Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1220 E. 2022/1345 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1220
KARAR NO : 2022/1345

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 07/02/2017
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
NUMARASI : 2022/55 E.-2022/87 K.
DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAİRE KARAR TARİHİ : 22/04/2022
DAİRE KARARININ
YAZILMA TARİHİ : 22/04/2022

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … ile nakit yatırım ile önce Yeşilyurt’ da bir cenaze levazımatı işine giriştiğini , İzmir’ de kurulan … Şti’ ne ortak olduğunu, diğer ortakların aynı yıl içinde ayrılmasını müteakip bu kere Almanya’ da yaşayan diğer davacı …’ ın Ağustos 2005 tarihinde katılımı ile 3 ortaklı şirket olarak faaliyete devam edildiğini, davalının şirketin bütün mal varlığını kendisinin ilişkili olduğu, … Şti’ ne düşük meblağlar ile geçirdiğini, davalının bu eyleminin TTK anlamında müdürün azlinin temel koşullarından olduğunu, yapılan tasarrufların iptalinin gerektiğini belirtmiş , davalının yapmış olduğu kötü niyetli işlemler sebebiyle … Ltd. Şti’ nin şirket müdürlüğünden kendisine yönelik her türlü tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla azline, davalının davacılar ile ortak olduğu … Şti’ den … Şti’ ne veya başka şirketlere şirket emtiasına ilişkin yaptığı tüm devir ve temliki tasarrufların iptali ile ağaç işlemesine ilişkin olarak şirket envanterine kayıtlı iki büyük fırın, pres makineleri, iki adet kalınlık makinesi, iki adet yatar testere, iki adet kompesör, cila ve şerit bileme makineleri, 150′ nin üzerinde sayıda mengene, bir şerit bileme makinesi, mengeneler, avadanlıklar ve şeritlerden ibaret şirket mamelekinin şirkete iadesine, bunun mümkün olmaması halinde sayılan şirket mamelekinin davalıdan bilirkişi marifeti ile bulunacak güncel değeri üzerinden tazmin ile şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zaman aşımı sürelerinin geçmiş olup davacıların davasının dinlenmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinin 6. Maddesinde; davalının şirket mamelekini … Şti’ ne devrettiğinin iddia edildiğini, şirketin ortağının davacı … olduğunu, bahsi geçen makinelerin 17/09/2007 tarihli 095461 numaralı fatura ile satıldığını, davacının kendi ortağı olduğu şirkete satılan şirket eşyalarına ilişkin satıştan 10 yıl sonra şirket müdürüne tasarrufun iptali davası açmasının hukuken dinlenemeyeceğini, şirket kuruluşunun noter huzurunda atılan imzalar ile yapıldığını, bu durumda sahte imza iddiasının inandırıcı olmadığını, davalı tarafça tarafların birlikte ortak olduğu … Şti’ nin tasfiyesi istemi ile dava açıldığını, davanın şirket müdürü davalı olduğundan reddedildiğini, davacıların şirket işleri ile ilgilerini kesip davalıyı tek başına sorunlar ile başbaşa bıraktıklarını , şirketin tasfiye aşamasına gelmesine her iki davacının kusurlu davranışlarının yol açtığını , davalının mülkiyeti kendisine ait olan ofisi sembolik bir bedel karşılığı şirkete tahsis ettiğini, önemli bir kira gelirinden mahrum kaldığını, şirketin devamı ve faaliyetleri için elinden geldiğini yaptığının dava aşamasında ispatlanacağını, bu sebeple tasarrufun iptalini gerektirir bir hususun söz konusu olmadığı gibi geriye iadeyi gerektirir bir bedelin söz konusu olmadığını ayrıca şirkete ait araçların halen şirket üzerinde kayıtlı ve atıl bir halde durduğunu, şirketin elden çıkarılmış, kötü niyetle devredilmiş bir malının söz konusu olmadığını, davacıların hangi tasarrufun iptalini talep ettiklerini ve davalının hangi kusurlu davranışı ile şirkete verdiği zararı tazmin ile yükümlü olduğunu somut olarak ispatla yükümlü olduklarını, davalının şirketin ödemelerini kendisinin yapmış olmasından kaynaklı şirketten 69.706,04-TL alacaklı konuma geçtiğini, İzmir 1. Atm’ nin 2009/711 E. Sayılı dosyasında alınan raporlar ile ek raporlar ile davalının alacağının tespit edildiğini, o tarihten sonra davalının başkaca vergi ve diğer borçları ödemeye devam ettiğini, bu alacağın miktarının daha da arttığını, davacıların iade taleplerinin kabulü halinde davalının alacağının da işlemiş faizi ile birlikte takas ve mahsubuna karar verilmesi talep etme zorunluluğu doğduğunu, şirketin tasfiye noktasına gelmesinde sorumluluğun davalıda olmayıp davacı ortaklarda olduğunu, davacıların şirket ortaklığından beklenen dürüstlük ve iyi niyet kuralları çerçevesinde davranmadığını belirtmiş ,davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle usulden ve esas yönünden reddine, davanın kabulü halinde davalının şirketten olan alacaklarının takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davanın dava şartı yokluğu
nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,” şeklinde karar
verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının usul ve esas yönünden yasaya ve hukuka aykırı olduğunu eldeki davanın şirket ortağı olan davacılar ile yine şirket ortağı olan şirket müdürünün görevden alınması ve şirketi zarara uğrattığından bahisle yapmış olduğu işlemlerin iptali ve bedelin şirkete iadesi talepli bir dava olduğu, dava dilekçesinde TTK ve HMK hükümlerine dayandıkları buna göre İİK 277 maddesi uyarınca açılmış bir tasarrufun iptali davası olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmişse de ; eldeki dava İİK 277 uyarınca açılmış bir tasarrufun iptali davası değildir.Taraflar arasında mevcut bir icra takibi ve bu takip dosyasında alınmış bir aciz vesikası sözkonusu olmadığını, zaman aşımı defi ve delillerini tekrarladıklarını bu sebeple esas yönden red kararı verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İİK 277 ve devamı maddesince verilmiş tasarrufun iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesi, 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan bahisle zaman aşımı sebebiyle davayı red ettiği görülmüştür.
Bu red kararı temyiz edilmiş ve dairemize geldiğinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesinin 26/01/2022 tarih ve 2021/3557 E. 2022/221 K. Sayılı ilamı ile dava tarihi 07/02/2017 olması dolayısıyla tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp, şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik olduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasında iş bölümü değil görev ilişkisi olduğundan 01/07/2012 tarihinde sonra açılacak tasarrufun iptali davaları artık Ticaret Mahkemesinde açılamaz. Asliye hukuk mahkemesinde açılması gereklidir.
Mahkeme değerlendirmesinde İİK 277 ye dayanmış ve buna göre zaman aşımından hüküm kurduğu anlaşılmıştır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup resen gözetileceğinden Asliye Ticaret mahkemesi görevsiz sayılarak kaldırma kararı verilmiştir. Bu karar üzerine ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı verdiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararı doğrudur.
Görevsizlik kararına karşı esas hakkında istinafa gelinmesi yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2022 tarih, 2022/55-2022/87 E.-K sayılı kararına yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.
22/04/2022