Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/62 E. 2021/157 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/62 Esas
KARAR NO : 2021/157

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Davacı vekili tarafından 17/08/2020 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin “…”, “…”, “… …” ibareli markaların ve “www…com”, “www…com.tr” ve “www…com” alan adlı internet sitelerinin hak sahibi olduğunu, müvekkilleri tarafından “www…com” alan adlı internet sitesine girdiklerinde sahibi olduğu markaların ve alan adının taklit edildiğini ve 1.000 Amerikan Doları bedel ile satılık olduğunu gördüklerini, davalı yanın hukuka aykırı olarak kendi üzerine müvekkiline ait internet sitelerini kayıt/transfer ettirdiğini, müvekkillerinin markasını taklit ettiğini belirterek, “www…com”, “www…com.tr” ve “www…com” alan adlarının 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının hukuka aykırı olarak kendi üzerine kayıt/transfer ettirdiği “www…com”, “www…com” internet sitesi alan adlarının müvekkillerinden … … … San. Tic. A.Ş’ye ücretsiz olarak devrine karar verilmesini, müvekkillerinin markası taklit edilerek oluşturulan “www…com” alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesini, 10.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek, müvekkillerine ödenmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; www…com alan adlı sitenin 19/03/2014 tarihinden beri müvekkiline ait olduğunu, ödemelerinin bizzat müvekkili tarafından yapıldığını, davacı şirketin 21/03/2017 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile tescil ettirdiği “… …” markasının ise, davalının bu domaine sahip olma tarihinden sonra olduğunu, bu alan adı ile 3. şahıslara satış vb. gibi davacı şirkete zarara uğratacak herhangi bir işlem yapılmadığını, alan adının 19/03/2014 tarihinden beri müvekkile ait olduğunu, satın alma ve yenileme bedelinin davalı tarafından ödendiğini şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, söz konusu transfer işleminin davacı şirketin bilgisi dahilinde tamamen yasal yollarla, servis sağlayıcı firmanın onayı ile müvekkilinin şahsi kredi kartı ile ödeme yapılarak sağlandığını, müvekkilinin “www…com” alan adını satın almasında hukuka aykırı herhangi bir durumun söz konusu olmadığından davacı yanın ihtiyati tedbir ve … … …. San. Tic. A.Ş’ye devir talebinin reddine karar verilmesini, davacının maddi ve manevi bir zararı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
10/06/2021 tarihli marka vekili, bilgisayar mühendisi ve SMMM bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; www…com alan adının 16.04.2001 tarihinde faaliyete geçtiğini, www…com isimli internet sitesi bilgilerinin incelenmesinde; Sitenin 23/08/2012 tarihinde alan adının alınarak aynı tarihte faaliyete geçtiğini, son güncellemesinin 01/06/2020 tarihinde gerçekleştiğini,“www…com.tr” isimli internet sitesi bilgilerinin incelenmesinde; sitenin 14/06/2013 tarihinde alan adının alınarak aynı tarihte faaliyete geçtiğini son güncelleme tarihine ilişkin bir bilgi elde edilememiş olduğunu, www…com isimli internet sitesi bilgilerinin incelenmesinde; Sitenin 19/03/2014 tarihinde alan adının alınarak aynı tarihte faaliyete geçtiğini, son güncellemesinin 01/06/2020 tarihinde gerçekleştiğinin belirlendiğini, davacıya ait ….com ve ….com alan adreslerinin 2015 ve 2017 yıllarındaki sağlayıcı değişikliğinin davacıyı zarara uğratacak nitelikte olmadığını, …/… numaralı markanın davaya konu olduğu iddia edilen www…com alan adında kullanımı olmadığını, bu açıdan SMK kapsamında karıştırılma ihtimalinin olmadığını, …/… numaralı markanın … … … … Ticaret A.Ş. tescilli olduğunu, 21.03.2017 tarihinde başvurusu yapılmış 26.06.2018 tarihinde tescil edilmiş olduğunu, 21.03.2017 tarihinden itibaren 10 yıl koruma süresi olduğunu, davaya konu alan adının ilk alınma tarihi 19.03.2014 olduğunu, alan adının kullanım önceliği olduğundan , …/… sayılı marka, marka korumasından yararlanamadığını, …/… markanın … … Tic. A.Ş. adına kayıtlı olup, 08.12.2010 başvurusu yapılmış ve 02.04.2012 tarihinde tescil olmuş olduğunu, Rapor tarihi itibari ile marka hakkı sahibi … … Tic. A.ş. Olduğunu, ancak 19.08.2020 tarihli TPMK yazı cevabı ile gelen marka örneğinde 19.08.2020 tarihi itibari ile marka hakkı sahibinin … … … San. Ve Tic. A.ş olduğunu, www…com alan adı aktif olmasa da satılık ilanı olması nedeni ile ticari etkinin varlığı tespit edilmiş olduğunu, her ne kadar alan adı içeriği incelenemese de alan adı içinde “…” ibaresi geçtiğinden, incelemeye konu marka … kapsamında mallar için de tescilli de olduğundan sınıfsal benzerlik olduğunu, işaretlerde yer alan “…” ibareleri esaslı unsur olup, alan adındaki … kısmının tanımlayıcı nitelikte olduğunu, bu kapsamda değerlendirmede esas alınamayacağını, işaretlerde benzer olduğundan kullanım benzerliğinde olup markanın suça konu alan adında kullanımı … sektörde mal ve hizmet alımı yapan ortalama tüketiciden daha çok inceleyen dikkate sahip bir tüketici çevresi için de şikayete konu adı geçen markalarla alan adındaki kullanım arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimali yaratacak ve iltibasa yol açacak şekilde olduğunu …/… numaralı marka için davaya konu olduğu iddia edilen www…com alan adında kullanımı olmadığını, Bu açıdan … … ile karıştırılma ihtimali olmadığını, …/… numaralı markanın 21.03.2017 başvurusu yapılmış olduğunu, 26.06.2018 tarihinde tescil edilmiş olup, davaya konu alan adının ilk alınma tarihi 19.03.2014 olduğunu , alan adının kullanım önceliği olduğunu, Bu iki marka bakımından haksız rekabet kapsamında olmadığını, …/… marka … … … Tic. a.ş. adına kayıtlı olduğunu ,08.12.2010 başvurusu yapılmış ve 02.04.2012 tarihinde tescil olmuş olduğunu, www.-….com alan adının,markalanın TTK 55 maddenin 1-a/4 fıkrasında “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” kapsamında incelenmesi gerektiğini, Doktrinde , markanın alan adı olarak tescil ettirilmesi ve fakat alan adının bağlı bulunduğu web site içeriğinin boş olması veyahut web sitesinin kullanılmaması hallerinde marka hukuku korumasının her zaman söz konusu olmayabileceğini, böyle bir halde uyuşmazlığın haksız fiil ya da haksız rekabet hukukuna göre çözümlenebileceğini, alan adı içinde … ibaresinin geçmekte olduğunu, ilgili marka … malzemeler ve alanında tescilli olduğunu, bu açıdan site içeriği incelenemese de faaliyet alanı anlaşılmakta olduğunu, davalının fiilen kullanmadığı ancak satışa çıkararak ticari etki doğurduğu alan adının …/… markanın … Markası ile aynı unsurları içermesi nedeni ile TTK 55 1-a maddesi kapsamında karıştırılmaya neden olacak önlemler kapsamında olduğunu, TTK 55 1-a kapsamında haksız rekabet alanında yapılan incelemelere göre www-…com” alan adı ile davaya konu “www…com alan adı arasında karıştırılma ihtimali olmadığını, www…com isimli internet sitesi bilgilerinin incelenmesinde; Sitenin 23/08/2012 tarihinde alan adının alınarak aynı tarihte faaliyete geçtiğini, son güncellemesinin de 01/06/2020 tarihinde gerçekleştiğini, “www…com.tr” isimli internet sitesi bilgilerinin incelenmesinde; sitenin 14/06/2013 tarihinde alındığını, Davalı alan adının davacı alan adlarından öncelik hakkına sahip olduğunu, davalının alan adı için … ibaresi geçtiği için, karıştırılmaya neden olabileceğini, davacı yan www…com” ve “www…com” internet sitesi alan adlarının durumunu kontrol etmek için, domain tescillerini ve servis sağlama hizmetlerinin yaklaşık iki ay kadar … …. …. A.Ş. geçtiğini, davalı tarafın servis sağlayıcısını 2015 yılında da değiştirdiğini belirtmiş olup, bu konunun teknik inceleme ile tespit edildiğini, bu eylemlere ilişkin davacının bir itirazı olduğuna dair dosyada bir delil yada beyan olmadığını, bu kapsamda davalının bu konuda yetkisi olduğunu, davacıya ait ….com ve ….com alan adreslerinin 2015 ve 2017 yıllarındaki sağlayıcı değişikliğinin davacıyı zarara uğratacak nitelikte olmadığını” eylemin haksız rekabet kapsamında olmadığını, dosya ve davacı belgeleri incelemeleri neticesinde ihlalin başlangıç tarihini tevsik edici bir bilgi ve belge bulunmadığı nedeniyle tespit yapılamamış olduğunu, davalının “www…com” alan adının 19.03.2014 tarihinden itibaren kullandığını, Ihlalin başlangıcı davalının söz konusu alan adını kullandığı 19.03.2014 günü olarak olası değerlendirilmesinde, davacının Yoksun Kalınan Kazanç tercihi olan 6769 sayılı SMK.151. 2. maddesi c bendinde yer alan “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli” yöntemine göre hesaplanan yoksun kalınan kazancı 192,41 TL olarak hesaplanarak rapor etmişlerdir.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda ise marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; www…com ve www…com alan adlarının davacı adına tescilli olduğu, www…com alan adının dava açılmadan önce kısa bir süre davalı emailine kayıtlı olduğu ancak davalının ticari etki yaratacak şekilde kullanımının dosyadan tespit edilemediği ve dava açılmadan önce bu iki sitenin davacılar adına tescil edildiği anlaşılmakla, bu sitelere yönelik taleplerin reddine karar verilmiştir. Yine bilirkişi raporu dikkate alındığında www…com adlı internet sitesinin içeriğinin hiç olmadığı, ziyaretçisinin bulunmadığı, kaldı mevcut durumu itibari ile davacı sitesine yönlendirme yaptığı anlaşılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/4155 E – 2019/5829 K ve 25/09/2019 tarihli ilamı da dikkate alındığında; markanın bir başkası tarafından internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı olarak kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacağı, mevcut durum itibari ile davalının alan adını kullanımının bulunmadığı, ticari etki yaratacak şekilde kullanımının tespit edilemediği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacıların davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 683,10 TL harçtan mahsubu ile fazla 623,80 TL karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT’ne göre belirlenen miktar, markaya tecavüz, haksız rekabet davası da dikkate alınarak arttırılmakla, 5.900 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 2.488,75 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 229,20 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 29/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)