Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/104 E. 2021/44 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/104 Esas
KARAR NO : 2021/44

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2021

Davacı vekili tarafından 05/08/2019 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Müvekkil şirketlerin tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, seri markaları bulunduğunu, buna rağmen davalının … nolu “…. …..” markasını kötü niyet ile tescil ettiğini, esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, marka tescilinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davalı markasının tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini talep etmiştir.
Savunma: Davalı, tebligata rağmen herhangi bir cevap ve savunma sunmamış ,münkir olmuştur.
BİLİRKİŞİ RAPORU
17/12/2020 tarihinde 3 marka vekili bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; Davacılardan … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına …. başvuru numaralı tanınmış marka olduğu, … … Satış Mağazaları A.Ş. Adına …… başvuru numarasıyla giriş aşamasında marka olduğunu sonuca bağlanmadığını, davalı adına tanınmış marka olmadığını, davacılar adına “…” ibareli markaların davalı adına kayıtlı …. numaralı “…” markasının karşılaştırıldığında ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, davaya konu markaların 29. ve 35. sınıfta benzerliğin bulunduğunu, 30, 31 ve 32. Sınıflar yönünden mal ve hizmet karşılaştırması yapıldığında benzerlik bulunmadığını, davacılara ait “…” ibaresinin davalı tarafa ait “…” ibaresinin bütün olarak görsel, işitsel ve anlamsal olarak bakıldığında tüketici zihninde karıştırılma olmayacağını, iltibas bulunmadığını, … kelimesine tanınmış marka kaydının bulunmuş olduğu dikkate alınmış olsa da ayırt ediciliği olmayan marka değerlendirilmesi olduğunu, karıştırma ihtimalinin olmadığını rapor etmişlerdir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka; bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Hükümsüzlük sebepleri 6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesinde gösterilmiştir. Bu madde’ye göre; SMK’nın 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. SMK’nın 6. Maddesinde haller;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve hükme esas alınan 17/12/2020 tarihli bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacı markasının tanınmış marka olduğu, davacının “…” markasına ayırt edicilik kazandırdığı, ancak davalı markasının bir bütünden oluştuğu, “…” … ibaresinin bitişik yazıldığı, tüketici nezdinde farklı olarak algılanacağı, tüketiciler nezdinde karıştırılma riskinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 14,90 TL karar harcının davacı taraflardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak, davalıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 2.344,6 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 6,40 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 03/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim ….
e -imzalıdır