Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/86 E. 2022/18 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/86
KARAR NO : 2022/18

DAVA :Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Davacı vekili tarafından 12/07/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in kendi şahıs şirketi bünyesinde, … … olarak 21.05.2016 tarihinden bu yana mobilyacılık sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, Yıllar süren tecrübe ve birikimi ile müvekkil tasarımlar yapıp, işin mutfağına inecek şekilde bazen montaj ve yapım aşamalarında dahi bulunmuş olduğunu, söz konusu çalışma hayatı, yurt dışına gidip fuarlarda modelleri görmek, ilham almak ve bunlar doğrultusunda kendi zihninde oluşan modelleri hayata geçirerek üretimini yapmakta olduğunu, Davalı’nın yapmış olduğu …/… başvunu numaralı ve 17.02.2021 tescil belgeli tasarım başvurusunun iptali (hükümsüzlüğü) zorunluluğu hasıl olduğundan huzurdaki davayı açtıklarını, Davalı … Sandalye ve Mobilya İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. nin 17.09.2020 tarihinde …/… başvuru numarası ile Locarno sınıfı adı altında 4 adet koltuk ile ilgili tasarım başvurusunda bulunmuş olduğunu, bu başvuru ile ilgili 17.02.2021 tarihinde tescil belgesi almış olduğunu, söz konusu tasarım olduğu iddia edilerek tescili yapılan başvurunun hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafından açık bir şekilde müvekkilinin üretimini yaptığı ve sattığı koltukların, piyasa tarafından satın alınıp kullanılmaya başladıktan sonra kötü niyetli olarak tescil başvurusunun yapıldığını, başvuru numaraları verilen tasarımın uzman bilirkişiler tarafından incelendiğinde, söz konusu tasarımın, ayırt edici nitelikte olmadığını, ürünün teknik fonksiyonlarının zorunlu kıldığı görünüm özelliklerini içerdiğini, başka bir mekanik olarak monte edilebilmek veya bağlanabilmek için ancak zorunlu biçim ve boyutlarda üretildiğini, herhangi bir materyal ayrımı ayırt ediciliği olmadığını, 4 ayaklı 3’lü koltuktan ibaret olduğunu, sekil ve görsel olarak kanunda yazan tasarım olgusunu oluşturmadığını kanaatine varılacağını belirterek tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın usule aykırı olduğunu, tasarımların çoklu başvuru kapsamında aynı locarno sınıfında olmaları sebebi ile birlikte tescil edilmiş olduğunu, kanuna uygun olarak tasarımları hepsi ayrı ayrı koruma altında olduğunu, SMK 61/8’e göre “Çoklu başvuru veya çoklu tescili oluşturan tasarımlar bu Kanunun uygulanmasında ayrı ayrı değerlendirilir.” ve davacının her tasarım için ayrı ayrı ve ayrıntılı olarak iptal iddiasında bulunması gerekitiğini, davacının tasarımlardan dahi bahsetmeksizin genel bir dava açmış olduğunu, bu şekilde açılan bir davanın usule aykırı olduğunu, müvekkilinin dava konusu tasarımları tescilledikten sonra davacının ve davacının satış yapmakta olduğu firmaların müvekkiline ait tasarımın kullandığını öğrenmiş olduğunu ve vekili olarak taraflarına iletmiş olduklarını, müvekkili ve kendilerinin davacı ve satış yapan firmalar ile iletişime geçilmiş olduğunu, Davacı ile … numaralı telefondan iletişim kurulmuş olduğunu, ürünü bir ustaya yaptırdıklarını, ustanın yaptığı tasarımın müvekkile ait olduklarını bilmediklerini iddia etmiş ve hatalarından dönerek üretim ve satışı durduracaklarını beyan etmiş olduklarını, bu konuşmanın üzerine müvekkilinin duruma iyi niyetli yaklaşmış, üretim ve satışı durduracakları sözünü vermiş olduklarını da göz önünde bulundurarak tasarımı izinsiz kullanmalarını dava ve tazminat konusu yapmamış olduğunu, bunun üzerine davacı tasarımları izinsiz kullanmaya devam etmekle yetinmemiş olduğunu, kötü niyetli olarak müvekkili yargıyı yanıltmak sureti ile hak elde etmeye çalışmış olduğunu, tasarımların … … tarafından tasarlanmış olduğunu, 4 koltuğun tamamı tasarımcı tarafından yenilikçi bir bakış açısı ile teknik ve diğer özellikleri ile özgün bir tasarım ortaya çıkartmış olduğunu, davacının yargıtay kararları, kanun maddesi ve tanımdan ibaret dilekçesinde tasarımların içeriği ve hatta hangi tasarım olduğundan dahi bahsetmeksizin tescillerinin hükümsüzlüğü iddiası ile açmış olduğu davada hiçbir somut iddianın mevcut olmadığını, çoklu tasarımların hepsini tescil tarihinden aylar önce kamuya sunduğu iddiası hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunu, davacının tescil kararına itiraz etmesi gereken yasal yayın süresinde itiraz etmemiş olduğunu, tasarımların tescili yapıldıktan sonra dava yoluyla itiraz etmiş olduğunu, davanın müvekkilini maddi ve manevi olarak yıpratmak ve haksız kazanç elde etmek amacı ile açılmış olduğunu, dava dilekçesinde hangi tasarımdan bahsedildiği, tasarımlara ilişkin hangi yönden yenilik sağlamadığı gibi hiçbir husustan bahsedilmediğini belirterek her türlü cevap haklarını saklı tutarak davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Bilirkişi raporunda özetle; Davacının davasının dava konusu …/… nolu tasarım tescil belgesinde yer alan 3 nolu tasarıma yönelik açtığını ifade etmesi üzerine yine davacının sunmuş olduğu görseller üzerinden yapılan incelemede; 1 ve 2 nolu resimlerde yer alan ürünler ile 3 nolu tasarımın hiçbir benzerlik göstermediğini; 3 nolu resmin tarihine dair veri sunulmadığının görüldüğü ve bu resimde yer alan ürünün tamamının görüntülenmemesi ile birlikte, görünen kısımlarının kıyaslanmasında, benzerlikten çok farklılıkların olduğunu, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi de dikkate alınarak ve bilgilenmiş kullanıcı aşısından karıştırılmaya yol açmayacağını, bu anlamda 3 nolu tasarımın davacı tarafından sunulan ürün görsellerine kıyasla yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinin bulunduğunu rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Tasarım bir ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerden kaynaklanan görünümüdür. Bir tasarım yeni ve ayırt ediciliğe sahip olması halinde 6769 sayılı yasa kapsamında korunmaktadır.
Bir tasarımın aynısı “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın, ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Tasarımın hükümsüzlük halleri 6769 sayılı yasanın 77. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse.
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse.
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, mahkeme tarafında tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığına; davacının sunduğu görseller ile dava konusu tasarımın farklılık içerdiği, dosyaya sunulan görseller bakımından dava konusu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı yönünden iltibasa sebebiyet verecek mahiyette olmadığı ve yenilik ve ayırt edicilik özelliğine sahip olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı vekili 3. Celsede ıslah ile …/… Locarno 06-01 sınıfı 3 nolu koltuk açısından tasarımın hükümsüzlüğü ve iptali yönünden dava açmış isek de talebimizi değiştirerek …/… Locarno 06-01 sınıfı 2 nolu koltuk açısından tasarımın hükümsüzlüğü ve iptali talep etmiş ise de; Yargıtay 22. HD’nin 2020/190 E – 2020/1382 Karar 03/02/2022 tarihli ilamında belirttiği üzere ıslah ile dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün olmadığından davacının ıslah talebi yerinde görülmemiş ve davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 80,70 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 882 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 23/03/2022

Katip …
(E-İMZA)

Hakim …
(E-İMZA)