Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/64 E. 2021/120 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/64
KARAR NO : 2021/120

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkini
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

Davacı vekili tarafından 04/09/2020 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili …’ın, gıda sektöründe faaliyet gösterip gıda sektörüne yön veren, genellikle işletmecilik üzerine yoğunlaşan ve daha çok Ege Bölgesinde bilinirliği yüksek bir ticaret erbabı olduğunu, yıllardır restoran işletmeciliği yapmış ve gıda sektöründe aktif olarak faaliyette olduğunu, müvekkilinin, … adı altında 2010lu yıllardan itibaren çeşitli illerde işletmeler kurmuş ve işletmiş olduğunu, 2014 yılından beri ise tek ortağı ve hissedarı olarak … Gıda Tur. İnş. San Tic. Ltd. Şti adlı şirketi kurarak şirketleşme yolunu benimsemiş olduğunu, bu şirketin işlettiği restoranın … ünvanı ile …/Bodrum ilçesinde meşhur olmuş, bilinirliği … dışına taşmış Aydın İstanbul ve İzmir illerinde de ünvanı/markası ile işletmelerin açılmasını sağlamış olduğunu, Müvekkilinin, aynı işletmede adına tescilli “…” markasını da kullanarak faaliyetlerine uzun bir süre devam etmiş olduğunu, davalı tarafın adına tescillediği “…” markası ile aynılığı ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı nedeniyle, müvekkile tescilli ve önceden beri hak sahipliği olduğu markalar ile orta düzeydeki tüketici halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunmakta olduğunu belirterek davalı adına … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, mahkemece verilecek kararın hükümsüzlük olması halinde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ülke çapında yayın yapan bir gazetede, tüm ilan giderleri davalıya ait olmak üzere ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usule uygun olarak tebilgat yapılmış olmasına rağmen cevap vermemiş münkir kabul edilmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
16/06/2021 Tarihli Marka vekili ve SMMM uzmanı bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle;
Dosyada mevcut olan belge ve delillerin bir kısmının hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı marka başvurusunun marka başvuru tarihinden sonraki tarihli olduğunu, bir kısmının markasal kullanıma dair herhangi bir bilgi içermediğini ve bir kısmının markasal kullanımı gösterir nitelikte olmadığını, tüm bu nedenlerle davacının, dava konusu ”…” ibaresini “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”ndeki kullanımlarının yerelden çok geniş coğrafyada ciddi, yoğun ve markasal olarak kullanıldığı konusunda yeterli kanaate ulaşılamadığını rapor etmişlerdir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Marka başvurularının tescilinde ise “ilk gelen alır” ilkesi geçerlidir. Bununla birlikte, marka başvurusu daha sonra olmakla birlikte, 6769 sayılı SMK’nın 6/3.m. uyarınca, markaya konu işaret üzerinde önceki tarihli başvurudan daha öncesinde bir hak elde edilmiş ise, bu hakka dayanarak önceki tarihli markanın hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Marka üzerinde öncelik hakkı markayı ihdas ve istimal eden maruf hale getiren kişiye aittir. Eskiye dayalı kullanım iddiası ile açılan hükümsüzlük davasında davacının dava konusu ibareyi yerelde çok geniş coğrafyada yoğun bir şekilde kullanımı sonrasında belirli bir ayırt edicilik kazandırdığını ispatlaması gerekir.
Yasada kötü niyetin bir tanımı yapılmamıştır. hak sahibi olmadığını bilmesine rağmen dürüstlük kuralına aykırı şekilde tescil için başvuruda bulunulan veya tescil ettirilen marka olarak tanımlanabilir .
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi rapor dikkate alındığında; “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf bir marka olması ve davalının “…” ibaresine ek adı soyadı “… …. ” ve “… ” ibaresini koyuyor olması, davalının yazı stili, konumlandırması, şekli, dizilimi dikkate alındığında davacının “… …” ve “… …” ibareleri markalardan farklılık arz ettiği iltibas bulunmadığı anlaşılmıştır. Yinde davacının “…” ibaresini 13/01/2017 tarihinden önce yerelden çok geniş coğrafyada ayırt edici hale getirdiğine dair dosyada yeterli somut delil bulunmamaktadır. Yine davalın markasını tescil ettirken “…” ibaresinden haksız yararlanma amacı taşıdığına, kötüniyetli olduğuna dair yeterli somut delil bulunmamaktadır. Yukarıda saydığımız gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL karar harcının davacı tarafından alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.829,80 TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 08/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır