Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/80 E. 2021/95 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/80 Esas
KARAR NO : 2021/95

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … sayı ile 5. Sınıfta “…” markasının sahibi olduğunu, 2016 yılında yenilmesini yapmadığı için markanın müddete düştüğünü, markasını taşıyan ürünlerini 2010 yılından bu yana Türkiye’de ciddi ve kesintisiz bir şekilde yapmakta olduğunu, sektörde markasını bilinir hale getirdiğini, davalı tarafın “…” markasına 5.sınıfta … sayı ile başvuru yaptığını, oluşan yasal boşluktan faydalandığını, 06/08/2020 tarihinde müvekkiline ihtarname çekerek markanın yayın ve kullanımına son verilmesini istediğini, davalı tarafın marka başvurularını araştırdıklarını ve dünyaca meşhur olan ve ülkemizde bilinen markaları markalara kötü niyetli olarak başvuru yaptıklarını, müvekkilinin markanın devir haklarını istediğinde 1 milyon TL talep ettiklerini, haksız kazanç elde etmek istediklerini, davalının … nolu markasına tedbir kararı konularak, “…” markasını taşıyan ürünlere müvekkilinin bilgisi ve izni dahilin de kullananlara karşı kullanmasının tedbiren önlenmesini, markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından … markasının 5. sınıfta “ortam kokusu” olarak tescili yaptırılmış olduğunu, müvekkilinin tpmk nezdinde … tescıl numaralı ( 5. sınıf emtialarında tescilli ) “…” markasının hak sahibi olduğunu, nice sınıflandırmasına göre 5. sınıf yani insan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular olarak geçmekle oda sprey-kokuları olduğunu, davacı tarafın kurum nezdinde yayın süresinde itiraz edilmemiş olduğunu, kurum tarafından resen yapılan benzerlik araştırmasında tescile engel bir hal görülmemiş olup koruma verildiğini, davacının markasına ait bir tescil olmadığını, tanınmış marka kaydı da bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafça marka gaspı anlamında ortaya atılan iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın davaya konu markayı dermatolojik bir krem olarak kullanmakta olduğunu, müvekkilinin ise bahse konu markasını 05. Sınıfta oda ve ortam kokuları ve dezenfektan markası olarak kullanmakta olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU: Mahkememizce alınan 06/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda;
Davacı tarafın, dava konusu “…” markasını taşıyan ve 5.sınıf kapsamında kalan anti-akne preparatları olarak isimlendirilen ilaç grubundaki ürünlerini davalının tescil başvuru tarihi olan 31.10.2019 tarihinden cok önceden beri yoğun bir şekilde, yurt içinde ve yurt dışında olacak şekilde markasal olarak kullanıldığı, bu kullanımlarıyla markaya konu işarete ciddi ölçüde ayırt edici nitelik ve belirli seviyede bilinirlik kazandırdığı,
Davalının, neden herkesin aklına gelebilecek türden ya da yaygın kullanıma sahip olmayan fantezi bir ibare olan “…” ibaresini kendisine marka olarak seçtiğine dair herhangi bir açıklama yapmadığı, davacının “…” markasını taşıyan ve 5.sınıf kapsamında kalan anti-akne preparatları olarak isimlendirilen ilaç grubundaki ürünlerini uzun zamandır yoğun bir şekilde, yurt içinde ve yurt dışında olacak şekilde markasal olarak kullanıldığı ve bu kullanımlarıyla markaya konu işarete ciddi ölçüde ayırt edici nitelik ve bilinirlik kazandırdığı, hükümsüzlüğü talep edilen markanın görselinin, davacı şirketin fiili kullanımlarındaki aynı renkleri, yazı karakterini, stili ve sınıfı içerdiği değerlendirilmekle birlikte, davalının “…” ibaresini marka olarak seçmesinin rastlantısal olup olmadığına, markadan haksız olarak yararlanma amacı olup olmadığına ve kötü niyetinin varlığına dair hukuki nitelemenin Sayın Mahkeme’ ye ait olacağı,
Davacı şirket ile ….’nin aynı şirketler grubunda (… Grubu) yer aldığı, “…” markalı ürünün ülkemizdeki ruhsat sahibinin …. olduğu ve satım faturalarının …. tarafından düzenlendiği görüş ve kanaatinde olunduğu ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği görülmüştür.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Marka başvurularının tescilinde ise “ilk gelen alır” ilkesi geçerlidir.
Bununla birlikte, marka başvurusu daha sonra olmakla birlikte, 6769 sayılı SMK’nın 6/3.m. uyarınca, markaya konu işaret üzerinde önceki tarihli başvurudan daha öncesinde bir hak elde edilmiş ise, bu hakka dayanarak önceki tarihli markanın hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Marka üzerinde öncelik hakkı markayı ihdas ve istimal eden maruf hale getiren kişiye aittir. Eskiye dayalı kullanım iddiası ile açılan hükümsüzlük davasında davacının dava konusu ibareyi yerelde çok geniş coğrafyada yoğun bir şekilde kullanımı sonrasında belirli bir ayırt edicilik kazandırdığını ispatlaması gerekir.
Dosya kapsamında toplanan delillerde davalının tescil başvurusundan önce dava konusu markayı kullandığına dair bir delile rastlanmamıştır. Davacı şirket daha önce markayı adlarına tescil ettirmiş, ancak yenilememeden dolayı 06/12/2016 tarihinde marka hakkı düşmüştür. Davacı şirket dava konusu marka ile ilgili Türkiye’de ilk ruhsat alan firmadır. Davacı şirketin Türkiye’de ruhsat tarihi 05/07/2010’dur Yine davacı şirketin bu markayı 1996 yılından bu yana bir çok ülkede tescil ettirdiği, ticaretini yaptığı dosyada bulunan deliller ve bilirkişi raporu ile sabit olmuştur. Davacının Türkiye’de ve yurt dışında davalının mark başvurusundan çok daha önceden beri yoğun bir şekilde kullandığı ve markaya belirli bir ayırt ediciliği kazandırdığı ve marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu dosyaya sunulan delillerden ve bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Yasada kötü niyetin bir tanımı yapılmamıştır. hak sahibi olmadığını bilmesine rağmen dürüstlük kuralına aykırı şekilde tescil için başvuruda bulunulan veya tescil ettirilen marka olarak tanımlanabilir. Yargıtay HGK 2008/11-501 E. ve 2008/507 K. sayılı kararında kötü niyeti belirlemek için bilme ve bilmesi gerektiği unsurlarını vurgulamak amacıyla “…davalının tekstil alanında faaliyet gösteren bir kişi olduğu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, kullanacağı işaretin bir başkasına ait olup olmadığını araştırmakla yükümlü olduğu…”şeklinde belirtmiştir. Bu ilke çerçeveside gerçek hak sahibi olmamakla birlikte başkasının ticaretinde kullandığı tescilsiz bir işareti, kendisinin hak sahibi olmadığını bile bile tescili için başvuruda bulunan kimse kötü niyetli sayılacaktır. Davalı markasının davacı markasının bire bir aynı olduğu, davalının seçme özgürlüğü bulunmasına rağmen son derece ayırt ediciliği yüksek “…” markasını seçip kullanmasının rastlantısal olmadığı, gerçek hak sahibini bildiği ve davalının markadan haksız yararlanma amacıyla tescil ettirdiği kanaatiyle davacının kötü niyetli tescil iddiaları yerinde bulunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının, davasının KABULÜ ile,
Davalı adına tescilli ” …” ibareli … nolu markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile, sicilden TERKİNİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın eksik kalan 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900,00- TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.000,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan 7,80-TL yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır