Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/97 E. 2021/212 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/97 Esas
KARAR NO : 2021/212

DAVA :Marka ve Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Mahkememizden verilen 06/12/2018 tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19/06/2019 tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ”…” ibareli tescilli markalarının bulunduğunu, davalının ise iltibaslı ”…” ibareli …/… ve ”…-…” ibareli …/… tescillediğini, müvekkilinin marka ve ambalajına benzer kullandığını marka hakkına tecavüz ettiğini ileri sürerek 15/03/2015 de tescillenen her iki markanın iltibaslı olması ve kötü niyetle tescillenmeleri nedeniyle terkinlerini, tecavüzün refini, tecavüzlü ürünlerin toplanmasını, tedbiren kaldırılmasını, 1.000 TL yoksun kalınan kar, 1.000 TL maddi tazminata karar verilmesini, fazla haklarının saklı kalınmasını dava etmiştir.
Ayrıca her iki markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazı yapılarak Bağcılar’da mukim olduklarını ifade etmiştir. Marka terkini davasının ancak marka sahibinin yerleşim yerinde açılabileceğini, SMK 156 madde gereğince yetkisizlik kararı verilmesini istemiştir. Tedbirin reddine ayrıca tecavüz ve tazminat davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Bilirkişi heyetinden 24/05/2021 tarihinde alınan raporda özetle; Davacı yanın davaya dayanak markasının ve tasarımın; piyasada çok bilinen, toplumun ilgili kesiminde tanınan ve kalite ve güven algısı yaratan bir marka olduğunun dosyada var olan veriler ispatlanamamış olduğunu, gerek davalı yanın ürün bazlı kullanmının davacı yanın kullanımı ile örtüşmesi – kalite algısında tüketici algısına zarar vereceğinin dosya münderecatından anlaşılamadığını, davalı yanın “var ise tüketici nezdindeki güven algısının” ne şekilde zarar gördüğünün dosya münderecatından anlaşılamaması nedenleri ile somut hukuki ihtilaf bakımından “itibar tazminatı” koşullarının oluştuğundan bahsedilemeyeceğini, davalı işletmenin davaya konu ürünlerden dava tarihinden geriye doğru 2 yıl içerisindeki dönemde 2.485,07-TL Kâr elde ettiğinin hesap edildiğini, davalı işletmenin davaya konu ürünlerden 28/05/2016 tarihinden 31/12/2015 tarihine kadar dönem içerisinde 2.782,54-TL Kâr elde ettiğinin hesap edildiğini, davalı işletmenin davaya konu ürünlerden dava tarihi 23/05/2018 tarihinden 31/12/2015 tarihine kadar dönemde toplam 5.267,61-TL (2.485,07 * 2.782,54-5.267,61) Kâr elde ettiğinin hesap edildiğini, davalı işletmenin 2013 ve 2014 yılları ticari defterleri ve bilgisar kayıtlarının bulunamadığı sebebiyle inceleme için ibraz edilmediğini belirten içerikli raporlarını sunmuşlardır.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda ise marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Tasarım bir ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerden kaynaklanan görünümüdür. Bir tasarım yeni ve ayırt ediciliğe sahip olması halinde 6769 sayılı yasa kapsamında korunmaktadır.
Bir tasarımın aynısı “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın, ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Tasarıma tecavüz halini oluşturan eylemler SMK’nın 81/1 . Maddesinde
a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.
b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
c) Tasarım hakkını gasp etmek, şeklinde tanımlanmıştır.
Marka ve Tasarıma Tecavüz halinde hak sahipleri SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir. Yine hak sahipleri 149/1-ç maddesi uyarınca manevi zararlarını talep edebilecektir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; Markalar karşılaştırıldığında; davacı markasında baskın olarak …,…,… renklerin kullanıldığı, “…” ve “…” ibarelerinin belirgin olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.Davalıya ait markada; baskın olarak …, … ve … renklerin kullanıldığı, “…-…” ,“…” , “…” ve “…” ibarelerinin kullanıldığı tespit edilmiştir. Davalı ve davacı markasında ortak unsur olan “…” ve “…” ibareleri, yukarıda açıklandığı üzere ayırt ediciliği düşük/zayıf markadır. Bu halde “…”, “…” ve “…” ibarelerine eklenen “…-…” ve “…” ibareleri ve kullanılan şekil unsurları davacı markası ile davalı markası arasındaki iltibası önlemeye yetecek kabiliyettedir. Bu sebeple davalı markalarının davacı markasına iltibas oluşturmadığı, hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın markasının ayırt edici unsurları olan …-… ve …-… şekil unsurlarını hiç kullanmayarak davacı tarafın markasının asli unsuru olan …-… şeklini ön plana çıkararak kullanımının davacı markasına tecavüz oluşturduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafa ait …/… numaralı tasarım ile davalı tarafa ait ürün ambalajları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları sonucuna varılmıştır. Davacı tarafa ait …/… numaralı tasarım ile davalı tarafa ait …/… numaralı tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları anlaşılmıştır. Davalının tecavüzü sonucun davacıların 5.267,61 TL kazançtan yoksun kaldığı, davacı yanın davaya dayanak markasının ve tasarımın; piyasada çok bilinen, toplumun ilgili kesiminde tanınan ve kalite ve güven algısı yaratan bir marka olduğunun dosyada var olan veriler ispatlanamamış olduğunu, gerek davalı yanın ürün bazlı kullanmının davacı yanın kullanımı ile örtüşmesi – kalite algısında tüketici algısına zarar vereceğinin dosya münderecatından anlaşılamadığını, davalı yanın “var ise tüketici nezdindeki güven algısının” ne şekilde zarar gördüğünün dosya münderecatından anlaşılamaması nedenleri ile somut hukuki ihtilaf bakımından “itibar tazminatı” koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla yukarıda saydığımız gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacıların davasının kısmen kabulü ile
Davalı tarafın markasının ayırt edici unsurları olan …-… ve …-… şekil unsurlarını hiç kullanmayarak davacı tarafın markasının asli unsuru olan …-… şeklini ön plana çıkararak kullanımının davacı markasına tecavüz oluşturduğu, tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına
Davalı tarafa ait ambalajların davacıya ait …/… ve …/… nolu tasarımlarına tecavüz oluşturduğu, tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına
5.267,61 maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılılara verilmesine
Davacıların davalı markalarının hükümsüzlüğü ve itibar tazminatı taleplerinin reddine
Alınması gereken 359 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 181,78 TL harçtan mahsubu ile eksik 177,22 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 181,78 TL harcın da davalıdan alınarak, davacılara ödenmesine,
Davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası kabul edilmekle AAÜT’ne göre belirlenen miktar, markaya tecavüz davası dikkate alınarak arttırılmakla 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, tasarıma tecavüz davası kabul edilmekle AAÜT’ne göre belirlenen miktar 5.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, itibar tazminatı reddedilmekle markanın hükümsüzlüğü davası da dikkate alınarak AAÜT’ne göre belirlenen miktar 5.900 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranının takdiren %50’ye %50 olduğuna, yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 4.152 TL yargılama giderinin %50’si olan 2.076 TL’nin davalıdan alınarak davacı taraflara ödenmesine, kalan kısmın davacı taraflar üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 97 TL yargılama giderinin %50 si olan 48,50 TL’nin davacılardan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin …. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı.20/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)