Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/262 E. 2021/84 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/262 Esas
KARAR NO : 2021/84

DAVA : Patent (Patent İsteme Hakkının Ve Patentin Gaspı İddialı)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Patent İsteme Hakkının Ve Patentin Gaspı İddialı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ve …’un birlikte önceleri tarım araç gereçlerinde faal … firmasının kurucusu (…’la ait) ve sahipleri olduklarını, bilahare ….’yi kurduklarını, tarım makineleri alanında yenilikçi çalışmaları olduğunu, zeytin toplama amacıyla kullanılmak üzere bir araç geliştirdiklerini, projeler üzerinde uzun süre çalıştıklarını, 2016 yılında kalıp ustasına açıklama yapılarak fiyat istediklerini, … firmasının teklif verdiğini, kalıbı 18.500 TL’ye, 05/09/2016 da teslim edeceğini belirttiğini, bu yazışmaların … tarafından yapıldığını (davacı …’ın babası) taslak çizimler incelendiğinde gelişmelerin izleneceği ve anlaşılacağı ancak bir süre sonra davalı şirket sahibi … tarafından çizimlerin görüldüğünü, kendisinin tanık huzurunda ”bunu niye düşünemedim” diye hayıflandığını, bir süre sonra davacıların tasarladığı ürünün taklidinin bazı eksiklikleriyle piyasaya sürüldüğünü, üzerinde … patent numarasıyla üretildiğini ve yaptıkları araştırmada davalıların bu çizimlerden gördükleri buluşu taklit ederek, kendisini buluşçu, şirketi … buluş sahibi göstererek patent başvurusu yaptıklarını iddia ederek, eylemlerin TTK’nun hükümlerine aykırılık oluşturduğunu, haksız rekabet olduğunu, henüz tescil olmadığı halde patent varmış gibi beyanda bulunarak TTK 55/a-2,3 ve 9 bentlerin ihlal edildiğini ayrıca, davalının başvurusunun SMK kapsamında yapıldığını, patent isteme hakkının aslında müvekkillerinin hakkı olduğunu, SMK 109, 110 maddeleri uyarınca hak sahipliğinin Türk Patente ileri sürülemediğini belirterek davalı tarafından yapılan başvuruya ilişkin sürecin durdurulmasını, patent başvurusunun kaydına tedbir konulmasına, müvekkillerine karşı hakların ileri sürülmesinin önlenmesine, sonuç olarak öncelikle karşı tarafın patent başvuru sürecinin ve işlemlerinin durdurulmasını, kaydın dondurulmasını; davalı eyleminin üzerine patent olmadığı halde varmış gibi beyanda bulunması nedeniyle haksız rekabet oluşturduğundan men edilmesini, bu şekilde üretilmiş ürünler üzerinde bu beyanın silinmesini ve son olarak patent isteme hakkının davalıya değil davacılara ait olduğunun saptanmasına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalının, çiftçi ailesinin çocuğu olup zeytin, tütün, pamuk üretimde faal olduğunu, tarım makineleri üzerinde yüksek lisans yaptığını (davalı şirketin yöneticisi buluşçu olarak gösterilen …), çeşitli firmalara temsilcilik yaptığını, şirketin kuruluşundan itibaren İtalyan zeytin hasat makineleri, yedek parça üretimi yaptıklarını, başvuru konusu fikirlerinde kendisine ait olduğunu, kendi geliştirmeleri olduğunu, yaptıkları yenilikleri … sunarak destekleme aldıklarını, yine Tarım Bakanlığında destek çalışmaları olduğunu, …’ın görevlendirdiği uzman hocalar denetimde çalıştıklarını, bir kopyalamanın söz konusu olmadığını, …’nun diğer davacı …’ı yanılttığını, davacıların bir hakları bulunmadığını, teknik süreçlerden ve araştırmalardan geçen kendi üretimi olan makinelerin piyasaya sunulduğunu, başvurularının da kurum tarafından incelendiğini, karşı tarafın haksız yere atağa geçtiğini, karşı tarafın, tanıklar huzurunda … Tarım Fuarında, kendilerine ”birbirimize karışmadan, ikimizde üretelim” teklifinde bulunduklarını belirterek, haksız davanın reddini, muhtemel zararları için 1.000.000.000-TL teminat takdir edilmesini ve depo edilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
Bilirkişi kurulunun 24/04/2019 tarihli raporunda;
a)… başvuru numaralı, ” … ” buluş başlıklı, başvuru sahibi … olan, davacıların buluş sahipleri olarak gösterildiği, 27/09/2018 başvuru tarihli faydalı müdelin (1) numaralı bağımsız isteminde yer alan teknik çözümler ile … başvuru numaralı, ” … ” buluş başlıklı, başvuru sahibi … olan …’ ın buluş sahibi olarak gösterildiği, 19/06/2018 başvuru tarihli patentin (1) numaralı bağımsız isteminde ye alan teknik çözümlerin hareket iletim sistemi çalışma prensibi olarak birebir aynı olduğu değerlendirilmiştir.
b) Taraflara ait buluşun fikri üretimi ve başvuru öncesi süreç konusunda raporda kronojik sürecin gösterildiği, belgelerin ve üzerinde yer alan tarihlerin doğruluğunu resmi olarak onaylamaya uygun evrak kayıt, gelen evrak – giden evrak, alındı belgesi, makam onayı, noter onayı vb… Bir kayda rastlanamadığından bu hususa ait takdir ve değerlendirmelerin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 19/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı vekili tarfından incelenmek üzere mahkemeye delil olarak sunulan davacılara ait cep telfonunda kayıtlı bulunan videonun davalının 19/06/2018 başvuru tarihli … sayılı patent başvurusundan önce çekildiğine dair inceleme telibine göre yapılan incelemede; video dosyasının adı … olduğu ve kayıt tarihinin 27 Mart 2018 göründüğü, son yapılan değişiklik tarihinin 25 Şubat 2019 olduğunun tespit edildiğini, kayıt tarihi her ne kadar 27 Mart 2018 görünse de cep telefonunun tarihi ile oynayıp oynanmadıığ şöyle ki cep telefonunun tarihi 27 Mart 2018 tarihine ayarlanıp bu tarihte video yüklenip daha sonra cep telefonunun tarihinin güncellemesi yapılarak söz konusu video kaydının tarihinin 27 Mart 2018 miş gibi görünmesi mümkün olabileceğinden bu video kaydının tek başına delil teşkil edemeyeceği ve dava konusu cep telefonunun şube müdürlüğünce de incelenmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 28/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya konusu ile alakalı olabileceği değerlendirilen “Dahili Depolama/DCIM/Zeytin/” fiziksel yolunda … adında 1 adet video dosyası cep telefonunun galeri bölümünde bulunmuştur. Ekran Alıntıları 1-2 olarak aşağıda yer almaktadır.
… isimli 56,2 MB (58.958.506 bayt) boyutunda olan dosyanın oluşturulma tarihi 17.03.2018 13:26 (EKRAN ALINTISI 3) olduğu görülmüştür. Bu tarihin gerçek tarihi yansıtıp yansıtmadığı konusunda yorum yapabilmek mümkün değildir. Çünkü bahse konu zaman damgası değiştirilebilir yapıdadır. Yeterli teknik bilgiye sahip bir bilgisayar kullanıcısı bu tarihi kolaylıkla değiştirebilecektir. Cep telefonu üzerinde yapılan incelemede dosya konusu ile alakalı olabileceği değerlendirilen başkaca bir delile rastlanmadığı görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 13/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Tespit konusu epostaın “…” ismini kullanan … eposta adresine ait kişi tarafından 11 Haziran 2018 13:47 tarihinde oluşturulduğu ve 4 saniye sonrasında … eposta adresine teslim edildiğini, tespit konusu epostanın SPF, DKIM ve DMARC doğrulamalarından geçtiği ve göndericinin bilgisayarlarından aracı olmaksızın gmail donain alanından alıcının eposta hesabına teslim edildiğinin tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 29/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya içinde yer alan 13/01/2021 tarihli, Dr. … tarafından düzenlenen bilirkişi raporu kapsamında, … adresinden … adresine gönderilen 11/06/2018 tarih ve “makine resimler” konulu e-posta ekinde yer alan “montaj 1 pdf ” , “montaj 2 pdf” isimleriyle yer alan iki adet görselin dava konusu ürünlere ait çizimler ile uyumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Patent dünya çapında yeni olan, buluş basamağı ve sanayiye uygulanabilen buluşların sahiplerine koruma sağlayan bir sınai mülkiye hakkıdır. Teknoloji alanında belirli bir sorunun çözümüne ilişkin teknik özelliği olan fikir ürününe buluş denir. Bir buluşun patentlenebilmesi için 3 şart bulunmaktadır. Bunlardan ilki yenilik unusurudur. Yenilik: Buluşun dünya çapında daha önce var olmaması yani tekniğin bilinen durumuna dahil olmaması anlamına gelir. Tekniğin bilinen durumu ise patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce buluş konusunda dünyanın herhangi bir yerinde erişilebilir (yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım vb. yolla açıklanan) her türlü bilgi anlamına gelmektedir. İkinci unsur buluş basamağıdır. Buluş Basamağı: Buluşun, ilgili olduğu teknik alanda uzman bir kişi tarafından tekniğin bilinen durumundan aşikâr bir şekilde çıkarılamayacak nitelikte olması anlamına gelmektedir. Son unsur ise sanayiye uygulanabilirliktir. Sanayiye Uygulanabilirlik: Buluşun tarım dahil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir, uygulanabilir veya kullanılabilir nitelikte olması anlamına gelir.
Buluş sahibi ilkesi, buluş ve dolayısıyla patent üzerinde hak sahipliğini ilk ve gerçek buluş sahibine veya onun halefine tanır. İlke, patent üzerindeki hakkın, buluşun yapılmasıyla, hatta buluş fikrinin (düşüncesinin) kamuya sunulmasıyla, buluş sahibi lehine doğduğunu ve herhangi bir işleme gerek olmaksızın buluş sahibi tarafindan iktisap edildiğini kabul etmektedir. Bu hukuki olgu dolayısıyla 6769 sayılı, buluş sahibini ve haleflerini, buluş sahibi olmadığı halde, patent almak için başvuran kişiye yani bir anlamda buluşu gaspedene ve onun halefleri ile patenti haksız olarak alanlara yani patenti gaspedenlere ve onun haleflerine karşı, hatta bu kişiler iyi niyetli bile olsalar-, gasp davaları diye adlandırılan özel davalarla korumaktadır.
Buluş üzerindeki gerçek hakkın buluş sahibine ait bulunduğu SMK’nın 109/1,2,4 maddeleri hükümlerinden anlaşılmaktadır. Gerçekten SMK 109/1,2 maddeleri uyarınca, “patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup bu hakkın başkalarına devri mümkündür. (2) Buluş birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse patent isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa bunların tamamına aittir”. Buluş üzerinde, mucit veya halefinin hak sahibi olduğu SMK109/4’de ifadesini bulmuştur. Anılan hükme göre, “Patent almak için ilk başvuran kişi, aksi sabit oluncaya kadar patent isteme hakkının sahibidir”. Görüldüğü üzere SMK bir taraftan patent almak için başvuruda bulunan kişinin, buluş sahibi veya onun halefi olduğu, bu sebeple patent almaya hakkı bulunduğu, başka bir deyişle, başvuranın kendisine patent verilecek kişi olduğu karinesine yer vermekte, diğer taraftan da gerçek buluş sahibinin veya onun halefinin bu karineyi çürütebilmesine imkan tanımaktadır. Karinenin aksi. mahkemede ispat karinesine yer vermekte, diğer taraftan da gerçek buluş sahibinin veya onun halefinin bu karineyi çürütebilmesine imkan tanımaktadır.(Yeni Patent Hukukunda “Buluş Sahibi İlkesi” ve Gasp Davalarına İlişkin Bazi Sorunlar, Ünal TEKİNALP, IHFMC: LV-S 4(1997),s.131), buluş üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu ileri süren taraf HMK kapsamında somut deliller ile ispatlamalıdır.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı …nun 01/07/2016 tarihinde … makina kalıp ve plastik isimli firma sahibi …den dava konusu ürün ile ilgili teklif istediği, …nin de 14/07/2016 buna 18,500 TL bedel karşılığı kalıbı yapılacağı şeklinde cevap verdiği, çizimlerin ve ürün görsellerin yer aldığı, yine ürüne ilişkin 17/03/2018 tarihli videoyu dosyaya sunduğu, …nin beyanları ile bu çizimleri doğruladığı görülmüş ise de davacının bu delillerini somut olmadığı, resmi onaylı olmadığı, videonun tarihnin değiştirelebilir olduğu, her ne kadar 29/03/2021 tarihli raporda bahsi geçen Gmaildeki çizimler dava konusu ürün ile uyumlu ve tarihinin doğru olduğu değiştirme ihtimalinin olmadığı, anlaşılmış ise de mahkemiz yargılamasında delillerin taraflarca getirilme ilkesinin asıl olduğu, davacının delil listesinde bu delile dayanmadığından itibar edilmemiştir. Mevcut delil durumuna göre davacının davasını ispatlamaya yeterli somut delil bulunmadığından davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davacının, davasının REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile eksik 23,40 TL karar harcının davacı taraftan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan toplam 3.071,08-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 250,90-TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı karşı davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ ne göre belirlenen 5.900,00-TL vekâlet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza