Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/170 E. 2021/114 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/170 Esas
KARAR NO : 2021/114

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … başvuru numaralı 36. Sınıfta “…” markasının sahibi olduğunu, davalıların “…” adıyla faaliyet gösterdiklerini, müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, 10.000,00-TL maddi, 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla arasında sözlü anlaşma olduğunu, 2014 yılından beri sözlü anlaşmalarına dayanarak markayı kullandıklarını, yanında çalışan kişiyle davacı tarafın husumeti olduğu için davanın açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’ e usulune uygun tebligat yapılmış olup davaya cevap vermediğinden bu davalı münkir sayılmıştır.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve tanık delili dikkate alındığında davalının 2014 yılından beri bu ünvanı ve markayı kullandığı, davacı ile yakın bölgelerde emlakçılık yaptıkları, birbirinden haberdar olmamaları hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tanık beyanından da birbirinden haberdar olduğunun anlaşıldığı, davalının 5 yılı aşkındır kullanımına davacının sessiz kaldığı herhangi bir itirazının olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/15306 E – 2014/12698 K ve 02/07/2014 tarihli ilamında da belirttiği üzere; davalının 5 yılı aşkın süre boyunca kullanımına davacının sessiz kaldığı, bu sessiz kalmanın markanın kullanımına davacı tarafça izin verildiği hususunda haklı bir güven uyandırdığı, davacının uyandırılan bu güvene aykırı olarak tecavüz iddiasında bulunmasının MK’nın 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği gibi, bu davalı kullanımına davacı tarafından yaklaşık 6 yıl süreyle ses çıkarılmayıp itiraz edilmeyip, dava yoluna da gidilmediğinden sessiz kalma yoluyla davalıya karşı adına tescilli markadan doğan hakkını kaybettiği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 14,90 TL karar harcının davacı taraftan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 485,60-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan 19,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ a verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili taraflara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 14/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır