticaret evraklarında etiket, broşür, kartvizit, reklam, internet tanıtım araçları, web sitesi ve benzeri internet tanıtım araçlarında kullanılmasının durdurulmasını ve bu ürünlerinin üretim ve satışının önlenmesini, ambalajlarının imha edilmesini, ayrıca bu ürünleri üretmeye yarayan araç-gereç, cihaz, makine gibi vasıtalara el konulmasını, …/… D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirin devamını, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … Makina Kalıp Plastik … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Konya AHM olduğunu belirtmiştir. Esasa ilişkin beyanlarında ise, davacı yanın müvekkiline 10.12.2020 tarihli ihtarname gönderdiğini ve Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… D. İş dosyası ile ihtiyati tedbir ve delil tespiti talep ettiğini, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda ürünlerin birbiri ile benzemekle birlikte, ayırt edici nitelik kazandırması nedeniyle hitap ettiği kitle açısından ayırt edilebileceği ile tespit isteyene ait …/… numaralı tasarım tescil belgesinde yer alan diğer tasarım tesciline konu olan ilaçlama makinesi tanklarının aynı ya da benzerlerinin keşif mahallinde üretilmediği tespit edildiğini, rapora karşı taraf itirazı bulunmadığından dosyanın kapandığı, tasarımların yeni olmadığı, tasarımın hem ülkemizde hem de dünyada kullanılagelmiş tasarım olmakla kalmayıp davacı da dahil fuar alanlarında 10 yıla yakın süredir teşhir ettiği bir ürün olduğunu, ürün modelinin klasik ya da geleneksel bir ürün olduğunu, öte yandan, davacı tarafından yapılan şikayet sonucu Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, Fikri ve SInai Haklar Soruşturma Bürosunca yapılan …/… numaralı soruşturma, …/… sayılı karar ile kovuşturmaya yer omladığı kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini, davacı ticari şirket olduğundan manevi tazminat hakkı bulunmadığını, davacının uğradığı zarar bulunmadığından maddi tazminat talebinin de reddi gerekmektiğini belirterek, öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat miktarının 1.000.000,00 TL nin üzerinde belirlenmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen cevap vermemiş münkir sayılmışlardır.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Marka ve Tasarım uzmanı bilirkişiden alınan raporda özetle; Hükümsüzlük Davasına konu olan …/… nolu tasarımda yer alan tüm tasarım modellerinin 07.12.2016 tarihinde … Firmasının ürünleri olarak broşür şeklinde internet üzerinden yayınlandığını, ve özellikle 5 (… markası ile kullanılan tasarım) nolu tasarımların bu tarihten de önce tasarım sahibinin kendi beyanı ile 2013 yılı, 20.11.2013 tarihli sosyal medya hesabında yayınlanan görüntü bunu desteklemektedir, … firmasının 2014 katoloğunda yer alan … isimli ürün, üntar firmasının 2014 tarihli kataloğunda yer alan görselin, … markalı oldukları anlaşılan 16.04.2017 tarihli ve 30 Nis 2015 tarihli Youtube videolarında yer alan ürünler incelendiğinde tasarıma benzer ürün olarak hem … Firması hem de diğer firmalar ve kullanıcılar tarafından kullanıldığını, ve kamuya arz edildiği beyan edilen tarihten itibaren yaygınlaşan kullanım nedeni ile jenerik haline geldiğini, tasarım tescil tarihinden yani 29.03.2018 den çok önce Hoşgörü süresi aşılarak tasarım sahibince kamuya arz edilen ürünün Endüstriyel Tasarım Tescili için gerekli olan “YENİLİK” ve “AYIRT EDİCİLİK” kriterinin bulunmadığını, Tasarım belgesinin hükümsüzlüğü durumunda, kamuya tasarım sahibi tarafından arz edilen Tescilsiz tasarımların haksız rekabet hükümlerine ilişkin korumadan hangi süre ile ne şekilde korunacağının takdirinin mahkemede olduğunu, Mevzuat Hükümleri, Yargıtay Kararları, Doktrinsel değerlendirmeler ışığında tescilsiz tasarım sahibinin rakiplerinin başkasının emek ve tanınmışlığından yararlanmamak ve iltibasa karşı gerekli önlemleri almak şartıyla tescilsiz ürünün ticaretini yapabilecek oldukları düşünüldüğünde davalı karşı davacının ürünlerin sunumunu davalı karşı davacınınkinden farklı yapmış olmasının, farklı ticari unvanı, web alan adı ile ürünleri yayınlaması ve internet sitesinin dizaynının farklı olması davalı karşı davacının tanınmışlığından yararlanmak gayretinde olmadığını ve iltibasa karşı tedbir almış olduğunu gösterebileceğini rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Tasarım bir ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerden kaynaklanan görünümüdür. 6769 sayılı yasanın 56. Maddesinde belirttiği üzere; bir tasarım yeni ve ayırt ediciliğe sahip olması halinde yasa kapsamında korunmaktadır.
Bir tasarımın aynısı “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın, ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Tasarımın hükümsüzlük halleri 6769 sayılı yasanın 77. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse.
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse.
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, mahkeme tarafında tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilir.
Hukukumuzda haksız rekabetin tanımı yapılmamış olmakla birlikte, TTK m.54’de “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” biçiminde haksız rekabet oluşturan fiiller genel olarak belirtilmiştir.
TTK m.55’de ise başlıca haksız rekabet halleri örnekseme metodu ile belirtilmiştir. Düzenlemede belirtilen başlıca haksız rekabet halleri; dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar (kötüleme, avantaj sağlama, hakkı olmayan unvanları, meslek, derece ve sembolleri kullanma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma ya da üçüncü kişiyi benzer yollarla öne geçirme, tedarik fiyatının altında fiyatla satışa sunma yoluyla aldatma, gerçek değer hakkında yanıltma, karar verme özgürlüğünü sınırlama, nicelik ve nitelikte yanıltma, hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanın açık olmaması, tüketici kredilerine ilişkin açık beyanda bulunmamak, yanıltıcı sözleşme formüllerini kullanmak), sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartlarını kullanmak olarak belirtilmiştir.
Uyuşmazlık ile ilgili olan filler ise maddede “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” biçiminde, haksız rekabet hali olarak düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık ile ilgili düzenleme, eski TTK’da ki iltibas hükmünün yeniden ifade edilmesidir. Bu bağlamda eski kanun kapsamında söz konusu olan iltibas yeni kanunda karıştırılma halini almıştır. Nitekim kanun hükmünün gerekçesinde de bu husus açıkça belirtilmiştir. Haksız rekabetin hangi koşulda var sayılacağı ise yargı kararlarında “… Serbest yararlanma ve benzetmenin, taklit ve halkı aldatıcı düzeydeki benzerlik boyutuna ulaşması ve bir işletmenin yıllar suren yatırımını ve özenli çalışması sonucunda oluşturduğu imajı simgeleştiren bir ürünün taklidi halinde haksız rekabet vardır. Dürüstlük kurallarına aykırı olmamak koşuluyla herkes başkasının emeğinin sonuçlarından yararlanarak daha iyisini gerçekleştirmek ve rekabete katılmak hakkına sahiptir. Ancak dürüstlük kuralının ihlal edildiği noktada koruma başlar…” şeklinde belirtilmiştir.
Bu meyanda; bir başkasının iş ürünleri veya ticari faaliyetleriyle ya da bir hakka dayalı olarak kullandığı ad, unvan, marka, tasarım, patent gibi fikri ve sınai haklara yönelik işaretler ile karışıklığa neden olabilecek davranışlarda bulunulması dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığı için haksız rekabet sayılmaktadır. Ayrıca düzenleme fikri mülkiyete ilişkin hükümler ile haksız rekabete ilişkin hükümlerin kümülatif olarak uygulanmasına izin vermektedir. Diğer bir deyişle fikri mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan kişilerin özel düzenlemeler yerine haksız rekabetin bu genel düzenlemesi kapsamında haklarının korunmasını talep etmesi mümkündür.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporları dikkate alındığında; …/… nolu tasarımın başvuru tarihinden çok önce kamuya sunulduğu bu kapsamda yenilik ve ayırt edicilik şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Y.11. Hukuk Dairesi’nin 2016/7972 E. – 2018/2136 K. ve 20.03.2018 tarihli ilamında da belirtildiği üzere tescilli sınai hak konusu olmayan bir ürünü Türkiye’de ilk defa kullanan kişi büyük emek ve para harcayarak tanıtmışsa, aynı ürün bir başkası tarafından sırf bu emek ve tanınmışlıktan istifadeye yönelik olarak ve iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanıldığı takdirde bu davranışın ticari dürüstlük kuralıyla bağdaşmayan bir davranış ve haksız rekabet oluşturacağı, birleşen dosya davacısı … tasarımı başvuru tarihinden önce yayınlasa da bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere birleşen dosya davalı karşı davacının ürünlerin sunumunu davalı karşı davacınınkinden farklı yapmış olmasının, farklı ticari unvanı, web alan adı ile ürünleri yayınlaması ve internet sitesinin dizaynının farklı olması davalı karşı davacının tanınmışlığından yararlanmak gayretinde olmadığı, sırf bu emek ve tanınmışlıktan istifadeye yönelik olarak olmadığından haksız rekabet iddialarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Birleşen dosya davalısına ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığına ve hükümsüzlük kararları geçmişe etkili olduğundan tasarıma tecavüz iddialarına da itibar edilmemiştir. Yukarıda saydığımız gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Asıl davada davacının davasının kabulüyle,
…/… numaralı tasarım belgesinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkine,
Birleşen dosya kapsamında davacının davasının reddine,
Asıl dosya kapsamında;
Alınması gereken 80,70 TL karar harcı davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 7.375 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
Birleşen dosya kapsamında;
Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 375,70 TL harçtan mahsubuna, fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, tasarıma tecavüz ve haksız rekabet davası reddedilmekle; AAÜT.’ne göre belirlenen 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … tarafa ödenmesine,
Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası reddedilmekle; AAÜT.’ne göre belirlenen ücret kabul veya reddedilen tutarı geçemeyeceğinden 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … tarafa ödenmesine,
Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle; AAÜT.’ne göre belirlenen 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … tarafa ödenmesine,
Asıl ve birleşen dosya ve içerisindeki D.iş sayılı dosyasında yapılan yargılama giderlerinin taraflara aşağıdaki şekilde pay edilmesi;
Asıl Dosya Davacı birleşen dosya davalı … tarafından yapılan asıl ve birleşen dosya toplam 1.282,70 TL yargılama giderine ek …/… D.iş sayılı dosyasının içerisinde yapılmış olan 2.155,40 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.438 TL yargılama giderinin asıl dosya davalı- birleşen dosya davacı … alınarak asıl dosya davacı birleşen dosya davalı tarafa ödenmesine,
Asıl dosya Davalı birleşen dosya davacı … tarafından yapılan asıl ve birleşen dosya toplam 487,80 TL yargılama giderine ek …/… D.iş sayılı dosyasının içerisinde yapılmış olan 17 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 504,80 TL yargılama giderinin asıl dosya davalı birleşen dosya davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Diğer davalılar kendini vekil ile temsil ettirmediğinden ve yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin davacı yana iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 02/03/2022

Katip …
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)