Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/135 E. 2021/231 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/135 Esas
KARAR NO : 2021/231

DAVA : Markanın Kullanılmaması Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Davacı vekili tarafından 06/11/2019 tarihinde davalı aleyhine Karşıyaka … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava, Karşıyaka …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/01/2021 tarih, …/… E.- …/… K. Sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olup, mahkememizin esas defterine kaydedilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından tescilli olan …/… nolu marka tescilli olduğu sınıfta tescil edildiği tarihlerden itibaren kullanıldığını, davalı tarafından 6 senedir kullanılmayan ve müvekkili şirketin tanınmış markasını aynı isimde tescil ettiren davalı tarafından marka sicili kullanılmayan markalar çöplüğüne dönüştürüldüğünü, SMK 9.maddesi uyarınca tescilli markanın tescil edildiği sınıflar yönünden tescil edildiği tarihten itibaren kullanılması yükümlülüğünü getirmekle birlikte marka sahibine 5 yıllık bir tolerans süresi verdiğini, bu sürenin tescil tarihinden itibaren başladığını, 5 yıl içinde aralıksız ve haklı bir neden olmadan kullanılmaması durumunda markanın iptal edileceğini, davalının …/… nolu markasının tescili için 12/06/2013 tarihinde başvurulduğunu, 25/09/2014 tarihinde 10.sınıf yönünden tescil edildiğini, tescil tarihinden itibaren söz konusu markanın tescil edildiği sınıfta kullanılmadığını, markanın kullanılmadığının aksinin davalı tarafça ispatı gerektiğini, davalının markasını yenilemediğini, SMK 9.maddesi uyarınca markanın kullanılmış sayılması için söz konusu kullanımın ciddi ve gerçek kullanım ve tescil edildiği sınıflara uygun bir kullanım olması gerektiğini, ayrıca kullanımın markanın esas fonksiyonu olan kaynak gösterme fonksiyonuna da uygun olması, tescil edildiği mal ve hizmet sınıfları ile bağlantılı olması, markasal nitelikte kullanılması gerektiğini belirterek, davalı adına tescilli …/… markasının tescilli olduğu 10.sınıfın tüm alt sınıfları yönünden tescilli olduğu hizmetlerin tümünde tüm hizmetler yönünden SMK 9.maddesi gereğince kullanılmama nedeniyle belirtilen hususlarda davalı markasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya Tebligat Kanunun 35. Maddesine göre tebligat yapılmış olup, savunma ve kanıtlarını sunmamıştır.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava markanın kullanılmama nedeni iptal davasıdır.
Dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra 06/11/2019’da açılmıştır. Gerek Mülga MarkKHK’da gerekse yürürlükteki SMK’nın kapsamında markanın tescillendiği emtiada kullanımı şart koşulmuş olup, kullanmama hali 5 yıllığına hoş görülmektedir. Diğer deyimle, bir marka için başvuran taraf, tescilden itibaren kullanma yükümlülüğü altına girmektedir. Ancak, objektif haklı sebeplerin varlığı halinde, bu kuralın ihlali nedeniyle iptal koşulu oluşsa bile, göz ardı edilebilmektedir. Burada kastedilen kullanmamaya ilişkin haklı sebep, marka sahibinin iradesi dışındaki ekonomik buhran ve çöküntü, savaş, doğal afet gibi objektif hallerden doğmaktadır. Ki bunlar, marka sahibinin iradesi dışındadır.
Bu davada davacının iptal sebebine bağlı olarak uygulanacak hükümler, SMK’nın 9, 26 ve geçici 4. maddede yer almaktadır. Marka, mülga MarkKHK’nın yürürlükte olduğu sırada başvurulmakla, o şartlara göre dahi 14. Madde gereğince iptale tabidir. Ancak AYM’nin SMK yürürlük tarihi olan 19.01.2017’den 4 günce bu hükmü iptal etmiş olması konuyu bulanık kılmıştır. Buna rağmen dört gün sonra aynı ilke yeniden canlanmıştır. Marka, gerek KHK’nın 14. Maddesine göre gerekse SMK’nın 9 ve 26. Maddesine göre kullanmama halinde iptale tabidir. Bu ilke, aynı zamanda, TRIPS 19/1. maddesi kapsamında yer almakta olup, ülkemiz, bu anlaşmaların üyesi olarak ticarette fikri mülkiyet haklarının evrensel çapta korunması ve uygulanabilmesi yönünde tedbirler almakla yükümlüdür. Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması konusundaki anlaşma kapsamında üye ülkeler, en az 3 yıl kullanılmayan markanın iptali konusunda yasa düzenlemesi yapmayı üstlenmektedir. 3 yıllık süre minimum standart süredir. Her üye ülkenin yaptığı gibi ülkemiz de, bu süre konusunda belli bir düzenleme yapmıştır. Bu anlaşma üye devletlere kullanılmayan markaların sicilden elimine edilmesi için düzenleme yapma yükümlülüğü öngörmektedir. Aksi takdirde, şeklen geçerli tescile dayalı markalar kullanıma konulmadıkları halde, 3. kişilerin ticari girişimlerine engel oluşturacak, yerli veya yabancı yeni yatırımları caydıracaktır. Oysa, yasa koyucunun amacı, tescillenen markanın en geç 5 yıl içerisinde ekonomiye aktif olarak dahil edilmesidir. MarkKHK’nın 42/1-c maddesi AYM’nin 09/04/2014 tarih 2013/147-2014/75 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bununla birlikte MarkKHK’nın 14. Maddesi, kullanma yükümlülüğünü ve aksi halde markanın iptalini öngörme, içeriği ile yürürlükte kalmaya devam etmiştir ve bu hükme göre mahkemelerce kullanılmadığı anlaşılan markaların SMK’nın yürürlüğüne kadar iptali yolunda kararlar elde edilmiş ve uygulanmıştır. Ancak MarkKHK’nın 14. maddesi dahi 14/12/2017 tarih 2016/148-2017/189 sayılı karar ile iptal edilmiştir. Bu iptal ise, 06/01/2017’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, yasa koyucuya süre verilmemiştir. Bununla birlikte, aynı yükümlülüğü ve yaptırımı öngören SMK’nın 9. maddesi 10/01/2017’de yürürlüğe girmiştir. Aradaki 4 günlük boşluk, SMK’nın yürürlüğünden önce açılmış derdest dosyalarda, AYM’nin iptali nedeniyle, davaların reddi sonucunu doğurmuştur. Çünkü, bu derdest davalar bakımından kazanılmış bir hak söz konusu olmadığından, AYM iptal kararının yol açtığı yasal dayanıksızlık etkili olmuştur.
Bununla birlikte, iş bu dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra açılmış olup, 4 günlük kesintiye rağmen süreklilik arz eden kural geçerli bulunmaktadır. Bu bakımdan, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl 4 günlük süre boyunca kullanım araştırılması gerekmektedir. Bu davada davacının iptal sebebine bağlı olarak uygulanacak hükümler, SMK’nın 9, 26 ve geçici 4. maddede yer almaktadır. Marka, mülga MarkKHK’nın yürürlükte olduğu sırada başvurulmakla, o şartlara göre dahi 14. Madde gereğince iptale tabidir. Ancak AYM’nin SMK yürürlük tarihi olan 19.01.2017’den 4 günce bu hükmü iptal etmiş olması konuyu bulanık kılmıştır. Buna rağmen dört gün sonra aynı ilke yeniden canlanmıştır. Marka, gerek KHK’nın 14. Maddesine göre gerekse SMK’nın 9 ve 26. Maddesine göre kullanmama halinde iptale tabidir. Bu ilke, aynı zamanda, TRIPS 19/1. maddesi kapsamında yer almakta olup, ülkemiz, bu anlaşmaların üyesi olarak ticarette fikri mülkiyet haklarının evrensel çapta korunması ve uygulanabilmesi yönünde tedbirler almakla yükümlüdür. Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması konusundaki anlaşma kapsamında üye ülkeler, en az 3 yıl kullanılmayan markanın iptali konusunda yasa düzenlemesi yapmayı üstlenmektedir. 3 yıllık süre minimum standart süredir. Her üye ülkenin yaptığı gibi ülkemiz de, bu süre konusunda belli bir düzenleme yapmıştır. Bu anlaşma üye devletlere kullanılmayan markaların sicilden elimine edilmesi için düzenleme yapma yükümlülüğü öngörmektedir. Aksi takdirde, şeklen geçerli tescile dayalı markalar kullanıma konulmadıkları halde, 3. kişilerin ticari girişimlerine engel oluşturacak, yerli veya yabancı yeni yatırımları caydıracaktır. Oysa, yasa koyucunun amacı, tescillenen markanın en geç 5 yıl içerisinde ekonomiye aktif olarak dahil edilmesidir. MarkKHK’nın 42/1-c maddesi AYM’nin 09/04/2014 tarih 2013/147-2014/75 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bununla birlikte MarkKHK’nın 14. Maddesi, kullanma yükümlülüğünü ve aksi halde markanın iptalini öngörme, içeriği ile yürürlükte kalmaya devam etmiştir ve bu hükme göre mahkemelerce kullanılmadığı anlaşılan markaların SMK’nın yürürlüğüne kadar iptali yolunda kararlar elde edilmiş ve uygulanmıştır. Ancak MarkKHK’nın 14. maddesi dahi 14/12/2017 tarih 2016/148-2017/189 sayılı karar ile iptal edilmiştir. Bu iptal ise, 06/01/2017’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, yasa koyucuya süre verilmemiştir. Bununla birlikte, aynı yükümlülüğü ve yaptırımı öngören SMK’nın 9. maddesi 10/01/2017’de yürürlüğe girmiştir. Aradaki 4 günlük boşluk, SMK’nın yürürlüğünden önce açılmış derdest dosyalarda, AYM’nin iptali nedeniyle, davaların reddi sonucunu doğurmuştur. Çünkü, bu derdest davalar bakımından kazanılmış bir hak söz konusu olmadığından, AYM iptal kararının yol açtığı yasal dayanıksızlık etkili olmuştur.
Bununla birlikte, iş bu dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra açılmış olup, 4 günlük kesintiye rağmen süreklilik arz eden kural geçerli bulunmaktadır. Bu bakımdan, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl 4 günlük süre boyunca kullanım araştırılması gerekmektedir.
Dosyamız kapsamında …/… nolu markanın 30/11/2014 tarihinde tescil edildiği, dava açıldığı tarihte henüz hoşgörü süresinin dolmadığı, Y.11 HD. 2015/7079 E – 2016/1147 K ve 08/02/2016 tarihli ilamında da belirttiği üzere her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği, davanın 5 yıllık hoşgörü süresi dolmadan açıldığından usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Erken açılan davanın usulden REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsup edilerek, eksik 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 213,90 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Dairesi nezdinde açık olduğuna dair yanların yokluğunda karar verildi. 03/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)