Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/20 E. 2021/160 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/20 Esas
KARAR NO : 2021/160

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Davacı vekili tarafından 22/02/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkilinin uzun yıllardır kendisine ait “… … …’ nın yeri” markası ile ”… Cd. No:…/… …/İZMİR” adresinde … numaralı sınıf ”Yiyecek içecek sağlanması” alanında faaliyet gösterdiğini, markayı 2005 yılında Türk Patent Enstitüsüne müracaat etmiş “… … …’nın yeri” markasını alarak kendi adına 30/06/2005 Tarihinde tescil ettirdiğini, 30/06/2015 tarihinde de müvekkiline ait markanın yenilenerek 10 yıl süre ile koruma altına alındığını, davalı tarafından “… … …’ nın yeri” işletme adı yasalara aykırı olarak aynı faaliyet sektöründe aynı isim, tabela ve konseptle ” … Mah. … Cad. No:… …/İZMİR” adresinde kullanıldığı taraflarınca tespit edildiğini, diğer bir ifadeyle yazılış, söyleyiş, tabela kullanımı, işletme konsepti de dahil müvekkile ait marka ile birebir aynı veya iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığını, bu durumun, müvekkilin yasalarla korunan marka haklarına tecavüz teşkil etmesi, haksız rekabet oluşturması ve 6769 sayılı Kanun uyarınca açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, 09/03/2020 tarihinde İzmir Arabuluculuk Merkezi …/… Başvuru Numaralı dosya ile marka kullanım bedelinin ödenmesi aksi halde markanın haklarına tecavüz eden ve ayrıca haksız rekabet teşkil eden her türlü davranışlara son verilmesi, “… … …’ nın yeri” ibaresinin işyeri tabelasından kaldırılması ile maddi manevi tazminat ödenmesi talepli olarak başvurulduğunu, anlaşmanın sağlanamadığını, son tutanağın düzenlendiği tarih olan 17/07/2020 tarihinden bu yana da davalı tarafından müvekkile ne kullanım bedeli ödendiğini ne de yasalarla korunan marka haklarına aykırı ve haksız rekabet oluşturacak nitelikteki davranışlarına son verdiğini, davalının haksız kazanç sağladığını, olumsuz yorumların arttığını, davalının müvekkile ait işletmeyle karıştırılmaya başlanıldığını, marka ve itibarının zedelendiğini ve zarara uğramaya başladığını, bu kötü etki sebebiyle oluşan itibar kaybının bir karşılığı olamayacaksa da bir nebze olsun bu durumla yaşanan sıkıntıları dindirmek adına 10.000,00-TL manevi tazminat taleplerinin olduğunu, dava dilekçesinin davalıya tebliği beklenmeden keşif ve bilirkişi incelemesi talep ettiklerini belirtmiş, davanın kabulü ile, davalının fâliyetlerinin haksız rekabet ve marka ihlali olarak tespitine ve eylemlerinin önlenmesine, durdurulmasına, “… … …’nın yeri” ibareli tabelanın indirilmesine ve yine “… … …’nın yeri” ibareli tüm tanıtım ve reklam ürünlerine el konulmasına, müvekkilinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın tazmini için fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL maddi tazminat ile 10.000,00-TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davacı müvekkilin kendi adına herhangi bir vergi levhası olmadığını, dava konusu … Mh. … Cd. No:… …/İZMİR adresindeki işyerinin vergi levhası, tarafların kuzeni olan … …’ nın adına olduğunu, davalı müvekkil … …’ nın,… …’ ya ait işyerinde resmi olmamak kaydıyla, gayri resmi ortak yani adi adi ortak olduğunu, dava konusu “… … … … YERİ” markası davalı müvekkilin tescilli markası olduğunu, Ayrıca yine davacı müvekkilinin “… … … …’ NIN YERİ” markasının …/… marka numarası ile hizmet – emtia hakkına sahip olduğunu, bu belgeye göre; bu markanın reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetleri, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) haklarının sahibi de yine davalı müvekkili … … olduğunu, yine davalı müvekkilinin … … sayılı Marka Tescil Belgesi ile … – … … – … – … ibarelerini içerir şekilde tescilli logo ve markanın sahibi olduğunu, davacıya ait olan markanın ise; “… … …’NIN …” şeklinde olduğunu, bu nedenle herşeyden önce davacının işbu davasının ve taleplerinin mevzuata uygun olmadığını, yani davacının “…” ibaresine dair hiçbir hakkı söz konusu olmadığını, davacı ve davalı yanların kardeş olmaları karşısında, her ikisinin de uzun yıllar boyunca …,… ve … sektöründe çalışmış ve çok iyi bir şöhret kazanmış olan ve bu piyasa “… …” olarak nam salmış … …’ nın oğlu olduklarını, hal böyle iken davalı müvekkilinin babası olan … … … şeklinde, bu sektörde nam salmış olan bu şöhrette babasından ötürü MANEVİ MİRASÇI olduğunu, yani merhum … …’ nın evladı olarak, “… … …” markasında … …’ nın tüm mirasçıları gibi, doğal mirasçı olarak MANEVİ MİRASÇI olarak bu markayı kullanmasınin hiçbir şekilde engellenemeyeceğini belirtmiş, mezkur markanın davalı müvekkil açısından manevi miras /tereke içinde yer alması, davalının kendisine ait tescilli markasını kullanıyor olması ve zamanaşımı itiraz/defilerimiz doğrultusunda reddine, tedbir talebi başta olmak üzere tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
14/04/2021 tarihli marka ve patent vekili bilirkişiden alınan raporda özetle; … cad. No…. … adresindeki işyerinde; “… … … …’nın Yeri”, “… … … …”, “… …”, “… …’nın Yeri – … …” ibarelerine yer verildiği gibi, ¸ davalının adına tescil edilmiş markasının da kullanıldığını, davacının …/… sayılı markasının …. Sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri: Restoran hizmetleri, self-servis restoran hizmetleri, lokanta hizmetleri, kafeterya hizmetleri, cafe hizmetleri, kantin hizmetleri kokteyl salonu hizmetleri snack-bar hizmetleri, bar hizmetleri, ikram hizmetleri (catering), yiyecek ve içecek hizmet araçlarının kiralanması hizmetleri…” hizmetleri için koruma sağladığını ve … Cad. No…. … adresindeki işyerinde de yiyecek ve içecek hizmetleri verilmekte olduğunu, bu hizmetlerin, davacının …/… sayılı markasının koruma kapsamındaki hizmetlerle ile aynı olduğunu, ilgili bölümlerde görselleri bulunan … Cad. No…. … adresindeki kullanımlar açısından, “…, … ,…” gibi tasvir edici işaretlerin çıkartılarak değerlendirme yapıldığında kullanılan “… …’nın Yeri” ya da “… …” ibarelerinin¸ davacının markasının asıl unsuru olan “… …’nın Yeri” ibaresi ile benzerlik taşıdığını, davalının yukarıda bilgileri yer alan …/…, ……, …/… sayılı tescilli markalarının başvuru tarihlerinin, davacının markasından sonraki tarihlerde olması nedeniyle SMK m.155 gereği, dava açısından davalı lehine koruma sağlamasının söz konusu olamayacağını rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Davalının 17/06/2021 tarihli dilekçesindeki faturalar, sosyal medya kayıtları, dosya kapsamında toplanan deliller, bilirkişi raporu ve taraf tanık beyanları dikkate alındığında; davacı ile davalının kardeş oldukları babalarının adının … olduğu, markanın gerçek hak sahibinin tarafların … olduğu, davalının uzun süredir nizasız ve fasilası bu markayı kullandığı, davacının bilmesine rağmen uzun süre ses çıkarmadığı, kaldı ki tarafların ve … markanın tescilinden çok önce tescilsiz şekilde markayı kullandığı, benzer konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/1352 E – 2021/587 K ve 28/01/2021 tarihli ilamı da dikkate alındığında davalının bu kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağından davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT’ne göre belirlenen miktar, markaya tecavüz davası da dikkate alınarak arttırılmakla, 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.289,99 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı.29/09/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)