Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/149 E. 2021/99 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/149 Esas
KARAR NO : 2021/99

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması
DAVA TARİHİ : 23/05/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine 23/05/2018 tarihinde açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davalı … tarafından illegal yollardan oluşturulan ” …+şekil” nin müvekkili müvekkille ait “…” yapıştırıcısının SMK kapsamında korunan marka patent tasarım haklarına aykırılık teşkil ettiğini, “…” ürününün 08.10.1997 tarih … tescil no, 17.09.2004 tarih … tescil marka no, 31.10.2008 tarih … tescil marka no, 10.01.2012 tarih … tescil marka no, 15.11.2017 tarih … tescil no, 04.04.2012 tarih … patent tasarım no, 19.04.2013 tarih … patent tasarım tescilleri ….’e ait olduğunu, marka patent ve tasarım tescili ….’e ait “…” ürününün 16.06.2017 tarihinden itibaren pazarlanması konusunda Türkiye’ deki tek yetkili firmanın …. olduğunu, davalı …’ nun ” …+şekil” ibaresi ile tescil ettirdiği … tescil nolu markanın, 1997’ den bu yana … tarafından tescilli olarak kullanılan “…” ibareli marka patent tasarım hakkına aykırılık oluşturduğunu, bununla birlikte davacı müvekkile ait “…” ibaresi için tescilli 19.04.2013 tarihli tüp tasarımı mevcut iken, davalı davalı …’ nun ” …+şekil” ibaresi yapıştırıcısına ait tüp tasarımı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde bulunduğunu, davalıya İzmir … Noterliği’ nin 22.02.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ve 14.03.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının ihtarı dikkate almadığını ve hukuka aykırı davranışlarına devam ettiğini, iltibas oluşturduğunu, öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının ” …+şekil” ibaresi yapıştırıcısı ile sebep olduğu muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulması ve tecavüzün kaldırılmasını, hükümsüzlüğüne karar verilmesini, rapor sonrası ıslah edilmek ve şimdilik yoksun kalınan 1.000,00-TL kazanç ile 1.000,00-TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE CEVAP: Davalı tarafça süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından münkir sayılmasına karar verilmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
Mahkememizce alınan 01/03/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; Davacı adına tescilli ” … + şekil ” sözcük, rakam ve şekilde oluşan marka ile davalı adına tescilli ” …+şekil” markasının … Harflerinden özellikle dosya içerisinde yer alan yapıştırıcı vasfındaki ürün ambalajından yer alan görünümü ve harflerin yerleşme şekli ve renkleri bağlamında markayı veya ayrıt edilemeyecek kadar benzeri kullanmak kapsamında benzediği, karşılaştırması yapılan tescilli tasarımlar ile davalı ürünlerinin çok küçük ayrıntılar dışında genel görünümde ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, bu haliyle tasarımlara tecavüz teşkil edebileceği, ticari faaliyet mal ve hizmet sınıflarının benzer olduğu, davacı …. Vekili tarafından tercih edilen SMK’ Nin 151/2-a ” Sinai Mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir” yöntemi ile hesaplama yapılmış, davacı taraf muhasebe kayıtları incelenmiş, muhasebe kayıtları ele alındığında mütecavizin rekabeti ile söz konusu ürünün satışına etkisi olmadığı halde piyasa koşulları, ürünün satış hacmi, ürün tipi, mütecavizin satış hacminin bilinmemesi göz önüne alındığında davalının satmış olduğu ürün nedeniyle oluşacak kaybın Kadri masrafı 20.000,00-TL ( davacı tarafın dava konusu üründen elde ettiği 2018 yılı toplam cirosunun yaklaşık % 1′ i kadar ) olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 01/08/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; Söz konusu tazminatın belirlenmesinde marka hakkı sahibinin gelirinin azalmasına neden olan olaylar kendi pazarlama ve organizasyon sitiline değiştirmesinde, ulaştırma, satış sonrası gibi hizmetlerdeki tutumundan kaynaklanıyorsa, diğer bir deyişle mütecavizin filleri ile ilgili olmayan gelir kaydı mevcutsa, bu durum yoksun kalınan kazanç olarak nitelendirilmeyecektir. Bunun yanında zarar hesaplanırken pazarın doymuş olması, ilgili ürüne azalan talep, cironun hukuka uygun olarak üretilen rakip firma mallarına kayması gibi durumlarda dikkate alınmalı ve yoksun kalınan kazanç kalebinden ayrıştırılmamılıdır. Davalı tarafın tecavüz fiili neticesinde elde ettiği kazanç bilinmeden yukarıda açıklanan hususların ” sadece davacı tarafın satış rakamlarına bakılarak ” ayrıştırılmasının mümkün olmadığı kanaatinde olunduğu, dolayısıyla ilk rapordaki tazminat tutarı hesaplanması uygun görülmüş olup, ilgili tutarda değişiklik yapmayı gerektirecek herhangi bir bilgi ve belgenin dava dosyasında halen yer almadığının görüldüğü sonuç ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
TESPİT, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosyamız kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı markaları ile davalı markası ve kullanımlarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, davacı marka sınıfları ile davalı iştigal alanlarının benzer olduğu, aynı tüketici kitlesine hitap ettiği, davacı markaları ile davalı kullanımlarının tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan muhasip bilirkişi raporu dikkate alındığında, davacıların tecavüze konu ürünlerin kullanıılması sonucu yoksun kalınan kazancın takdiren 20.000-TL olduğu, davacıların dava açarken faiz istemediği ancak 10/04/2021 tarihli ıslah dilekçesinde davacı …’in faiz talep ettiği, Y11 HD 2014/9602 E – 2014/19971 K ve 17.12.2014 ilamında da belirtiği üzere faiz alacağı asıl alacağın eklentisi olup, ayrı bir dava ile istenebileceği gibi ıslah yolu ile de istenebileceği dikkate alınmak suretiyle davacı …’in faiz talebini ıslah tarihinden itibaren işlemek üzere mahkememizce uygun bulunmuştur. Diğer davacı müflis …’ın davasını ıslah etmediği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere talep ile bağlı kalarak 1.000 TL tazminat lehine hükmedilmişitr.
İtibar tazminatı SMK’nın 150/2 .maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir. Her ne kadar davacılar itibar tazminatı talep etmiş ise de davalının tecavüze konu ürünlerin kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğradığına dair dosyaya net somut bir delil sunmadığından davacıların itibar tazminatı talebi yerinde görülmemiştir. Yukarıda saydığımız gerekçeler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacıların, davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davalıya ait … numaralı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden TERKİNİNE,
Davalıya ait ” …+şekil ” ibareli ürünlerin davacı markasına tecavüzün ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA ve KALDIRILMASINA,
1.000,00-TL maddi tazminatın davacı …’e ıslah tarihi olan 10/04/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile, diğer davacı yönünden faizsiz olarak davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
19.000,00-TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 10/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalıdan alınarak davacı …’ e verilmesine,
Davacıların itibar tazminatı talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 1.366,20 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 360,37 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.005,83 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 360,37 TL harcın da davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, markanın hükümsüzlüğü davası kabul edilmekle, AAÜT.’ ne göre belirlenen 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, markaya tecavüzün önlenmesi davası kabul edilmekle, AAÜT.’ ne göre belirlenen 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası kabul edilmekle, AAÜT.’ ne göre belirlenen 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, itibar tazminatı reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davada red/ kabul oranı takdiren %10’a- %90 olduğundan yargılama giderlerinin yanlar arasında bu orana göre pay edilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 4.268 TL yargılama giderinin %90’ı olan 3.841,20 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 6,40 TL vekâlet harcı giderinin %10’u olan 0,64 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır