Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1191 E. 2022/1595 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2022/1191
KARAR NO : 2022/1595

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2021
ESAS NO : 2021/457
KARAR NO : 2021/457
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 8.4.2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 8.4.2022

Talep edenler vekili Av…. tarafından yapılan 16.12.2021 tarihli istinaf kanun yolu başvurusu ve dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Talep edenler, menfi tespit davası öncesi 16.12.2021 tarihinde yaptıkları 7261 numaralı Arabuluculuk başvurusu sonuçlanana kadar İzmir 28.İcra Müdürlüğü’nün 2021/12987 Esas sayılı İcra dosyasına yatacak olan paranın alacaklı tarafa ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, talep edenler tarafından açılan ihtiyati tedbir istemi hakkında mahkemenin görevli olmadığı, 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a ve 383/1.maddeleri uyarınca görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle tedbir isteminin görevsizlik nedeniyle usulden reddine, kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde değişik iş dosyasının görevli izmir sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Talep edenler istinaf dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
HMK’nın 4.maddesinde “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a)Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b)Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c)Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç)Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
HMK’nın 20.maddesinde “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
HMK 390/1.maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmaktadır. Kira bedellerine karşılık verilen senetlerin takibe konulması nedeniyle, icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Kira ilişkisinden doğan davalarda HMK 4/1-a maddesi gereğince görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Kira sözleşmesinin tarafları tacir olsa da görev konusunda etkili değildir. HMK 390/1.maddesine göre dava açılmadan önce görevli mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilmemiştir.
İhtiyati tedbir yargılaması sonunda görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde dosyanın görevli ve yetki mahkemeye gönderilmesi mümkün olmayıp, talebin usulden reddedilmesi ile yetinilmesi gerekir. Zira HMK’nın 20.maddesinde öngörülen prosedürü, davayı esas almıştır. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2018/742 Esas 2018/2510 Karar)
Açıklanan nedenlerle, talep edenlerin istinaf kanun yolu başvurusu üzerine HMK 355.maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Talep edenlerin istinaf kanun yolu başvurusu üzerine HMK 355.maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda;
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.12.2021 Tarih 2021/457 D.İ Esas 2021/457 D.İ Karar s sayılı mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, yerine,
“İhtiyati tedbir görevli mahkemeden talep edilmediğinden talebin reddine,
Yargılama harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” ŞEKLİNDE HÜKÜM KURULMASINA,
Kararın taraflara tebliğine,
İstinaf harcının yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 8.4.2022 günü oybirliği ile karar verildi.