Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/31 E. 2023/37 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/31 Esas
KARAR NO : 2023/37
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
Davacı vekili tarafından 21/06/2017 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın bir şahıs şirketi olduğunu, müvekkil, … Ürünleri adı altında internet sitesi üzerinden bu şirketinde davalı … Teknolojileri Yazılım ve Danışmanlık Ltd. Şti. ye hazırlattığı “…” isimli bir program pazarladığını, bu program ile okullarda yapılan, test şeklindeki sınavların sonuçlarının değerlendirilmesi, sonuçlarının sıralanması gibi işlemler yapıldığını, müvekkilin pazarladığı “…” isimli bu program kullanılmaya başlanılmasından yaklaşık 5 ay sonra sürekli sorun çıkarmaya başlamış, işlevini yerine getiremediğini, bu durumun müvekkilinin davalı … Teknolojileri Yazılım ve Danışmanlık Ltd. Şti. ye hazırlatıp pazarladığı söz konusu programı satın alan müşterilerinden yoğun şikayetler almalarına ve daha sonrasında da müşterilerin üyeliklerini yenilemekten vazgeçmelerine yol açtığını, bu halin müvekkilinin ekonomik olarak ciddi bir zarara uğramasına neden olduğundan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 90.000,00 (Doksan Bin) TL maddi, 10.000,00 (On bin) TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:… ve … isimli kişilerin müvekkil şirkete ulaşarak, başka bir yerde hazırlanan “e-okur” isimli bir yazılımın geliştirilmesini talep ettiklerini, müvekkil şirket muhatapların taleplerine göre yapacağı işleri (fizibilite çalışması ) muhataplara sunmuş, yapacağı söz konusu işler karşılığında 24.000 TL yazılım geliştirme bedeli ve talep edilen web sitesinin hazırlanması için de 5.000 TL talep ettiğini, muhatapların gerek hazırlanan fizibilite çalışmasını (iş kapsamı) ve gerekse istenen ücreti kabul ettiklerini, muhatapların sürekli bir biçimde hazırlanan fizibilite planında yer almayan başkaca ek işlerin de yapılmasını, bu işlerinde yaratım sürecine eklenmesini talep etmeye başladıklarını, anlaşmaya konu asıl işin içinde yer alamayan ek işler talep etmek sureti ile sözleşmeyi genişletmeye başladıklarını, müvekkilinin kendisine iletilen yeni talepleri (ek işleri) bedelinin daha sonra ödenmesi şartı ile ifa etmeye çalıştığını, istenen hususları hazırlanan yazılıma dahil etmediğini, bu nedenle iş planında gecikmeler olduğunu ve hazırlanan proje planı 10.11.2015 tarihinde ilgililere gönderildiğini, ancak muhatapların yeni talepleri bu aşamadan sonra da gelmeye devam ettiğini, müvekkil şirket iyiniyetli davranarak iş akışını geciktiriyor olsa da bu talepleri ifa etmeye çalışmış, bedelinin ayrıca ödenmesi gerektiğini muhataplara iletmiş, muhataplar da ödemenin yapılacağını şifaen beyan ettiklerini, muhatapların programı sorunsuz ve tam şekilde teslim alarak kullanmaya başladıklarını ve 3. kişilere yazılımı sattıklarını ve beş ay boyunca sorunsuz kullanıldığı, müvekkil şirketin üstlendiği işi sorunsuz, hatasız ve tam şekilde teslim ettiğini, davacı tarafın yazılımı aylarca kullanmış ve piyasada pazarladığını, muhatapların ek işlerin bedelini ödemediği, taraflar arasında garanti ya da bakım anlaşmasının olmadığından davacı taraf ek işlerin ve talep ediyorsa yeniden yapılandırma işlemlerinin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davacı tarafın ilk anlaşma gereğince ödemesi gereken 29.000 TL’nin tamamını müvekkil şirkete ödemediğini, ödediği tutar 23.000 TL olduğu, (ek iş bedelleri hariç) 6.000 TL borçlu bulunduğunu, Borçlar Kanunu’nun 97 ve 123 maddeleri gereğince; kendi edimini eksiksiz ifa etmeyen, temerrüt şartlarını oluşturmayan davacının bir talep hakkının bulunmadığını, manevi tazminatın haksız bir fiil nedeni ile ortaya çıkan manevi zararların tazmini için talep edilebilecek bir tazminat türü olduğunu, taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki mevcut olup haksız fiil niteliğinde bir eylem söz konusu olmadığından manevi tazminat isteğinin de reddi gerektiğini,
Davalı vekilinin karşı dava dilekçesinde özetle: müvekkil şirket muhatapların süreklilik arz eden isteklerine uygun şekilde yazılıma başkaca özellikler eklendiğini, anlaşma kapsamında olmayan her bir ekleme sözleşmesel açıdan ek iş olduğunu, davacı tarafın bu işler için müvekkile herhangi bir bedel ödemediğini, bu nedenle muhatapların TBK’nun 529,481 ve ilgili maddeleri gereğince anlaşmanın kapsamı dışında yapılan ek işlerin bedelini ödemesi gerektiğini, muhatapların ilk anlaşma gereğince ödenmesi gereken tutarı eksik ödediklerini, işin teslim edildiğini, TBK’nun 479 maddesi gereğince bedel muaccel olduğunu, işin tamamlanarak teslim edildiği ve muhataplarca kullanıldığının sabit olduğundan söz konusu tutarın da davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davacının davasının öncelikle yetki bakımından reddine, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, davanın tamamının esastan reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, Karşı dava bakımından : açılan karşı davanın kabulüne, davacı- karşı davalı ilk anlaşma gereğince ödemesi gereken tutarın tamamını müvekkile ödemediğinden bakiye 6.000_TL’sinin alacağının karşı dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile karşı davalıdan tahsiline, davacı- karşı davalı anlaşma harici yapılan ek işlerin bedelini müvekkile ödemediğinden, söz konusu alacağın bilirkişi marifeti ile hesaplanmasına, alacağın şimdilik 30.000_TL’sinin karşı dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile karşı davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine kKarar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER
Bilgisayar programı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı/ karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı şirkete “…” isimli bilgisayar programı hazırlattığını, bu programı kendi müşterilerine pazarlayarak sattığını, programda sürekli sorun çıktığını, kendi müşterilerinden yoğun şikayetler almaları ve üyelikleri yenilemekten vazgeçmelerine neden olduğunu, bu nedenle zarara uğradığını iddia ederek şimdilik 90.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/ karşı davacı vekili, programın müvekkili tarafından hatasız ve tam olarak teslim edildiğini, davacı tarafın programın 5 ay boyunca sorunsuz kullandığını, piyasada pazarladığını, bu program dolayısıyla davacının müvekkiline 6.000 TL tutarında borçlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı/ karşı davacı vekili, davacı/ karşı davalı tarafın sözleşmeye ek hususlar talep ettiğini, bunların müvekkili tarafından yerine getirildiğini, bu ek işlerin bedelinin müvekkiline ödenmediğini iddia ederek karşı dava açmış ve bu kapsamda ilk sözleşmeden kalan bakiye 6.000 TL alacağın ve ek işler nedeniyle ödenmeyen alacak tutarının şimdilik 30.000 TL sinin davacıdan tahsili ile müvekkiline ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı / karşı davalı vekili, karşı davaya konu alacak taleplerinin reddini savunmuştur.
Dava, bilgisayar programının ayıplı teslimi iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat taleplerine, karşı dava ise eser sözleşmesi kapsamında alacak taleplerine ilişkindir.
Dava ve karşı dava İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılmış, bu mahkemece … Esas- … Karar sayılı görevsizlik kararı verilmiş, kararın istinaf edilmemesi üzerine kesinleşerek dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizin işbu 2019/31 Esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devamla hüküm kurulmuştur.
Somut olayda taraflar arasında; “…” isimli bilgisayar yazılımının davalı tarafça meydana getirildiği ve davacıya teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özü bu programın ayıplı olup olmadığı ve karşı dava yönünden ise bu program ve daha sonraki ek işler nedeniyle davalı tarafın davacıdan alacaklı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Mahkememizce dosya bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor ve ek raporlar aldırılmıştır. Dosyada mevcut 26/11/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davaya konu yazılımın çalıştırılabilir olmadığı, bu durumun nedeninin uygulamanın bir veri tabanı veya web servisine bağlantı kurulamaması, ilgili servislerin davacı tarafın yönetiminde olduğundan erişim sağlanamaması olarak değerlendirildiği, optik form ve ocr programının çalıştırılabilmesi için web kamerası entegre olan cihazın davacı tarafça hazır bulundurulması gerektiği, karşı dava yönünden ise ek iş yapılıp yapılmadığı, programın haksız olarak çoğaltılıp çoğaltılmadığı, bir zarar bulunup bulunmadığı hususlarının tespit edilemediği ve bir bedel belirlenmesinin tespitinin yapılamadığı hususları belirlenmiştir. Yine mahkememizce aynı bilirkişi heyetine muhasip bilirkişi atanarak ek rapor aldırılmıştır. 07/10/2021 tarihli bu ek raporda programın çalıştırılabilir halinin davacı tarafça sunulmadığı ve bu nedenle yazılıma ilişkin ayıp iddialarının incelenip tespit edilemediği, davalı/ karşı davacı şirket merkezinde defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemede alacak iddiasına gerekçe gösterilen dekont ve ödemelerin davalı şirket kayıtlarında yer almadığı, ödemelerin şirket ortağının hesabına ve muhasebe sistemi dışında yapılması nedeniyle bu hususta herhangi bir tespitte bulunulamadığı hususları yer almıştır. Yine aynı bilirkişi heyetinden alınan 07/11/2022 tarihli ek raporda benzer tespitlere yer verildiği görülmüştür. Söz konusu rapor ve ek raporlar dosya kapsamına uygun bulunmakla mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Davaya konu bilgisayar programının 5846 sayılı FSEK 1/b -g maddesi kapsamında eser sayılmasının gerekip gerekmediği, eserin ayıplı bir şekilde teslim edilip edilmediği, eserde bulunan ayıp nedeniyle davacı/ karşı davalı tarafın bir zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise bunun miktarı hususları teknik olarak tespit edilememiştir. Bu tespitin yapılamama sebebi programın çalışabilir bir halde davacı tarafça bilirkişi heyetine sunulamamış olmasıdır. Diğer yandan programda bir ayıp olduğunun davacı/ karşı davalı tarafça tespit edildiği esnada bu hususa ilişkin herhangi bir tespit de dosya kapsamında ileri sürülmemiştir. Diğer yandan, iddia edilen ayıp davacı tarafça usulüne uygun bir şekilde tespit ettirilip bu husus karşı tarafa usulüne uygun bir şekilde ihbar edilmemiştir. Dosyada bu yönlere ilişkin davacı tarafça yaptırılan bir delil tespiti kararı, bilirkişi raporu ve ihbara ilişkin bir belgeye rastlanmamıştır. Yargılama sırasında bilgisayar programının çalışır vaziyetteki bir hali bilirkişi heyetine sunulamamıştır. Her ne kadar davacı taraf programın çalışmamasının zaten davayı açmalarına gerekçe olduğunu ileri sürmüş ise de programın ne zaman çalıştığı, ne zaman çalışmaz hale geldiği gibi hususlar bilirkişi heyetince tespit edilememiştir. Bu iddiaların davalı tarafça inkar edildiği dosya kapsamından açıkça anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı taraf, bu yöne ilişkin iddiasını ispat edememiştir. Bu nedenle asıl davanın, davacı tarafça ispatlanamaması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Davalı tarafça açılan karşı davada ise eser sözleşmesi ve eser sözleşmesine bağlı ek işler nedeniyle alacak talebinde bulunulmuştur. Davalı taraf, karşı davasında bu iddia edilen alacakların varlığını, miktarını ve muacceliyetini dosya kapsamında ispat edememiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde davalı tarafın, karşı davaya konu ettiği bu alacak kalemlerinin varlığına ilişkin herhangi bir ticari defter kaydı ve benzeri belge tespit edilememiştir. Bu itibarla karşı davanın da ispat edilememesi sebebiyle reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle davanın ve karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN,
Davanın reddine,
Davalı … Teknolojileri Yazılım ve Dan. Ltd Şti. duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden (maddi tazminat talebi yönünden) AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … Teknolojileri Yazılım ve Dan. Ltd Şti. duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden (manevi tazminat talebi yönünden) AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen 10.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak alınan 1707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1527,85 TL harcın karar kesinleştiğinde talep edildiğinde davacı vekiline iadesine,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 66,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN,
Davanın Reddine,
Davalı – asıl davada davacı … duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT.’ne göre hesap ve takdir edilen 15.000 TL vekalet ücretinin davalı karşı davada davacı … Teknolojileri Yazılım ve Dan. Ltd Şti.dan alınarak davalı – asıl davada davacı …’a verilmesine,
Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın karşı davacı vekilinden alınarak hazineye irat kaydına,
Yargılama giderlerinin davalı – karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı -karşı davalı vekili tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı Gerekçeli hükmün tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okunup anlatıldı. 31/05/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı