Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/820 E. 2022/2109 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/820
KARAR NO : 2022/2109

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 01/11/2010
KARAR TARİHİ :19/06/2018
NUMARASI : 2010/600 E- 2018/651 K
DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAİRE KARAR TARİHİ : 30/06/2022
DAİRE KARARININ
YAZILMA TARİHİ : 30/06/2022
İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarih, 2010/600 E. 2018/651 K. sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
İDDİA:
Temlik eden ve temlik alan davacı vekilleri, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Dava konusunun, Davalılardan … Şti tarafından diğer davalı … ne satış suretiyle devredilen İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesinde kain … Ada ,… Parsel … Blok 1-2-3-4-10-12 numaralı bağımsız bölümler ile, yine davalı borçlu şirket … ile aralarında fiili ve organik bağ bulunan … Şti’ye bu şirket tarafından … a devredildikten sonra … tarafından diğer davalı … Şti ‘ ne devredilen İzmir İli, … İlçesi … Mahallesi … ada, … parsel , … Blok 30 Numaralı bağımsız bölümün tasarruflarının müvekkili yönünden iptali olduğunu, taşınmazların İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/18358 E. sayılı dosyası ile talep edilen 06.08.2010 Takip tarihi itibariyle 175.000,00 TL (Faiz ve Masraflar Hariç) alacağın ihtiyaten haczi ve fazlaya dair talep ve faizle karşılanamayan munzam zararlarının talep hakkının saklı tutulmasının talep edildiğini, müvekkili şirketle … A.Ş arasında 03.05.2010 tarihinde Genel Factoring Sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme kapsamında faktoring işlemine tabi tutulmak üzere davalılardan … in keşidecisi olduğu … A.Ş Çamdibi Şubesine ait 04.08.2010 keşide tarihli 4839918 seri no.lu 125.000,00 TL bedelli, yine … in keşidecisi olduğu … Çamdibi Şubesi 04.08.2010 keşide tarihli 4839917 seri no. lu 50.000,00 TL bedelli çeklerin müvekkili tarafından fatura karşılığında tevdi alındığını, borçlu şirketler …, … ve … hakkında açılmış başkaca takipler bulunması ve davalı borçlu … Şirketinin mal kaçırma kastı ile maliki olduğu taşınmazları çok kısa zaman aralıkları içerisinde (5) Adedini aynı gün, (1) Adedini 3 gün önce, (1) Adedini 1 Gün sonra olmak üzere satmasından dolayı faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsilinin tehlikeye düştüğünü, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/749 D. İş Sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talep edildiğini, borçlu şirket tarafından önceden keşide edilen başka çeklerinde ödenmemesi nedeni ile borçlu şirketler aleyhine ihtiyati haciz kararı verdiğini, bu kararın yasal süresi içerisinde İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2010/18358 E. Sayılı dosyası ile tüm borçlular aleyhine icra takibinin başlatıldığını, müvekkilinin davalı borçlu şirketten fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 175.000,00 TL alacağı bulunduğunu, yapılan takipte borcu karşılayacak mal varlığının olmadığının görüldüğünü, bu şartlarda alacağın tahsil imkanının kalmadığını, davalı …. ’ nın mal kaçırmak kastı ile taşınmazların bir kısmını davalılardan … Şti ‘ ne devrettiğini, diğer taşınmazları ise önce kardeş şirketleri olan diğer davalı şirketlere devrettiğini, diğer davalı Şirketler tarafından da taşınmazların davalı … Şti’ne devredildiğini, davalı … ’ nın 09.08.2010 tarihinde 1 / 2 hisseli ortak olduğu (5) adet taşınmazı aynı günde bir gayrimenkuldeki hissesini de 10.08.2010 tarihinde diğer davalı … ‘e devrettiğini, davalı … ‘in … ‘ya ait taşınmazları da haciz ve ipoteklere rağmen satın aldığını belirterek, davalı borçlu … Şti nin İzmir ili … ilçesi, … mahallesinde mukim, … ada, … nolu parsel … blok 1,2,3,4,10 ve 12 numaralı bağımsız bölümleri, davalı … Şti ne devri ile davalı borçlu … Şti nin aynı mahallede mukim … ada, … nolu parsel, … blok 30 nolu bağımsız bölümleri aralarında organik bağ bulunan davalı … Şti, iş bu şirketin de davalı … AŞ ye devrine ilişkin tasarrufların İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/18358 Esas sayılı takip dosyasına konu alacağın tahsiline yönelik olarak iptaline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkilinin diğer davalılardan … Firmasına doğrudan