Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/158 E. 2021/57 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/158 Esas
KARAR NO : 2021/57

DAVA : FSEK Tecavüzün Tespiti, Men’i
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Davacı vekili tarafından 02/12/2019 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” adını koyduğu animasyon, çizgi dizi film eserinin sahibi olduğunu, 2009-2010 yılında çalışmalarını tamamladığını, 2010 yılında video ve ses kayıtlarının hedef kitleye sunulduğunu, 2012 yılında noter, … ve …adlı fikri eser tasdik programlarına dijital ortamda kayıt ettirdiğini, davalının televizyon ve youtube kanallarında küçük değişiklikler yapılarak yayınlandığını, “…” şeklinde davalı tarafından kullanılan animasyonun mali ve manevi haklara tecavüz ile haksız rekabet teşkil ettiğini, tecavüzün tespiti ve önlenmesini, ortadan kaldırılmasını, ihlallerin önlenmesini talep ederek dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli animasyonuyla davacı tarafın animasyonu arasında iltibas olmadığını, davacı yanın alenileşen bir eser niteliği taşımadığını, hususiyet taşıyan hiçbir ifadesini almadığını, telif ihlali, logosu, takdim şekli, satış kanallar, web sitesinin farklı olduğunu, iltibas veya haksız rekabet olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Eser’in tanımı 5849 sayılı FSEK’in 1/B maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir. Biri ürünün eser sayılabilmesi içi iki unsurun bir arada olması gerekmektedir. Bunlar sahibinin hususiyetini taşıması ve kanunda sayılan eser kategorisinde sayılmasıdır. Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacının “…” çalışmasının sahibinin hususiyetini taşıdığı ve sinema eseri olduğu anlaşılmıştır. Eser sahipliği hususu FSEK’in 11 ve 12. Maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelerdeki karineler dikkate alındığında davacının eser sahipliği konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
FSEK’in 13. maddesinde “fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin mali ve manevi menfaatleri bu kanun dairesinde himaye görür” denilmek suretiyle, hak sahiplerinin manevi haklarının (m.14-19) ve mali haklarının (m.20-29) söz konusu Kanun hükümleri uyarınca korunacağı açıkça belirtilmiştir. FSEK, manevi ve mali hakların korunması noktasında genel olarak iki farklı koruma yöntemi kabul etmiştir: hukuk davaları (m.66-70) ve ceza davaları (m.71-75). Eser sahibinin açabileceği hukuk davaları olarak ise FSEK’te üç farklı dava türü öngörülmüştür: “tecavüzün ref’i davası” (m.66-68), “tecavüzün men’i davası” (m.69) ve “tazminat davasıdır” (m.70) , Eser sahipliğinden doğan mali ve/veya manevi hakların ihlali, söz konusu hakların hukuka aykırı olarak kullanılmasını ifade etmektedir.
Bir eserden izinsiz iktibas yapılması, eserden esinlenme (ilham alma) ve yararlanma serbestisiyle karıştırılmamalıdır. İktibas bir eserin oluşturulmasında, bir başka eserin parçalarının alıntı yapılarak eserde aynen ve belirli ölçülerde kullanılmasıdır. Esinlenme ise, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanılması ve bu fikirlerden yola çıkılarak yeni eserin biçimlendirilmesidir. Telif koruması, düşüncenin kendisini değil o düşüncenin ifade ediliş şeklini kapsar. Fikir ve sanat eserleri hukukunun temel esasları uyarınca bir eserden faydalanılması ancak eser sahibinden alınacak izinle mümkündür. Fakat faydalanma, esinlenme düzeyinde kaldı ise eser sahibinin iznine ihtiyaç bulunmamaktadır. İki eser arasında yapılacak karşılaştırmada öncelikle ilk eserin koruma alanı yani hususiyet taşıyan unsurları tespit edilmelidir. Koruma alanı dışında kalan unsurlar serbest yararlanmanın belirlenmesi açısından önem taşımaz.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; davaya konu iki sinema eserinin ilk bakışta bazı benzerlikler gösterse de temelinde tamamen farklı yapımlar olduğunu, her iki projenin olay örgüsü, tema, konu işlenişi, anlatım dili gibi tüm unsurlar bakımından birbirinden tamamen farklı olduğu, eserlerin ana fikri ve konusunun farklı olduğu, orjinal nitelikte olmayan daha önceden benzer yapımlarda kullanılan hususların ihlal değerlendirmesinde dikkate alınamayacağı, tüm bu kapsamda davaya konu fikri ürünler bakımından intihal koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 14,90 TL karar harcının davacı tarafından alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.856,3 TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı … Anonim Şirketi tarafından yapılan toplam 6,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalı … A.Ş. ‘ye ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır