Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/4105 E. 2021/2774 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2021/4105
KARAR NO : 2021/2774

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2021
ESAS NO : 2021/302
KARAR NO : 2021/8
MAHKEMESİ : DİDİM (YENİHİSAR) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
( ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ )
TARİHİ : 28/09/2021
ESAS NO : 2021/302
KARAR NO : 2021/8
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ :20/12/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 20/12/2021

Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi ile Didim (yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ( Asliye Ticaret Mahkemesi ) arasında oluşan yetki uyuşmazlığının yargı yeri belirlenmesi yoluyla giderilmesi Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talep edilmekle dosya kapsamı incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün yeni kurulan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesi teklifi konulu 30.6.2021 tarihli yazısı üzerine Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 7.7.2021 tarih 608 sayılı kararı ile asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile bakılacak davalara Aydın ili mülki sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Aydın Asliye Ticaret Mahkemesince de, …. nin 16. maddesi uyarınca zarar görene ödediği tazminatın davalılardan rücuen tahsilini istediği, davalıların gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığını, uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla …. oluşturulacağı; Aynı kanunun geçici 2.maddesine dayanılarak çıkarılan …. nin 16/c maddesinde zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle rücu hakkının kullanılacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483 vd. maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortaları, aynı Kanunun 4.maddesinde bu kanundan doğan davaların ticari dava sayıldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/2. maddesinde de ticari davalara asliye ticaret mahkemelerince bakılacağı, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/1. maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ifadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır. Ticari davalar ise TTK 4. maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1. maddesinde nispi ticari davalar, 4/1-a fıkrasından (f) fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar ise, TTK 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1-f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
TTK’nın 1472/1.maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1.maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebilir.
Somut olayda; Davacı …. zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan davalının maliki olduğu aracın neden olduğu kazada yaralanan şahsa ödediği tazmin, haksız fiilden sorumlu olan araç sahibi davalıdan rücuen talep etmektedir. Davacının …. olması ve halefiyet hükümlerine dayanarak ödeme yaptığı kişi yerine geçerek rucüan tazminat talep etmesi nedeniyle, sorumluluğunun dava niteliği itibarı ile haksız fiilden kaynaklanmış olup, davalının gerçek kişi olması ve TTK.nun 4/1.maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava kapsamında bulunmayan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (Ankara BAM 13 HD 2021/569 Esas 2021/595 Karar)
Açıklanan nedenlerle, Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Didim 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın yargı yeri belirlenmesini talep eden mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-c maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 20.12.2021 günü oybirliği ile karar verildi.