Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/153 E. 2021/163 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/82 Esas
KARAR NO : 2021/165

DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Davacı vekili tarafından 30/09/2020 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davalılar tarafından üretimi ve satışı yapılan ” … … ” ürünlerinin, davacının tescilli renk, şekil ve sair markaları ile ” … … ” ürünlerine benzerliği dikkate alındığında davaya konu ” … … ” ibareli … … ürünlerini ilişkin olarak (250 ml, 500 ml ve 1 lt dahil olmak üzere tüm içecekler için) davalıların tüm kullanımlarının engellenmesine, ürün ambalajlarının üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, herhangi bir şekilde ticaret alanına çıkarılmasının, depolanmasının, bu ürünlere dair sözleşme yapmak için öneride bulunulmasının önlenmesine, her türlü ürün, basılı yayın, ambalaj, reklam, ilan, afiş, broşür, etiket ve her türlü tanıtım malzemesi ile fatura benzeri ticari evraklarda ve ayrıca alan adı, internet sitesi, sosyal medya üzerinde, Türkiye içinde veya dışında her türlü kullanımının önlenmesine, bulundukları yerlerden toplanarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasına, ürünün tanıtım ve satışının yapıldığı; (www…com,www…com/…-…/…-…-…-…,www.facebook.com/…/…posts/) internet sitelerine Türkiye’ den erişimin engellenmesine, Türkiye genelindeki tüm gümrük idarelerine müzekkere yazılarak ürünün gümrüklerde durdurulmasına ve durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin “… …” markalı, başta … … olmakla meşrubat ve ürünlerinin dünya çapında 173 ülkede dağıtılıp satıldığını, markanın Türkiye’deki bilinirlik oranının son derece yüksek olduğunu, yoğun tanıtım ve pazarlama faaliyetinin de ülkemizdeki bilinirliğine bilinirlik kattığını, müvekkilinin tanınmış “… …” markalı ürünlerinin ambalajında kullanılan … ve … renkler ile oluşturulmuş kompozisyonun da yine tüm dünyada tüketicilerin zihninde yer etmiş olup doğrudan müvekkili şirketi ve “… …” markasını akıllara getirdiğini, müvekkilinin …-… renk kombinasyonundan oluşan markaların dünya çapında 185 ülkede tescilli olduğunu ve ülkemizde TÜRKPATENT nezdinde …/…, …/…,…/…, …/…, …/… sayılı …-… renk kombinasyonundan oluşan markaların 32. sınıfta tescilli olduklarını, müvekkilinin “… …” ibareli … içeceklerinin ambalajlarında müvekkili adına tescilli olan …-… renk kombinasyonu markalarının ve … … enerji içeceği ambalaj komposizyonunun iltibas derecesindeki benzerinin kullanıldığını tespit ettiğini, bu ürünlerin davalılardan … Ltd.Şti. tarafından üretilip satıldığı ve diğer davalı … Ltd.Şti. tarafından pazarlandığı bilgisine ulaştığını, ürün ambalajı üzerinde üreticinin … Ltd.Şti olduğu ve http://www…com/index.php/tr/ internet sitesi ile “… …”… … katalogunda … Ltd.Şti. tarafından ticaretinin yapıldığının sabit olduğunu, davalıların ürün katalogunda ve internet sitelerinde, müvekkilinin “… …” markalı ürününe ait görselin tahrif edilerek ve üzerine “… …” ibareleri eklenerek kullanıldığını, davalıların “… … ” ibareli … … ambalaj kompozisyonunun, müvekkilinin tescilli …-… renk markalarıyla iltibas yarattığını ayrıca marka hakkına tecavüz ile birlikte davalının “… …” … … ürünlerine ilişkin faaliyetlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini belirtmiş, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …. Ltd. Şti’ nin savunmaları ve iddialarının özeti: Her iki marka bütünsellik ilkesi kapsamında değerlendirildiğinde aralarında benzerlik olmadığını, davacıya ait markanın kelime kısmının “… …” ve görselinin … … … ve … … … oluşan kompozisyon iken müvekkilinin madcasıntn kelime kısmının “… …” ve görselinin … … figürü olduğunu, her iki markanın esaslı unsurunun ambalajın fonunda yer alan rengin değil ortasında yer alan … figürü + kelime unsuru olduğunu, davacının tescilli renk markalan ile ürün ambalajı üzerindeki konumlandırma arasında farklılık olduğunu, davacının sadece …/… sayılı renk markasını kullandığını, …/… ve …/… sayılı renk kombinasyonlarına piyasada yer vermediğini, SMK md.9 hükmü uyarınca kesintisiz olarak 5 yıldır kullandığına ilişkin yeterli delil sunmadığını, davacının taraf olduğu Ankara …. FSHHM’ nin …/… E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda taraf marka işaretlerinin benzer olmadığı kanaatine varıldığını, davacının ….-… renk kombinasyonunun ABAD’ ın 30.11.2017 tarihli …-…/… ve …-…/… sayılı kararıyla hükümsüz kılındığını, davacının renk kombinasyonlarının ayırt edicilikten uzak ve tartışmalı olduğunu, müvekkiline ait “… …” markasının esaslı unsurunun ambalajında yer alan renk kombini olmadığını, tüketici nezdinde iltibasa veya iktibasa sebebiyet vermediğini, haksız yararlanma şartının gerçekleşmediğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti’ nin savunmaları ve iddialarının özeti: Müvekkili tarafından hali hazırda dava konusu ürünlerin pazarlanmasının söz konusu olmadığını sadece ve sadece 2019 yılı Şubat ayında yaklaşık 4 ay süreyle tanıtım faaliyetinde bulunduğunu, http://www…com internet sitesinin uzun süredir kapalı olduğunu, müvekkilinin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi halinde de belirtilen tarihler haricinde dava konusu ürünlerin herhangi bir ticaretinin yapılmadığını, müvekkilinin üretici konumunda olmadığı için elinde herhangi bir ürün, basılı yayın, ambalaj, reklam, ilan, broşür, etiket veya tanıtım malzemesinin bulunmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
10/01/2021 Tarihli marka vekili bilirkişiden alınan raporda özetle; …/…,…/…, …/…, …/…, …/… sayılı markaların …sınıftaki “… içecekleri” emtiasında davacı … … … adına tescilli olduğu, dava tarihi itibariyle tescil korumasının devam ettiği ve ülkesellik prensibi gereği hükümsüz kılınmadıkları sürece davacı lehine tescilden kaynaklanan 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’da (SMK) belirtilen hukuki koruma haklarını sağladığını; 2016/57839 ve 2016/57841 sayılı markaların tescilinin üzerinden 5 sene geçmediğinden dava tarihi itibariyle bu markalara karşı kullanım def’inin ileri sürülemeyeceğini, Marka hakkı yönünden; davacının tanınmış markasını taşıyan ürünler ile aynı satış noktalarında, aynı raflarda, aynı ürünler üzerinde davalı işaretini taşıyan ürünleri gören tüketicilerin, davalı işaretindeki “… …” ibaresini görse ve bunun “… …” ibaresinden farklı olduğunu anlasa bile, ambalajlarda kullanılan renklerin ve kompozisyonların davacı markalarını çağrıştırmalarından dolayı ürünlerin aynı işletmeden geldiğini, taraflara ait işletmeler arasında ekonomik ve organik bağlantı olduğunu veya davalının ürününün davacının yeni bir ürünü olduğunu düşünme ihtimalinin bulunduğunu, Haksız rekabet yönünden; marka hakkına tecavüz söz konusu olmasa bile -özellikle- ürün şekli, ürün ambalajı, satışa sunum ve hizmetin arz şekli gibi karıştırılma (iltibas) nedeniyle haksız rekabetin söz konusu olduğunu, davalının özgün bir ambalaj kompozisyonu ortaya koymakta geniş bir hareket alanına sahip olduğu aynı ürünleri benzer ambalajlarda satışa sunmaya ilişkin zorunluluğun veya bunu makul kılan bir hususun olmadığı, buna rağmen davalının, davacının ambalajı ile ayırt edilmesi ortalama tüketici açısından zor olabilecek bir ambalajı tercih ettiğini, taraf ambalajlarında ortalama bilgiye sahip tüketicinin kolaylıkla yanılgıya düşebilmesine zemin hazırlayacak oldukça fazla ortak unsurların bulunduğunu,… içeceği ürününün tüketiciyle görsel teması sağlayan en önemli tasarım öğelerinden biri olan “…” düzeyinde ortalama tüketici açısından benzerlik bulunduğunu ve bu benzerliğin TTK.md.55/1-a.4 kapsamında karıştırılma (iltibas) teşkil edecek düzeyde olduğunu, davacı vekilinin dilekçesindeki bir diğer iddianın, davalıların http://www…com isimli internet sitesinde kullandığı ürün görsellerinin müvekkillerinin ürün görsellerinin, tahrif edilmesi ile oluşturulduğuna ilişkin olduğunu, inceleme tarihi itibariyle sözü edilen internet sitesinin içeriğine erişim sağlanamadığından, delil mahiyetinde Sayın Mahkeme’ye olacak şekilde, davacı vekilinin ilgili internet sitesinden alındığını beyan ettiği ekran görüntülerinin değerlendirilmesinde; “… … … … … …”nün davacının ürününde kullandığı bir unsur olduğu ve sözü edilen internet sitesinde davalının “…” ibareli … … ürünün … … … … figürünün kullanılmasının haksız rekabet edecek düzeyde olduğunu rapor etmiştir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işarettir.
Markanın başkaları tarafından haksız kullanımı ve marka hakkının ihlali durumunda marka sahibi SMK’nın 149. Maddeki talepler ile 150 ve 151. Maddesinde düzenlenen maddi tazminat ve yoksun kalınan karı isteyebilecektir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 6769 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini
kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit
edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu
hakları üçüncü kişilere devretmek.
Markalar arasında benzerlik değerlendirmesi yapılırken bakılması gereken ilk husus markaların yanı ya da benzer mal veya hizmetler sınıfı için mi kullanılıp kullanılmadığı hususudur. Markaların kullanıldığı mal veya hizmet sınıfları aynı ya da benzer bulunursa bir sonraki aşama olan markaların benzerliğinin değerlendirilmesine geçilmektedir. Söz konusu markaların benzerlik değerlendirilmesi yapılırken yerleşik içtihatlara göre görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlikleri bakımından incelenmeli daha sonra markaların bir bütün halinde tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurup doğurmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosyamız kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında: davalının kullanımında olan “… …” ve davacı markasında yer alan “… …” ibarelerinin görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerliklerinin bulunmadığı, tüketiciler nezdinde karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, ancak davacıya ait ve ülkemizde tescilli olan, koruma süresi devam eden …/… nolu renk markası ile davalının … renklerinin kullanımı dikkate alındığında aynı olduğu, görsel olarak benzediği ve tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali doğurduğu anlaşılmıştır. Yine davalının … figürünün … … kullandığı görsel davacı yönünden haksız rekabet oluşturmaktadır. Yine davalı … husumet yönünden itiraz etmiş ise de cevap dilekçesinde de belirtiği üzere ürünleri 4 ay gibi süre ticari amaçla tanıttığını ikrar ettiği, tecavüz konu ürünleri ticari amaçla kullandığı ve eylemde bulunduğu anlaşılmakla sorumluluğu bulunduğu ve husumet itirazı yerinde olmadığı analşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının kabulü;
Davalıların ürünlerinin davacının …/… nolu markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine , önlenmesine, kaldırılmasına,
Davalıların, Davacının …/… nolu markasına tecavüz oluşturan ürün, levha, tabela, tanıtıcı işaret kullanılmasının son verilmesine, bu ibareyi taşıyan basılı evrak broşür, katalog ve v.s eşyanın toplanmasına ve imhasına,
Tecavüze konu ürünlerin yer aldığı ve satışının yapıldığı www…com, www…com/…-…/…-…-…-…, www.facebook.com/…/…/posts/) URL’lere erişimin engellenmesine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın da davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 902,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı … İçecek tarafından yatırılan 38 TL yargılama giderinin davalı … … üzerinde bırakılmasına,
Davalı … … tarafından yatırılan 7,80 TL yargılama giderinin davalı … … üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, hazır bulunan tarafların huzurunda usulen okunup anlatıldı.29/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)