Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2023/2197
KARAR NO : 2023/1528
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(HMK’nın 40/2.maddesi uyarınca merci sıfatıyla)
TARİHİ : 19/12/2022
ESAS NO : 2022/189
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :21.9.2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ :21.9.2023
Reddi hakim talebinde bulunan davacılar vekili Av. … tarafından yapılan 17.5.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvurusu ve dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Reddi hakim talebinde bulunan davacılar, tarafından açılan İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/189 Esas sayılı dosyada reddi hakim talebinde bulunulmuştur.
Karşı taraf (davalı), takibi ve yargılamayı geciktirmeye yönelik iş bu talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Red talebini inceleyen merci tarafından, hakimin reddi talebinin reddine karar verilmiştir.
Reddi hakim talebinde bulunan (davacılar) istinaf dilekçesinde; 19.12.2022 tarihli red kararında mahkeme başkanı söylediği sözün dosya taraflarını kastetmediğini, genel fikir açıklaması olduğunu beyan ettiğini, ayrıca duruşma bittikten sonra bu beyanı açıkladığı belirtilmişse de, henüz tutanak kapanmamışken ara kararlar yazdırılırken aramızda bu diyalogun geçtiğini, bu haliyle duruşma zaptı kapanmamışken, taraflar duruşma salonunda iken, konumuz dava dosyası iken (ki mahkeme başkanı ile görülen dosya dışında hayata dair genel sohbet edebileceğimiz bir samimiyetimiz yoktur) beyan ettiği “insanların kendi kendilerine hayatlarını bitirdikleri” cümlesi tam da dosyanın esasına ilişkin yargılama bitmeden görüş bildirmek olduğunu, ayrıca Başkan’ın 8.12.2022 tarihli mütalaasında “davacılar vekilinin ilerde hakimin tazminat sorumluluğunu gerektirir şekilde kanunun emredici ve açık hükmüne aykırı olarak takibin durdurulmasına ilişkin ısrarlı ve hukuka aykırı karar verilmesine ilişkin taleplerinin, mahkeme heyetince reddedilmesi üzerine, mahkeme başkanının reddi istemi ile mahkeme başkanı ve heyeti üzerinde baskı oluşturmaya yönelik olduğu, işbu nedenle hakimin reddini gerektirir sebepler bulunmadığı” yönündeki beyanlarının ise kabulünün mümkün olmadığını, haklarını korumak adına gerekli talepleri mahkemeye sunmak avukatlık mesleğinin gereği oldğunu, ayrıca tarafınca HMK’nun 389. maddesine göre ihtiyati tedbir talep edildiğini, yani ısrarlı ve hukuka aykırı bir talep olmadığı gibi, olsa dahi avukatlık mesleği gereği mahkemeden bir konuda talepte bulunmak hakimi baskı altına almak olmadığını, mahkeme başkanının mütalaasında tarafımızı hedef alan bu beyanınında mesleğine saygısızlık olduğunu, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları ile delillerinin dosya kapsamına ve yasalara uygun olarak değerlendirip verilen kararın, usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle ret sebeplerinin HMK’nun 36.maddesinde sayılı sebeplerden olmaması, dosya hakiminin verdiği usul ve esasa ilişkin kararların asıl dava dosyası ile birlikte kanun yoluna başvurulacağı, verdiği bu kararlarından dolayı taraflı davrandığına ilişkin bir delil bulunmadığının anlaşılmasına göre reddi hakim talebinde bulunan tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Reddi hakim talebinde bulanan tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 43/2 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Kararın taraflara tebliğine,
Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından davacı tarafından yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile eksik yatırılan 89,95 TL istinaf karar harcının reddi hakim talebinde bulanan taraftan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 43/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 21.9.2023 günü oy birliği ile karar verildi.