Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/107 E. 2021/58 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/107 Esas
KARAR NO : 2021/58

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/07/2014
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizden verilen 12/06/2019 tarih ve .. Esas-… Karar sayılı kararı, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2020 tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamıyla davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti bakımından BOZULMAKLA, dava mahkememizin esas defterine yeniden kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16/11/2011 başvuru tarihli “…” markasının 19/11/2012’de tescillendiğini, davalının ise, haksız ve yersiz olarak markayı kullandığını, davalı şirketin ticaret unvanında markaya kılavuz sözcük olarak yer verdiğini, ayrıca, markadan haksız yararlandığını belirterek, markaya tecavüzün önlenmesini, davalı şirketin unvanının terkini, 5.000 TL itibar, 5.000 TL manevi tazminat ve belirlenecek maddi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı gerçek kişi cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, markanın gerçek sahibinin yurtdışında bulunan yabancı firma olduğunu, kötü niyetli davrandığını, ürünleri diğer davalıdan faturalı olarak aldığını, “…” marka sahibinin distribütöründen temin ettiğini, marka hakkının tükendiğini savunmuştur.
Diğer davalı vekili ise cevabında özetle; 2010’dan beri sektörde faal bir firma olduklarını, ürünleri … firmasından ithal ettiklerini, unvanlarının 26/07/2010’dan beri kuruluştan beri kullanıldığını ve tanındıklarını, hukuka uygun faaliyet gösterdiklerini, markanın kendilerince tanıtıldığını, davacının dahi markayla kendileri aracılığıyla tanıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dosya kapsamında iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aynı markayı taşıyan ürünleri yurt dışından ithal ettikleri, markanın gerçek sahibi tarafından ürünlerin daha önce davalı şirket aracılığı ile Türkiye piyasasına sürüldüğü ve hatta davacı şirketin de ilk ürünleri davalı şirketten aldığı, davacı şirketin markayı daha sonra tescil ettirdiği, tarafların piyasaya sunduğu ürünlerin özgün marka taşıdığı ve ürünlerin özgün olduğu, ürünlerin etiket ve ambalaj farklarının tecavüz anlamında değerlendirilemeyeceği, teknik ve idari sebeplerden kaynaklandığı, bu durumda davalıların eyleminin paralel ithalat ve satış biçiminde olduğu, davacının vekil markasına dayalı olarak paralel ithalatı engelleyemeyeceği ve marka hakkının tükendiği, ayrıca davacının vekil markasının tescilinden önceki davalının unvan kaydı 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi uyarınca avantaj ve savunma sebebi oluşturduğu gerekçesiyle sabit olmayan markaya tecavüzün önlenmesi, ticaret ünvanı terki ve tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf, “davalının internet sitesinde kendisini kastederek kötüleme yaptığını sahtelikten söz ettiğini, tüketiciyi yanlış içerikle uyardığını” ileri sürmüştür. Keza karalama iddiası yanında, davalı şirketin ticaret unvanında yer alan ibarenin kendisinin hukuken temsil ettiği ve vekil markası olarak tescillediği “…” markasıyla aynı olmasının hak ihlali olduğunu belirterek unvan terkini istemiştir. Mahkememizce, temyiz itirazları red olan vakıalar bakımından herhangi bir inceleme yapılmaksızın, salt davalı şirketin ürünle ilgili tüketiciye yönelik açıklamalarının “karalama, kötüleme” olup olmadığı konusuyla davalı ticaret unvanının meşruiyeti konusu üzerinde durulmuştur. Davalı şirketin orjinal ürünleri üreten yurtdışındaki şirketi ve temsilcisini hedef almak suretiyle “arkadaşlar bu araç sözde … Türkiye yetkili distribütörü tarafından kaplatıldı bu dolandırıcılar … adını da kötüye çıkarıyorlar, gerçek araç kaplama ürün bu değildir, insanlara normal sanayi boyası satıp, bu sektöre balta vurup, hızlı bir şekilde keselerini doldurmalarının peşindeler, hırsızlıktan zengin olunsaydı, fareler olurdu… orjinal ürün diye satılan önüne gelen herkese gölge bayiliği veren firmalara dikkat!!! Araçlarınıza göz göre göre zarar verdirtmeyin, sökülmeyen her plastik kaplama aracınızın zarar görmesidir, doğru ürün doğru uygulama, güvenmediğiniz firmalarla çalışmayın, saygılarımla. Bu bir bilgilendirme mesajıdır.” Açıklamalarını ….com/…sayfasında yaptığı anlaşılmaktadır. Keza bu profilin …@gmail.com e posta adresini kullandığı bu adresin aynı zamanda, plastidipmerkezi.com internet sayfasında yetkili olarak bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu eylem, davalılara atıf edilebilmekle, taraflar arasındaki rekabetin, haksız boyutlara vardığını, davalının haksız rekabette bulunduğunu göstermektedir. Nitekim mahkememizce alınan teknik raporda iki tarafın ürünlerinin özgün olduğu, kalite farkı bulunmadığı, aynı marka sahibinden geldiği, belirlendiğinden, davalı açıklamalarının gereksiz yere incitici olduğu, karalama oluşturduğu anlaşılmıştır. Buna göre söz konusu açıklamaların haksız rekabet oluşturması nedeniyle konuldukları sosyal medya, internet platformlarından kaldırılması gerekmektedir.
Mahkememizin … E – … K ve 14/06/2019 tarihli ilamı davalılardan … bakımından 07/07/2020 tarihinde kesinleştiğinden bozma ilamına konu olan davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden yukarıda saydığımız gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Sabit olmayan markaya tecavüzün önlenmesi, ticaret unvanını terkin ve tazminat davalarının ayrı ayrı reddine,
Davalı tarafın ….com/… sosyal medya hesabında yer alan açıklamaları haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, internet sitesinden ve internet ortamından kaldırılmasına, bu konuda verilen hükmün bu maddesinin aynı sitede yayınına,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan gazetede giderler davalıya ait olmak üzere ilan edilmesine, ilan için kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içerisinde başvuru gerektiğine, 3 ay içerisinde başvurulmadığında ilan hakkının düşeceğine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.024,65 TL harçtan mahsup edilerek, fazla 965,35 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, itibar tazminatı reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen nispi tutar, markaya tecavüz davası da dikkate alınarak arttırılmakla, 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, haksız rekabet davası kabul edilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davada red/ kabul oranı %25- %75 olduğuna, yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan bozma öncesi 2.701 TL yargılama giderine ek yapılan 134,90 TL yargılama giderinin toplam 2.836 TL giderin %75’i olan 2.127 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan bozma öncesi 459,90 TL yargılama giderine ek toplam 43,60 503,50 TL yargılama giderinin %25’u olan 125,875 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne temyiz yolunun açık olduğuna dair verilen karar, yan vekillerinin huzurunda usulen okunup anlatıldı.
24/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır