Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/34 E. 2022/11 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/34
KARAR NO : 2022/11

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Davacı vekili tarafından 16/03/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkili şirketin uzun yıllardır metal el aleti tasarım ve pazarlama alanında faaliyet gösterdiğini, uzun yıllardır kullandığı … markasını 2003 yılından itibaren …/… ve …/… numara ile tescil ettirdiğini, davalı tarafın müvekkiline ait tescilli … markasının izinsiz kullandığını, bu konuya ilişkin mahkememizin …/… D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, belirtilen dosya üzerinden de sahte ürünlerle ilgili ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verildiğini, davalı tarafın ticari ilişki harici izinsiz ve onaysız bir şekilde davacı şirket adına tescilli markayı kullandığının sabit olduğunu, davalının … ibaresini kendi tescilli markasıymış gibi satışını yaptığını ve ürünlerinde kullandığını, bunun nedeninin, taraflar arasında 2010 yılında düzenlenen ve 2020 yılı Ekim ayında sona eren tek satıcılık sözleşmesi olduğunu, leyhine tespit istenen şirketin … ibaresini ürünlerinde kullanması müvekkil şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu belirtmiş, İzmir Fikri ve Sınai Hakları Hukuk Mahkemesi’ nin …/… D.iş. Dosyası üzerinden verilen tedbir kararının devamına, davalı şirketin müvekkilime ait markaya tecavüzünün tespiti, önlenmesi ve men-i’ ne, müvekkilime ait tescilli markanın kullanıldığı ürünlerin toplatılmasına, ürünler üzerinde müvekkil lehine mülkiyet hakkı tesisine, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanına; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6769 madde 151 vd. uyarınca hesaplanacak 25.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline,25.000,00-TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davacının şirketin ileri sürdüğü iddiaların tamamının mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili şirketin 18/03/2014 tarihinde Bornova/İzmir’ de kurulduğunu ve sanayi ürünleri satışı alanında faaliyet gösterdiğini, ana faaliyetinin kıvılcım çıkarmaz (exproof) el aletleri üzerine olduğunu, müvekkili şirketin sahibinin … olup bu aletlerin Türkiye’ deki yetkili tek satıcısı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket yetkilisi ve sahibi …’ nun 13/10/2010 tarihinde “Tek Satıcılık Sözleşmesi” akdettiklerini, bu sözleşme ile … (Marka) Kıvılcım Çıkarmaz El Aletleri (… Safety Tools) ürünlerinin yurtiçi ve yurtdışında 10 yıl süreyle tek satıcı yani müvekkili/müvekkil şirket tarafından satış ve dağıtımının üstlenmesi hususunda taraflar mutabık kaldıklarını, akabinde taraflar arasında “Tek Satıcılık Sözleşmesi”ne ek protokol akdedildiğini, iş bu protokole göre sözleşmenin 13/10/2020 tarihinde ihbar ve ihtara gerek olmaksızın sonlandırılacağını ve 10 yıl daha uzatılmayacağının kararlaştırıldığını, bu tarihe kadar imalatçı firmaya verilen bütün siparişler ve piyasaya verilen süreli teklifler onaylanması halinde, ” davacı tarafından davalı müvekkiline eksiksiz ve sözleşme şartlarında teslim edilecektir ” ibaresi yer aldığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacının rızasına aykırı olarak müvekkili şirketçe malların üretip satışının gerçekleştirdiğini iddiasının tamamen hatalı olduğunu, davacının marka malikinin rızası hilafına malları müvekkili şirketin ürettiğini ispatla mükellef olduğunu, müvekkil şirketin, “Tek Satıcılık Sözleşmesi” süresi içinde … A.Ş.’ ye yani 06/05/2020 tarihinde teklif edildiğini, iş bu hususun yerel mahkemeye sundukları e-mailler ile de kanıtlanmış olduğunu, nitekim yine bahse konu şirket yetkilisinin 27/07/2020 tarihinde müvekkili şirket yetkilisine gönderdiği e-mail’ de açıkça “Sipariş vs. tüm süreçler onaylı. Sadece izinde olduğum için gönderemiyorum. Mümkün olduğunca hızlı teslim almak istiyoruz ürünleri” şeklinde açıklamasının bulunduğunu, davacının marka hakkına tecavüz sebebiyle tazminat talebine ilişkin karşı tarafın kusurunu ispat etmek zorunda olduğunu, davacının huzurdaki davada iş bu ürünleri müvekkile satmadığını iddia ederken İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin …/… E. sayılı dosyadasın da ise bahse konu ürünlerin bedelinin ödenmediği iddiasıyla itirazın iptali davası ikame ettiğini, davalının dürüstlük kuralına uygun hareket etmediğini, dava konusu ürünlerin markalaması işinin … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapıldığını, davacı şirketin sipariş formunu dilekçe ekinde sunulduğunu, kendilerince bu hususun … Ltd. Şti.’ nin hataen davacı şirkete keseceği faturayı müvekkil şirkete kesmesiyle öğrendiklerini, haksız rekabet fiilinin bulunması, devam ediyor olması veya en azından tekrarlanma konusunda kuvvetli belirtilerin olmasının gerektiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda özetle; 19.01.2021 ihtiyati tedbir talep tarihi ile dava tarihi 16.03.2021 arası hesaplama yapıldığını, 02.12.2021 tarihinde … Sanayi Ürün. A.ş. ‘nin kanuni defterlerinin bulunduğu … Mah. … sk. … iş merkezi …/… )adresine gidilerek kanuni defter ve belgelerin incelenmiş olduğunu, 03.12.2021 tarihinde … Ltd.şti. kanuni defterlerinin olduğu muhasebe ofisine (… cad. No: …/… … -… k…./… …/… )adresine gidilerek kanuni defter ve belgeler incelenmiş olduğunu, mali kayıtlar üzerinden yapılan hesaplamanın, davacı firmanın tecavüzlü dönemde YKK’nın 79.055,67 TL olduğunu rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. maddede düzenlenmektedir. Kanunun 29/1-a bendinde 7. maddeye atıf yapılarak, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken 7. maddeyle 29. maddenin birlikte dikkate alınması gerekir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1-a maddesi marifetiyle 7/2-a maddesinde, “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması”, 7/2-b maddesinde ise, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller arasında sıralanmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/2-c maddesine göre ise, “Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” 29/1-a maddesi marifetiyle marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-ç maddesine göre, “İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”, 7/3-d maddesine göre ise “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.” hallerinde işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir.
Tek satıcılık sözleşmesi SMK’da düzenlenen lisans sözleşmesinden farklı bir sözleşme olup bu nedenle SMK’nın lisans hükümlerinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygulanması mümkün değildir. Şöyle ki, Yargıtay 11 HD 2017/2676 E., 2018/479 K. Sayılı ilamında söz konusu tek satıcılık sözleşmesi “tek satıcılık sözleşmesi, sağlayıcı
ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde ve sürekli bir sözleşme olup, bu sözleşmeyle yapımcı, ürünlerin tamamını veya bir kısmını belli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmayı yüklenir” biçiminde tanımlanmıştır. Buna karşılık marka lisans sözleşmesi ise, marka sahibinin lisans veren sıfatıyla markayı kullandırma, bunun karşılığı olarak lisans alanın ise bedel ödeme borcu altına girdiği karşılıklı borç yükleyen ivazlı bir akittir.
Dosyada toplanan deliller ve bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının Tek Satıcılık sözleşmesinin dışına çıkarak sadece davacıya ait orjinal ürünleri satması gerekirken kendisinin ürünleri üretip markasını bastığı, davalının sattığı ürünleri davacıdan temin ettiğine dair somut delilleri dosyaya sunamadığı, davalının sözleşme dışına çıkarak davacı markasına tecavüz ettiği, davacının SMK m.151/2-a uyarınca Yoksun Kalınan Kazancının 79.055,67 TL olduğu anlaşılmıştır.SMK’nın 149/1-ç maddesi uyarınca, sınai mülkiyet hakkı sahibi, tecavüzün tespit, önlenmesi ve maddi tazminat yanında manevi tazminat da talep edebilmektedir. TBK’nın 58. Maddesi göz önüne alınarak; somut olayın koşulları ve sonuçları dikkate alınarak 25.000 TL manevi tazminatın kabulü uygun görülmüştür. Yukarıda saydığımız gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ekli gerekçe ile;
Davacının davasının kabulüyle,
Davalının eylemlerinin, davacının markasına tecavüz oluşturduğunun tespitine, önlenmesine, men’ine,
Davacı markasına tecavüz oluşturan davalıya ait ”…” ibareli ürünlerin toplanmasına,
25.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden 54.055,67 TL maddi tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiz ile birlikte toplam 79.055,67 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek olan ticari faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde, hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan gazetede giderleri davalıya yüklenerek, ilan edilmesine, ilan için kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde başvuru gerektiğine, 3 ay içinde başvurulmadığı takdirde ilan hakkının düşeceğine,
Alınması gereken 7.107 TL karar harcının davacı tarafından yatırılmış olan 1.777 TL harçtan mahsup edilerek, eksik 5.329 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılmış olan 1.777 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası kabul edilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 11.077 TL vekâlet ücretinin davalıdan alırak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası kabul edilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekâlet ücretinin davalıdan alırak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, markaya tecavüz ve men davası kabul edilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.581,20 TL esas …/… D.İŞ İÇERİSİNDE (1.882 TL davacı tarafından yapılan yargılama gideri) olmak üzere toplam 4.463,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafından …/… D.iş içerisinde yapılan 8,50 TL ve esas içerisinde yapılan 8,50 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı.16/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)