Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/121 E. 2021/97 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/121 Esas
KARAR NO : 2021/97

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkiline ait “…” markasının, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya gibi birçok ülkede tescil koruması altında olduğunu, Türkiye’ de davalı adına kayıtlı olması sebebiyle tescil edemediğini, davalının müvekkilinin markasının ibaresi olan “…” ibaresinin aynı bir ibareyi kendisinin yaratmış olma olasılığı mümkün olmayıp, müvekkiline ait olduğunu bildiği halde, markayı yedeklemek veya marka ticareti yapmak maksadı ile hareket ettiğini, davalının … sayılı “…” markasını kullanmadığını, ticari faaliyetlerine konu etmediğini belirtmiş, öncelikle markanın 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini akabinde kullanmama nedeniyle markanın iptaline ve hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı adına usulüne uygun ilanen tebligat yapıldığı, davalının davaya cevap vermemiş olması sebebiyle münkir sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı ise, dava konusu markanın kullanılmaması nedeniyle davalıya ait … sayılı “…” markasının iptalini dava etmektedir.
Davacının dayandığı hukuki sebep ise markanın kullanmama sebebiyledavalıya ait … sayılı “…” markasının iptaline yönelik bulunmaktadır. Bu çerçevede ispat yükü davalıya düşmektedir. Kullanma yükümlülüğünün ihlali nedeniyle davacının isteminin de araştırılması, değerlendirilmesi gerekmiştir. Nitekim görevlendirilen muhasip bilirkişi, dosya kapsamı kanıtları, davalının dayandığı ve sunduğu delilleri inceleyerek, markanın 25. sınıf emtiada pazar yaratıcı manada kullanılmadığını tespit etmiştir. Buna göre, davacı 25. sınıf emtia bakımından markanın iptalini istemekte haklıdır.
Dava konusu … sayılı “…” markası marka, davalı adına kayıtlı olup, geçerlilikleri sürmektedir. Bu marka tescil tarihlerinden davanın açıldığı 12/09/2019 tarihine kadar, kullanmamayı hoşgörü süresi geçmiş bulunduğundan, markanın emtiasında kullanım keyfiyetleri dava edilebilir niteliktedir.
Bununla birlikte dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra 12/09/2019’da açılmıştır. Gerek mülga MarkKHK’da gerekse yürürlükteki SMK’nın kapsamında markanın tescillendiği emtiada kullanımı şart koşulmuş olup, kullanmama hali 5 yıllığına hoş görülmektedir. Diğer deyimle bir marka için başvuran taraf, tescilden itibaren kullanma yükümlülüğü altına girmektedir. Ancak, objektif haklı sebeplerin varlığı halinde, bu kuralın ihlali nedeniyle iptal koşulu oluşsa bile, göz ardı edilebilmektedir. Burada kastedilen kullanmamaya ilişkin haklı sebep, marka sahibinin iradesi dışındaki ekonomik buhran ve çöküntü, savaş, doğal afet gibi objektif hallerden doğmaktadır. Ki bunlar, marka sahibinin iradesi dışındadır.
Bu davada davacının iptal sebebine bağlı olarak uygulanacak hükümler, SMK’nın 9, 26 ve geçici 4. maddede yer almaktadır. Marka, mülga Mark KHK’nın yürürlükte olduğu sırada başvurulmakla, o şartlara göre dahi 14. Madde gereğince iptale tabidir. Ancak AYM’nin SMK yürürlük tarihi olan 19.01.2017’den 4 günce bu hükmü iptal etmiş olması konuyu bulanık kılmıştır. Buna rağmen dört gün sonra aynı ilke yeniden canlanmıştır. Marka, gerek KHK’nın 14. Maddesine göre gerekse SMK’nın 9 ve 26. Maddesine göre kullanmama halinde iptale tabidir. Bu ilke, aynı zamanda, TRIPS 19/1. maddesi kapsamında yer almakta olup, ülkemiz, bu anlaşmaların üyesi olarak ticarette fikri mülkiyet haklarının evrensel çapta korunması ve uygulanabilmesi yönünde tedbirler almakla yükümlüdür. Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması konusundaki anlaşma kapsamında üye ülkeler, en az 3 yıl kullanılmayan markanın iptali konusunda yasa düzenlemesi yapmayı üstlenmektedir. 3 yıllık süre minimum standart süredir. Her üye ülkenin yaptığı gibi ülkemiz de, bu süre konusunda belli bir düzenleme yapmıştır. Bu anlaşma üye devletlere kullanılmayan markaların sicilden elimine edilmesi için düzenleme yapma yükümlülüğü öngörmektedir. Aksi takdirde, şeklen geçerli tescile dayalı markalar kullanıma konulmadıkları halde, 3. kişilerin ticari girişimlerine engel oluşturacak, yerli veya yabancı yeni yatırımları caydıracaktır. Oysa, yasa koyucunun amacı, tescillenen markanın en geç 5 yıl içerisinde ekonomiye aktif olarak dahil edilmesidir. MarkKHK’nın 42/1-c maddesi AYM’nin 09/04/2014 tarih …. sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bununla birlikte MarkKHK’nın 14. Maddesi, kullanma yükümlülüğünü ve aksi halde markanın iptalini öngörme, içeriği ile yürürlükte kalmaya devam etmiştir ve bu hükme göre mahkemelerce kullanılmadığı anlaşılan markaların SMK’nın yürürlüğüne kadar iptali yolunda kararlar elde edilmiş ve uygulanmıştır. Ancak MarkKHK’nın 14. maddesi dahi 14/12/2017 tarih … sayılı karar ile iptal edilmiştir. Bu iptal ise, 06/01/2017’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, yasa koyucuya süre verilmemiştir. Bununla birlikte, aynı yükümlülüğü ve yaptırımı öngören SMK’nın 9. maddesi 10/01/2017’de yürürlüğe girmiştir. Aradaki 4 günlük boşluk, SMK’nın yürürlüğünden önce açılmış derdest dosyalarda, AYM’nin iptali nedeniyle, davaların reddi sonucunu doğurmuştur. Çünkü, bu derdest davalar bakımından kazanılmış bir hak söz konusu olmadığından, AYM iptal kararının yol açtığı yasal dayanıksızlık etkili olmuştur.
Bununla birlikte, iş bu dava, SMK’nın yürürlüğünden sonra açılmış olup, 4 günlük kesintiye rağmen süreklilik arz eden kural geçerli bulunmaktadır. Bu bakımdan, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl 4 günlük süre boyunca kullanım araştırılması gerekmektedir. Davalı ise markayı 25. Sınıf mallarda kullandığını kanıtlayamamıştır.
Davalıya adına kayıtlı … sayılı “…” markasının kullanımını gösteren delilleri sunmak üzere süre verilmiş, ispat külfeti kendisine düşen davalı verilen yasal süre içerinde kullanımını gösteren herhangi bir belge sunmamıştır. Davalı dava konusu markayı kullandığını ispatlayamamıştır. Bu sebeple davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile,
Davalı adına kayıtlı … numaralı ” … ” ibareli markanın kullanılmama nedeniyle İPTALİNE, sicilden TERKİNİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 44,40-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.829,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığında bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 23/06/2021

Katip … Hakim …
E-İmza E-İmza