Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/2 E. 2021/51 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/179 Esas
KARAR NO : 2021/50

DAVA : Ticaret Ünvanının Terkini ve Marka İhlalinin Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Davacı vekili tarafından 30/12/2019 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” markasını Türk Patent ve Marka Kurumuna …. tescil numarası ile sınıf 25 kapsamında 05.03.2010 koruma başlangıç tarihli olarak tescil ettirdiğini, ikinci bir marka olarak …. tescil numarası ile sınıf 35 ve 18 kapsamında 16.02.2018 koruma başlangıç tarihli olarak tescil ettirmiştir. Söz konusu tescilin Sınıf 35 içeriğinde “koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar … baş giysileri” belirtilmiş olduğunu, “…..”, isimli internet sitesinde Davalı Şirketin tanıtımında, “….” isimli internet sitesinde tanıtımında ve davalı şirketin tabelasında …. isminin kullanıldığını, haksız rekabet oluşturduğunu, davalı şirketin ticaret unvanından terkini, işyeri tabelasında kullanmasının önlenmesi, internette yer alan işyeri tanıtım ve reklam sitelerinde kullanılmasının önlenmesi, ürün olarak üretim ve satışının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ”…. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ” Ticaret unvanına sahip olup, ticaret unvanını bir marka olarak kullanma amacı bulunmadığını, mevcut mevzuat ve yönetmeliklere uygun olarak tescil ettirmiş bulunduğunu, tescilli bir ticaret unvanının yasal mevzuata uygun olarak kullanılması, başkasının marka hakkını ihlâl etmeyeceğini, haksız rekabet oluşturmadığını, ticaret unvanının, markasal olmayan ve tescilli olduğu biçimde unvan olarak kullanımı durumunda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
16/11/2020 tarihinde Marka Patent vekili bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı tarafın … nolu ve …. nolu tescilli markalarına göre yapılan incelemesinde; davalı şirketin 09/09/2019 tarihinde kurulmuş olan meslek grubunun hazır giyim ve konfeksiyon olduğunu, aynı sektörde kullanım olduğunu, davalının taşınmış olduğu eski adresinde yapılan keşifte önceden kalan tabelasında …. San. Tic. Ltd. Şti. Nin yazılı olduğunu, …. ibaresini ürünlerin üzerinde kullanmadığını ancak Ticaret Odası kayıtlarında yer alan ticari unvanının, davacının markalarının esas unsurunun … ibaresi ile aynı olduğunu, davalı tarafın çalışma konusunun ve ticaret unvanının aynı/ benzer olmasından dolayı, marka hakkının ihlalini teşkil ettiğini, ticaret unvanının terkini kanaatini oluşturduğunu rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Yargıtay … .Hukuk Dairesinin … E – ….. K. ve 16/11/2020 tarihli ilamında da belirttiği üzere; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-e maddesinde de, ticaret unvanının ve ticari işletme adının tescil olunması değil, marka ile karıştırılabilecek şekildeki kullanımları marka hakkına tecavüz teşkil edeceği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesinde de, “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki düzenleme ile de, tescil olgusu değil, kullanım ile ortaya çıkan karıştırılma olgusu önlenmek istenilmiştir. Öte yandan TTK’nın 52.maddesinde ticaret unvanlarının, başkalarınca haksız kullanımı veya tesciline karşı koruma getirilmiştir. Nitelikleri itibariyle markalar, bir tacirin ürettiği veya piyasaya sunduğu mal ve hizmetleri, diğer tacirlerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan tanıtıcı işaretlerdir. Ticaret unvanları ise bir ticari işletmenin faaliyetlerini, diğer ticari işletmelerin faaliyetlerinden ayırt etmeye yarayan tanıtıcı işaretlerdir. Bununla birlikte, markaların; ayırt edicilik, reklam, garanti gibi işlevleri yanında, köken bildirme işlevleri de bulunmaktadır. O nedenle, bir ticaret unvanının, daha önceden tescil olunan bir markanın kapsamında kalan malların tescilli olduğu alanda kullanımı halinde, söz konusu kullanımın markanın işlevleri kapsamında, mal ve hizmetlerin ticari kökeni de dahil, ticari işletmeler arasında karıştırılma ihtimaline yol açması halinde söz konusu kullanım marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmelidir.
Yine Yargıtay … Hukuk dairesinin … E – …. K ve 29/06/2020 ilamında belirttiği üzere; SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz oluşturacağı, tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olması marka hakkına tecavüz teşkil etmeyecektir.
Her hangi bir işaretin, marka olarak kullanılması “markasal kullanım” olarak adlandırılır. Bir işaretin marka olarak kullanılıp kullanılmadığı ise, o işaretle karşı karşıya gelen ortalama niteliklere sahip bir tüketicinin algısına göre belirlenmelidir. Şayet ortalama tüketici, o işareti bir mal veya ürünün markası olarak algılıyor, işarette, malın veya hizmetin kökenine ilişkin işaret görüyorsa markasal bir kullanımdan söz edilecektir. Buna karşılık, bir ad veya işaretin kullanım yeri veya kullanım şekli nedeniyle,ortalama tüketici gözünde marka olarak algılanması mümkün değil ise markasal kullanım oluşmayacaktır. Bu bağlamda özellikle ürünler üzerinde, reklamlarda, ilan ve afişlerde yer alacak kullanımların markasal kullanım özelliği taşıma ihtimalleri yüksek olacaktır. Markasal kullanımdan söz edebilmek için kullanımın ürünler üzerinde olması zorunlu değildir. İlanlarda, kataloglarda, ticari belgelerde, ürünle bağlantılı olarak markasal etki doğuracak şekildeki tüm kullanımlar markasal kullanım oluşturur.
Dosya kapsamında elde edilen deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davalın ünvanını markasal anlamda kullandığında dair yeterli delil olmadığı, davalının dilekçe ekine eklediği görselde davalı firmanın adresi için yazıldığı, markasal anlamda olmadığı, yine davacının dilekçesinde bildirdiği URL adreslerinde davalı şirket ünvanı ve adresinin yer aldığı davalının bu kullanımlarının ürünler ile bağlantı kuracak şekilde olmadığı, markasal anlamda olmadığından davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 14,90 TL karar harcının davacı tarafından alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 872,60 TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 7,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, davacı vekilinin huzurunda davalı tarafın yokluğunda usulen okunup anlatıldı. 10/03/202

Katip 243342
e -imzalıdır

Hakim 139855
e -imzalıdır