Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/67 E. 2021/146 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/38
KARAR NO : 2021/150

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 13/05/2020
KARŞI DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2021

Davacı- karşı davalı vekili tarafından 13/05/2020 tarihinde davalı- karşı davacı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların, 2017 yılı Haziran ayında Sığacık’ ta … adı ile … kurduklarını, … ilk kez uygulan kişiler olduklarını, davacıların gerek … alanında gerekse de … alanında adını kurum nezdinde de tescil ettirdiklerini, davalının müvekkillerine ait işletmede 13-14 Kasım 2018 tarihleri için rezervasyon yaptırdığını ve 1 gece konakladıklarını, müvekkillerinin 2019 yaz aylarında işletmeye gelen misafirlerden gelen bildirimlerde Karaburun’ da yerleri olup olmadığının sorulması üzerine davalı tarafın işyerinden haberdar olduklarını, davacının markasının kullanılmasının haksız rekabet oluşturduğunu, davalılar tarafın kullanılan konseptin bire bir aynı olması sebebiyle iltibas yaratıldığını, davacıların … şeklinde …/… tescil numaralı marka tescilinin bulunduğunu, Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 149. Maddesi uyarınca Sinai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti, muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulması, tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmin edileceğinin kabul edildiğini, yine SMK’ nin 150. Maddesi gereğince sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür şeklinde düzenleme bulunduğunu, davalının müvekkiline ait markalar ile iltibas yaratan faaliyetleri Sınai MülkiyetKanunu ve Yine TTK 55 vd maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu belirtmiş, davalının Sınai Mülkiyet Kanunu ve TTK uyarınca haksız rekabet oluşturan faaliyetlerine son verilmesi, davalı tarafın SMK uyarınca … ibaresinin ve markasını kullanmasının önlenilmesi, davalıya ait işyerlerinin tanıtımını sağlayan tabelalar, levhalar, dış camlar, kartvizitler, broşürler, reklam araçları ve işlerinin içinde bulunan diğer unsurlar üzerinde davacının markası ile iltibasa sebep olacak unsurların kaldırılması, web safyası ve sosyal paylaşım sitelerinin kapatılması, davalının TTK 55 ve devamı maddeleri uyarınca iltibas oluşturan faaliyetlerinin önlenmesi, davalı … dış konseptinin değiştirilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ in davacı- karşı davalının tekelinde olan bir iş modeli olmadığını, karşı tarafın kabul ettiği üzere dünyada çok önce uygulanmakta olduğunu, Türkiye’ de bu durumun son 3-4 yıldır bilinirliği ve popülerliğinin arttığını, müvekkilinin bu trendi fırsat bilerek 2019 yılının başlarından itibaren Karaburun olarak otelin mevkisini tayin ettiğini, müvekkilinin … ismiyle sosyal medya hesabı kurduğunu, işletmeyi faaliyete geçirmeden önceki hazırlarını duyurmak için başlattığı PR çalışması kapsamında … markasını içerir …com alan adını 25/01/2019 tarihinde satın aldığını ve ilk sosyal medya paylaşımını davacı karşı davalının başvurusundan önce ve 08 Şubat 2019 tarihinde yaptığını, davacı karşı davalı tarafın konseptin sahibi olduğu, … ibaresini … için kullandıkları iddiaları ile dava gerekçelerinin çelişkili olduğunu, müvekkilinin markayı karşı taraftan daha önce kulandığını, aynı bölgede aynı hizmeti veren karşı tarafın kötü niyetle fırsattan istifade ederek tescil başvurusu yaptığını, davacı karşı davalı ile müvekkilinin … tasarımlarının farklı olduğunu ayrıca bütün dünyada aynı konsept kullanılırken karşı tarafın benzerlikler üzerinde durmasının haksız rekabet açısından dayanağı olmadığını, aleyhe sunulan internet çıktılarının delil niteliği olmadığını çünkü maniple edildiğini, karşı tarafın müvekkil sayfasında olmayan içerikleri karşılaştırma gibi sunmuş olduğunu, karşı tarafın aynı sektörde yeni bir işletme istemediği için müvekkilin markasını tescil ettirdiğini ve deliller oluşturduğunu, iş bu haksız rekabet davası ile rekabeti ortadan kaldırmaya çalışıldığını belirtmiş, öncelikle …/… sayılı … ibareleri markanın davanın konusuz kalması ihtimaline ve usul ekonomisi açısından üçüncü şahıslara devrini engellemek için teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, önceye dayalı kullanım ve kötüniyetli başvuru ve sair gerekçelerle davaya konu markanın hükümsüzlüğüne dair karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
06/08/2021 Tarihli marka vekili ve sektör bilirkişi heyetinden alınan raporda ; Asıl Davadaki Marka Hakkı Yönünden Yapılan Benzerlik/iİltibas İncelemelerinde; davacı adına tescilli …/… sayılı marka ile davalının kullandığı işaretler arasında orta düzeyde benzerlik bulunduğu, tüketicinin taraf marka-işareti arasında bir şekilde bağlantı kurabileceğinden iltibas tehlikesinin doğabileceği veya marka-işaret arasındaki figüratif unsur, renk, yazım stili farklılıkları nedeniyle bir kısım tüketici markaların farklı olduğu ayrımına varsa bile müşterek “…” ibaresi nedeniyle ilişkilendirme anlamında markaların aynı veya bağlantılı kaynaktan geldiği yönünde yanılgıya düşebileceği, davacı adına tescilli …/… sayılı markasındaki asli unsur olan “…” sözcüğünün davalı tarafça kullanımına rastlanmadığından bu marka yönünden iltibaslı kullanım durumunun tespit edilemediği, asıl Davadaki Haksız Rekabet Yönünden Yapılan İltibas İncelemesinde; “…” “…” sözcükleri verilen konaklama , tatil , yeme içme hizmetin niteliğini, cinsini belirten tanımlayıcı ibarelerden olduğu, tarafların bu sözcükleri tek başlarına kullanmayarak önüne ayırt edici ibareler (…) eklediği; tarafların sosyal medya hesaplarındaki “…”, “…”, “…” içerikli fotoğrafların birbirlerinden farklı olduğu, sözü edilen içerikli fotoğrafların herkes tarafından çekilebilecek fotoğraflardan olduğu, fotoğraflarda yer alan … dış tasarımları ile renklerin herhangi bir ayırt ediciliği olmadığı, fotoğrafların alt kısımlarındaki “…” — “…”, “Son hazırlıklar” — “…” , “…”—“…?” şeklindeki sözlerin birebir aynı olmadığı ve yine sıradan kişiler tarafından sıkça kullanılan, tipik özelliği bulunmayan, işletmenin konseptine ayırt edicilik katkısı olmayan unsurlar olduğu; menü dizilimindeki renklerin, yazım stillerinin bambaşka olduğu, menüye yazılacak ibarelerin kısıtlayıcı olmakla diğer işletmelerce de benzerlerinin kullanıldığı; her iki taraf sosyal medya hesaplarındaki fotoğraflara , görsellere ve içeriklere bütünsel açıdan bakıldığında taraf işletmeleri arasında karıştırılmaya yol açmayacağı, Karşı Davadaki Önceye Dayalı Kullanım ve Gerçek Hak Sahipliği Nedeniyle Hükümsüzlük İddiasına İlişkin Yapılan İncelemelerinde; Davalı-Karşı Davacı’nın “…” esas ibaresini 43.sınıfta yer alan yiyecek ve içecek sağlanması, geçici konaklama, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetlerindeki en eski tarihli “markasal” kullanımının 24.01.2019 tarihinde oluşturulan www…..com isimli internet sitesi alan adı kullanımına ilişkin olduğu, 08.02.2019 tarihinde …kullanıcı isimli instagram ve 19.03.2019 tarihinde … kullanıcı ismiyle facebook hesabının oluşturulduğu, hükümsüzlüğü istenilen markanın tescil başvuru tarihi olan 23.05.2019 ile karşı davacının ilk kullanımı arasındaki sürenin 4 ay olduğu ve dosyadaki belgelere istinaden bu süreçte sadece sosyal medya hesaplarında 35 adet paylaşım yapıldığı ve www…com alan adlı internet sitesinin ihdas edildiği, Davacılar-Karşı Davalılar’ın “…” ibaresini…. kullanıcı isimli instagram hesabındaki 11.07.2018 tarihli fotoğrafın altındaki her zaman değiştirilmesi mümkün olan içerik yazısında hashtag (başlık etiketi) olarak işletmesinde yapılan bir … kitabının lansmanı için kullanıldığı, sözü edilen kullanımın markasal mahiyette olmadığı , Karşı Davadaki Kötü Niyetli Tescil Nedeniyle Hükümsüzlük İddiasına İlişkin Yapılan İncelemelerinde; taraflardan birinin İzmirim Seferihisar ilçesinde, diğerinin ise Karaburun ilçesinde olmak üzere aynı faaliyet gösterdiği, faaliyet konusu hizmete sundukları tatil, konaklama, yeme-içme konseptlerinin “…” olduğu, kötü niyete ilişkin iddialara ilişkin uyuşmazlığın çözümü hukuki konu olmakla bu konuda hukuki görüş bildirilmesi olanaklı olmadığını rapor etmişlerdir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda ise marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı adına tescilli iki markasının olduğu, bunlardan biri …/… nolu “…” ibareli, diğerinin ise …/… nolu “…” ibarelidir. Dosyaya sunulan deliller dikkate alındığından davalı karşı davacının …/… nolu markaya tecavüz oluşturacak kullanımının mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Davacı karşı davalı adına tescilli …/… nolu markanın esaslı unsuru olan “…” ibaresi ile davalı karşı davacının kullanımın aynı olduğu, işitsel ve görsel olarak iltibas oluşturacak mahiyette olduğu anlaşılmıştır. Ancak davalı karşı davacının bu kullanımı davacı karşı davalının bu markaya başvuru tarihinden önce olduğu, davacı karşı davalının marka başvuru tarihinin 23/05/2019 olduğu, davalı karşı davacının ise “…” ibaresini içeren www….com alan adını 24/01/2019 tarihinde aldığı, yine … adı ile 08/02/2019 tarihinde instagramda ve … adı ile 19/03/2019 tarihinde hesaplarını oluşturduğu ve markasal anlamda kullandığı anlaşılmıştır.Karşı davacının daha önce hak sahibi olduğu ve karşı davalının ufak bir araştırma ile … ibaresini aynı il sınırlarında kullanımda olduğunu bilebilecek durumda olduğu, karşı davalının basiretli tacir gibi davranması gerektiği, seçenek özgürlüğü olmasına karşın karşı davacının sahibi olduğu alan adının birebir aynısının karşı davalı tarafından marka başvurusunda bulunmasının iyiniyetli olmadığı, alan adı alan ve belirli bir yatırım yapan karşı davacının ticaretini engellemek maksatlı olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı karşı davalı ile davalı karşı davacının konseptinin farklı olduğu haksız rekabet boyutunda olmadığı anlaşılmış ve yukarıda saydığımız gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Asıl dava kapsamında davacılar karşı davalıların davasının reddine
Karşı dava bakımından davalı karşı davacının davasının kabulü ile
Davacılar karşı davalılar adına tescilli …/… nolu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
Ana dava bakımından:
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Karşı dava bakımından
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının karşı davacı … tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsup edilerek, eksik 4,90 TL harcın karşı davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına, karşı davacı tarafından peşin olarak 54,40 TL harcın karşı davalılardan alınarak, karşı davacı …’ya ödenmesine,
Karşı davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin karşı davalılardan alınarak, karşı davacıya ödenmesine,
Davacı- karşı davalılar tarafından yapılan toplam 1.352,90 TL yargılama giderinin davacı- karşı davalılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı- karşı davacı … tarafından yapılan 7,80 TL vekâlet harcının davacı- karşı davalılardan alınarak, davalı- karşı davacıya ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde, talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı.22/09/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)