Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/88 E. 2021/105 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/88 Esas
KARAR NO : 2021/105

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkil firmanın, bitkisel gıda ürünleri ve bitkisel kozmetik ürünlerinin üretimi ve pazarlanması konusunda pazarda önemli bir paya sahip ve Türkiye’ nin önde gelen markalarından olup kalite yönetim sistemi ve gıda güvenliği yönetim sistemi konusunda ISO belgeleri mevcut olduğunu, Müvekkilinin ”…” markasını ilk olarak 24.01.2003 tarihinde tescil ettirmiş olup … no’lu markasını … başvuru ve tescil numarasıyla 24.01.2013 tarihinden itibaren on yıl süreliğine yenilemiş olduğunu, davalı firma ise 15.12.2010 gün ve … başvuru ve tescil no’lu ”…” markası ile faaliyette bulunmakta olup müvekkile ait olan, aynı/aynı türdeki mallarla ilgili olarak tescil edilmiş ve müvekkil tarafından daha öncesinde tescil edilen markaya benzer işaretler kullanmak sureti ile mevzuat hükümlerine aykırı hareket etmekte olduğunu, Tarım ve Orman Bakanlığının yaptığı kontroller sonucunda, davalı firmanın tescil ettirdiği marka adıyla üretilen zeytinyağlarında uygunsuzluk tespit edilmiş olup, 15.09.2020 tarihinde ilgili Bakanlık tarafından kamuoyuna duyurulmuş ve birçok haber sitesinde bu duyuruya yer verilmiş olduğunu, Google’ da görseller üzerinden ‘…’ yazılıp aratıldığında, müvekkile ait markanın ürün görselleriyle birlikte Tarım ve Orman Bakanlığının davalı firmanın ürünüyle ilgili yapmış olduğu uygunsuzluk/hile tespitine dair haber görselleri bir arada çıktığını, halk tarafından davalının kullandığı markanın, müvekkile ait marka ile ilişkilendirilme ve hatta karıştırılma ihtimali dahi bulunduğunu, bu sebeple müvekkiline ait marka değerinin zedelenmekte ve maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkil firmanın, davalı firmaya ait markadan haberdar olmasının iş bu Bakanlık duyurusu ve haberler neticesinde olduğunu belirtmiş, davalı …. adına tescil edilen 15.12.2010 gün ve … başvuru ve tescil no’lu ”…” markasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 5. ve 6. maddesinde belirtilen mutlak ve nispi red nedenlerinin varlığı nedeniyle markanın hükümsüzlüğünün tespiti, tescil tarihinden itibaren ortadan kaldırılmasına, terkinine karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı savunmaları ve iddialarının özeti: Davalı usulüne uygun teblige rağmen cevap vermediğinden münkir sayılmıştır.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Hükümsüzlük sebepleri SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25. maddesinin 6. fıkrasında hükümsüzlük talebinde bulunmak için hak düşürücü süre düzenlenmiştir. Buna göre; “Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.” dosya kapsamında davalı markasının 31/01/2011 tarihinde tescil edildiği davalının ise davayı 9 yıl 8 ay sonra açtığı, davacının tacir olduğu basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiği, 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açmadığı, davacının dava dilekçesinde kötüniyetli tescil iddiasında bulunmadığı ve dosyada bu ilişkin delil de bulunmadığı hususları dikkate alınarak davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının, davasının REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL karar harcının davacı taraftan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 237,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ ne göre belirlenen 5.900,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 30/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır