Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/104 E. 2023/43 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/104 Esas
KARAR NO : 2023/43
DAVA : Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
Davacı vekili tarafından 08/09/2021 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın 23.08.2010 başvuru tarihli, … numaralı “…” başlıklı incelemeli patentinin tescil edildiğini, PCT Başvurusu için Uluslararası Araştırma Otoritesi olarak Avrupa Patent Ofisi (EPO) seçilmiş olduğunu, EPO tarafından düzenlenen 23.12.2011 tarihli Uluslararası Araştırma Raporunda buluş basamağı kriterinin karşılanamayacağı işaret edildiğini, İsveç Patent Ofisi tarafından başka uzman tarafından yapılan inceleme raporunda belge almaya hak kazanılmış olduğunu patent konusunun bu raporda açık olmadığını, sorunlu olduğunu, belirsiz kaldığını, 26/02/2013 tarihli EPO tarafından düzenlenen diğer raporda patentlenebilir olmadığının raporlandığını, söz konusu patent konusunu oluşturan 1-31 nolu istemlere ilişkin ortaya konan bulguların, önceki teknik öğretilerinin, bahsedilen ulusal/ bölgesel başvurularda düzenlenmiş olan ve söz konusu istemlerin patentlenemeyeceğine ilişkin görüş ve itirazları içeren resmi inceleme raporlarının hiçbirine sahip olmadığını, Türk Patent uzmanının patentin hükümsüz kılınmasını gerektiğini belirterek davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil ettirdiği 23.08.2010 başvuru tarihli, … numaralı “…” başlıklı Patentin hükümsüzlüğünü. Patent belgesinin devrinin ve lisans benzeri işlemlere konu edilmesinin ve bu patentten doğan hakların müvekkile karşı kullanılmasının önlenmesini hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2008-2009 yıllarında … firmasında enerji müdürü olduğunu, müvekkilinin buluşu ile bu işletmede Tübitak projesi pilot uygulamasını yaptığını, bu suretle tanıştıklarını ve davacının müvekkilinin buluşuna yazılı referans verdiğini, sunumunu gerçekleştirdiğini, Davacının, Makine mühendisi olması sebebi ile müvekkilinin kendisine iş teklif ettiğini ve müvekkilinin yöneticisi olduğu … şirketinde çalıştığını, Müvekkilinin … A.Ş. ‘ye ihale edilen Bursa EÜAŞ. Doğal gaz santrallerindeki soğutma işini taşeron olarak aldığını, davacının da … firmasının elemanı olarak saha müdürlüğü yaptığını, müvekkiline ait buluşla … yetkililerine, ‘’patente Gerek Yok, Ürünü Biliyorum, Benimle Çalışın’’ şeklinde e-mailler gönderir iken yakalandığını, İzmir … Asliye Ceza Mah.nin müvekkile yönelik patenti kendi adına pazarlama şeklinde haksız rekabet suçu işlediğine dair kesinleşmiş mahkumiyet kararı olduğunu, Müvekkilinin özürlere inanarak davacıyı affettiğini ve … A.Ş. şirketinde davacıya sembolik bir hisse verdiğini, Davacının kendi adına işlettiği bir sınai işletmesi bulunmadığından patentin hükümsüzlüğünü isteme konusunda fiilen hukuki yararının kabul edilemeyeceğini, … sayılı patentin 20 yıllık ömrünün sonuna yaklaşmakta olduğunu, Makine Mühendisi olan …’in, hazırlık aşamasındaki buluştan ilk kez … firmasında çalıştığı 2008-2009 döneminde haberdar olmuş olduğunu, önceleri müvekkili ile işbirliği yapmış olduğunu, daha sonra güven ve iyiniyetle bağdaşmayan eylemlerde bulunmuş olduğunu, patent öğretisini kendi adına başvuru konusu yapmak cihetine gitmiş olduğunu davayı patentin tecilinden 11- 12 yıl sonra açmış lduğunu, TMK m. 2 gereği dava hakkının kullanılmasında temel kural ve sürenin 10 yıl olduğunu, Müvekkilinin Avrupa, Amerika ve Japonya gibi dünyada geçerli 3 büyük patent ofisinin incelemesine açık, uluslararası ticari arenada geçerli bir patent almak için PCT çıkışı yapmış olduğunu, Avrupa EPO nezdinde belge kararı çıkınca, yasal hak olarak Türkiye’ye de geçiş yaparım düşüncesiyle, önce Türk Patent ve Marka Kurumundan İncelemesiz Patent almış olduğunu, Davacı tarafın, müvekkilinin EPO nezdinde PCT çıkışı ile Avrupa da, dolayısı ile Türkiye’de de İncelemeli Patent alma sürecinde iken, kötü niyetle hareket ederek sırf müvekkili, Türkiye’den İncelemeli Patent alamaz ihtimali ve yukarıda belirtilen davalara kendisi lehine delil yaratmak amacıyla, müvekkilinin incelemesiz patenti için inceleme talebinde bulunmuş olduğunu, müvekkilinin … numara ile İncelemeli patent belgesi almaya hak kazanmış olduğunu, aynı tarihlerde … no. ile Avrupa’da 36 Ülkede, … no. ile Amerika’da, … no.ile Japonya’dan da belge almaya hak kazanmış olduğunu, Dava konusu patentin; Türk Patent Kurumunca yenilik ve buluş basamağı kriterleri sınavından geçerek belgelendirilmiş ve tüm dünya …, …, … gibi patent otoritelerinin sınavından da geçerek YENİLİK ve BULUŞ BASAMAĞI şeklindeki patentlenebilirlik kriterlerinin varlığı sübuta ererek belge almaya hak kazanmış olduğunu, Davacının ileri sürdüğü… dökümanın, … nolu patent konusuyla aynı olmadığını, Davacı yanın hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri sürdüğü her hususun, teknik olarak Türkiye dahil dünyadaki uzmanlarca incelenerek yerinde olmadığına kanaat getirildiğini, Patent alma sürecine ilişkin de hatalı ve yerinde olmayan gerekçelerinin mahkemece yapılacak teknik inceleme sonucunda sübuta