Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/166 E. 2022/4 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/166
KARAR NO : 2022/4

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizden verilen 02/09/2020 tarih ve …/… Esas- …/… sayılı kararı gereğince merci tayini için dosya, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … HD’ne gönderilmiş olup, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … HD’nin 04/11/2021 tarih, …/… Esas-…/… Karar sayılı kararı ile yargı yeri olarak İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi belirlenmiş olması nedeniyle, dosya mahkememizin esas defterine yeniden kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 04.10.2016 tarihli Hizmet Sözleşmesi gereğince iletişim, tanıtım, reklam ve benzeri hizmetleri yürütebilmek amacıyla ihtiyaç duyulan Web Tasarım Projesi, Google Mobil Uygulama ve Toplu Mail Gönderim Sunucusu(E-Marketing) ve verilen yazılımların teknik hizmetlerinin hazırlanması için anlaşıldığını, davalı tarafça üstlenilmiş bulunan hizmetlere karşılık olarak; 04.10.2016 tarihinde 6,750.00 TL sözleşme peşinatı olarak ve 07.11.2016 tarihinde 8,260.00 TL, 22.12.2016 tarihinde 4,770.00 TL, 26.12.2016 tarihinde 5,000.00 TL sözleşme gereği ödeme, olmak üzere toplam 24,780.00 TL ödeme yapıldığını, ancak sözleşmenin imzalanmasının ardından davalı tarafça üzerine düşen yükümlülükler yerine getirilmeyip Web Tasarım Projesi aktifleştirilmemiş, E-Marketing işlerlik kazandırılmamış ve Google Mobil Uygulama hazırlanmamıştır. Bunun üzerine Müvekkilce üstlenilen edimlerin ifası için İzmir … Noterliği … yevmiye numarası ile 15.02.2017tarihinde ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, anlaşma çerçevesindeki yazılımların düzenlenmesi için gerekli olan ergümanlar istenildiği zaman hızlı bir şekilde tedarik edildiğini, yaklaşık 1-2 ayda bitirilebilecek olan proje, zamanında yapılmadığını aylarca sürüncemede bırakıldığını, yapılması taahhüt edilen işlemlerin yapılmaması sebebiyle müvekkilinin şirketin iş yükü arttığını, müvekkil şirket, davalı tarafın sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle ticari faaliyetlerinde problem yaşamış zarara uğradığından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere faizleriyle birlikte müvekkilinin ödemiş olduğu 24,780.00 TL hizmet bedellerinin iadesini ve uğramış olduğu zararlarının giderilmesini, yargılama harç ve giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Müvekkili hakkında açılan bu davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin … Reklam Hizmetleri isimli firmanın sahibi olduğunu, yazılım, reklam ve internet hizmetleri verdiğini, davacı şirketin ise özel güvenlik sektöründe yer alan bir şirket olduğunu, taraflar arasında 04.10.2016 tarihli 8 maddeden ibaret “hizmet sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilinin kendi üzerine yüklenen tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin davalı şirkete Web tasarım projesi işi, Kurumsal mail hizmeti, E marketing hizmeti Google mobil uygulama , google mobil uygulama eklerini sözleşmeden belirtilen hükümleri eksiksiz ve tam şekilde yerine getirdiğini, her ne kadar sözleşmenin 5. maddesinde hizmetlerin bedelinin toplamı 24.780,00TL (Kdv Dahil) olmasına rağmen, müvekkil ile bu hizmet için 14.000,00.TL (kdv hariç) anlaştığını, davacı şirket müvekkile 14.000,00 TL ödediğini bu ihtarnamede kabul etmişse de, haksız olarak davayı 24.780,00 TL üzerinden açtığını, davacının sunmuş olduğu delillerde ; whatsapp konuşmalarında 28.3.2017 tarihindeki sohbette müvekkil, davacı şirketin kendisinden “fazla fatura istediğini ve bunun yerine getirildiğini, fazla ödemelerin kendilerine iade edildiğini beyan etmiştir.” bu konuda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının açmış olduğu dava haksız ve kötü niyetli olduğundan itirazları yönünde haklılığımız delillerimizin doğrultusunda ortaya çıkacağından haksız açılan davanın reddine yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda da belirttiği üzere davacı ile davalının uygulama ve destek hizmet sözleşmesi kurduğu, davalının sözleşme yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmediği, aksaklıklar olduğu, davalının haklı neden feshettiği anlaşılmakla ve davalının vermiş olduğu hizmet bedeli olan 2750 TL’yi mahsup ederek 22030 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi mahkememizce uygun görülmüştür.
Her ne kadar davacı ıslah ile gecikme tazminatı istemiş ise de Y.23.HD’nin 2014/3837 E. – 2015/1926 K. ve 25.03.2015 tarihli ilamı dikkate alındığında; Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkân olmakla; bu suretle, aslında yasal itiraz ile karşılaşabilecek olan her hangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumunun yardımı ile artık bu itirazı davet etmeksizin yapabilmektedir (Prof.Dr.Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C.I.II.B,5, İstanbul 1992 s.534). Islah tek taraflı bir irade beyanı olup, ıslahın geçerliliği için karşı tarafın ve mahkemenin kabulüne gerek yoktur. dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Nitekim, HMK’nın 141/2. maddesinde de davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceği kabul edilmiştir. Ne var ki, açıklanan tüm hükümler göstermektedir ki, ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Davacının dava dilekçesinde konu etmediği ayrı bir dava konusu olacak gecikme tazminatının ıslah ile istenemeyeceğinden gecikme tazminat talebi yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının kısmen kabulüyle,
22.030 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının gecikme tazminatı isteminin reddine,
Alınması gereken 1.504,86 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 423,19 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.081,67 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 423,19 TL harcın da davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden dava kısmen kabul edilmekle, AAÜT’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, dava kısmen reddedilmekle, kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 2.750 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red / kabul oranının takdiren %20- %80 olduğuna, yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan 762,50 TL yargılama giderinin %80’i olan 610 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 106,10 TL’nin %20’si olan 21,22 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)