Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/33 E. 2021/78 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/33 Esas
KARAR NO : 2021/78

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …”, “…” , “…”, “ …”, “…”, “…” olarak kullandığı markaları Türk Patent ve Marka Kurumuna tescil ettirmiştir, davalı tarafın müvekkil şirket gibi düğün davetiyeleri satmakta olduğunu, internet sitesi, sosyal medya ağlarını aktif olarak kullanmakta olduğunu, müvekkiline ait ve tescil edilmiş olan “…” markasının ilk üç harfi ile “…” markasının son dört harfinin birleşimi neticesinde ortaya çıkan “…” adının yazılış, söyleyiş ve logo seçimi bakımından neredeyse aynı olduğunu, müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil etmekte ve haksız rekabet oluşturmakta olduğunu, davalının kullandığı marka adı ve internet sitesi karşılaştırıldığında, karşılaştırma konusu hususların görsel, biçimsel, çağrışma, genel görünüm ölçütleri bakımından ve diğer tüm ölçütler bakımından aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müşteriler/takipçiler tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi için markanın yazılı olduğu her türlü emtia, basılı ambalaj, davetiye, kutu, broşür, sair yazılı evrak ve üretimde kullanılan bu ürünlerin görüldüğü yerde el konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin uğramış olduğu zarara karşılık 1.000-TL maddi ve 50.000-TL manevi tazminatın işleyecek ticari faizi ile birlikte talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kullanmış olduğu … markasının hecelerin birleştirilmesinden oluşturulan bir marka olmadığını, … kelimesinin matbaa sektörüyle ilgili olmadığını, ekonomik kelimesinin kısaltması olduğunu, her alanda kullanılabildiğini, sosyal medya hesaplarında benzer paylaşım konusunun aynı sektörde faaliyet göstermelerinin doğal bir sonucu olduğunu, kendilerine has logo ve internet sitelerinin bulunduğunu, ortalama tüketiciyi yanıltabilecek nitelikte bir benzerlik olmadığını, maddi veya manevi haklara zarar verme şartının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU: Hukuken yapılacak değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere, teknik olarak; dava konusu işaretlerin davetiye ürünlerine ilişkin olması ve davacının dayanak markalarının 16. Sınıftaki basılı evrak emtiasında tescilli olması nedeniyle, davalının kullanımları ile davacının tescilli markaları arasında sınıfsal yönden ayniyet olduğu, taraf markaları arasında sınıfsal yönden ayniyet olduğu, davacı markaları ile davalı kullanımları arasında görsel ve anlamsal olarak benzerlik olmadığı ve fonetik açıdan da kısmi benzerlik olsa da farklılıklar arz eden unsurlar da olduğu dikkate alınarak esasen davacı markaları ile davalı işaretlerinin benzer nitelikte olmadığı, markalarının tescilli koruma kapsamında olan mal ve hizmetler açısından ayniyetin olmasının, benzerliğin sınırlı şekilde fonetik açıdan varolması karşısında global açıdan ortalama tüketicinin anılan markaları ve işaretleri karıştırma ihtimalinin varlığını kabul için yeterli olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda ise marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacı markaları ile davalı markası görsel açıdan değerlendirildiğinde ibareler, yazı karakterleri, kullanılan renkler ve biçimler açısından farklılıklar taşıdığı, anlamsal açıdan markalar arasında farklılıklar bulunduğu, fonetik açıdan da markaların farklılaştığı anlaşılmıştır. Bu farklılaşmalardan dolayı ortalama tüketici nezdinde markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ekli gerekçe ile;
Davacının davasının REDDİNE,
Alınması gereken 59,30-TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 870,96-TL harçtan mahsup edilerek fazla 811,66-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 731,30-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 8,50-TL yargılama gideri davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza