Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/67 E. 2022/54 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/67
KARAR NO : 2022/54

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17/05/2021

Mahkememizin birleşen …/… Esas-…/… Karar sayılı dosyası

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Davacı vekili tarafından 17/05/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” markasının 29.sınıfta yer alan “… (…) …” mallarında tescili için … tarihinde başvuruda bulunulmuş olup … tarihinde tescil kararı verilmiş olduğunu, SMK. md.5/1-c’de ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin, marka olarak tescil edilemeyeceği hüküm altına alınmış olduğunu, buradaki amacın herkesin kullanımına açık olması gereken bir takım işaretlerin bireylerin tekeline verilmesinin önüne geçilmesi ve bu yolla kamu yararının sağlanması olduğunu, bu anlamda “tanımlayıcı markalar” ın mutlak tescil engeli oluşturmakta olduğunu, dava konusu “…” markası hem tescillendiği “…” gıda ürünlerinin cinsini, çeşidini, vasfını belirtmesi hem de malların kullanım amacını göstermesi sebebiyle tanımlayıcı mahiyette olduğunu, İzmir FSHHM’de mevcut olan …/… E. sayılı dava dosya içeriğinde belirtildiğini ve davalının “…” markasıyla “… …” ürününü “…” içinde satışa sunmakta olduğunu, dava konusu “… …” markasının, özel bir zihni çabaya mahal bırakmadan mal ile sıkı ilişki sebebi ile malın belli bir özelliğine ve bir … içinde satışa sunulan … … (gıda) ürününü tanıtmaya yönelik olduğunu ve bu ürünün cins ve çeşit amacını göstermeye yönelik esas unsur olarak kullanılması hukuken mümkün olmadığını belirterek davalı adına tescilli …/… sayılı “…” markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin markasının; Google araması olarak müvekkili şirketin ne ticaret unvanı ne de markasının ismi dahi olmadan “… …” aramasının yapılması halinde şirketin markası olan “…” markası çıktığını, müvekkilinin marka hakkına tecavüz filli oluşturan “… …” ürünü için Google araması yapıldığında müvekkili şirketin “…” ürününün yoğun bir şekilde çıktığını, Youtube adlı video paylaşım sitesinde aynı şekilde … ve … ürünü aramalarında; “…” ürün incelemeleri ve tarif videoları çıktığını, ürünü tüketiciyle buluşturan zincir marketlerden gelen siparişlerin çokluğu ve her geçen gün yenisinin eklenmesi sebebiyle. müvekkilinin üretim hacmine rağmen marketlere ürün yetiştirilmede zorlandığını, Türkiye’de yurt çapında sevilen ürün 50’ye yakın ülkeye ihraç edildiğini, markasının halk nezdinde benimsediğini gösteren somut vakıalar olduğunu, müvekkili şirketin tescilli “…” markasının halihazırda yeterli derecede ayırt ediciliğe sahip olduğunu, müvekkili şirketin markasal kullanıma nitelik kazandırma araçlarını etkin bir biçimde kullanması. kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanan markalara verilen örnekler ve Yargıtay kararları göz önünde bulundurulunca, müvekkilinin markasının kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığını, Müvekkili şirketin adına tescilli “…” markası, tanımış bir marka olması sebebiyle hem tescilin getirdiği korumadan faydalanmalı hem de tanımış bir marka olmanın ayrıcalıklarından yararlanması gerektiğini, davacı tarafından TPMKYE yapılan başvurularda ; davacının tanımlayıcı olduğunu iddia ettiği ifadelere sıkça ve çeşitli kombinasyonlarla yer vermekte olduğunu. Davacının yaptığı başvuruların; … kolajen, … doğal kolajen, … …, …box, çeşitli pantone renk kodları. hazır pişmiş kolay yemek… tescil ettirmek istediği markaların; davacının davasında iyi niyetli hareket etmemesi sebebiyle müvekkiline yöneltilen haksız davanın ve davacının, “…” markasının tanımlayıcılık sebebiyle hükümsüz kılınması talebinin reddini talep etmiştir.
Mahkememizin birleşen …/… Esas-…/… Karar sayılı dosyası
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” adlı ürünü ile … … ürünlerini piyasaya sunduğunu, … ile reklam filmi çekildiğini ve ürünün pazarlanması ve tanınırlılığının arttığını, satışlarında patlama olduğunu, …/…, …/… tescil numaraları ile markalarını TPMK nezdinde tescil altına alındığını, ambalaj deseni için tasarım başvurusunda bulunduğunu, davalı tarafın “… …” adlı ürünü piyasaya sunduğunu, müvekkilinin marka haklarına tecavüz oluşturduğunu, tüketici nezdinde karışıklığa yol açtığını, müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını, ürünlerin renk, yazı tipi, paket üzerindeki ismin bulunduğu açısının aynı şekilde kullanıldığını kötü niyetli bir benzetme olduğunu, konuya ilişkin İzmir 28. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname gönderilmiş olduğunu kullanımların devam ettiğini belirterek davalı tarafın kullanımlarına ihtiyati tedbir kararı verilmesini, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini, men’ini, hüküm kesinleştiğinde tirajı en yüksek ilk güç gazeteden birinde bütün Türkiye’de yayımlanan nüshalarında iki defa yayınlanmasını, tazminat talep haklarının saklı kalmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 6 aylık bir çalışmanın ürünü olan, … … markası adı altında piyasaya sürmeyi planladığı işlenmiş … eti ürününün, 09.12.2020 tarihi itibari ile lansmanı yapılmaya başlanan ürünün, linkedin, instagram , facebook vb. sosyal medya hesapların da paylaşımları yapılmaya başlanıldığını, müvekkilinin bayii kanalları ile de satışına da başlanmış olduğunu, bayilere de bu tarih itibari ile , … … adı ile e-faturaları da kesilmiş olduğunu, şekil (logo) ile 15.12.2020 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na tescil başvurusunda bulunduğunu, …/… sayılı müracaat ile yapılan değerlendirme sonucunda, … … isimli aynı marka isminin, 11.12.2020 tarihinde …/… sayılı ile muhatap şirketinde tescil başvurusunda bulunduğunun görüldüğünü, karşı şirketin, … markası adı altında benzer bir ürünü , piyasada satışını yaptığından , karşı şirketin aynı ürünü piyasada satışı yapılmakta iken, müvekkil şirketin benzer bir ürün için piyasaya çıktığı bir dönemde , … … markasının , müvekkil şirketin aynı marka isminin tescili için müracaatından 4 gün önce tescil başvurusunda bulunmuş olması sebebi ile, konunun karşılıklı anlayış ile çözüme kavuşturulması bakımından , karşı şirkete İzmir 20. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmiş olduğunu, karşı tarafın ihtarnamesinin tebliği ile birlikte, müvekkilinin uzun bir süredir ar-ge çalışmalarını yürüttüğü yeni ürününü pazardaki diğer ürünlerden farklı niteliğinin daha kolay ayrışması , tüketici nezdinde de seçiciliğin öne çıkması amacı ile, hemen ürünün gerek marka ismi, hem de ambalaj farklılığının sağlanması bakımından gerekli çalışmalara başlanmış olduğunu, ürünün yeni yüzü ile marketlerde yerini almaya başlamış olduğunu, eski ambalajlı ürünler satış noktalarından geri toplanmış olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU :
Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle;
1) Asıl dava (hükümsüzlük iddiası) açısından; Davacı/ birleşen dosya davalısı şirket davasında davalı/ birleşen dosya davacısı şirkete ait …/… tescil numaralı “…” markasını oluşturan ifadelerin Fast Food sektöründe kullanılagelen ve malın özelliğini ve sunum şeklini ifade eden kelimelerden oluşması nedeni ile ayırt edici özelliklerinin bulunmadığı,
2) Birleşen dava (Marka hakkı ihlali iddiası) açısından; Davalı- asıl davada davacıya ait dava konusu markasal kullanımların Davacı- asıl dava dosyasında davalı şirkete ait …/… ve …/… tescilli markalarını ihlal etmediği zira markalardaki ve dava konusu kullanımlardaki tek ortak kullanımın “…” ibaresi olduğu ve bu ibarenin tanımlayıcı özelliği nedeni ile ayırt ediciliğinin bulunmadığını rapor etmişlerdir.
DELİLLER : TPMK Kayıtları, Bilirkişi Raporları, Tüm Dosya Kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, davalı adına tescilli …/… sayılı “…” markasının SMK 5. Maddesine aykırı olarak tescil edildiğini, tescilin kötü niyetli olduğunu iddia ederek davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait tescilli markanın sadece isim olarak değil tasarımla birlikte kullanıldığını, markanın ayırt edicilik vasfının bulunduğunu, müvekkili tarafından marka olarak kullanılan iki kelimenin bir söz öbeği şeklinde kullanıldığını, bu durumun bir sıfat tamlaması olduğunu, bu ifadenin tüketiciye sunulan emtianın özelliklerini anlatmayan soyut bir ifade olduğunu, bu söz öbeğinin tüketicide oluşturduğu çağrışımın müvekkilinin tüketiciye sunduğu emtia ile ilgisinin bulunmadığını, bu itibarla tanımlayıcılık iddiasının yerinde olmadığını, müvekkiline ait markanın tanınmış bir marka olduğunu, davacı tarafça verilen cevap dilekçesinde (…/… Esas sayılı) davacının marka ismini ve tasarımını değiştireceğini beyan ettiğini, taraflarınca açılan davadan sonra davacının kötü niyetli hareket ederek hükümsüzlük davası açtığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dosya davalısı … Gıda San. AŞ. Tarafından dosya davacısı … Tavukçuluk ve Tarım Ürünleri Ticaret Sanayi AŞ. Aleyhine mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada, davacı adına tescilli “…” ibareli markasına davalı tarafça “… …” şeklinde ürünler satılmak suretiyle tecavüzde bulunulduğu iddia edilerek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men’ine karar özetinin ilanına “… …” ibareli ürünlerin toplatılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
…/… Esas sayılı davada davalı vekili müvekkilinin “… …” ibareli markasının Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmesi için başvuruda bulunulduğunu, markalar arasında benzerlik ve iltibas halinin mevcut olmadığını, müvekkilinin herhangi bir haksız rekabet durumunun bulunmadığını, marka ismi, ürün ve ambalaj farklılıklarının bulunduğunu, müvekkili ve davacı tarafın tescil başvuruları hakkında bir karar verilmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkememizce …/… Esas sayılı dava mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden her iki dava bakımından yargılamaya devamla hüküm kurulmuştur.
Dava markanın hükümsüzlüğü, birleşen dosyada ise marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet istemlerine ilişkindir.
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda ise marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Sınai Mülkiyet Kanunun 6/9. maddesi uyarınca kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir. Tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu gibi, sonradan aynı nedenle hükümsüzlük davasının açılabilmesi de mümkündür. Çünkü bu düzenlemeler, esasen, TMK’nın 2. maddesinin özel bir uygulamasından ibarettir (Yargıtay HGK 16/07/2008 T., 2008/11-501 Esas, 2008/507 Karar).
Mahkememizce birleşen …/… Esas sayılı dosyada ve …/… Esas sayılı işbu dosyada bilirkişi raporları ve ek rapor aldırılmıştır. Birleşen dosyada mevcut … tarihli rapor , Esas dosyada mevcut … tarihli rapor ve … tarihli ek raporlarda; asıl dava (hükümsüzlük iddiası) açısından davalı/ birleşen dosya davacısı şirket adına tescilli …/… numaralı “…” ibareleri ve şekilden oluşan markanın Fast Food sektöründe kullanılan ve ürünün özelliği ile sunum şeklini ifade eden kelimelerden oluştuğu, bu nedenle ayırt edicilik vasfının bulunmadığı, birleşen …/… Esas sayılı marka hakkına tecavüz iddiasına konu dava yönünden ise davacı- birleşen dosya davalı şirkete ait kullanımların birleşen dosyada davacı şirketin tescilli markalarına tecavüz teşkil etmediği, her iki kullanımdaki ortak olan hususun “…” kelimesi olduğu, bu ibarenin ise tanımlayıcı özelliğinin olduğu ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığı hususları tespit edilmiştir. Mahkememizce söz konusu raporlar ve ek rapor dosya kapsamına, somut olaya, bilimsel ve teknik verilere uygun bulunarak hükme esas alınabilir kabul edilmiş ve benimsenmiştir.
Yukarıda tafsilatı verilen yasal düzenlemeler, somut olayın özellikleri, asıl ve birleşen dosya kapsamları hep birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça, davalı şirket adına tescilli “…+ Şekil ” şeklindeki markanın hükümsüzlüğü talep edildiğinden öncelikle bu hususa ilişkin açıklama ve kabuller belirtilmelidir. Bu kapsamda davalı adına tescilli …/… sayılı markanın TPMK kayıtlarına göre 29. Mal ve hizmet sınıfında “… (örneğin …), … etleri, …, …” şeklinde tescilli olduğu görülmektedir. Mahkememizce benimsenen bilirkişi raporlarında da değinildiği üzere hazır yemek sektöründe kızartılmış ürünlerin … olmaları beklenen özelliklerindendir. Yine aynı sektörde kızartılmış …, patates, soğan halkası vb. Gibi ürünlerin kartondan yapılmış kap, kutu yada daha büyük boy olarak sunumlarında karton … olarak isimlendirilen kutu ve paketler içerisinde satışının yapıldığı bilinmektedir. Kullanım yoluyla ayırt edicilik vasfının kazanılmasında esasen ayırt edici olmayan bir marka zaman içerisinde uzun süreli kullanım, reklam ve tanıtım kampanyaları marifetiyle herkes tarafından kullanılabilecek ve ürün ve malların cins ve karakter özelliklerini veya çeşitlerini gösteren işaretler olarak değil bir firmanın mal veya hizmeti olduğu algısını ortaya çıkartabilecek bir algının oluşması gerekmektedir. Bu halde başlangıçta serbest kullanımdaki bir sözcüğün veya işaretin bir kimsenin tekeline verilebilmesi için başlangıçta ayırt edici olmayan bu sözcük veya işaretin yukarıda değinilen şekillerde kullanım ve tanıtımı neticesinde bir ürün cinsi, çeşidi ve bunu üreten firma yada kişi ile özdeşleşmesi gerekmektedir. Bu durumda herkesin serbest kullanımındaki bir sözcük veya işaret kendi anlamından uzaklaşıp bağımsızlaşarak ikinci bir anlam yüklenmektedir. Somut olayda davalı … Gıda Ürünleri Sanayi AŞ. Tarafından sunulan bilinirlik araştırması sonuçlarında, davalı firmanın kullanıcılar nezdinde ilk akla gelme oranının %10 olduğu, bilirkişi raporu ile tespit edilmiş bulunmaktadır. Diğer yandan … kavramının hazır yiyecek (fast food) sektöründe önceden beri kullanılagelen bir ibare olduğu, bu ibarenin esasen ürünün sunum şekline ilişkin olduğu, bu kelime öbeğinin anlamından bağımsızlaşarak yukarıda değinildiği şekilde davalı … Gıda Ürünleri San A.Ş. İle özdeşleşmediği ve yeni bir anlam edinmediği mahkememizce kabul edilmiştir. Kaldı ki “…” ibaresinin mal ve hizmet sınıfı kapsamında da ifade edildiği üzere üründen beklenilmesi gereken bir özelliğe ilişkin olduğu “…” ibaresinin ise bu ürünün sunum şekline ilişkin olduğu değerlendirilmektedir. Bilirkişi raporlarında da bu husus tespit edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu “…” markasının ayırt edici vasfının bulunmadığı, “…” ve “…” ibarelerinin tanımlayıcı ifadeler olduğu, mahkememizce kabul edilmiştir. Birleşen dosya kapsamında ise yukarıda tafsilatına yer verilen yasal düzenlemeler, benimsenen bilirkişi raporları mevcut delil durumu ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde davalı … Tavukçuluk AŞ. Nin davacı … AŞ. Nin marka haklarına yönelik bir ihlalinin bulunmadığı, zaten davacı … AŞ. Nin “…” şeklindeki markasının hükümsüzlüğüne karar verildiği, davadaki talebin bu markaya tecavüz iddiasına ilişkin olduğu, bu itibarla da birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle davanın kabulüne, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde Davalı … Gıda Sanayi A.Ş. Adına tescilli …/… sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, birleşen davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Esas dava yönünden, (…/… Esas)
Davanın KABULÜNE,
Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde Davalı … Gıda Sanayi A.Ş. Adına tescilli …/… sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. Hükümlerine göre hesapla takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na kararın bildirilmesine,
İhtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
Sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine,
2-Birleşen dava yönünden (…/… Esas)
Davanın REDDİNE,
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. Hükümlerine göre hesapla takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Esas dava yönünden;
Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.748- TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan toplam 308,50 TL yargılama giderinin, davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden;
Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.174,8- TL yargılama giderinin, davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 8,50- TL vekalet harcının, davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı ve gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
19/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır