Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/37 E. 2022/14 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/37
KARAR NO : 2022/14

DAVA : Markanın ve Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ :07/03/2019

Mahkememizin birleşen …/… Esas- …/… Karar sayılı dosyası;

DAVA : Tasarıma İhlal Olmadığının Tespiti, Maddi Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Davacı vekili tarafından 07/03/2019 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davalı tarafından, davacı şirketin ticaret yaptığı bir kısım firmalara yazı gönderilerek tasarımların müvekkil firma (…) tarafından ihlal edildiğini, bu ihlalden kaçınmalarını, Bakırköy 1. FSHHM’nin …/… D.İş sayılı dosyasında müvekkili aleyhine tedbir talep edildiğini belirtmiştir. İhlal edildiği ileri sürülen …/… ve …/… sayılı tasarım belgelerinin yeni olmadığı, davaya konu edilen … davalıdan daha önce piyasaya sürüldüğü, davalı tarafın kendi tasarımı olmamasına rağmen “…” ve “…” ibarelerini marka olarak tescil ettirerek kötü niyetli davrandığı, bu ibarelerin ürün ismi olduğu, marka olamayacağı, olsa dahi müvekkilinin daha önce kullanım yaptığı, …/… sayılı “…” ibareli markanın tescil tarihi itibariyle marka olarak kullanılmadığını, davalının markasının iptalinin gerektiğini, müvekkilin kullanımlarının ihlal yaratmadığını belirterek, …/… ve …/… sayılı tasarımların hükümsüzlüğünü, …/… sayılı markanın hükümsüzlüğünü, müvekkilinin kullanımlarının ihlal yaratmadığının tespitini dava etmiştir.
Davacı, 27/03/2019 tarihli bir dilekçe daha vererek marka ve tasarımlardan doğan hakların kendilerine karşı ileri sürülmemesi konusunda ihtiyati tedbir talep etmiştir.
SAVUNMA: Müvekkilinin, markasını tescil tarihinden itibaren “…” üst markasının yanında kullandığını, tescilli …/… nolu “…” ve …/… nolu “… markalarının 16. sınıf kapsamında ayırt edici olduğunu, tescillerin üzerinden 8 yıl geçtiğini, davalının bu süre boyunca sessiz kaldığını, davacı kullanımlarının birebir aynı olduğunu, kullanımların ihlal yarattığını, …/… ve …/… sayılı tasarımların daha önceki tasarımlarla farklı olduğunu, tasarım alanının kısıtlı olduğunu, küçük farklılıkların tasarımları farklı kılmaya yeterli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin birleşen …/… Esas- …/… Karar sayılı dosyası;
DAVA: Davalı tarafından, davacı şirketin ticaret yaptığı bir kısım firmalara yazı gönderilerek tasarımların müvekkil firma (…) tarafından ihlal edildiğini, bu ihlalden kaçınmalarını, davalı tarafından başvurulan Bakırköy 1. FSHHM’nin …/… D.İş sayılı dosyasında müvekkili aleyhine tedbir kararı verildiğini, teminat yatırılmadığı için tedbir konulmadığını, buna rağmen davalı tarafın müvekkili ile iş yapan firmalara kararı göndererek alımları durdurttuğunu, daha sonra alınan ek raporda; davalı tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığının belirtildiğini, uyarılara rağmen davalının haksız rekabete devam ettiğini belirterek tedbir kararı verilmesini, bu dosyanın mahkememizin 2019/37 esas sayılı dosya ile birleştirilmesini, davalı tasarımlarına ihlal olmadığının tespitini, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, fazlası saklı 2.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyen yasal faizi ile tahsilini dava etmiştir.
Davacı vekili Birleşen …/… E. Sayılı dava dosyasında talep ettiği 2.000 TL maddi tazminatı ıslah ile 25.339,24 TL arttırarak 27.339,24 TL olarak talep etmekte olduğu maddi tazminatın dava açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsilini, dava dilekçesinde talep ettiği 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davacının müvekkilinin tasarımlarına tecavüz ettiğini, davacının 2019/37 esas sayılı dosyadaki tedbir talebinin ek rapor dikkate alınmayarak reddedildiğini, müvekkilinin tasarımlarının tescilli belge olduğunu, bu nedenle haksız rekabet sayılmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; muhasebeci bilirkişi; …’in dava dışı …MARKETLERİ TİCARET A.Ş.’nin KDV hariç toplam 403.233,65 TL İADE FATURALARIndan dolayı uğradığı ciro kaybı üzerinden maddi zararının 27.339,24 TL olarak hesaplandığını, Davalı yana ait …/… sayılı ve “…” ibareli markanın tescili kapsamında yer alan “Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri.” Yönünden kullanımın ispatlandığını, Tescil kapsamında yer alan “Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünlerin ( kırtasiye amaçlı ürünler hariç). Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç). Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.” emtiaları bakımından kullanımın ispatlanamadığını bu nedenle bu emtialar bakımından SMK’nın 9. maddesinde düzenlenen kullanmama nedeniyle iptal müessesesinin uygulanması için gerekli koşulların oluştuğunu rapor etmişlerdir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka hakkına tecavüz sayılan haller 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. maddede düzenlenmektedir. Kanunun 29/1-a bendinde 7. maddeye atıf yapılarak, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken 7. maddeyle 29. maddenin birlikte dikkate alınması gerekir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1-a maddesi marifetiyle 7/2-a maddesinde, “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması”, 7/2-b maddesinde ise, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller arasında sıralanmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/2-c maddesine göre ise, “Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” 29/1-a maddesi marifetiyle marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-ç maddesine göre, “İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”, 7/3-d maddesine göre ise “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.” hallerinde işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir.
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi Madde 25- “(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.” 25. maddenin atıfta bulunduğu 6. maddede ise aşağıdaki hükümler sayılmıştır:
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri”
Madde 6- (1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.…(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. (5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.……..(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2006/11-338 E. sayılı kararında karıştırılma ihtimali hakkında “Tüketicinin, her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi markada yer alan yardımcı unsurlar ile ve ayırım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği de düşünülemez…. Davalı işaretini gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan itiraza konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir” şeklinde karar verilmiştir.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Tasarım bir ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerden kaynaklanan görünümüdür. Bir tasarım yeni ve ayırt ediciliğe sahip olması halinde 6769 sayılı yasa kapsamında korunmaktadır.
Bir tasarımın aynısı “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, “tescilli tasarım” için başvuru veya rüçhan tarihinden önce “tescilsiz tasarım” için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın, ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Tasarıma tecavüz halini oluşturan eylemler SMK’nın 81/1 . Maddesinde
a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.
b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
c) Tasarım hakkını gasp etmek, şeklinde tanımlanmıştır.
Tasarımın hükümsüzlük halleri 6769 sayılı yasanın 77. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse.
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse.
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, mahkeme tarafında tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilir.
SMK’nın 9. Maddesine göre; Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
Hukukumuzda haksız rekabetin tanımı yapılmamış olmakla birlikte, TTK m.54’de “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” biçiminde haksız rekabet oluşturan fiiller genel olarak belirtilmiştir.
TTK m.55’de ise başlıca haksız rekabet halleri örnekseme metodu ile belirtilmiştir. Düzenlemede belirtilen başlıca haksız rekabet halleri; dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar (kötüleme, avantaj sağlama, hakkı olmayan unvanları, meslek, derece ve sembolleri kullanma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma ya da üçüncü kişiyi benzer yollarla öne geçirme, tedarik fiyatının altında fiyatla satışa sunma yoluyla aldatma, gerçek değer hakkında yanıltma, karar verme özgürlüğünü sınırlama, nicelik ve nitelikte yanıltma, hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanın açık olmaması, tüketici kredilerine ilişkin açık beyanda bulunmamak, yanıltıcı sözleşme formüllerini kullanmak), sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartlarını kullanmak olarak belirtilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporları dikkate alındığında; dava konusu tasarımların www…co.uk adresinde yer alan 2011 tarihli ürünlerden farklı ayırt edici niteliğe sahip olmadığı, hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, tasarımların hükümsüzlüğü geçmişe etkili olacağından birleşen dosya kapsamında davacının tasarımlara ihlal olmadığının tespitinin yerinde olduğu, davacının markaların kötüniyetle hükümsüzlük talebi yönünden dosyada yeterli delil bulunmadığı, davalı markaları yönünden mutlak red nedenlerinin mevcut olmadığı, davacı kullanımlarının ürünlerin cins ve vasfını bildirir mahiyette olduğu, markasal olmadığı, bu sebeple davalı markalarına tecavüz oluşturmadığı, davalıya ait …/… nolu markanın 16. Sınıfta yer alan “Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler ( kırtasiye amaçlı ürünler hariç). Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç). Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.” emtiyalar yönünden dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içerisinde ciddi kullanımın ispatlanamadığı SMK m.9 ve 26/1-a kapsamında bu emtialar yönünden iptal şartlarının oluştuğu, davacı tarafca dosyaya delil olarak sunulan mail ve davalı tarafça dava dışı firmalara gönderilen bildirim yazısında açıkça davacı tarafın fikri mülkiyet hakkını ihlal ettiğine dair bir ibareye yer verilmediği genel olarak kendisine ait tescilli koruma altındaki tasarımı ve marka haklarına saygı gösterilmesi ve taklitlerinden sakınılmasının istendiğini bu nedenle davalı yanın eylemlerinin davacı yan aleyhine haksız rekabet yaratmayacağı anlaşılmakla haksız rekabet ve tazminat talepleri yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Asıl dosya kapsamında davacının davasının kısmen kabulüne
Davalı adına tescilli …/… ve …/… sayılı tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine
Davacı kullanımlarının davalı adına tescilli …/… ve …/… nolu markalarına tecavüz oluşturmadığının tespitine
Davalı adına tescilli …/… nolu markanın 16. Sınıfta yer alan “Kağıt, karton (mukavva) ve bunlardan yapılmış ürünler ( kırtasiye amaçlı ürünler hariç). Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç). Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.” emtiyalar yönünden kullanılmama nedeniyle sicilden terkinine, sair emtiyaları yönünden kaydın devamına
Davalı adına tescilli …/… ve …/… nolu markaların hükümsüzlüğü talebini reddine
Birleşen dosya kapsamında davacının davasının kısmen kabulüne
Davacı ürünlerinin davalıya ait …/… ve …/… sayılı tasarımlara tecavüz oluşturmadığının tespitine
Davacının haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine
Asıl dosya kapsamında alınması gereken 80,70 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 477,40 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Birleşen dosya kapsamında alınması gereken 80,70 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 888 TL harçtan mahsubu ile, davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, artan harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Asıl dosya kapsamında;
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden tasarımın hükümsüzlüğü davası kabul edilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden markanın sicilden terkini davası kabul edilmekle,AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden markanın hükümsüzlüğü davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Birleşen dosya kapsamında;
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden tasarımlara tecavüz oluşturmadığının tespiti davası kabul edilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Asıl Dosya kapsamında; red- kabul oranının takdiren %30-%70 olduğuna, yargılama giderinin yanlar arasında bu oran üzerinden pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 3.366 TL’nin %70’i olan 2.356 TL nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 6,40 TL’nin %30’u olan 1,92 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dosya kapsamında; red- kabul oranının takdiren %70-%30 olduğuna, yargılama giderinin yanlar arasında bu oran üzerinden pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 428,85 TL’nin %30’u olan 128,655 TL nin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 6,40 TL’nin %70’i olan 4,48 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısmın üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının talep beklenmeksizin karar kesinleştiğinde ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 09/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır