Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/112
KARAR NO : 2021/145
DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 24/02/2015
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
Mahkememizden verilen 19/07/2017 tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı istinaf edilerek İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 19/11/2020 tarih, …/… Esas- …/… Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı Belediye Başkanlığı başlangıçta müvekkiline ait olan ve halen davalı … Ltd. Şirketi adına kayıtlı bulunan …/… nolu “…”, …/… nolu ” “…”, 85/85445 nolu “…”, …/… nolu “…” markalarının davalı tarafından MarKHK 14. madde alanında kullanılmadığı gerekçesiyle iptallerini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı marka sahibi vekili derdestlik itirazında bulunarak aynı konuda dava açılmış bulunduğunu, kesin hüküm nedeni ile davanın reddi gerektiğini, ayrıca hak düşüm süresinin geçtiğini ileri sürmüştür. Öte yandan markaları edindikleri … Ltd. şirketine ihbar talebinde bulunmuştur.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
06/05/2021 Tarihli marka vekili hukukçu bilirkişiden alınan raporda özetle; İzmir FSHHM’nin …/… E. -…/… K. sayılı kararında mahkemenin kararında atıf yaptığı 12.09.2002 tarihli sözleşme ile rapor içeriğinde yer verilen 23.05.1983 tarihli sözleşme maddeleri uyarınca markaları ilk kez kendi adına kayıt ettiren … A.Ş.’nin kötüniyetli olup olmadığına dair hukuki nitelemenin markaların hak sahipliğini devir sözleşmesiyle elde edilen davalı şirketin iyi niyetinin korunup korunmayacağına dair hukuki nitelemenin mahkemeye ait olacağını, davalı Belediye Başkanlığı’nın yörenin coğrafyaya özgü değerlerine ve isimlerine sahip çıkmakla yükümlü olduğunu, bu bakımdan vaktiyle kaynağı kiraladığı şirkette 410 pay sahibi olmasının ve bir kamu görevlisinin (muhtemel) ihmalinin bulunmasa sonuca etkili görülmediğine dair İzmir FSHHM’nin … E. -… K. sayılı kararına konu gerekçenin tamamen hukuki yorum mahiyetinde kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi halinde (dosyada kararın kesinleştiğine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır) davacı lehine kazanılmış hak teşkil edip etmeyeceğine dair hukuki nitelemenin mahkemeye ait olacağını rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dosya kapsamında davacı …, … ve … ve … nolu markaların kullanmama nedeni ile iptali ile birlikte kötü niyetli tescil sebebi hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının …, … ve … ve … nolu markalara yönelik kullanmama nedeni iptal talebi 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesinin, Anayasa Mahkemesi 14.12.2016 tarih 2016/148-2016/189 sayılı kararı ile mülkiyet hakkı ile ilgili temel hükme aykırılığından ötürü iptal edilmesi sebebiyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
Davacının … nolu markaya yönelik hükümsüzlük talebinin Mahkememizin … E -… K sayılı dosyasında derdest olduğundan dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dava dosyamız kapsamında …, … ve … nolu markalara yönelik kötüniyetli tescil sebebi ile hükümsüzlük şartlarının mevcut olup olmadığı araştırılacaktır.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de Kötüniyetli tescilin hükümsüzlük nedeni olarak kabul edildiğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Eski KHK döneminde Kötüniyetli tescilin hükümsüzlük sebebi olarak kabulü YHGK 2008/11-501 E – 2008/507 K ve 16/07/2008 tarihli kararı ile olmuştur. Söz konusu kararda 556 Sayılı KHK’nın 42. Maddesinde “kötüniyetli tescilin” hükümsüzlük sebebi olarak düzenlenmemiş olsa dahi hukukun genel hükmü ve temel prensibi olan Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesi uyarınca kötüniyetin korunması söz konusu olamayacağından her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak açıkça kötüniyetli gerçekleştirdiği anlaşılan marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dürüstlük kuralı Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesinde düzenlemiştir. Bu maddeye göre; Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Dürüstlük kuralına uymayan davranış hakkın kötüye kullanılmasıdır. YHGK kararında ilk olarak davalı eyleminin kötü niyetli marka tescili oluşturup oluşturmadığı irdelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Sonrasında ise tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tescillerin bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Kötüniyet hususunu her somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. YHGK kararı ile Kötüniyetli tescil hükümsüzlük sebebine dönüşmüş ve 556 sayılı KHK’da bulunan boşluk doldurulmuştur.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacı ile dava dışı ancak dava konusu markaları ilk kez kendi adına tescil ettiren … A.Ş. Arasında 23/05/1983 tarihli imtiyaz sözleşmesi ve bu sözleşmenin tadili mahiyetinde olan 12/09/2002 tarihli sözleşme imzalandığı sözleşme maddeleri ve içeriği incelendiğinde “…” ibaresinin … belediyesine ait olduğu, elde ettiği hakları imtiyaz süresinin sonunda … belediyesine devrolunacağı, sözleşme hükümleri dikkate alındığında … A.Ş’nin tescilinin iyi niyetli olmadığı, yolsuz olduğu, yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre yolsuz tescilin sonraki devirlerinin yolsuz olacağı, devralan yönünden bir hak doğurmayacağı anlaşılmakla davacının …,… ve … nolu markalara yönelik kötüniyetli tescil sebebi ile hükümsüzlük talebi uygun görülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının …, … ve … ve …nolu markalara yönelik kullanmama nedeni iptal talebi 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesinin, Anayasa Mahkemesi 14.12.2016 tarih 2016/148-2016/189 sayılı kararı ile mülkiyet hakkı ile ilgili temel hükme aykırılığından ötürü iptal edilmesi sebebiyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının … nolu markaya yönelik hükümsüzlük talebinin Mahkememizin … E -… K sayılı dosyasında derdest olduğundan dava şartı yokluğundan usulden reddine,
Davacının …, … ve … nolu markalara yönelik kötüniyetli tescil sebebi ile hükümsüzlük talebinin kabulü ile …, … ve … nolu markalarının kötüniyetli tescil sebebi ile hükümsüzlüğüne, sicilden terkine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile eksik 31,60 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın da davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren yarı yarıya olduğuna, yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından bozma öncesi ve sonrası yapılan toplam 2.297,15 TL yargılama giderinin yarısı olan 1.148,58 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından bozma öncesi ve sonrası yapılan toplam 1.621,50 TL yargılama giderinin yarısı olan 810,75 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı.22/09/2021
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza)