Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/54 E. 2021/230 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/54 Esas
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Markaya Tecavüz Nedeniyle Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Davacı vekili tarafından 19/11/2018 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türk Patent Kurumu’nda tescilli … sayılı 22.10.1979 tarihli “…” ibareli markasının bulunduğunu, davalı hakkında yaptıkları şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın … Sor. nolu soruşturmasında, Ankara … FSHCM hakiminin 16/04/2015 tarihli…/… E. sayılı kararı üzerine markayı taşıyan sahte ürünlerin, davalı tarafından satıldığını, tespit edildiğini, 1.000 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminata SMK 150, 151/2-c yöntemine göre esas alarak suç tarihi 16.04.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle karar verilmesini dava etmiştir.25/04/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat alacağını 11.350,00-TL olarak belirlemiştir.
SAVUNMA: Davalı asil savunmasında; karşı tarafı tanımadığını, bu ürünleri hiç almadığını ve satmadığını, konuda geçen telefon numarasının kendisi ve babası(…) ile ilgisi olmadığını, delil olarak sunulan faturanın farklı bir ürüne ait olduğu davacı taraf ile alakası olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Ceza mahkemesi kararının istinaf aşamasında olduğunu belirtmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava, markaya tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı Türk Patent ve Marka Kurumundan getirtilen … nolu “… ” ibareli 3, 5, 16 ,17. sınıflarda kayıtlı 22/10/1989 tescil tarihli yenilenmiş markanın sahibi olduğunu kanıtlamıştır. MarkKHK’nın 7. maddesi uyarınca bu markanın üretim, satış veya her türlü ticarete kullanımı, tanıtımlarda kullanım hakkı davacıya aittir. Bununla birlikte, davacının izni veya lisans işlemi olmaksızın üretilen taklit ürünlerde markanın kullanıldığı ve bu markalı ürünlerin davalı tarafından satışa sunulduğu, ticarete konu edildiği iddiasıyla Ankara CBS’de soruşturma açılmış, 16/04/2015 tarihli kararı ile ürünlere el konulmuştur. Ürünlerin taklit marka taşıdığı, Ankara … FSHCM’nin…/… Esas sayılı dosyası ile belirlenmiş ve davalı hakkında 08/05/2018 tarihli karar ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve 23/02/2021 tarihinde hüküm kesinleşmiştir.
Davacının tercih ettiği yönteme göre davalının ödemesi gereken mutad lisans bedelinin tespiti cihetine gidilmiştir. Bilirkişi, 22/04/2019 tarihli raporunda, davalının yaptığı işin mahiyetine, marka ihlal eyleminin özellik ve boyutlarına, lisans sözleşmesi uygulamalarının tarzına ve tecavüzlü kabul edilebilecek süreye göre 11.350 TL lisans belirlenebileceğini rapor etmiştir.
Davacı marka sahibinin MarkKHK’nın 62.; SMK 149, 150 ve 151 maddeleri uyarınca ihlal nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Maddi zarar kavramına yoksun kalınan kâr da dahildir. Marka sahibi davacının marka değeri, davalının sosyal ve ekonomik durumu ile ihlal eyleminin nitelik ve boyutlarına göre 4.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Davacı 1.000 TL maddi tazminat ve 4.000 TL manevi tazminatı, markanın ihlal edildiği tutanağın düzenlendiği tarih olan 16/04/2015’den itibaren ticari faizi ile talep etmiştir. Suç tutanağının düzenlendiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında kalan dönem, marka ihlali dönemi olarak değerlendirilip, hesap yapılmıştır. Davacı 25/04/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 11.350 TL’ye arttırmıştır. Bununla birlikte, somut olayın şartlarına göre tereddütsüz netlikte hesap yapmak mümkün değildir. Bu nedenle TBK’nın 50, 51, 52. maddeleri de uygulama konusudur. Bilirkişinin hesapladığı kâr kaybı haksız eylemin ilk tespit edildiği tarihten bu yana süreklilik arz ettiği varsayımına dayalıdır. Bununla birlikte, eylemin sürekliliğine ilişkin somut kanıtlar bulunmadığına göre, hesaplanan tutara hakkaniyet gereği müdahale etmek gerekmiştir. Bu ilkeler ışığında davacının sorumlu olacağı mutad bedelinin 5.000 TL olarak takdiri ve manevi tazminatın ise haksız eylemin niteliği, takdir edilen zarar boyutu, caydırıcılık beklentisi ve ihlalin insan sağlığını ilgilendiren boyutları dikkate alınarak, 4.000 TL olarak belirlenmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davacının davasının kısmen kabulüne,
5.000 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminatın olay tarihi 16/04/2015’ten işleyen yasal faiziyle davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 614,79 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 262,39 TL harçtan mahsup edilerek, eksik 352,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 262,39 TL harcın da davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası kısmen kabul edilmekle AAÜT.’ne göre belirlenen 5.000 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası kabul edilmekle AAÜT.’ne göre belirlenen 4.000 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası kısmen reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.000 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren %20-%80 olduğuna yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 736 TL yargılama giderinin % 80 i olan 588,80 TL’nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 322,20 TL yargılama giderinin %20 si olan 64,44 TL ‘nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde, talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı.03/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)