Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/140 E. 2021/107 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/140 Esas
KARAR NO : 2021/107

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tekstil sektöründe yurt içi ve yurt dışında aktif şekilde faaliyet göstermekte olduğunu ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na kayıtlı …, …, …, …, …, … tescil numaralı markalarının olduğunu, “…” markasını … nezdinde de … tescil numarasıyla tescil ettirmiş olduğunu, davalı tarafa ait … numaralı “…” ibaresini taşıyan markanın müvekkiline ait … numaralı tescilli “… şekil” ve … numaralı “…” markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer, mal ve/veya hizmet sınıfları bakımından ayniyet gösterdiğini, ayırt edici ibarenin markalarda ortak olarak yer alması nedeniyle işitsel ve görsel olarak da benzerlik gösterdiğini, müvekkilinin marka hakkına ihlal ve haksız rekabet oluşturduğunu belirterek hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tescilini yaptırdığı “…” markası ile müvekkiline ait “…” markası arasında gerek işitsel gerekse de görsel benzerlik bulunmamakta olduğunu, davacının tescilini talep ettiği “…” markası ile müvekkilinin “…” markası arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak iltibas yaratabilecek herhangi bir unsur bulunmamakta olduğunu, tarafların aynı ya da benzer sektörde de faaliyet göstermemekte olduğunu, markalar kapsamında yer alan hizmetlerinin bulunduğu sektörlerdeki ortalama tüketicinin dikkatli ve seçici kişilerden oluşmakta olduğunu, görsel ve işitsel olarak yalnızca “…” ve “…” harflerinin ortak olduğunu, iltibas tehlikesi bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Her ne kadar davacı verilen yasal sürede bilirkişi ücretini yatırmadığından rapor alınamamışsa da YHGK’nun 2014/11-696 E – 2016/778 K ve 08.06.2016 tarihli ilamında da belirttiği üzere iltibas tehlikesinin değerlendirilmesi mahkeme hakimine ait olduğu bu sebeple bilirkişi raporu alınmasa da iltibas değerlendirilmesi yapılmıştır.
Dosya kapsamında toplanan deliller dikkate alındığında davacıya ait … nolu … markasının 5. Sınıfta yer alan “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler” emtiyasında yer aldığı, davalıya ait … tescil numaralı … markasının ise tescil olduğu 5. Sınıfta davacının markasının tescil olduğu emtiyasında tescil olunmadığı, ancak davalının markasının tescil olduğu 25 ve 35. Sınıf emtiya listesinde yer aldığı anlaşılmıştır. her iki markayı görsel olarak karşılaştırdığımızda, davacı markasının büyük harflarle, davalı markasının is küçük harflerle yazılı olduğu, davacı markasının harflarinin içini boş şekilde yazıldığı, davalı markasının koyu dolu şekilde yazıldığı, işitsel ve anlamsal olarak karşılaştırıldığında … kelimesinin ortak olduğu anlaşılmıştır. Karıştırılma (iltibas) tehlikesi hukuki bir kavram olup, şu şeklide tanımlanabilir: İki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin ayrı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir(Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). Öncelikle markalar arasında, daha sonra mal veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığına bakılmalı ve benzerliğin saptanmasında markaların bütün olarak bıraktıkları genel izlenim dikkate alınmalıdır (Teoman, Ö.: Yaşayan Ticaret Hukuku, C.1, Hukuki Mütalaalar, İstanbul 1992, s.34, 120 vd. – naklen: Cengiz, D.: Türk Hukukunda İktibas veya İltibas Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz, İstanbul 1995, s.7,). taraf markalarının bütünün ortalama tüketici nezdinde bıraktığı intibanın iltibas yaratacak boyutta olmadığı anlaşılarak davacının davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının, davacının REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 14,90 TL karar harcının davacı taraftan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 143,30 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 21,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ ne göre belirlenen 5.900,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 30/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır