Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/97 E. 2022/38 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/97
KARAR NO : 2022/38

DAVA :Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Davacı vekili tarafından 09/11/2020 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011-2013 yılları arasında Yrd. Doç. Dr. unvanı ile ve 2013-2017 yılları arasında Doç. Dr. Ünvanı ile … Üniversitesi’nde akademisyenlik görevi yaptığını, adı geçen üniversitede İnşaat Mühendisliği Bölümü Bölüm Başkan Yardımcısı, Bölüm Başkanı ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı olarak da görev yaptığını, 2003 yılından beri barajlar alanında çalışan tek öğretim üyesi olduğunu, her tip barajla ilgili makale ve bildirileri bulunmakta olduğunu, 16.06.2017 tarihinde … Üniversitesi’nden istifa etmesi üzerine, danışmanlığını yaptığı İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisans ve Doktora Programlarında kayıtlı öğrencilerin danışmanlıkları önce haksız şekilde usul ve yasaya aykırı olarak üzerinden alınmış olduğunu ve bu hususta 18.04.2019 tarihinde Yüksek Öğretim Kurumu Başkanlığı’na şikâyette bulunulduğunu, 09.01.2019 tarihinde
“…-…” dergisinden hakemlik yapması için müvekkiline makale gönderildiğini davalılar Dr. Öğretim Üyesi … ve Araştırma Görevlisi …’ye ait olup makale ismi”…”‘olduğunu, söz konusu çalışmanın müvekkilinin uzmanlık alanı olan “…” üzerine olduğunu, iki öğretim elemanının müvekkiline ait fikir ve verilerle yapmış oldukları yayınlardan dolayı yine 18.04.2019 tarihinde Yüksek Öğretim Kurumu Başkanlığı’na intihal sebebiyle de şikâyette bulunulmuş olduğunu, davalıların sunulan tüm deliller ve dikkate çekilen hususlara rağmen adı geçen üniversitenin yaptığı soruşturma sonucunda aklanmış olduğunu, Müvekkilinin eski yüksek lisans tez öğrencisi olan …’nin, kendisiyle paylaşılan fikir, veri, model, parametre ve tamamlanmış/tamamlanmamış çalışmalardan … ile yayın türetmeye başlamış olduğunu, … Barajı ve bu baraja ait verilerle müvekkilinin yapmak istediği çalışmaları … ile paylaşılmış, …’nin aşırma etik ihlalini, …’ın ise haksız yazarlık etik ihlalini gerçekleştirmiş olduklarını, “FLAC3D” programının “crack” versiyonu ile yani illegal yazılım ile gerçekleştirmiş Olduklarını, Bu durumun ise tüm insanlığı yanıltmaya daha doğrusu kandırmaya yönelik bir davranıştır. Öyle ki daha önce müvekkilinin YÖK’e intihale yönelik yaptığı şikâyet sonrası yürütülen soruşturmaya istinaden …’nin ifadesi “flac3d programının herkese açık ve herkesçe ulaşılan crack versiyonunun bulunabildiğini” ifadesine yer verdiğini, …’nin sonraki ifadelerinde bu durumu inkâr etmemiş olduğunu, hatta tez çalışmasında da internetten ve bir hoca vasıtasıyla bulduğu bu programı kullandığını beyan ettiğini, haksızlıkla elde edilen ve Kamudan tahsis edilen bu gelirlerin akademik olarak hak edilmemiş, etik dışı ve yasal olarak suç teşkil etmekte olduğunu belirterek, müvekkilinin FSEK’ten doğan haklarına karşı davalılar tarafından gerçekleştirilen tecavüz’ün durdurulmasını, müştereken ve müteselsilen 25.000,00-TL manevi tazminatın tahsilini ve kararın ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından yapılan çalışmaların tamamen özgün olduğunu, literaturde daha önce yapılmamış çalışmalar olduğunu, davacı …’ın yayınlarına bakıldığında bu konularda hiçbir çalışmasının olmadığını “…”, …,…–… (…). https://….”isimli çalışmanın, davacının iddiasının aksine tamamen özgün bir çalışma olduğunu, Daha önce Yüksek Lisans tez danışmanlığını yürütmüş olduğu “…” adlı tez çalışmasında Fırın Curufu ile Taban Külünün özellikleri detaylıca incelenmiş olduğunu, Bahsi geçen çalışmada ise; Taban Külü ile Uçucu Külün etkisi birlikte düşünülerek farklı karışım oranları altında Betonarme Kiriş davranışı üzerindeki etkileri incelenmiş ve bu etkiler deprem kuvvetleri altındaki yapısal bir modele uygulanarak sonuçlar detaylı olarak incelenmiş olduğunu, TÜBİTAK Proje önerisinin (Hafif Betonla Üretilen Betonarme Kirişlerin Yapısal Davranışlarının Deneysel Olarak İncelenmesi) ve BEÜ BAP Projesinin (Uçucu Küllü Betonarme Kirişlerin Yapısal Davranışının Belirlenmesi) ile kesinlikle aynı bilimsel içeriğe ve temele sahip olmadığını, davacının daha önce hiçbir deneysel tecrübesi olmadığını, labaratuvar ortamında bulunmamış olduğunu, TÜBİTAK tarafından verilen ret raporu verildiğini, … Barajı’nın …ın konferans yayınında 2 boyutlu olarak modellenmiş ve ANSYS programını kullanmış olduğunu, yöntem olarak ise Sonlu Elemanlar Yöntemi kullanıldığını, müvekkilleri tarafından yapılan makalede ise … barajı’nın 3 boyutlu modellenmiş olup, FLAC3D programını kullanılmış olduğunu, yöntem olarak ise “Sonlu Farklar Yöntemi” temel alındığını, kullanılan sınır koşullarının tamamen farklı olduğunu, “… barajının 3 boyutlu analizi ve deprem fayının baraja olan uzaklığının bu barajın sismik davranışına etkisi” incelenmiş olduğunu belirterek, ihlal bulunmadığını ve davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; Davacı vekilinin iddiasının müvekkiline ait eser niteliğinde olan çalışma ve makalelerde alıntılar yapıldığı halde atıf yapılmadığı olduğunu, Dosyada mübrez davacıya ait çalışmalar ile davalıların çalışmasının inşaat uzmanlık alanına ilişkin hususiyet arz eden, sistematik ve bilimsel tasnif ve değerlendirmeler içeren çalışmalar olduklarını, bu çerçevede FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduklarının kanaatinin hasıl olduğunu, Dr. … ve … nun belirtilen makalelerde ortak yazar olarak yer almış olduklarını, bu çalışmaların barajlar üzerine olduğunu, Dr. …’ın özellikle barajlar konusunda uzman olmasa dahi makalenin yazılması, makalede analizlerin yapıldığı yazılımın kullanımı, literatür araştırması yapılması, sonuçların analiz edilmesi vb konularda makaleye yaptığı katkı sonucu makalede ortak yazar olarak yer almış olabileceğini, Uzman olmak, ilgili konuya ilgi duyup, o konuda çalışmayı gerektireceğini, barajlar konusunun inşaat mühendisliğinin bir alt konusu olduğunu, İnşaat mühendisliğinde, özellikle, doktora yapmış herhangi bir akademisyen/araştırmacı aşağıdaki içeriklere sahip makale yazımında yer alabileceğini, Prof.Dr. …’ın yürütücü, …, …, …’nin araştırmacı olarak yer alacağı 29.02.2016 başvuru tarihli “Uçucu küllü betonarme kirişlerin yapısal davranışının belirlenmesi” başlıklı … Üniversitesi BAP proje önerisinde, Türk Deprem Yönetmelik’ine (2007) uygun olarak 1/2 ölçekli 24 adet farklı etriye aralığına sahip betonarme kirişler üzerinde eğilme testi yapılması ve sonuçların yük-şekil değiştirme durumları, çatlak gelişimi yönüyle incelenmesinin önerilmiş olduğunu, kirişlerin sonlu elemanlar yazılımı (ANSYS) ile modellenerek deney sonuçları ile karşılaştırılmasının planlanmış olduğunu, Prof.Dr. …’ın yürütücü, …’ın araştırmacı olarak yer alacağı … nolu ve “…” başlıklı Tübitak’a sunulan proje önerisinde, uçucu kül ile yüksek dayanımlı hafif beton üretimi yapılması, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’e (2017) uygun olarak tam ölçekli, her biri farklı etriye ve donatı özelliğine sahip kirişlerde eğilme testi yapılması ve sonuçların kesme kuvveti, yük-şekil değiştirme durumları, taşıma gücü, çatlak gelişimi, sehim miktarı yönüyle incelenmesinin önerildiğini, 12.02.2015 tarihli değerlendirme raporunda, proje önerisinin kabul edilmediğinin anlaşıldığını, Dr. …’ın yazarı olduğu, …- ççç dergisinde yayınlanan “…” başlıklı makalede, taban külü ve uçucu külün betonarme kirişlerde eğilme dayanımına ve çatlak oluşumuna etkisi deneysel ve analitik (ANSYS) olarak incelenmiş olduğunu, ayrıca, SAP2000 yazılımı kullanılarak betonarme yapı modellemesi yapılmış olduğunu, Makale içeriğinin bir ekip çalışmasını da gerektirecek şekilde deneysel çalışmayı da içermesinin, ancak makalede “teşekkür” bölümü olmamasına rağmen aksini ispatlamanın mümkün olmayacağını, Prof.Dr. …’ın yürütücü olacağı gerek Tübitak proje önerisinde gerek … Üniversitesi BAP projesinde “uçucu kül” parametresinin yanına farklı parametre eklenmesiyle çalışmanın eğer literatürde başka benzeri yok ise orijinallik kazanabileceğini, bir çalışmada, mevcut çalışmalardan farklı parametre çalışılmasa dahi deneyin yükleme patronu değiştirilerek, deney sonucuna farklı analizler yapılarak veya deney tipi değiştirilerek de çalışma orijinallik kazanabileceğini, bir akademisyenin/araştırmacının bir konuyu çalışması diğer akademisyenin/araştırmacının aynı konuda çalışamayacağı anlamına gelmemekte olduğunu, … Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği incelendiğinde, Madde 23’te “YÖK yada üst kurullarında yer değiştiren ve emekliye ayrılan öğretim üyelerinin başlamış olan danışmanlıkları süreç tamamlanıncaya kadar devam edebilir” ifadesinin yanı sıra “Tez danışmanı değişikliği öğrencinin veya danışmanın yazılı müracaatı, enstitü anabilim dalı başkanlığının teklifi alınarak enstitü yönetim kurulu kararıyla yapılır” şeklinde denildiğini, Bu sebeple, öğrencinin yazılı müracaatının danışman değişikliği için yeterli olduğunun anlaşılmakta olduğunu, Davacı ile …’nin dava dosyasında yer alan konuşma metinlerinde (konuşma metinlerinin delil teşkil edip etmeme hususu Sayın Mahkeme’nin takdiri olmak üzere) davacıdan veri alımı ile ilgili ibareler yer alsa da bu verilerin içeriği konusunda çıkarım yapılmasının olası olmadığını, 17 GB veri baraj fotoğrafı da, baraj geometrisi de veya makale içeriğinde yer almayacak bambaşka bir veri de olabileceğini, Dolayısıyla, konuşma metinlerinden, alındığı düşünülen verinin ilgili makalelelerin içeriğine ne şekilde etkisi olabileceğinin çıkarımını yapmanın olası olmadığını, makale içeriğini etkileyecek bir veri dahi olsa, sadece veri temin etmeknin makalenin yazar grubuna dahil olmayı gerektirmeyebileceğini, bir makalede yazar grubunda yer almak için çalışmanın konu seçimine, literatür araştırmasına, giriş bölümüne, kullanılan metodolojiye, analizlere, analiz sonuçlarının değerlendirilmesine, makalenin yazımı gibi konulara da önemli oranda katkıda bulunmak gerekeceğini Sadece veri temininin makalenin yazar grubuna dahil olmayı gerektirmediğini, FSEK 10/3 hükmüne göre; Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetlerin veya teferruata ait yardımların, iştirake esas teşkil etmeyeceğini, …’ın, davacı ayrıldıktan sonra …’ın öğrencisi olduğundan birlikte yayın yapmalarının olağan olabileceğini, İntihal durumlarının değerlendirildiğinde yazılımlarda özellikle “referans listesi”nin dahil edilmesinin benzerlik oranını artırabilmekte olduğunu, çünkü, “referans listesi”nin halihazırda literatürde var olan çalışmaları içerdiğinden benzerlik çıkacağının aşikar olduğunu, davalının belirttiği, ilgili makalede aynı verilerin kullanıldığı bir önceki çalışmaya atıf yapmamanın FSEK”e aykırılık teşkil etmeyeceğini , Prof.Dr. … ve …’nin yazarları arasında olduğunu, ISHAD 2018 adlı kongrede bildiri olarak sunulan “…” adlı çalışmada, … Barajı dolu ve boş olarak sonlu elemanlar yazılımı (ANSYS) ile nümerik olarak modellenmiş olduğunu, Yedi farklı baraj-temel etkileşim durumu dikkate alınmış ve 14 farklı deprem analizinin gerçekleştirilmiş olduğunu, Düzce (1999) deprem kayıtları kullanılmış olduğunu, Dr. … ve …’nin yazarları arasında olduğu “…” başlıklı makalede, … Barajı FLAC3D kullanılarak modellenmiş, beş farklı uzaklıkta deprem merkezüstünün etkisi incelenmiştir. Loma Prieta (1989) deprem kayıtlarının kullanılmış olduğunu, “…” adlı bildirinin konusu ile “…” adlı makalenin konularının farklı olduğunu, Ortak olan … Barajı’nın kullanılmış olması olduğunu, Gerek davacı gerek davalı (…) ilgili baraj verilerinin “…” adlı bildiriden alındığı yönünde beyan vermiş olduklarını, İlgili baraj verilerinin “…” adlı bildiriden alıntılanmış dahi olsa bu verilerin literatürde başka kaynaklardan bulunabilecek veriler olduğunu, gerek davacıya gerekse davalının bulduğu veriler olmayıp DSİ’ye ait veriler olmakla yani bildirideki verilerin de DSİ’den alınması nedeniyle bu verilere atıf yapılmamasının davacı yönünden hak ihlali doğurmayacağını rapor etmişlerdir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Eser’in tanımı 5849 sayılı FSEK’in 1/B maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir. Biri ürünün eser sayılabilmesi içi iki unsurun bir arada olması gerekmektedir. Bunlar sahibinin hususiyetini taşıması ve kanunda sayılan eser kategorisinde sayılmasıdır. Bilirkişi Raporunda da belirttiği üzere davalıların çalışmasının inşaat uzmanlık
alanına ilişkin hususiyet arz eden, sistematik ve bilimsel tasnif ve değerlendirmeler içineren çalışmalar oldukları bu çerçevede FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri oldukları anlaşılmıştır.
Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir. Bir işlenmenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.(FSEK m.8)
Birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılır. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini istiyebilir. Diğer taraf muhik bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir. Aynı hüküm mali hakların kullanılmasında da uygulanır.
(FSEK m.9)
Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi, onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir. Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez.(FSEK m.10)
FSEK’in 13. maddesinde “fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür” denilmek suretiyle, hak sahiplerinin manevi haklarının (m.14-19) ve mali haklarının (m.20-29) söz konusu Kanun hükümleri uyarınca korunacağı açıkça belirtilmiştir. FSEK, manevi ve mali hakların korunması noktasında genel olarak iki farklı koruma yöntemi kabul etmiştir: hukuk davaları (m.66-70) ve ceza davaları (m.71-75). Eser sahibinin açabileceği hukuk davaları olarak ise FSEK’te üç farklı dava türü öngörülmüştür: “tecavüzün ref’i davası” (m.66-68), “tecavüzün men’i davası” (m.69) ve “tazminat davasıdır” (m.70) , Eser sahipliğinden doğan mali ve/veya manevi hakların ihlali, söz konusu hakların hukuka aykırı olarak kullanılmasını ifade etmektedir.
Bir eserden izinsiz iktibas yapılması, eserden esinlenme (ilham alma) ve yararlanma serbestisiyle karıştırılmamalıdır. İktibas bir eserin oluşturulmasında, bir başka eserin parçalarının alıntı yapılarak eserde aynen ve belirli ölçülerde kullanılmasıdır. Esinlenme ise, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanılması ve bu fikirlerden yola çıkılarak yeni eserin biçimlendirilmesidir. Telif koruması, düşüncenin kendisini değil o düşüncenin ifade ediliş şeklini kapsar. Fikir ve sanat eserleri hukukunun temel esasları uyarınca bir eserden faydalanılması ancak eser sahibinden alınacak izinle mümkündür. Fakat faydalanma, esinlenme düzeyinde kaldı ise eser sahibinin iznine ihtiyaç bulunmamaktadır. İki eser arasında yapılacak karşılaştırmada öncelikle ilk eserin koruma alanı yani hususiyet taşıyan unsurları tespit edilmelidir. Koruma alanı dışında kalan unsurlar serbest yararlanmanın belirlenmesi açısından önem taşımaz.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporları dikkate alındığında; bir makalede yazar grubunda yer almak için çalışmanın konu seçimine, literatür araştırmasına, giriş bölümüne, kullanılan metodolojiye, analizlere, analiz sonuçlarının değerlendirilmesine, makalenin yazımı gibi konulara da önemli oranda katkıda bulunmak gerekir. Sadece veri temininin makalenin yazar grubuna dahil olmayı gerektirmediği, nitekim FSEK 10/3 hükmüne göre; Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez.
Dolayısıyla, “…” adlı bildirinin konusu ile “…” adlı makalenin konuları farklıdır. Ortak olan … Barajı’nın kullanılmış olmasıdır. Gerek davacı gerek davalı (…) ilgili baraj verilerinin “…” adlı bildiriden alındığı yönünde beyan vermişlerdir. İlgili baraj verileri “…” adlı bildiriden alıntılanmış dahi olsa bu veriler literatürde başka kaynaklardan bulunabilecek veriler olduğu, gerek davacıya gerekse davalının bulduğu veriler olmayıp DSİ’ye ait veriler olmakla yani bildirideki verilerin de DSİ’den alınması nedeniyle bu verilere atıf yapılmaması davacı yönünden hak ihlali doğurmayacağından davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine
Alınması gereken 80,70 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 26,30 TL karar harcının davacı tarafından alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, FSEK-Tecavüz davası redddilmekle, AAÜT’ne göre belirlenen miktar, 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara ödenmesine,
Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT’ne göre belirlenen miktar, 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.454 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan toplam 36,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı taraflara ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır