Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/35 E. 2021/68 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/35 Esas
KARAR NO : 2021/68

DAVA : Marka Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Giderilmesi, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/03/2016
KARAR TARİHİ : 28/04/2021

Mahkememizden verilen 18/05/2017 tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamı istinaf edilerek İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesine gönderilmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 24/01/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin bu ilamı temyiz edilerek, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmiş, Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığının 28/01/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılması nedeniyle, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp yapılan açık yargılama sırasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … nolu “…” ibareli markasının 20 ve 35. sınıflarda TPE’de tescilli olduğunu, beyaz eşya ve mobilya alım-satışı faaliyetinde bulunduğunu, “…” unvanı ile bilinmeye başladığını, kaliteli hizmet sunduğunu, ancak süreç içerisinde müşteriler tarafından “sizin diğer şubenizden mal aldık, problem çıktı” gibi bir takım şikayetler gelmeye başladığını, müşterilerin davalı şirket ile müvekkili şirketi karıştırdığını, davalı şirketin kendisini müvekkili şirketin bir şubesi olduğu zannı oluşturmaya başladığını öğrendiklerini, işletmelerin birbirine yakın bir noktada bulunduğunu, davalı yanın müvekkiline ait “…” markasını markasal olarak kullandığını, müvekkilinin söz konusu marka kullanımı ile ilgili hiçbir rızası ve onayı bulunmadığını, davalının müvekkilinin marka haklarına ihlalde bulunduğunu, tüketiciler nezdinde karıştırmaya sebebiyet verdiğini, müvekkiline ait markayı haksız bir şekilde internet sitelerinde verilen ilan ve yayınlarda kullandığını belirtmiştir.
Öte yandan, mahkememizin … D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, tespit raporu ile bu durumun belirlendiğini belirterek, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin durdurulmasını, men’ini, tecavüzün giderilmesini, tedbir kararı verilmesini, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle hükmedilmesini, ilan yapılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın her ne kadar … adına şahıs firması olarak görülse de, firmanın sahibi ve imza yetkisinin …’ne ait olduğunu, müvekkili …in sahibi … ile davacı şirketin sahibi …’ün kardeş olduklarını ve “…” ibaresinin babaları …’ün lakabı olduğunu belirtmiştir.
…Ü hayatta iken “…” ibaresini tescilsiz olarak kullandığını, Karşıyaka- … bölgesinde ikinci el beyaz eşya ve mobilya alım- satım alanında marka haline getirdiğini, davacı ve davalının babalarının ölümünden sonra bir süre birlikte çalıştıklarını, birlikte çalıştıkları dönemde şirket müdürünün … olduğunu, “…” ibaresinin tescilsiz olduğu dönemde bir aile markası olarak kullanıldığını, daha sonra kardeşlerin anlaşamayarak ayrıldıklarını, davacının kötü niyetli olarak TPMK’da markayı tescillediğini, müvekkilini zor durumda bıraktığını, müvekkilinin aile markasını kullandığını, davacının ne şekilde maddi ve manevi zarara uğradığını ilişkin bir açıklama yapmadığını, delil sunmadığını, manevi tazminat talebi için faiz talep edilemeyeceğini belirterek, haksız ve kötü niyetli açılmış olan davanın reddini talep etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Yargıtay bozma ilamında da belirttiği üzere; yapılan delil tespiti ve dosyaya celp edilen belgelerden davaya konu … numaralı “…” ibareli markanın 08.12.2015 tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği, davacı şirketin 06.01.1997 tarihinde davalının aynı zamanda eşi olan …, …’in kardeşi … ve babaları …ü tarafından kurulduğu, 2004 yılında …’in şirket müdürlüğüne atandığı, 2006 yılında hisselerini …’e devrettiği, ancak şirket müdürlüğü görevine devam ettiği, 02.01.2012 tarihinde …’in müdürlük görevine son verilerek müdür olarak bu kez …’in atandığı, İzmir Esnaf Sanatkarlar Odası yazısına göre davalı …’nün bundan 8 gün sonra yani 10.01.2012 tarihinde esnaf odasına kaydolduğu ve “…” isimli işletmesiyle beyaz eşya ve mobilya alanında faaliyet göstermeye başladığı, ortaklık fesih sözleşmesinde marka kullanımına dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığı, davalıya ait 05.01.2012 tarihli vergi levhasında ticari ünvanın “…” ve işyeri açma çalışma ruhsatında da “…” şeklinde olduğu, 2015 yılında davacı şirket adına tescil edilen davaya konu markanın daha önce davalının eşi … ve davacı şirket ortağı …’un babaları …ü tarafından ihdas edildiği ve tescil sınıfları kapsamında taraflarca tescilsiz olarak kullanıldığı, uyuşmazlık çıkması üzerine 2012 yılında davalının eşinin davacı şirketten ayrıldığı ve davalının tescilsiz olarak ibareyi markasal kullanmaya başladığı, davacının ise 2015 yılında ibareyi kendi adına tescil ettirdiği, bu durumda davalının da işareti tescilsiz olarak kullanabileceği dikkate alındığında, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55 TL harçtan mahsup edilerek, fazla 282,25 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, tecavüz ve haksız rekabet davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından bozma öncesi yapılan (… d.iş dahil) 2.269,80 TL yargılama giderine ek olarak yapılan 44 TL olmak üzere toplam 2.313,80 TL’nin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından bozma öncesi yapılan 67,40 TL yargılama giderine ek olarak yapılan 378,60 TL olmak üzere, toplam 446 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, Yargıtay 11.HD nezdinde yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, yan vekillerin huzurunda usulen okunup anlatıldı. 28/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır