Emsal Mahkeme Kararı İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2011/187 E. 2021/69 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/187 Esas
KARAR NO : 2021/69

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/12/2011
KARAR TARİHİ : 28/04/2021

Davacı vekili tarafından 21/12/2011 tarihinde davalı aleyhine açılan dava, mahkememizin esas defterine kaydedilmiş olup, yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili, müvekkili …’ nun Menfes Plastik kapak, havalandırma gibi ürünlerin üretim ve satışı alanında faaliyet gösterdiğini, pencere sistemleri konulu FM ve tasarımları bulunduğunu, 3/5/2005 tarih … nolu FM tescilini yaptırdığını belirtmiştir. Davalılarında aynı alanda faaliyet gösterdiğini, yenilik ve ayırt edicilik tasarımları yeniymiş gibi tescillediklerini, 9/7/2001 tarih …; 18/4/2000 tarih … sayılı tasarımların tescilleyip kullandıklarını, bunlara dayalı olarak müvekkilinin işyerinde arama ve el koyma işleminin gerçekleştiğini ürün ve kalıplara el konulduğunu, ayrıca müvekkili hakkında suç duyurusu yapıldığını, dükkanda arama yapılarak belirttikleri miktarda ürünün toplatıldığını, yediemine verildiğini, oysa bu ürünlerin müvekkilin 3/5/2005 tarih … nolu FM ni göre koruma altında olduklarını belirtmiştir.
İstanbul … FSHCM de … esas da müvekkilinin yargılandığını ve beraat ettiğini, belirtmiştir. Davalılardan …nun şikayeti üzerine 4/7/2006 tarihinde Eyüp SCM … Müt kararı ile arama yapıldığını, ürünlerin toplanıp bir adet kutulu ürünün yediemine teslim edildiğini, bu şikayet ile İstanbul … FSHCM dava açıldığını ve beraatle sonuçlandığını belirtmiştir.
Davalıların dayandıkları tasarımların şartları taşımadığını ve hükümsüzlükleri konusunda İstanbul … FSHHM de … ve … esaslarda ayrı ayrı dava açıldığını , yetkisizlik kararı ile İzmir FSHHM geldiğini, bunlardan doğan hakların müvekkiline karşı kullanılmaması için tedbir kararı da verilmiş olduğunu, davalıların müvekkili müşterilerine ihtarnameler göndererek müvekkilin ticaretini engellemek için ihtarlar yaptıklarını, böylece müvekkiline telafisi imkansız zararlar verdiklerini belirtmiştir
Davalıların eylemlerini TTK 53 md aykırılık oluşturduğunu ve haksız rekabet oluşturduğu, tescil şartları taşımayan tasarımlarının şartları taşıyormuş gibi yargı süreçlerine dayanak yapıldığını ileri sürmüştür. Müvekkilinin taklitçi sıfatı yakıştırdıklarını, haksız rekabette bulunduklarını belirterek kötü niyetli olan davalılardan 4/7/2006 işleyen reeskont faizi ile birlikte 100.000 TL manevi tazminatın hükmedilmesini,haksız rekabetin tespit edilerek önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı sonraki dilekçelerinde de benzer ve bağlantılı savunmalar yapmıştır.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle İstanbul mahkemelerinin yetkili olmadığını, eylemin işlenme yerinin İzmir olduğunu, hükümsüzlük davalarının İzmir de görüldüğünü belirtmiş, öte yandan zaman aşımı gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Esasen de müvekkillerinin de sektörde 30 yıllık emekleri olduğunu, kusur veya kasıtlarının olmadığını, beraat kararların yasa değişikliği ve Anayasa Mahkemesi kararlarından kaynaklandığını, müvekkillerini tedbir kararına uyduğunu, ihtar göndermediğini, ancak davacının FM başvurusun reddine dair bir ihtar gönderdiğini, FM lerin şartları taşımadığına ilişkin beyanlarının iddiadan ibaret olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı sonraki dilekçelerinde de benzer ve bağlantılı savunmalar yapmıştır.
BİLİRKİŞİ RAPORU:
03/03/2021 tarihli mali müşavir ve endüstriyel tasarımcı bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; Davacı tarafın Eyüp ….SCH … D.iş ve … D.iş dosyaları kapsamında 04/07/2006 tarihli iş yeri arama, zapt etme ve yediemin tutanaklarıyla yapılan el koyma sonucunda hesaplanabilecek bir zararının olmadığını rapor etmişlerdir.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Sınai haklar her şeyden önce maddi olmayan mallar üzerinde mutlak haklardır. Mutlak haklar, kişilere maddi olan ve olmayan mallar üzerinde veya diğer kişilere karşı en geniş yetki veren haklardır. Bu hakların en önemli özelliği, belli bir veya birkaç kişiye değil, herkese karşı ileri sürülebilmeleridir13. Mutlak hak olması nedeniyle hakkın konusu üzerinde doğrudan hâkimiyet sağlanmakta ve bu hak herkese karşı ileri sürülebilmektedir.
Tescil sahibine tanınan negatif yasaklama hakkı, hakkın kapsamına giren konuyu ticari amaçlı kullanan herkese karşı ileri sürülebilecek bir husus olup, üçüncü kişinin bu kullanımının kusurlu veya kötüniyetli olup olmaması tescil sahibinin hakkını sınırlandırmamakta,19 bir başka ifade ile tescil ile korunan hakka tecavüzden söz edilebilmesi için tecavüz ettiği ileri sürülen kişinin kusurlu davranması şartı aranmamaktadır. Önemli olan, bu kişinin fiilinin objektif olarak daha önce tescil belgesi elde etmiş olan hakkın kapsamına girmesidir.
554 sayılı KHK’nın 17. maddesinde ifadesini bulmaktadır. Maddeye göre; “Tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz.” Görüldüğü gibi maddede tasarımın kullanılması hak ve yetkilerinin münhasıran tasarım hakkı sahibine ait olduğu düzenlenmekte (pozitif kullanma hakkı) ve bu hak kapsamındaki fiillerin üçüncü kişiler tarafından izinsiz gerçekleştirilmesi yasaklanmaktadır (negatif yasaklama hakkı). Davalının faydalı model kapsamında koydurduğu tedbir ve davalı tarafa çektiği ihtarın tescilli tasarımından doğan hakkını kullanmak olduğu, hak arama özgürlüğü kapsamında olduğu, dosya kapsamındaki delillerden ihmal ve kötüniyetinin tespit edilemediği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.485,00 TL harçtan mahsup edilerek, fazla 1.425,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalı tarafa ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.897,40 TL yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 8 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talep beklenmeksizin ilgili yanlara iadesine,
Gerekçeli hükmün, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, İstinaf Kanun yolunun İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinin 11. Ve 20. Hukuk İstinaf Daireleri nezdinde açık olduğuna dair verilen karar, yanların huzurunda usulen okunup anlatıldı. 28/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır