Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/36 E. 2021/127 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/36
KARAR NO : 2021/127

DAVA: Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkini
DAVA TARİHİ: 16/04/2020
KARAR TARİHİ: 13/09/2021

Davacı vekili tarafından 16/04/2020 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır exergy markasını ticaret unvanında kullanmasına rağmen davalı tarafın markayı tescil ile aldığı için markayı alamadıklarını, davalı tarafın 23.04.2010 başvuru tarihli …/… tescil numarasıyla markayı aldığını fakat markayı tescil ettirdiği tarihten itibaren 5 yılı aşkın bir süredir kullanılmadığını belirterek markanın tedbir kararı verilerek, hükümsüzlüğünü ve sicil terkinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen cevap vermemiştir. Bu bakımdan münkir kabul edilmiştir.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı ise, dava konusu markanın kullanılmaması nedeniyle davalıya ait …/… nolu “… + …” ibareli markanın iptalini dava etmektedir.
Davacının dayandığı hukuki sebep ise markanın kullanmama sebebiyle davalıya ait …/… nolu “… + …” ibareli markanın iptaline yönelik bulunmaktadır. Bu çerçevede ispat yükü davalıya düşmektedir. Kullanma yükümlülüğünün ihlali nedeniyle davacının isteminin de araştırılması, değerlendirilmesi gerekmiştir.
Dava konusu …/… nolu “… + …” ibareli marka, davalı adına kayıtlı olup, geçerlilikleri sürmektedir. Bu marka tescil tarihlerinden davanın açıldığı 16/04/2020 tarihine kadar, kullanmamayı hoşgörü süresi geçmiş bulunduğundan, markanın emtiasında kullanım keyfiyetleri dava edilebilir niteliktedir.
Bununla birlikte dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra 16/04/2020’de açılmıştır. Gerek mülga MarkKHK’da gerekse yürürlükteki SMK’nın kapsamında markanın tescillendiği emtiada kullanımı şart koşulmuş olup, kullanmama hali 5 yıllığına hoş görülmektedir. Diğer deyimle bir marka için başvuran taraf, tescilden itibaren kullanma yükümlülüğü altına girmektedir. Ancak, objektif haklı sebeplerin varlığı halinde, bu kuralın ihlali nedeniyle iptal koşulu oluşsa bile, göz ardı edilebilmektedir. Burada kastedilen kullanmamaya ilişkin haklı sebep, marka sahibinin iradesi dışındaki ekonomik buhran ve çöküntü, savaş, doğal afet gibi objektif hallerden doğmaktadır. Ki bunlar, marka sahibinin iradesi dışındadır.
Bu davada davacının iptal sebebine bağlı olarak uygulanacak hükümler, SMK’nın 9, 26 ve geçici 4. maddede yer almaktadır. Marka, mülga MarkKHK’nın yürürlükte olduğu sırada başvurulmakla, o şartlara göre dahi 14. Madde gereğince iptale tabidir. Ancak AYM’nin SMK yürürlük tarihi olan 19.01.2017’den 4 günce bu hükmü iptal etmiş olması konuyu bulanık kılmıştır. Buna rağmen dört gün sonra aynı ilke yeniden canlanmıştır. Marka, gerek KHK’nın 14. Maddesine göre gerekse SMK’nın 9 ve 26. Maddesine göre kullanmama halinde iptale tabidir. Bu ilke, aynı zamanda, TRIPS 19/1. maddesi kapsamında yer almakta olup, ülkemiz, bu anlaşmaların üyesi olarak ticarette fikri mülkiyet haklarının evrensel çapta korunması ve uygulanabilmesi yönünde tedbirler almakla yükümlüdür. Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması konusundaki anlaşma kapsamında üye ülkeler, en az 3 yıl kullanılmayan markanın iptali konusunda yasa düzenlemesi yapmayı üstlenmektedir. 3 yıllık süre minimum standart süredir. Her üye ülkenin yaptığı gibi ülkemiz de, bu süre konusunda belli bir düzenleme yapmıştır. Bu anlaşma üye devletlere kullanılmayan markaların sicilden elimine edilmesi için düzenleme yapma yükümlülüğü öngörmektedir. Aksi takdirde, şeklen geçerli tescile dayalı markalar kullanıma konulmadıkları halde, 3. kişilerin ticari girişimlerine engel oluşturacak, yerli veya yabancı yeni yatırımları caydıracaktır. Oysa, yasa koyucunun amacı, tescillenen markanın en geç 5 yıl içerisinde ekonomiye aktif olarak dahil edilmesidir. MarkKHK’nın 42/1-c maddesi AYM’nin 09/04/2014 tarih 2013/147-2014/75 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bununla birlikte MarkKHK’nın 14. Maddesi, kullanma yükümlülüğünü ve aksi halde markanın iptalini öngörme, içeriği ile yürürlükte kalmaya devam etmiştir ve bu hükme göre mahkemelerce kullanılmadığı anlaşılan markaların SMK’nın yürürlüğüne kadar iptali yolunda kararlar elde edilmiş ve uygulanmıştır. Ancak MarkKHK’nın 14. maddesi dahi 14/12/2017 tarih 2016/148-2017/189 sayılı karar ile iptal edilmiştir. Bu iptal ise, 06/01/2017’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, yasa koyucuya süre verilmemiştir. Bununla birlikte, aynı yükümlülüğü ve yaptırımı öngören SMK’nın 9. maddesi 10/01/2017’de yürürlüğe girmiştir. Aradaki 4 günlük boşluk, SMK’nın yürürlüğünden önce açılmış derdest dosyalarda, AYM’nin iptali nedeniyle, davaların reddi sonucunu doğurmuştur. Çünkü, bu derdest davalar bakımından kazanılmış bir hak söz konusu olmadığından, AYM iptal kararının yol açtığı yasal dayanıksızlık etkili olmuştur.
Bununla birlikte, iş bu dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra açılmış olup, 4 günlük kesintiye rağmen süreklilik arz eden kural geçerli bulunmaktadır. Bu bakımdan, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl 4 günlük süre boyunca kullanım araştırılması gerekmektedir.
Davalı adına kayıtlı …/… nolu “… + …” ibareli markanın kullanımını gösteren delilleri sunmak üzere süre verilmiş, ispat külfeti kendisine düşen davalı verilen yasal süre içerinde kullanımını gösteren herhangi bir belge sunmamıştır. Davalı dava konusu markayı kullandığını ispatlayamamıştır. Bu sebeple davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının kabulü ile;
Davalıya ait …/… nolu “… + …” 06, 07, 09,11, 35, 37, 40, 42. Sınıflar yönünden markasının kullanılmaması nedeniyle iptaline, sicilden terkinine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın eksik kalan 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın davalından alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 258,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 13/09/2021

Katip…
E-İMZA

Hakim…
E-İMZA