satış yaptığı taşınmazların … Blok / 1 No.lu Bağımsız bölüm (1/2 Hissesi), … Blok / 2 No.lu Bağımsız bölüm (1 / 2 Hissesi ), … Blok / 3 No.lu Bağımsız bölüm (1 / 2 Hissesi), … Blok / 4 No.lu Bağımsız bölüm (1 / 2 Hissesi), … Blok / 10 No.lu Bağımsız bölüm (1 / 2 Hissesi), … Blok / 12 No. lu Bağımsız bölüm (1 / 2 Hissesi) olduğunu, açılan davanın kabul edilemeyeceğini, davacının İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/749 D. İş sayılı dosyasından alınan İhtiyati haciz kararının kaldırılması için itirazların yapıldığını, İlgili Mahkemenin bu itirazları kabul ederek İhtiyati haczi kaldırdığını, ayrıca yine İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi 2010/1185 E. Sayılı dosyasının müdürlüğün yetkisizliğine karar verilmesi için dava açılmış olduğunu, bu davanın halen derdest olduğunu, ancak İhtiyati haczin kaldırılmış olması nedeni ile muhtemelen İcra Hukuk Mahkemesi de yetki itirazını kabul ederek icra takibinin iptaline karar vereceğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması nedeni ile davacının davasına mesnet teşkil ettiği istanbul 9. İcra müdürlüğü ‘ nün 2010/18358 e. Sayılı dosyasının iptal edileceğini, bu dosyadan yapılmış tüm haciz ve İcra işlemlerinin yok hükmünde olacağını, davacının açtığı TASARUFUN İPTALİ davasının da ortada icra müdürlük dosyası olmadığı için ön şart olan şekilsel eksiklik nedeniyle reddedilmesi gereken bir dava olacağını, mahkemece icra dosyasının geçerli bir icra takibi olduğunun kabulü halinde ise ,kabul anlamına gelmemek üzere , iş bu davanın ön şartı olarak davacının aciz vesikası alması gerektiğini, davacı vekilinin aciz vesikası almadığını , haciz zabıtlarının geçici aciz vesikası hükmünde olduğu yönündeki talebinin Yargıtay’ ın kesinleşmiş kararlarına göre dinlenmeyeceğini, müvekkili şirket tarafından … ’e yapılan satışların normal bir tapu alım / satım işi olduğunu, müvekkilinin inşaat faaliyeti yapan bir firma olduğunu, yaptığı inşaatları satarak ticari faaliyetini devam ettirdiğini belirterek usul ve yasaya aykırı olan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkilinin toplam 4.639.994,00 TL meblağlı 20 adet çek karşılığında … ŞTİ.‘nden alacaklı olduğunu, çeklerin 30.07.2010 ile 27.08.2010 tarihleri arasında kesilmiş çekler olduğunu, davacının … ’ den alacaklı olduğu çeklerin 04.08.2010 tarihli (2) adet çek olduğunu, ayrıca müvekkilinin söz konusu taşınmazları 2010 yılının 8. Ayında aldığını ve 2010 yılının 7. Ayına ait çeklerden itibaren alacaklı olduğunu , müvekkilinin alacak hakkının davacıdan önce doğduğunu , açılan davada davacının aciz vesikası almadığını, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, davacının davasının dayanağını taşınmazların aynı tarihte devredilmesine bağladığını, oysa müvekkilinin alacak miktarı göz önüne alındığında taşınmazların aynı tarihte devredilmesinin ya da üzerinde ipotek bulunmasının bir önemi olmadığını belirterek; tasarrufun İptali için yasal koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar … ve … ye usulüne uygun yapılan dava dilekçesi ve tensip tebliğine rağmen davaya cevap vermedikleri görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı temlik alan vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların tamamının davalı … ‘e iki gün içinde devredildiğini, davalı … ‘in … dışındaki davalılarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, borçlunun alacaklılar arasında tercihte bulunamayacağını, taşınmazların alacağa karşılık devrinin mutat ödeme aracı olmadığını, … ‘in ticari defterlerinin usule uygun tutulmadığını, taşınmaz devirlerinin alacağın doğumundan sonra yapıldığını, davalılar arasında ticari ilişki ve organik bağ olduğunun tespit edildiğini, tüm taşınmazların devrinin ticari işletmenin devri niteliğinde olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı …. Şti. vekili istinafa karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle verilen kararın doğru olduğunu belirterek istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK’nın 353. madde gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle, istinaf eden tarafın davadaki sıfatı da nazara alınarak, duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda;
Dava, İİK.’nın 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olmuştur.
Somut olayda dava, bu tarihten önce 01.11.2010 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ve davalılar tarafından süresinde bir işbölümü itirazında da bulunulmamış olduğundan, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılıp karar verilmiş olması doğrudur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK’nın 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde, İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Bu açıklamalar doğrultusunda;
Davacı-alacağı temlik eden şirketle dava dış … A.Ş. arasında 03.05.2010 tarihinde “Genel Factoring Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme kapsamında faktoring işlemine tabi tutulmak üzere davalılardan … Şti’nin keşidecisi, davalı … ‘nın lehtarı olduğu … A.Ş Çamdibi Şubesine ait 04.08.2010 keşide tarihli 4839918 seri no.lu 125.000,00 TL bedelli ve 04.08.2010 keşide tarihli 4839917 seri no. lu 50.000,00 TL bedelli çeklerin fatura karşılığında tevdi alındığı, borçlu şirketler …, …. ve … Şti hakkında açılmış başkaca takipler bulunması nedeniyle çekler açısından toplam 184.632,03 TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2010/18358 E. sayılı dosyası ile tüm borçlular aleyhine icra takibinin başlatıldığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, takibin derdest olduğu ve alacağın tahsil edilmemiş olduğu, dosya kapsamında yapılan 09/08/2010 ve 17/08/2010 tarihli haciz tutanaklarına göre borçluların hacze kabil malının bulunmadığının görüldüğü gibi borçlu temsilcilerinin takibe konu borcu ödemeye güçlerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüş, bu haliyle aciz halinin gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davaya ve tasarrufa konu;
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 1 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 09/11/2009 tarihinde 1/2 hissesinin davalı … Şti’ne , 1/2 hissesinin de dava dışı … Şti ne, iş bu taşınmazı devir alan hissedarların sahip oldukları hisseleri, 09/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı şirketin de taşınmazı 20/12/2012 tarihinde dava dışı … Bank AŞ ye devir ve temlik ettiği görülmüştür.
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 2 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 09/11/2009 tarihinde 1/2 hissesinin davalı … Şti’ne , 1/2 hissesinin de dava dışı … Şti ne, iş bu taşınmazı devir alan hissedarların sahip oldukları hisseleri, 09/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı şirketin de taşınmazı 20/12/2012 tarihinde dava dışı … Bank AŞ ye devir ve temlik ettiği görülmüştür.
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 3 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 09/11/2009 tarihinde 1/2 hissesinin davalı … Şti’ne , 1/2 hissesinin de dava dışı … Şti ne, iş bu taşınmazı devir alan hissedarların sahip oldukları hisseleri, 09/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı şirketin de taşınmazı 20/12/2012 tarihinde dava dışı … Bank AŞ ye devir ve temlik ettiği görülmüştür.
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 4 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 09/11/2009 tarihinde 1/2 hissesinin davalı … Şti’ne , 1/2 hissesinin de dava dışı … Şti ne, iş bu taşınmazı devir alan hissedarların sahip oldukları hisseleri, 09/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı şirketin de taşınmazı 20/12/2012 tarihinde dava dışı … Bank AŞ ye devir ve temlik ettiği görülmüştür.
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 10 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 21/12/2009 tarihinde 1/2 hissesinin davalı … Şti’ne , 1/2 hissesinin de dava dışı … Şti ne, dava dışı … Şti nin ise sahip olduğu iş bu hisseyi 22/01/2010 tarihinde dava dışı … Şti ne devir ettiği, davalı … Şti ile dava dışı … Şti nin sahip oldukları iş bu hisseleri 10/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı şirketin ise hissesini 22/08/2012 tarihinde dava dışı …’ye devir ve temlik ettiği görülmüştür.
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 12 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 01/12/2009 tarihinde 1/2 hissesinin davalı … Şti’ne , 1/2 hissesinin de dava dışı … Şti ne, iş bu taşınmazı devir alan hissedarların sahip oldukları hisseleri, 09/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı şirketin de taşınmazı 11/09/2013 tarihinde dava dışı …’a devir ve temlik ettiği görülmüştür.
-… mahallesi … ada, … nolu parsel … blok 30 numaralı bağımsız bölüm taşınmazın … Kooperatifleri adına kayıtlı iken 16/08/2007 tarihinde davalı … Şti’ne iş bu şirketin de 28/04/2009 tarihinde davalı … Şti ne, iş bu şirketin de 01/10/2009 tarihinde davalı … AŞ ye, iş bu şirketin de 06/08/2010 tarihinde davalı … Şti ne, davalı iş bu şirketin de taşınmazı 31/12/2012 tarihinde dava dışı … AŞ ye devir ve temlik ettiği görülmüştür.
İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
Davaya ve tasarrufa konu … mahallesi … ada, … nolu parsel …. blok 30 numaralı bağımsız bölüm sayılı taşınmazın davalı … Şti. tarafından 28/04/2009 tarihinde diğer davalı … Şti.’ne devir ve temlik edildiği görülmekle borcun doğumundan önce yapılar işbu tasarruf açısından davanın reddi doğrudur.
Davaya konu diğer altı tasarruf açısından; her ne kadar mahkemece dava konusu taşınmazlara ait taşınmaz devir ve temliklerinin, davacı şirketin alacağının doğumuna esas 03/05/2010 tarihli genel faktoring sözleşmesinin imzalandığı tarihten öncesine ait olduğu belirtilmiş ise de icra takibine konu 04.08.2010 keşide tarihli çeklerin 03/05/2010 tarihli faktoring sözleşmesine sunuldukları nazara alındığında her halükarda ileri tarihli olarak keşide edildikleri ve iptali talep edilen tasarrufların borcun doğumundan sonra (08/08/2010, 09/08/2010 ve 10/08/2010) yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak icra takibine konu çekler asıl borcu doğuran 03/05/2010 tarihli faktoring sözleşmesine dayanak olarak verilmiş olup işbu sözleşme kapsamında borçlu olan dava dışı … A.Ş. tarafından yapılan ve iptali talep edilen bir tasarruf bulunmamaktadır. Takibe konu çeklerin keşidecisi ve cirantacısı konumundaki davalılar … Şti ile … ‘nın faktoring sözleşmesinde kefil vb. olarak imzaları bulunmadığından, işbu sözleşmeden haberdar olduklarından ve tasarrufları sözleşme alacaklısı davacıdan mal kaçırma amacıyla yaptıklarından bahsedilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere davalılar arasındaki ticari ilişki faktoring sözleşmesinin yapılma tarihinden öncedir. Bu haliyle her ne kadar mahkeme gerekçesi hatalı ise de varılan sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
Belirtilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince, istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2018 tarih, 2010/600 E. 2018/651 K. sayılı kararına yönelik, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-Davacı şirket harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin, verilen karar dikkate alınarak kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 361/1 maddesi gereğince, tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022