Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/847 E. 2021/1657 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/847
KARAR NO : 2021/1657

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
ESAS NO : 2020/735
KARAR NO : 2020/802
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari İşletme Kirası Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12.7.2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 17.2.2021

Davacı vekili Av. … tarafından yapılan 22.1.2021 tarihli istinaf kanun yolu başvurusu ve dosya kapsamı incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı, tarafından 31.08.2019 tarihinde birleşme yolu ile devralınan … ile dava dışı … Üniversitesi Güçlendirme Vakfı arasında akdedilen 01.04.1995 imza tarihli ve 01.01.1996 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile şirket tarafından … İli, … İlçesi, … Mah. … ada, … parselde (eski parsel numarası …) kayıtlı taşınmaz üzerinde benzin istasyonu ile ticari sosyal amaçlı turistik tesis inşa ederek işletmek amacı ile 25 yıllığına kiralandığını, kira sözleşmesi devam ederken sözleşmeye konu akaryakıt istasyonunun, sözleşmenin 9. Maddesinde yer alan alt kiralama hakkı uyarınca davalı şirkete 14.08.2015 imza tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile alt kiraya verildiğini, taraflar arasında alt kira sözleşmesinin ikinci maddesi gereğince sözleşme süresinin gayri sıhhi müessese ruhsatının davalı tarafından devralındığı tarihten itibaren başlayacağının hükme bağlandığını, GSM ruhsatının 21/08/2016 tarihinde devralındığını, alt kira sözleşmesiyle akaryakıt istasyonunun işleticilik hakkının davalıya devredilmiş olması nedeniyle taraflar arasında 14/08/2015 tarihli bir protokol imzalandığını, bu protokolün 2.5.b maddesi uyarınca şirkete 1.200.000-USD akaryakıt satışı için 460.000-USD otogaz satışı için olmak üzere toplam 1.660.000-USD işleticilikten feragat bedeli ödenmesine karar verildiğini, verilmiş olan bu işleticilikten feragat bedeline karşılık kademeli olarak azaltılmak üzere protokolün 2.6 maddesi uyarınca şirket tarafından davalıya teminat mektubu verilmesinin öngörüldüğünü, 2020-2021 dönemi için teminat mektubu verilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirkete son olarak 2019-2020 dönemine karşılık prokolün 2.6 maddesi uyarınca verilmesi gereken teminat için … Bankasının 19/06/2019 tarihli 1727672 nolu 332.000-USD bedelli ve 832660 nolu 70.000-USD tutarlı teminat mektuplarının verildiğini, 22/06/2020 tarihinde bu teminat mektuplarının süresinin 21/08/2020 tarihine kadar uzatıldığını, böylece şirket tarafından sözleşmeyle kendisine düşen bütün yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirildiğini, şirketin 22/08/2020 tarihi itibariyle sözleşme gereği teminat mektubunu verme yükümlülüğü sona ermiş olup davalı şirketin bu tarihte teminat mektuplarını iade etmesi gerektiğini ancak taraflar arasındaki kira sözleşmesi devam ederken ve davalı tarafın sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir zararı doğmamışken yukarıda belirtilen 332.000-USD ve 70.000-USD tutarlı teminat mektuplarının kötü bir şekilde nakde çevirdiğini, esasen teminat mektubunun nakde çevrildiği tarihte muhatabın mektup sebebiyle alacaklı olup olmadığının tespitinin gerektiğini, nakde çevrilen teminat mektuplarının 14/08/2015 tarihli protokolden kaynaklanan alacakların teminatı için verildiğini, davalının bu protokolden kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığını, asıl kira sözleşmesinin 01/01/2021 tarihinde sona ereceğini, davalının kiralananı kullanım amacına uygun olarak kullanamamasının söz konusu olmadığını, davalının teminat mektubunun nakde çevirme hakkının olmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak nakde çevirdiğini ileri sürerek, öncelikle davalının bankalardaki hesapları ile adına kayıtlı gayrimenkul ve araçların tespiti ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalarının kabulü ile nakde çevrilen teminat mektubu tutarı 402.000-USD’nin 19/08/2020 tarihinden itibaren devlet bankalarının usd ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir.
Davacı istinaf dilekçesinde; Eldeki davanın mutlak ticari davalardan olup, uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu,
taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden değil bayilik sözleşmesinin feshi ve davalı lehine kendi şirketin işleticilikten feragat etmesine yönelik protokolden kaynaklandığını, Yerel Mahkemece hatalı bir değerlendirme yapılarak taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu Protokol sanki Kira Sözleşmesine ek bir protokolmüş gibi yorumlanarak ve bu yorumuyla da hatalı bir görevsizlik kararı verildiğini belirtmiştir.
HMK’nun 4/a maddesi hükmüne göre,”kiralanan taşınmazların 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra iflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakmaya görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. HMK’da yapılan bu yasal düzenleme ile icra hukukundan kaynaklanan tahliye davaları hariç olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar, tarafların sıfatlarına ve miktara bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu durumda kira sözleşmelerinin geçerli olup olmadığı, feshi ve iptaline ilişkin uyuşmazlıklar, kira sözleşmelerinden kaynaklanmaktadır. Dava, 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre, görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. (Yargıtay 3. HD 2017/16348 E, 2018/5188 K)
Somut olayda; Dava, protokol nedeniyle verilen teminat mektuplarının paraya çevrildiğinden, ödeme tarihleri dikkate alınarak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi mevcuttur. Bu konuda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık konusu taraflar arasında 14.7.2015 tarihli protokolden kaynaklanmaktadır. Bu protokol ve protokol maddeleri incelendiğinde protokolün kira sözleşmesinin eki mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkeme kararı doğrudur.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davacının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Kararın taraflara tebliğine,
Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf gider fazlalığının bulunması halinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 12.7.2021 günü oybirliği ile karar verildi.