Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/4568 E. 2022/8 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2021/4568
KARAR NO : 2022/8

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2021
ESAS NO : 2021/845
KARAR NO : 2021/819
MAHKEMESİ :BERGAMA 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ :05/11/2021
ESAS NO :2016/237
KARAR NO :2021/634
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ :6.1.2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 6.1.2022

Bergama Asliye Hukuk Mahkemesi ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi arasında oluşan görev uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, alacağın tahsili için yapılan takipte itirazın iptaline ilişkindir.
Davanın açıldığı Bergama 2.Asliye Hukuk Mahkemesince HSK’nun 7.7.2021 tarihli 608 sayılı karar ilgi tutularak Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği, İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesince de ilgili kararın yürürlüğünden sonra açılan davalara uygulanacağı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
TTK’nun 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nun 1472.maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün defilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği;doğal olarak sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.
Somut olayda ; Davalı …’ın araç maliki, diğer davalının araç sürücüsü olduğu motor ile alkollü olarak araç kullanırken bariyerlere çarpması sonucu motorda yolcu olan dava dışı kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmiştir. Aracın mali mesuliyet sigortası olmaması nedeniyle zarar gören dava dışı kazazedeye davacı tarafından yapılan ödemenin sorumlulardan rücuen tahsili için eldeki dava açılmıştır. Eldeki dava, rücu davası olduğu için davacının ödeme yaparak halefi olduğu, dava dışı kazazede ile davalı arasında hatır taşıması ilişkisi bulunduğundan tarafların sıfatı da gözetildiğinden uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görüp sonuçlandırılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle, Bergama 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Bergama 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 6.1.2022 günü oybirliği ile karar verildi.