ereceğini belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtları, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, davalı adına tescilli … numaralı patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi adına işlettiği bir sınai işletmesinin bulunmadığını, müvekkiline ait patentin yenilik ve buluş basamaklarının ve patentlenebilirlik kriterlerinin mevcut olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, patentin hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından … sayılı patentin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olduğu, davacı tarafça söz konusu patentin hükümsüzlüğüne ilişkin huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yine dosyada mevcut TPMK kayıtlarından davaya konu edilen patentin (1), (2), (3), (4), (7), (9), (11), (19), (22), (25) ve (31) nolu istemler ve (5), (6), (8), (10), (20), (21), (23) ve (24) nolu istemlerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Konunun teknik mahiyet arz etmesi nedeniyle mahkememizce sektör uzmanı (elektrik elektronik mühendisi), sınai mülkiyet uzmanı makine mühendisi ve sınai mülkiyet uzmanı makine mühendisi bilirkişilerden oluşan heyet teşekkül ettirilmek suretiyle bilirkişi raporu ve taraf itirazları kapsamında ek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ve ek rapor dosya kapsamına, somut olaya, bilimsel ve teknik verilere uygun bulunarak mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir. Söz konusu raporda davaya konu patentin (1), (2), (3), (4), (7), (9), (11), (19), (22), (25) ve (31) nolu istemler yönünden yenilik ve buluş basamağı kriterlerini taşımadığı, (5), (6), (8), (10), (20), (21), (23) ve (24) nolu istemler yönünden ise istemlerin yenilik ve buluş basamağı kriterlerini karşıladığı ve hükümsüzlük koşullarının bu istemler yönünden oluşmadığı değerlendirilmiştir.
6769 sayılı SMK’nun 83. Maddesinde tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluşun yeni olduğunun kabul edileceği, tekniğin bilinen durumunun başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan ve toplumca erişilebilir her şeyi kapsayacağı, devam eden 101. Maddede başvuru tarihinden başlamak üzere patentin koruma süresinin 20 yıl olacağı ve bu sürelerin uzatılamayacağı, yine kanunun 138. Maddesinde 82 ve 83. Maddelere göre patent verilebilirlik şartları taşımayan patentin hükümsüzlüğüne karar verilebileceği, hükümsüzlük nedenleri patentin bir bölümüne ilişkin ise sadece o bölüm ile ilgili istem veya istemlerin iptal edilerek kısmi hükümsüzlüğe karar verileceği hükümsüzlük davasının patentin koruma süresince veya hakkın sona ermesini izleyen 5 yıl içinde sicile patent sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılabileceği, menfaati olanlar Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kurum ve kuruluşların patentin hükümsüzlüğünü talep edebileceği hususları düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu da gözetilerek dava konusu edilen patentin bir kısım istemlerinin yenilik ve buluş basamağı kriterlerini karşılamadığı bu nedenle bu istemler yönünden hükümsüzlük koşullarının oluştuğu ve patentin (1), (2), (3), (4), (7), (9), (11), (19), (22), (25) ve (31) nolu istemler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği yönünde mahkememizde vicdani kanı oluşmuştur. Diğer yandan patentin (5), (6), (8), (10), (20), (21), (23) ve (24) nolu istemler yönünden ise yenilik ve buluş basamağı kriterlerini taşıdığı anlaşıldığından patentin bu istemler yönünden hükümsüzlük talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan patentin tüm istemler yönünden sanayiye uygulanabilir olduğu da yine mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı tarafın, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığına ilişkin savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Zira yukarıda değinilen 6769 sayılı SMK’nun 138/6 fıkrasındaki açık hüküm gözetildiğinde davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mezkur nedenlerle davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı adına tescilli … sayılı patentin (1), (2), (3), (4), (7), (9), (11), (19), (22), (25) ve (31) nolu istemler yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
Davalı adına tescilli … sayılı patentin (5), (6), (8), (10), (20), (21), (23) ve (24) nolu istemler yönünden hükümsüzlüğüne ilişkin talebin REDDİNE,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davada kabul / ret oranının %60- %40 olduğunun tespiti ile, yargılama giderlerinin bu oranlar üzerinden gerekçeli kararda hesaplanmasına,
Alınması gereken 269,85 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 4.198 TL yargılama giderinin %60’ı olan 2.518,8 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan 1.679 TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 8,50 TL yargılama giderinin %40’ı olan 3,4 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan 5,1 TL yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı Gerekçeli hükmün tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 02/06/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı