Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/26 E. 2021/213 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/26 Esas
KARAR NO : 2021/213

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Davacı vekili tarafından 28/02/2020 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 2020/26 E. Sayılı ana dava dosyası ile ve iş bu dosyamız ile birleşen mahkememizin …/… E. – …/… E. – …/… E. …/… E. Sayılı dava dosyaları yönünden davacı iddiasının özeti: Müvekkil şirket olan …Anonim Şirketi, İzmir ilinde eğitim ve öğretim sektöründe hizmet verdiğini, Müvekkil şirket markası Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre 19.07.2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 15.10.2012 tarihinde … ibaresi ile …-… Hizmet Marka Numarası ve 41 emtiası ile tescil edildiğini, 2011 Eylül ayında; … Anasınıfı, … İlköğretim Okulu, … Anadolu Lisesi ve … Fen Lisesi ile eğitim ve öğretim hayatına başladığını, her geçen gün daha büyümekte olan müvekkil şirket markası günümüzde hem İzmir ilinin Gaziemir ilçesinde hem de Bornova ilçesinde ilkokul, ortaokul, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi olmak üzere eğitim sektöründe faaliyet gösterdiğini, Gaziemir ve Bornova kampüslerinde toplam 1850 öğrencisi mevcut olduğunu, bünyesinde 300 öğretmen ve diğer personel çalıştığını, İzmir ili ve civarındaki 650 özel okul içinde ilk 5′ e girdiğini, yine müvekkil okulun liglerde mücadele eden spor klubü de bulunduğunu, müvekkili şirketin bünyesindeki marka, İzmir ilinde eğitim alanında özel okullar içinde bir kaliteye ve halk arasında belli bir bilinirliğe sahip bir marka olduğunu, davalı … isimli şahsın oluşturduğu … Anaokulu, Karşıyaka … Koleji, … … Öğrenci Etüt Eğitim Merkezi, … Koleji, Hatay … Okulları Anaokulu ilkokul ortaokul lisesi marka adlının yine İzmir ilinde ve eğitim sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı tarafça oluşturulan marka müvekkil şirketin markasının tanınırlığından yararlanılması suretiyle oluşturulmuş bir marka olduğunu, İzmir’ de yıllardır eğitim alanında faaliyet gösteren ve eğitim kurumları içinde … koleji denildiğinde akla ilk gelen eğitim kurumu markası müvekkil şirketin oluşturduğu marka olduğunu, davalı tarafın müvekkil şirketin bu durumundan haksız şekilde yararlanmak suretiyle markasını … ismiyle oluşturmuş olduğunu, Sınai Mülkiyet Kanunu 6. Maddesinde, nisbi ret nedenlerine yer verildiğini, SMK 6/1 anlamında benzer olması ve markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, 6769 sayılı SMK’ nin 6/1 maddesinde sayılan şartların tamamının varlığı arandığını ve dava konusu olayda 3 koşulun da birlikte gerçekleştiğini, müvekkil şirket markası ile dava konusu markanın benzediğini, sınıfsal benzerlik bulunduğunu, ortalama tüketicinin müvekkil şirket markası ile karşı taraf markalarını benzer olarak algılayacağını, mahkemenin de takdir edeceği üzere benzerlik incelemesi ortalama tüketicinin malları – hizmetleri algılayış biçimlerine göre yapılması gerektiğini, bu hususun pek çok yüksek mahkeme kararında ve doktrinde açık bir şekilde ifade edildiğini, Yargıtay karıştırılma ihtimalinin tespitinde ortalama seviyedeki tüketicilerin dikkatini esas aldığını belirtmiş, müvekkili markasına tecavüzün tespit ve önlenmesini, davalı adına kayıtlı …/… tescil nolu … Anaokulu markasının, …/… tescil numaralı Karşıyaka … Koleji, …/… tescil numaralı … Öğrenci Etüt Eğitim Merkezi, …/… tescil nolu … Koleji, …/… tescil nolu Hatay … Okulları Anaokulu ilkokul ortaokul lisesi’ nin 3. Şahıslara devrinin ve kullanımının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi, tecavüzün tespiti, benzer olduklarının tespiti, markalarının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının mahkememizin 2020/26 E. Sayılı ana dava dosyası ile ve iş bu dosyamız ile birleşen mahkememizin …/… E. -…/… E. – …/… E. …/… E. Sayılı dava dosyaları yönünden savunmaları ve iddialarının özeti: Müvekkil … Eğitim Kurumlarının 18.10.2007 tarihinde ilk olarak İzmir’ de Etüt Eğitim merkezi olarak eğitim sektöründe faaliyetlerine başladığını, günümüzde Anaokul Bakımevi ve Çocuk Kulübü, Kreş, Dil okulu, Özel Öğretim Kursu, Muhtelif Kurs ve İzmir’de eğitimin çeşitli kollarında hizmet verdiğini, kısa sürede gelişen çalışmalarıyla İzmir’ in çeşitli bölgelerindeki şubeleriyle ismini tüm bölgede duyurmayı başardığını, 2007 yılında yola çıktığı günden itibaren … Eğicim Kurumları 13 yılı aşkın süredir 500′ ü aşkın öğretmenle ve bugüne kadar 15.000 üstünde öğrenciye hizmet verdiğini ve vermeye de devam etmekte olduğunu, … Eğitim Kurumlarının 5000 metrekarelik alanında 42 derslikli okul binasına da 7.000,000-TL’ nin üzerinde yatırım yaptığını, davacı şirketin ise müvekkilden uzun yıllar sonra aynı marka ile faaliyet göstermeye başladığını, davacı şirketin kuruluşunun Şubat 2011 olup, kurulur kurulmaz eğitime başlayamayacağı için eğitim faaliyetlerinin başladığı tarihin ise 2012 – 2013 eğitim yılı olduğunu yani müvekkilin faaliyete başladığı 2007 yılından 5 – 6 sene sonra ilk eğitim yılını açmış olduğunu, bu bağlamda müvekkilinin 13 senedir bir fiil devam eden ve her geçen gün markanın gerçek hak sahibi olup, davacı tarafın müvekkilin kullanımını ve marka hakkı bulunmadığını, müvekkilin 2013 yılından beri nizasız fazılasız olarak markayı aynı logo ile kullanmakta olduğunu, buna ilişkin olarak eski tarihli faturaların ekte sunulduğunu, söz konusu faturaların bir oda dolusu olması sebebiyle talep edilmesi halinde yerinde inceleme yapılmasının da mümkün olduğunu, müvekkilin 2012 yılında ikinci şubesini açtığında davacı tarafın daha yeni kurulan bir kurum olup, öğrenci ve öğretmen sayılarının müvekkile ait eğitim kurumlarının çok altında kaldığını, müvekkil halen davacı taraftan daha büyük ve daha köklü bir kurum olduğunu yine öğretmen sayısının da davacı tarafın üzerinde olduğunu, müvekkilin sosyal medya hesapları ve alan adların da sunulduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketin markası, internet siteleri ve sosyal medyası ile karşılaşmaması da mümkün olmadığını, Sınai Mülkiyet Kanunu m. 6/3’te belirtildiği üzere “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka ibaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine marka başvurusu redcfedilir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, ilgili hüküm esasen öncelikli ve üstün hak sahibinin, kanun ile getir karşısında konumunu düzenleyen, gerçek hak sahiplerinin kazanılmış haklarını ifade ettiğini, kural olarak marka, o işareti ticari işletmesindeki işleri yürütmek ve piyasada mallarını tanıtmak için kullanan kişiye ait olup, bu duruma gerçek hak sahipliği denmekte olduğunu, markanın ticari hayatta tescilden önce kullanılması ve tescilsiz olarak piyasada tanıtılması ile markadan doğan haklar tescilden önce doğacağını, bu bilgiler ışığında müvekkili “…” markasının 2007 yılından bu zamaha kadar tescilsiz olarak kullandığını ve markasına yatırım yaptığını, bu kullanım ile markaya ayırtedicilik kazandırdığını, Yargıtay 11. HD’ nin yerleşik prensibine göre, eskiye davalı kullanım nedeniyle marka üzerinde hak elde eden kişinin marka tescili bulunmasa ve markayı ettiren kimsenin markasının hükümsüzlüğü için dava açılmamış olsa bile bu durumun ispat edilmesi halinde tecavüzün söz konusu olmayacağı kabul edildiğini, ( Yargıtay 11. HD 21.11.2006, 2005/8931-2006/12058, Uğur Çolak Türk Marka Hukuku Baskı 2012, S. 670-671) yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 27.02.2014 tarihli 2013/13243 E. 2014/3679 sayılı, 2019/1256 E. 2019/2954 K. Sayılı, 2017/31/09 E. 2019/249 K. Sayılı ilamlarının olduğunu, Yargıtay kararları ışığında da görüleceği gibi müvekkilin … markasını kullanması ile gerçek hak sahipliğini kazandığını, bu nedenle önceye dayalı müvekkil markasının kullanımının davacı tarafça engellenemeyeceğini, açılan haksız rekabet davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının müvekkilin … markasından haberdar olup, nitekim daha kendi şirketini kurmadan ve kendi eğitim kurumunu açmadan önce müvekkil ile müvekkilin … eğitim kurumlarında yüz yüze görüşüldüğünü, davacı tarafın müvekkile ait … eğitim kurumlarını bilmesine rağmen aynı markayı kullanmakta bir sakınca görmediğini, davacı tarafın haksız rekabet iddiasına karşılık davacı şirketin faaliyetine başlamadan önce müvekkile ait eğitim kurumlarına geldiğine ilişkin olarak tanık delilinin mevcut olduğunu, bu sebeple haksız rekabet yapan kişinin müvekkili değil davacı taraf olduğunu, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’ nın http://….meb.gov.tr/ internet sitesinde de tüm eğitim kurumlarının (isim ve markalarına da ulaşmak mümkün olup, söz konusu siteye herkes tarafından kolayca giriş yapabildiğini, davacı şirketin seçtikleri ismin sağlamasını yapmamaları düşünülemeyeceğini yine Milli Eğitim Bakanlığı’na kurum açmak için başvurulduğunda da seçtiğiniz isme benzer isimler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurum açacak kişiye söylenir, kurum açacak kişi benzer isimleri görerek ister ismini değiştirir isterse de benzer isimle yoluna devam eder. Yani davacının kurumunu açmak için başvurduğunda karşısına müvekkil markası çıkmış olup, müvekkil markasını bilmemesi de mümkün olmadığını, kaldı ki davacı tarafın dava açmak için de kendi markalarının tescil tarihinden 5 yılın geçmesini beklediğini, böylece müvekkilin gerçek hak sahipliğine dayalı olarak dava açmasını engellediğini, çünkü davacı taraf 2011 yılında markayı ilk tescil ettirdiğinde müvekkile karşı bir dava açsaydı bu durumda müvekkil gerçek hak sahibine dayalı olarak davacının markasının hükümsüzlüğü için dava açabileceğini fakat davacı tarafın kasten müvekkilin gerçek hak sahipliğine dayalı olarak dava açmasını engellemek için kanuni dava açma süresinin geçmesini beklediğini ve ondan sonra ise müvekkil aleyhine iş bu davayı açtığını, müvekkilin eğitim kurumlarının İzmir’ de olması, müvekkilin belirtilen internet sitesi ve sosyal medya hesaplarını da uzun yıllardır kullanması sebebiyle davacı tarafın iyi niyetli olarak markayı seçmediği ve müvekkilin aksine davacının müvekkil markasının fc tescilsiz oluşundan faydalanarak kendine çıkar sağladığı ortada olduğunu, Dr. Öğr. Yaşar Can Göksoy tarafından hazırlanan mütalaanın ekte sunulduğunu, müvekkil markası ve davacı markası kendi içinde farklı logolar ve yardımcı unsurlar ile ayırt edici hale gelmiş ve nitekim bugüne kadar da taraflar arasında bir iltibas yaşanmadığını, “…” ibaresi aynı markaların logoları renkleri, yazımları ve yardımcı unsurları birbirinden tam davacı logosu … olup, … her ucunda … bulunmakta markası küçük harflerle ve … yatık şekilde yazılmış iken müvekkilin mat renklerde, büyük harflerle yazılmış olup, markanın içerisinde … ve … “…” harfinin içerisine özgün bir logo olarak yerleştirilmiş olduğunu, nitekim Google arama motoruna “…” yazıldığında … ilgili çıkmakta olup, taraf marka ve internet siteleri çıkmazken “… ” yalnızca müvekkilinin markasının çıktığını, davacı markasının çıkmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Marka vekili bilirkişiden alınan 17/09/2021 tarihli raporda özetle; Eskiye Dayalı Kullanıma İlişkin; Davalı tarafın, “…” esas ibareli işareti “eğitim ve öğretim hizmetleri” nde davacı şirketin tescil başvuru tarihi öncesinden beri günümüze kadar şubeleşme, yatırım, ticari faaliyet, tanıtım, reklam, fatura, tabela, sosyal medya v.b. mecralarda sürekli ve yoğun bir şekilde markasal olarak kullanıldığını, bu kullanımlarıyla “…” esas ibareli işarete “eğitim ve öğretim hizmetleri” nde ayırt edici nitelik kazandırdığını, davacı şirkete nazaran eskiye dayalı kullanım hakkının olduğunu, karıştırma Riskine İlişkin: davacının …/… sayılı markasının 41.sınıf kapsamında tarafların ortak iştigal konusu olan “eğitim ve öğretim hizmetleri”nde ve ayrıca “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri,tercüme hizmetleri” nde; davalının …/…, …/…, …/…,…/… sayılı markasının 41.sınıf kapsamındaki “eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri, tercüme hizmetlerinde ve …/… sayılı markasının -sadece- “eğitim ve öğretim hizmetleri”nde tescilli olduğunu; bu kapsamda taraf markaları arasında sınıfsal yönden ayniyet bulunduğunu, markalar arasındaki figüratif ve renk farklılıkları nedeniyle bir kısım tüketici markaların farklı olduğunun ayrımına varsa bile müşterek “…” sözcüğü ibaresi nedeniyle lişkilendirme anlamında markaların aynı veya bağlantılı kaynaktan geldiği yönünde yanılgıya düşebileceğinden iltibas tehlikesinin doğabileceğini, hükümsüzlük Talebine İlişkin: dava dosyası kapsamında tarafların ortak iştigal konusu olan “eğitim ve öğretim hizmetleri” ile “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri, tercüme hizmetleri” açısından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekeceğini, davacı tarafın “…” esas ibareli dayanak markasının tescil başvuru tarihinin, davalının “…” esas ibareli markalarının tescil başvuru tarihinden önceki bir tarihi içerdiğini, dosya kapsamından davalı tarafın “…” esas ibareli markalarını “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri ve tercüme hizmetleri”nde eskiye dayalı kullanımlarının ve davacı şirkete nazaran üstün hakkının tespit edilemediğini, markalar arasındaki figüratif ve renk farklılıkları nedeniyle bir kısım tüketici markaların farklı olduğunun ayrımına varsa bile müşterek “…” sözcüğü İbaresi ve sınıfsal ayniyet nedenleriyle ilişkilendirme anlamında markaların aynı veya bağlantılı kaynaktan geldiği yönünde yanılgıya düşebileceğinden iltibas tehlikesinin doğabileceğini ve tüm bu nedenlerle davalının …/… , …/…, …/… ,…/… sayılı markalarının “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri ve tercüme hizmetleri” yönünden (kısmi) hükümsüzlük şartlarının oluşacağını, davalın tarafın dava konusu “…” esas ibareli markalarını eğitim ve öğretim hizmetlerine ilişkin olarak tescil edildiği şekil haricinde iltibas yaratacak şekilde kullanımlarına rastlanmadığını, “…” esas ibareli markayı “eğitim ve öğretim hizmetleri”nde dava tarihi itibariyle yaklaşık 13 yıldır sürekli ve yoğun bir şekilde markasal olarak kullanıldığını, bu kullanımlarıyla “…” esas ibareli işaret anılan hizmetlerde ayırt edici nitelik kazandırdığını, davacı şirkete nazaran eskiye dayalı kullanım hakkının olduğunu ve bu nedenlerle davalının …/… , …/…,…/…,…/… , …/… sayılı markalarının “eğitim ve öğretim hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğü şartlarının gerçekleşmediğini, markaya Tecavüzün Tespit Talebine İlişkin: dava dosyası kapsamında tarafların ortak iştigal konusu olan “eğitim ve öğretim hizmetleri” ile “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri, tercüme hizmetleri” açısından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekeceğini, davalı tarafın “…” esas ibareli markayı “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri ve tercüme hizmetleri” nde kullanımlarına rastlanmaması nedeniyle anılan hizmetler yönünden …/… tescil sayılı markaya tecavüz teşkil eden herhangi bir eylemin tespit edilemediğini, davalın tarafın dava konusu “…” esas ibareli markalarını eğitim ve öğretim hizmetlerine ilişkin olarak tescil edildiği şekil haricinde iltibas yaratacak şekilde kullanımlarına rastlanmadığını, “…” esas ibareli markayı “eğitim ve öğretim hizmetleri”nde dava tarihi itibariyle yaklaşık 13 yıldır sürekli ve yoğun bir şekilde markasal olarak kullanıldığı, bu kullanımlarıyla “…” esas ibareli işaret anılan hizmetlerde ayırt edici nitelik kazandırdığı , davacı şirkete nazaran eskiye dayalı kullanım hakkının olduğunu ve bu nedenlerle “eğitim ve öğretim hizmetleri” yönünden …/… tescil sayılı markaya tecavüz şartlarının gerçekleşmeyeceğini rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda ise marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Marka başvurularının tescilinde ise “ilk gelen alır” ilkesi geçerlidir. Bununla birlikte, marka başvurusu daha sonra olmakla birlikte, 6769 sayılı SMK’nın 6/3.m. uyarınca, markaya konu işaret üzerinde önceki tarihli başvurudan daha öncesinde bir hak elde edilmiş ise, bu hakka dayanarak önceki tarihli markanın hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Marka üzerinde öncelik hakkı markayı ihdas ve istimal eden maruf hale getiren kişiye aittir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının … Eğitim Hiz. Tic. A.Ş.’yi İzmir Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde 03.02.2011 tarihi itibariyle tescil ettirdiği, davalı tarafından sunulan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Ruhsatnamesine göre; davalıya … İzmir Öğrenci Etüt Eğitim Merkezi adlı özel öğretim kurumunu 18.10.2007 tarihi itibariyle açma ve öğretime başlama izni verildiği, Öğrenci kayıt formu ve sözleşmelerine göre; davalının “…” adlı eğitim ve öğretim kurumları nezdindeki öğrenci kayıtlarının 02.10.2009 tarihinden itibaren başladığı, Vergi levhasına göre; davalının Karşıyaka V.D. mükellefi olduğu, iş başlama tarihinin
01.10.2002 ve faaliyet alanının eğitimi destekleyici faaliyetler olduğu, Davacı, davasına dayanak yaptığı …/… sayılı markasını 41.sınıfta yer alan “eğitim ve öğretim hizmetleri; sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri; film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri; haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri; tercüme hizmetleri” nde TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirmek için 19.07.2011 tarihinde başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı ve davalı markaları karşılaştırıldığına; Davalı markalarındaki “öğrenci etüt eğitim merkezi -“koleji” – “okulları anaokulu, ilkokulu, ortaokulu, lisesi”- “anaokulu” sözcükleri marka sahibinin verdiği
hizmetin/yaptığı işin mahiyetini, taraf markalarındaki “…”- “…”-“…” sözcükleri marka sahibinin verdiği hizmetin/yaptığı işin coğrafi yerini açıklayan ve davalının …/… sayılı markasındaki “…” sözcüğü sıfat nitelemesi olan tanımlayıcı ibarelerden olmakla markanın ayırt edicilik fonksiyonunu yerine getiren (esas) unsuru
olamayacağı, taraf markalarında ayırt ediciliği yüksek olan “…” sözcüğünün ortak unsur olarak yer alması nedeniyle şekil ve renk unsurundaki farklılığa rağmen tüketicinin markalardaki ortak unsur olan “…” sözcüğüne odaklanacağı; tüm bu etkenler birlikte değerlendirildiğinde markalar arasındaki figüratif ve renk farklılıkları nedeniyle bir kısım
tüketici markaların farklı olduğunun ayrımına varsa bile müşterek “…” sözcüğü ibaresi nedeniyle ilişkilendirme anlamında markaların aynı veya bağlantılı kaynaktan geldiği yönünde yanılgıya düşebileceği ve bu surette iltibas oluşturacağı anlaşılmıştır.Davacının dayanak markası 41.sınıfta yer alan “eğitim ve öğretim hizmetleri” ile “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri; film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri; haber muhabirliği hizmetleri; foto-muhabirliği hizmetleri; tercüme hizmetleri” nde tescilli olup, davalının
…/…, …/…,…/…,…/… sayılı markalarıyla “eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri, haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri, tercüme hizmetleri” ile …/… sayılı markasıyla “eğitim ve öğretim hizmetleri” açısından sınıfsal ayniyet bulunmaktadır.
Davalının markalarındaki “…” ibaresini yaklaşık 13 yıldır eğitim ve öğretim hizmetleri yönünden markasal olarak kullandığı, markalarında yer alan sair emtiyalarda “…” ibaresini kullandığı dosyadaki mevcut delil durumuna göre tespit edilemdiği, Y.11.HD. 2013/13243 E – 2014/3679 K ve 27.02.2014 tarihli ilamında; Önceye dayalı hak sahibi olan kişi, markanın tesciline itiraz etmemiş ve yapılan tescil aleyhine hükümsüzlük davası açmamış olsa bile, tescilli marka hakkı sahibi, bu işareti önceden beri marka veya sair bir tanıtma işareti olarak kullanan kişiyi, bu tanıtma işaretini önceki kapsamı ile kullanmaktan men edemez. Diğer bir deyişle; tescilli marka sahibi daha sonra bu öncelik hakkı bulunan kişiye karşı dava açarak onu bu işareti kullanmaktan men edemeyeceğini belirtmiştir. Davalının “…” ibaresini davacının marka başvurusundan çok daha önce eğitim ve öğretim hizmeti sınıfında kullandığı gerçek hak sahibi olduğu, yukarıda saydığımız içtihatta dikkate alınarak davalının markaların eğitim ve öğretim hizmetleri emtiyasında yer alan ” …” ibaresini hükümsüzlük şartlarının olmadığı, sair emtiyalar yönünden eskiye dayalı kullanımın mevcut olmadığından hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, Davalının kendisine ait …/…, …/…, …/…, …/… nolu markaların 41. Sınıfta tescilli ” Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” emtiyaları yönünden “…” ibaresini markasal kullanımın mevcut olmadığından davacının tecavüz talebi yerinde görülmemiştir. Birleşen …/… dosya kapsamında davalıya ait …/… nolu marka sadece 41. Sınıfta Eğitim ve öğretim hizmetleri” emtiyası yönünden tescilli olduğundan davacının bu dosya yönünden tümden dava reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Asıl dava, birleşen …/…, …/…,…/… nolu davalar bakımından davacının davasının kısmen kabulü ile;
Davalıya ait …/…, …/…, …/…, …/… nolu markaların 41. Sınıfta tescilli ” Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” emtiyaları yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, …/…, ../…, …/…,…/… nolu markaların 41. Sınıfta tescilli “Eğitim ve öğretim hizmetleri” emtiyası yönünden sicildeki kaydın devamına
Sair taleplerinin Reddine
Birleşen …/… nolu dava yönünden davacının davasının reddine,
Ana dosya bakımından;
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren %80- %20 olduğuna yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.473,10 TL yargılama giderinin %20si olan 294,60 TL’nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 7,80 TL yargılama giderinin %80i olan 6,24 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Birleşen …/… Esas sayılı dosya bakımından;
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren %80- %20 olduğuna yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 62,20 TL yargılama giderinin %20 olan 12,44 TL’nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 7,80 TL yargılama giderinin %80i olan 6,24 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Birleşen …/… Esas sayılı dosya bakımından;
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren %80- %20 olduğuna yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 62,20 TL yargılama giderinin %20 olan 12,44 TL’nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 7,80 TL yargılama giderinin %80i olan 6,24 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Birleşen …/… Esas sayılı dosya bakımından;
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren %80- %20 olduğuna yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 62,20 TL yargılama giderinin %20 olan 12,44 TL’nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 7,80 TL yargılama giderinin %80i olan 6,24 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Birleşen …/… Esas sayılı dosya bakımından;
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 62,20 TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 7,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)